İki Kadir İnanır

İki Kadir İnanır

Ünlü aktör Kadir İnanır’ın adı şimdilerde HDP’den milletvekili adaylığı için geçmekte. Kadir İnanır Akil İnsanlar Heyetine de katılmıştı. Kadir İnanır bugünlerde çeşitli söyleşilerde dikkat çekici açıklamalar yapıyor.

Ancak 2007 yılındaki söyleşilerinde bu söylediklerinden çok çok farklı, bambaşka şeyler söylemişti. Söylediklerinin içeriğini, hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu tartışmıyorum. Sadece Kadir İnanır’ın söylemlerinin 8 yıl içindeki bu kökten değişimini sergilemek amacındayım.

Yorumu size bırakıyorum. Dileyen okurlar, linklerden söyleşilerin tam metinlerine de ulaşabilirler.

 

KADİR İNANIR 2015:

* PKK lideri Abdullah Öcalan Kürt halkının lideridir.

*Demokratik özerklikteki yapının bütün dünya ülkelerindeki yönetimlerindeki en büyük, en güzel yönetim biçimi olduğunun anlatılması lazım.

http://www.enikonu.com/kadir-inanir-demokratik-ozerklik-en-guzel-yonetim-bicimi-3510.html

http://www.enikonu.com/kadir-inanir-bu-halk-diyarbakir-zindanlarini-bilmiyor-1503.html

 

 

KADİR İNANIR 2007:

*Kürt Sorununun kaynağı ekonomik.

*Tarihi tarihçilere bırakalım.

*Yoksulluk Doğu-Güneydoğu’da var da Çorum’un Kastamonu’nun köylerinde yok mu?

*-Soru: Kürt ve Ermeni meseleleri gibi hassas konularda söyledikleriniz Türkiye’nin resmi söyleminin çok da uzağında değil? 

K.İnanır: Neden uzakta olsun ki...

 

 

10-01-2007 Nokta Dergisi

http://hamzaaktan.blogspot.com.tr/2007/01/kadir-inanrla-soylesi-hala-demokrasiyi.html



- … Kürt meselesi, Ermeni soykırımı iddiaları hakkında neler düşünüyorsunuz?
K.İnanır: Türkiye’deki en büyük sorunlar onlar değil ki! Varolan gerçeklerden sorun yarattılar. Bunu sorun haline kim getirdi; dış güçler. Çünkü senin gelişmeni istemezler. Seni sürekli çatışma içinde tutup kendi istediği gibi yönlendirecekler. Onun için o güçlerin buradaki işbirlikçileri sorun yaratıyorlar. Hiç kimsenin böyle bir sorunu yok. 

- Kürt sorunu yok mu yani? 
K.İnanır: Kürt sorunu var ama onu Kürtlere sorun bakalım, var mı yok mu diye. 

- Kürtler “var” diyorlar ama... 
K.İnanır: İstanbul’da yaşayan Kürtlere sor bakalım, var mı yok mu? 

- Kürtler eğitimde, yayıncılıkta dillerini kullanamıyorlar mesela? 
K.İnanır: Niye, Kürtçe yayın izni vermediler mi? 

- Evet, yarım saat verdiler. 
K.İnanır: Var işte. Şimdi bundan sonra Lazlar, Çerkesler başlayacak. Yanlış anlaşılmasın, onlar da başlasınlar, ben bunlara karşı değilim ama bizim daha önce halletmemiz gereken temel hak ve özgürlükler var. Doğudaki insanların sorunları ekonomik değil mi? 

- Kürt sorununu ekonomik bir sorun olarak mı görüyorsunuz?
K.İnanır:
Tabii. Ekonominin olmadığı yerde, kültürel etkinliğinizi de güçlendiremezsiniz. İnsanlar büyük şehirlere geldikleri zaman o kadar mutsuzlar ki... Ekonomi zayıf olduğu için, insanları yönlendirmek daha kolay oluyor. Bunlar da hep dıştaki güçlerin işi. Niye, çünkü gözle görülür bir gerçek var ki; çok geniş olan genç nüfusumuz kısa zamanda çağı yakalayacak. Türkiye’yi yakmak, yıkmak öyle kolay değil. Ama zayıf ve güçsüz, aç, sefil ve borç içinde bırakıp bir şey yapabilirler ancak. Ama işte kendi emperyalist düşüncelerini dille, kültürle, sinemayla yaymaya ve yozlaştırıp yok etmeye çalışıyorlar. 

