Siyasal öngörüde ileri bir boyut: Kürt hareketini sol içinde meşrulaştırdık, barajı aşıyoruz, devrim çok yakın! / Bilmece (5)

Bu görüşler, yazı kimin? Bu metin nerede yayımlanmış?

Bu iki soruyu bilen okurlarımız lütfen ad ve soyadlarıyla birlikte yorum bölümüne cevabı yazsınlar. İlk bilene bizden bir kitap hediye gönderilecek. İsmini belirtmeyen bir yorumcumuz doğru cevapları bilirse ona hediye gönderemeyeceğimiz için, cevabını kaydedecek, ama yayımlamayacağız.

İşte metin:

“Bu nedenle seçimlerde ‘oylar HADEP’e’ yaklaşımıyla yetinmemiz olanaksızdır. Bunun yerine Kürt dinamiği ile emekçi sınıfların mücadelesinin ortaklaşmasına yardımcı olmak, HADEP’in seçim politikalarının sol içersinde meşruluk kazanmasına yardımcı olmak, kadro ve ilişkilerimizi seçim döneminde yukarıdaki ortaklaşma çerçevesinde harekete geçirmek tercih edeceğimiz ve zorlayacağımız yaklaşım olacaktır” (…)

Blok çalışmasının sonucunda HADEP’in yüzde 10 barajını aşmasının kesin olduğu kanısındayım. (…) bir siyasal öngörü anlamında değil, İstanbul, Ankara, Diyarbakır gibi bölgelerdeki kişisel gözlemlerimden de kalkarak bunu iddia ediyorum. Ancak Blok çalışmasının bence bugünden elde edilmiş ve hiçbir şekilde ‘ulaşamama’ riskimiz olmayan bir kazanımı var: Türkiye’deki devrimci dinamiklerin, yani Kürt hareketi ve işçi sınıfı hareketinin, sol kimlikte yan yana getirilmesi, bu kimliğin çok geniş bir emekçi halk desteğiyle kendini ifade ediyor olması… Bu kazanım tek başına Türkiye’de sınıf mücadelesinde yeni bir evre açacaktır.” (…)

“Kapitalizmin derinleşen bir bunalım yaşadığı ve düzen güçlerinin büyük çalkantılar geçirdiği bir konjonktürde sol ve devrimci bir yükselişin önünün açılması, Blok çalışmamızın yaratabileceği bir sonuçtur.” (…)

Tüm devrimcilere hesaplarını bu topraklarda devrimci durumun yakın gelecekte doğma olasılığı üzerine kurmalarını öneriyorum.”     

Alıntımız bu kadar.

Peki, adını sorduğumuz yazar neler demiş, neler olmuş:

1- PKK-HADEP’i sol içinde meşrulaştırma misyonu başarıyla yerine getirildi. 

2- Blok en az yüzde 10 yerine yüzde 4.16 oy aldı. Yazarımızın kesin tahmininden yüzde 150 sapma J

3- Kürt hareketi ve Türk milliyetçileri siyasal mücadeleyi etnik kavga ve kimlik üstüne kilitledi, sosyalizm mücadelesi hâlâ rafta duruyor.

4- Kapitalizm krize değil, şahlanışa geçti, devrimci durum yerine karşı devrimci durumların ardı arkası kesilmedi.

5- Bu çizginin sosyalist hareketi erittiği, o günün Kürt hareketi kuyrukçusu bazı akımlarınca 2000’li yılların ortasında fark edildi. 

