Sağlıksız yaşam hakkı – 1 (Diyet yaparak kendimize eziyet edelim, acı çekerken şişmanlayalım)

Sağlıksız Yaşam Hakkı – 1

Diyet Yaparak Kendimize Eziyet Edelim, Acı Çekerken Şişmanlayalım

Sitemizde “Sağlıksız Yaşam Hakkı” başlığıyla bir dizi yayımlamaya başlıyoruz. Amacımız sağlıksızlığın en kestirme yollarını topluma göstermek.

Bildiğiniz üzere “Sağlıklı Yaşam” başlığıyla medyada bir haber, yorum bombardımanı altındasınız. Sağlıklılık adına önerilenlerin neredeyse tamamı birbiriyle çelişiyor. İnsanlar tam bir kafa karışıklığı içinde. Kime inanacaklarını bilemiyorlar, bunu bilmek için yeterli okuma, araştırma, kafa çalıştırma emeğini göstermekse hiç istemiyorlar. Konunun uzmanları onları yanıltırken, büyük bir çoğunluk yanılmaya teşne vaziyette en çok yanıltanların peşinden gidiyor.

Bir şeye inanıp ikna olduklarında da bu doğrultuda bir irade ve çabaya asla yanşamıyorlar.

İstedik ki kafa karışıklıkları giderilsin, insanlar en sağlıksız yaşam pratiklerinde, vereceğimiz bilgilerle de donanarak daha kararlı hale gelebilsin. Böylece şimdiki hastalanma patlamasını gölgede bırakacak şekilde daha çok insan hastalansın, sağlık sektöründeki sermaye daha fazla kazanabilsin.

İlk dersimiz diyetle ve beslenmeyle ilgili.

Madde 1- Klasik diyetlere ve diyetisyenlere uyalım:

Dünya Sağlık Örgütü’nün de kabul ettiği “piramit diyeti” diyetisyenlerin genellikle uyguladığı, doktorların en çok tavsiye ettiği diyettir. Bilimsel başarısı binlerce kez kanıtlanmıştır. Bu diyet sayesinde Amerikan halkındaki obezite oranı 50 yıl içinde yüzde 20’lerden 70’lere çıkarılabilmiştir.

Harfiyen uyulduğunda insanları bir ölçüde zayıflatır, ama kastan kemikten kaybettirerek ve halsiz bırakarak çok uygun şekilde sağlıksız duruma sokar. 

Harfiyen uygulaması çok zor ve eziyetli olduğundan terk etmesi çok kolaydır ve özellikle bu sebeple onu önermekteyiz. Sıkı diyetlerin ardından bol yemeli dönemlere geçilir ve kişinin vücut yağ oranı git gide yükselir (Yo Yo Döngüsü). Mükemmel bir yöntemdir.

Madde 2- Şekerli ve unlu gıdaları artıralım

Şekerli ve unlu gıdalar genetik yapımıza, evrimsel gelişmemize tamamıyla ters, sonradan bulunmuş gıdalar olması hasebiyle sağlıksızlık için bire birdir. Klasik diyetleri uygulayan çok sayıda doktor ve diyetisyen, eğer şekerli unlu gıdaları yeterince tüketmiyorsanız bunları artırmanızı önereceklerdir ki, ilk maddeyi niye ilk madde olarak başa koyduk anlamışsınızdır.

Zaten şekerli ve unlu gıdalar basit lezzetler olduğundan insanların büyük bölümü, özellikle çocuklar bu gıdalara eğilimlidir. Çocuklarınızda daha ilk yaşlardan bu alışkanlığı geliştirin. Siz geliştirmeseniz bile reklamlar, medya ve toplum onları bu yöne sevk edecektir. O yönde bir direnç göstermemeniz yeterlidir ve alışkanlık kolayca yerleşecektir. Bu tür gıdalar zaten sadece alışkanlık değil, insülin ve endorfin gibi maddeler üstünden fiziksel bağımlılık da yaparlar. Böylece bir kez alışan ömür boyu bir şeker, un tüketicisi haline gelecektir.

Şekerli unlu gıdaların sağlıksızlık açısından yararları sayılamayacak kadar çoktur. Her türlü sağlıklılığa deva olabilen bu maddeler, yani karbonhidratlar, metabolik hastalıklar, otoimmün hastalıklar, şeker, kalp damar hastalıkları ve kanser yapar başta. Zekayı mükemmel surette daha da azaltır. Akıl hastalığı bile yapabilir.

O yüzden her türlü kola, meşrubat, meyve suyu, bol şekerli meyveleri yemeklerde tüketin, yemek aralarında da ihmal etmeyin. Bisküvi, pasta, börek, çörek, makarna, pilav, patatesin de keza hastalanabilmeniz için bin bir çeşit etkileri mevcuttur.

Madde 3- Yumurta yemeyin

Ola ki faydaları dokunur. Kandaki kolesterolün vücutta şekerden yapılmadığına, dışarıdan alınan et yumurta gibi besinlerden alındığına inanan doktorlarımız şükür ki hala çoğunlukta. Onlar olduğu müddetçe hastaneler diskolardan daha kalabalık görünmeyi sürdürecektir.

Bunlar dengeli beslenin derler. “Dengeli beslenin” lafı, bir şifre, bir paroladır. Klasik diyetin bu mucizevi sloganı sayesinde kalp damar hastalıkları, kanserler pik yaparlar. “Dengeli beslenin” demek, faydalı yağları mümkünse hiç almayın, proteinleri de azaltın manasına gelir ki, bu suretle sağlıksızlık garanti altına alınır. Dedik ya, kalori kısıtlaması yapılır bu diyetlerde, alınan kalorinin üçte ikisi karbonhidratlardan sağlanır ve böylece bedenin çok güzel içine edilir. Başka bir mucizevi slogan da şudur: “Bol sebze ve meyve yiyin.” Sebze gerçekten faydalıdır da, bu arada meyveleri kakalamak için telaffuz edilir o klişe. Çünkü vatandaş burada “meyve” sözcüğünü algılar. Meyve demek şeker deposu demektir. Günde bir porsiyon meyveden fazlası tatlı yemekle aynı anlama gelir ki, o da sağlıksızlık için bire birdir.

Şifalar uzak kalsın!

Dr. Velfecri Dolar

Not: Bu bir gülmece yazı dizisidir. Bire bir ciddiye almayınız, sadece kıssa çıkarınız.            

 

Facebook
yorumlar ... ( 2 )
18-03-2013
18-03-2013 16:23 (1)
BU KONULARDA AHMET AYDIN HOCAYI OKUMAK LAZIM OSMAN TURNA
18-05-2014 10:35 (2)
İhtiyaç kadar her şey doğru diyettir diye düşünüyorum.Gerisi yalandır.Suyun bile fazlası bünyeye zarar verir.Sağlık için ise,mümkün olabildiğince,ambalaja girmiş her türlü hazır gıdadan uzak durulmalı.Raf ömrü denen zımbırtının doğal olması olanak dışı.
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210337
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.