- Türkiye’yi bu konuda hiç eleştiriyor musunuz? Türkiye kendi vatandaşı olan Kürtlere, öbür etnik yapılara hiç haksızlıklar etmedi mi? 

K.İnanır: Haksızlıklar insanlığın tarihi boyunca vardır ama bu devlet haksızlıklara uğrayan insanların kurduğu bir devlettir. Etnik grupların beraber kurduğu bir cumhuriyettir. Bu cumhuriyetin oluşumunda bu ülkede yaşayan herkesin kanı var. Yani toplumun bir kesiminde haksızlık var da, öbüründe yok gibi bir durum yok. Şimdi yoksulluk doğu-güneydoğuda var da, Çorum’un, Kastamonu’nun köylerinde yok mu? Orada biraz daha fazla nüfus olduğu için oradaki sınırla coğrafi yapı orayı kurcalamaya daha müsait kılıyor. 

- Bu söylediklerinizin ardından Ermeni soykırımı tartışmalarıyla ilgili fikirlerinizi de hayli merak ediyorum doğrusu... 

K.İnanır: Bize sunulan tarihte, belgelerde, o dönemde yaşanan bu olayların harp sırasında olduğunu gösteriyor. Güllük gülistanlık biçimde daha önce birlikte yaşayan halk birdenbire birbirine giriyor. Yani Ermeni çıkıp da “bizi buradan sürdüler” derken, karşı tarafın da “siz de biz savaşırken düşmanla işbirliği yapıp arkadan vurdunuz” deme şansı var. 



- Peki öyle mi olmuştur gerçekten?

K.İnanır: Ben tarihçi değilim. Bunu tarihçiler ortaya koyup tartışacaklar. Ben sadece okuduklarımdan bahsediyorum. Şimdi ben burada yorum yapamam ki. Çünkü tarih bu, konuşacaksak gerçeği konuşmamız gerek. İki tarafın da yorumları var. Bunu nihayet tarihçilerin ortaya çıkarması gerekir. 

ORHAN PAMUK’U HAVAALANINDA KARŞILAYACAKTIM AMA…

- Orhan Pamuk’un “Bir milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürüldü” sözü için ne düşündünüz? 

K.İnanır: Nerden çıkmış o rakamlar... Bu ülkenin tarihinde öyle rakamlar falan yok. Çok özür dilerim; ben dünyanın en büyük edebiyat ödülünü almış yazarını havaalanında karşılayabilmeliydim. Sen savaş sırasında Ermeniler tarafından katledilmiş Türk ordusunun askerlerinin rakamlarını neden vermiyorsun? O zaman onları da ver! Orhan Pamuk’u havaalanında karşılayacaktım ama bu sözle son derece üzdü. Ödül almış olması son derece onur verici bir şey ama böyle rakamlar verip kendi ülkesinin insanlarını kırma yanlışına düşmeseydi keşke. Bana ödül almasının zevkini yaşatmadı Orhan Pamuk yani... 

- Anlaşılan Ermeni meselesine Orhan Pamuk’tan çok farklı bakıyorsunuz... 

K.İnanır: Hayır yani, böyle bir rakam verme yetkisini nereden alıyorsun! Bu ülkenin tarihçileri bile rakam makam veremiyorken... 

- Rakamları dışarıda tutalım. Tarihte Ermeniler ve Kürtlerin mağduriyetinden söz edilebilir mi sizce? 