Kaan Arslanoğlu

Facebook
yorumlar ... ( 23 )
20-09-2014
23-09-2014 09:16 (1)
Aydemir Güler, Demokrasi Gazetesi diye bir sallayalım bakalım...
20-09-2014 11:44 (2)
İlk yorumu yapan arkadaşımız, yazarı bildiniz. Yayın organı farklı. Kayda aldık cevabınızı, ama isminizi bildirmezseniz hediye veremeyeceğimiz için ismini bildiren ilk doğru cevabı dikkate alacağız. Siz bildirirseniz sizi. İsminizi buraya yazmak istemiyorsanız mail adreslerimize de yazabilirsiniz. Editör yard.
23-09-2014 09:16 (3)
Aydemir Güler, Sosyalist İktidar. Tahminci: A.Kr. (Cevabı gizli tutabilirsiniz, hemen bilince yazık oluyor...)
20-09-2014 12:26 (4)
A.K rumuzlu arkadaşımız yazarı bildi. Biraz önce cevabı yazan da oydu herhalde, demokrasi gazetesi diyen. :) Yayın organını iki seferde de bilemedi, ama onu da bilmiş kabul ediyoruz. Kitabı hak etti. Ama bir doğru cevap daha , daha doğrusu tam doğru cevabı biraz bekleyelim. Editör Yard.
20-09-2014 12:52 (5)
Evet, bendim... Olası diğer yayınları da sayayım bari: Sol, Siyaset, İktidar, Gelenek... :)
20-09-2014 12:54 (6)
Değil. O tarihin en çok okunan, en popüler dergisi.. idi: alın ipucu.
20-09-2014 14:24 (7)
Ben firenkçe "pardon" lafını ilk duyduğumda ortaokuldaydım. Bunun evelden bildiğimiz Türkçeleri de vardı ama hiç kullanılmazdı. Ders kitaplarındaydı, doğru cevabı verirsek "peki" alırdık, ama dersler dışında hiç kullanılmazdı. Kullanmayı çok sonradan öğrendim. Ama pardona kolayca alışmıştık, her yediğim herzeden sonra işi halleden sihirli kelime! Bi gün biri bana "pardon çıkalı eşekler çoğaldı" deyiverince fena çuvalladım, sonrasında yıllar boyu kullanamadım. En sonunda da "afedersiniz", "özür dilerim" demeyi öğrendim. Bu sözün şairlerimizden Andelip Esad'a ait (devamı var, D.Ş)
20-09-2014 14:25 (8)
olduğunu duymuştum. Bu gün internette aradım, M Akif Ersoy'a ait olduğunu söyleyen de var. Ama yazdığı diyaloglar Ahmet Rasim ya da H. Rahmi diyalogları gibi geldi bana. Bu kadar lafı bakın niye ettim: Ülkemiz spakülasyon cenneti. "Durumla ilgili tahliller", "somut durumun somut tahlilleri", gelecekle ilgili kesin öngörüler, iddaa'lar gırla gidiyor. Ama ola ki tutmayınca, bırakın Türkçe "afedersiniz, yanılmışım", "çok özür dilerim, dediğim gibi olmadı" demeyi, bi "pardooon" diyip geçmeye bile gerek görülmüyor. (biraz daha, D.Ş)
20-09-2014 14:25 (9)
Kesinlikle "böyle başa böyle tarak yakışır" demiyorum, "Balık hafızalı" insanlarımıza "müneccimle sevişmiş" siyaset yazarları yakışır diyorum. Bu kadar yazdım, tahmin de yapmazsam ayıp olur: Yazar Türabi Bey olabilir mi acaba? Hepinize sevgiler, D.Ş.
20-09-2014 14:47 (10)
Turabi'yi şaka olarak kabul ediyorum. Bu yazar sosyalist solun tepesindeki kanaat önderlerinden. Bir ip ucu: 1995 DEHAP İstanbul milletvekili adaylarından...
20-09-2014 15:22 (11)
Tabii ki şaka, dilerim ki Türabi kızmaz, ya da çok kızmaz. Ama affetsin spekülasyonlar aynı (bkz sondan bir evelki yazısı). Cevabı da bulmaya çalışmadım zaten, bana ipucu vermeye gerek yok, hayatta bilemem. 1995'lerden beri her gün onlarca gazetede onlarca atıp tutanı okusaydım, bu gün dünyaya çok farklı bakardım. Belki bu gün ben de bu tür yazılar yazardım. Sadece solcuları okumaya bile normal insan gücü ve zekası yetmezdi ki. Müneccimle sevişmiş yazarların kendi hafızaları da "balık tipi" olduğundan K. Ars gibi geçmişi karıştıranlar ve hatırlatıcılar vatana ve millete faideli. D.Ş.
20-09-2014 19:36 (12)
Anladığı kadarıyla bu bilmeceyi de tam olarak yazarı bilecek. "Bilmeceleri kendi yazarı yanıtlayamaz" diye bir bilmece yönetmeliği maddesi öneriyorum. Sonra "Oh ne iyi etmişsiniz de bunları yazmışsınız" diye ödüllendiriyoruz.
20-09-2014 22:55 (13)
