Erdoğan TKP’den mi kopya çekiyor, yoksa bir romandan mı? “Boyun eğmeyiz!”

“Boyun eğme” sloganı epeyce bir süredir TKP’nin toplumsal harekete kabul ettirdiği bir slogan. Son haftalarda Başbakan Erdoğan da aynı sloganı sık kullanıyor. Kaan Arslanoğlu’nun “Kayıp Devrimin Öncesinde” adlı romanındaki şu bölümse iyice manidar. Yorumsuz aynen aktarıyoruz.

İnsan BU

 

“Bir alkış… herkes güldü. Paditör’se aklına birden bir şey gelmişçesine kalktı ayağa.

“Aranızda komünist var mı?”

“Var bir sürü” dedi sol yandan bir genç. “Ne yapacaksınız onları?”

“Komünist Parti’den komünist var mı?”

“Demin buradaydılar, meydanda toplanacaklarmış. Heykele yakın görürsünüz.”

“Müsaadenizle oraya bir gideyim.”

Merdivenlere doğru geri döndü Paditör. Ardından küçük bir alkış daha koptu. Ortalık güzel kokuyordu. Maskesini çıkarıp kokuyu daha da içine çekmek istedi. Ama sakıncalı olabilirdi. Yine aşağıdan biraz kaldırmakla yetindi aygıtı. Bir genç onu izliyordu az önceki söylevinden sonra. Yetişti, arkadan beline dokundu. Sonra göbeğini elledi bir samimiyet gösterisi gibi. Üstünü arıyordu hergele.

“Bakın oradalar” dedi güler yüzle.” Şu mavi büyük pankartın yanındaki grup.”

Teşekkür etti Paditör, yeniden meydandaki kalabalığın arasına daldı. Gösterilen mevkie yaklaştı. Otuz kırk adım kalmıştı…

Bir patlama duydu o sırada. Sonra ardı ardına garip birkaç patlama daha. Yerde beyaz dumanlı bir nesnenin yılan gibi kıvrılmakta olduğunu gördü. Kalabalık sol yandan üstüne doğru koşmaya, sağındakiler solundakiler kaçışmaya başladı. Darbelerden güçlükle kurtardı kendini, zorlukla ayakta kalmayı  başardı. Ortalığı yoğun bir sis kapladı. Ulaşmak istediği grupla bağını dumanlar, sloganlar arasında kaybetti.

Göz gözü görmüyordu artık. Birkaç saniye içinde tüm alanın rengi değişmişti. Sakin marşlar öfkeli sloganlara dönüşmüş, alanının orta bir yerinde yakılan barikattan yansıyan kızıl ışık o yoğun sis içinde yayılıp yansıyarak etrafı cehennemi bir vaveyla içinde bırakmıştı. Kaçışanların uzaklaştığı yöne değil, gazın ve polisin geldiği yöne doğru ilerledi korkusuzca.

Beş on adım atmıştı ki, yerde kıvranan birini gördü. Sakallı bir genç, dumandan boğulurcasına öksürüyor, bir yandan yeşil bir bayrakla ağzını burnunu kapamaya çalışıyor, bir yandan ciğeri çıkarcasına böğürüyordu. Başına çöktü Paditör.

“Sen komünist misin?”

Gözleri daha da büyüdü can çekişircesine kıvranan adamın. Korkuyla baktı.

“Sen komünist misin?”

Hırıldayarak, kasılarak zorlukla konuştu altındaki biçare.

“Hayır hayır… Elhamdülillah Müslümanım. Ben Müslümanım. La ilahe illallah eşhe… ”

Paditör maskesini çıkardı, gencin yüzüne takmaya çalıştı. Maskenin camlarından görüyordu şimdi dehşet dolu gözleri İslamcı eylemcinin. Delikanlı gazdan bir ölçüde kurtulduğunda bir an rahatlar gibi oldu, ama gözlüğün ardındaki gözleri tekrar Paditör’ün yüzüne odaklandı, o saat daha da büyüdü.

“ Allah Allahh!” diyerek sıçradı yerden, can havliyle doğruldu, gaz bulutunun içinde koşarak kayboldu.

Paditör de kalktı ayağa. Şimdi maskesiz kalmıştı. Sakallının bıraktığı yeşil bayrağı yerden aldı, yüzüne bir maske gibi sardı ve ilerlemeye devam etti. Fakat fena halde yanmaya başlamıştı gözleri ve acı boğazına da yayılıyordu.

Beş altı kişilik bir grup gördü yan tarafta. Ellerinde kızıl bir bayrak, haykırıp duruyorlardı. İşte aralarındaydı. İşte onlardı. İşte komünistler. Hamle yaptı o yana.

“ Ver şunu bana” dedi, itti genci, çocuk ne olduğunu anlayamadan kaptı bayrağı.

Az ilerde karaltı halinde yaklaşan bir cisme, TOMA’ya doğru koştu.

“Kusura bakmayııın. Komünistim ben komünistim ben, boyun eğmem sizeee!”

TOMA’nın fışkırttığı su tam baldırlarına geldi o an, birden ayakları yerden kesildi. Kafa üstü asfalta çakıldı. Bayrağı yerden kaptı, yeniden doğruldu öfkeyle. Hızla yaklaşan TOMA’nın çelik tamponunu tam burnunun ucunda gördü.” Sayfa 203-205

 

Facebook
henüz yorum yapılmamış
18-12-2013
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210692
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.