K.İnanır:
Türkiye’nin çok yerinde mağduriyetler yaşanıyor. Siz Ankara’nın, Kırıkkale’nin vs köylerine bir gidin, orada görün insanların sefilliğini. Oradaki yoksullara bir bakın. İlla doğuda gidip aranmanın bir anlamı var mı! Doğuda daha fazla mağduriyet var evet, ayrıca bütün bunları söylerken doğuda yaşanan olumsuzlukların en büyük mücadelecilerinden biri olduğumu da söylemeliyim. Doğu- Güneydoğu topraklarını karış karış dolaşarak, yıllarca mücadele vermiş bir insanım ben. Orada benim kadar film çeken adam da yoktur. O insanları güzel yaşamlarından sürdüler. 

DOĞUNUN ŞİMDİKİ AĞALARI EMPERYALİSTLER

- Sanıyorum Kürt ve Ermeni meseleleri gibi hassas konularda söyledikleriniz Türkiye’nin resmi söyleminin çok da uzağında değil? 

K.İnanır:
Neden uzakta olsun ki... Ayrıca niye bunu arıyorsun. Bunlar benim uzmanlık alanım değil ki. Orayla ilgili araştırma yaparsın, konuşursun. Orada sorun şöyle; bir ağa vardı ve feodal baskının altında inim inim inleyen bir halk vardı. Bu halkın bu kıskaçtan kurtulması için ben filmler çektim. Bunun yanlış olduğunu ortaya koymak için. Ama şimdi bakıyorsunuz, başka ağalar var. Eski ağalar kalmadı ki... 

- Şimdiki ağalar kimler?

K.İnanır: Büyük güçler işte. Oynuyorlar istedikleri gibi. O insanlar eskiden feodal düzenin altında eziliyorlardı, şimdiyse emperyalizm altında eziliyorlar. Anlatabiliyor muyum şimdi ne demek istediğimi. Bunun neresi resmi söylem! 

- Siz genellikle şu anki politikacılardan yakındınız ama biliyoruz ki, şu anki politikacıların da önemli bir kısmı askeri vesayetten şikayetçiler. Siz diyelim ki Meclis’te böyle bir sorunla karşılaşırsanız ne yaparsınız?

K.İnanır: Bugün Amerika Birleşik Devletleri Pentagon olmadan bir şey diyebiliyor mu? Siz Anayasal hak olarak Türk ordusuna koruma ve kollama yetkisi vermişsiniz. Anayasa’da “kollar ve gözetler” diyor. MGK’dan çıkan kararlar hep “tavsiye” olarak geçer ama aslında onlar birer denetimdir. Eğer istiyorsan önce o yasayı değiştireceksin. Anayasayı değiştirmiyorsun, ondan sonra da kalkıp eleştiri yapıyorsun. Ayrıca bu ülkede binlerce kişi kalkıp dağa çıkmışken neyine güvenecek bu ülke? İstihbarat örgütü, ordu gücü olmayan devlet mi olur! Öyle olmasa her isteyen şamarı basar... Orta Avrupa’da kurulmuş küçük küçük devletler var. Biz onlara mı benziyoruz. Onların ikisi Konya kadar bile değil ya... Ondan sonra kendi aralarında kardeş birliği kurmuşlar, Avrupa Birliği gibi... Kendi aralarında geçiniyorlar. Ama sen öyle misin? Sen burada dünyanın en tehlikeli bölgesinde dev gibi bir devletsin. Sürekli baskı altındasın. Allah korusun bir şey çıksa sekiz tane düşmanla baş etmek zorundasın. Ne yapalım yani!

                                                                                                          Alper Kılıç

 

Facebook
yorumlar ... ( 2 )
22-03-2015
22-03-2015 11:51 (1)
Bunlar ne? Bunları HDPliler okuyor mu? Meğer Kadir İnanır heval aslında bir kemalist teyze miymiş eskiden? Eski söylediklerini şimdi birisi söylese ne kemalistliği kalır, ne faşikliği, ne ırkçılığı. Kadir İnanır Beyefendi ne zaman fikir değiştirmiş acaba? yoksa bir araziye uyma hali mi bu?
22-03-2015 21:23 (2)
Bu ayrışma niye? Rüzgar nereye eserse oradalar. Hep bir yere gitme, bunun için de rüzgar gereksinimi. Rüzgar olmasa ne düşünürlerdi acep? Kendileri olurlardı herhalde. buraky
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210885
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.