Değerlendirmelerinize katılamıyorum. O yıllarda yazılan diğer yazılara da bakarsanız, kuyrukçuluk yapıldı demek zor. Bir şeylerin "sonradan fark edildiği" de hatalı bir ifade olur. Sosyalistlerle Kürt dinamiğinin yolları kesiştirilmeye çalışıldı, çaba harcandı, ama olmadı, o zaman için değerli bir çaba olarak görülebilir bana göre. Seçtiğiniz alıntılar muhtemelen "kamuoyuna" hitaben yazılmış, "samimi beraberlik" ifadeleri. Esas siyasi vurgular başka yayınlarda. Blok bir heyecan da yaratmıştı. (Bütün bunlara rağmen, bu kadar ihtiyatsız, sayısal bir tahmin yaptığı için yazarı eleştirebiliriz.)
21-09-2014 09:45 (14)
Evet 95'teki dergileri öğrendim. Son tahminlerimi yapıyorum: Kurtuluş veya Yeniden. A.Kry
21-09-2014 15:43 (15)
demokrasiye aykırı yazılar kitabı. aydemir, kemal, salmaner üçlüsünden biri. zaten o dönem demokrasi gazetesinin ikinci sayfasını sip'lilere vermişlerdi. bu tayfadan biri değilse kesin oğuzhan müftüoğlu'dur. birikimcilerden biri olacak hali yok ya. bir ipucu daha verseniz... epey zevkliymiş bu oyun.
21-09-2014 17:26 (16)
İp ucu epeyce vermişiz. DEHAP 1995 milletvekili adaylarından demişiz ama DEHAP değil, HADEP olacak. Bu kişi bir siyasi lider aynı zamanda. Bu metin de onunla yapılan yazılı ropörtajdan alınma, makale değil. Editör yard.
21-09-2014 22:37 (17)
Kitabı ne yapalım? Dolma kalem isteriz. Soru zaten çok zor. Bari hediyesi büyük olsun. Aslında röportajdaki üslup ve jargon Cemal Hekimoğlu'nu çağrıştırıyor. Kullanılan dil tam Sip'li dili. Kim acaba? Bulana kadar uyku haram bana. Bu arada hediyeleri biraz daha cazip yapsanız, belki yorumlar da artar.
23-09-2014 09:13 (18)
Cevabı veriyoruz: Aydemir Güler. Söz Dergisi 9 Aralık 1995. Türkiye sosyalistlerinin kendi kendilerine yaptıkları ikinci bir 12 Eylül darbesini gerçekleştirdikleri yıllar. Sosyalist bilinci iki seçeneğe mahkum ederek, Kürtçülükle devletçilikten başka yol bırakmadıkları, yol arayanları ezdikleri, sansür ettikleri yıllar. Bu bilinç bozgunun etkileri ve sansür hala devam etmekte. Lütfen konuya "Puşt" başlıklı bilmecemiz, Alogan'ın ona cevabı ve altındaki tartışmalar ışığında yeniden bakınız. Kimin doğru söylediği kadar doğruyu söyleyenin ne kadar güvenilir olduğu da önemli artık. Kaan Arslanoğlu
24-09-2014 03:00 (19)
Hediye kimseye gitmedi sanırım. Para yine kasaya kaldı. Bir sonraki bilmeceyi fazla geciktirmezseniz seviniriz. Öte yandan Aydemir Güler kendini şöyle bir mantıkla savunabilir: Bugünkü Kürt hareketine AKP yandaşlığı yaptığı için uzağız. Oysa 1995'te böyle bir konjonktür mevcut değildi. O yüzden o gün destek verdik. Bugün uzağız.
24-09-2014 09:45 (20)
Hediyeyi A. Kr rumuzlu okurumuz kazandı. En kısa zamanda kitabını kendisine göndereceğiz. Bu sözü kimin ettiğini ilk saatlerde bilmişti, ilk 30 okuyandan biriydi. Ama hangi yayında yazdığını bilememişti. O yüzden ikinci bir bilen olur mu diye bir süre bekledik, bilen çıkmadı. Bir sonraki bilmecede buluşalım. Editör Yard.
24-09-2014 13:17 (21)
Şunu belirtelim, ilk iki tahmin mesajı gizliydi, doğru cevap açıklandıktan sonra açıldı. (bir okur)
25-09-2014 08:20 (22)
Abi nasıl biliyorsunuz şakkadanak diye ya? Adam direkt Aydemir dedi ve tuttu. Hediye kitap hangisi? Evrim açısından devrim mi? Yanarım yanarım dolma kalemin Yavuz Alogan'a gittiğine yanarım. Bir daha kural koyun. Yazıyı yazan kişi bilmeceye katılamasın. Haksızlık oluyor bize.
25-09-2014 14:24 (23)
Yanmaya, tutuşmaya gerek yok. Madem bu kez böyle oldu ve evet "yazarına verilmemesi" şartıyla bir dolmakalem daha hediye edebilirim bundan sonraki bilmece için... Sevgiler, selamlar Nihat Ateş
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210565
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.