Talat Sait Halman üzerine

 

 

 

Deðerli Okurlar, Sayýn Kaan Turhan, bu yazý bize gelince editörler olarak bir hayli tartýþtýk. Tabii bize gelen her yazýyý yayýmlamak zorunda deðiliz, site hacmi olarak mümkün deðil her þeyden önce, fakat bunu itirazlarýmýza raðmen yayýmlayalým dedik. Belki güzel bir tartýþma çýkar. T. Sait Halman'ýn tüm sevenlerine baþ saðlýðý diliyoruz. Ölümü üzerine Birgün'den Gerçek Edebiyat'a (Bu özellikle ilginç!) birçok sol sitede hakkýnda övücü yazýlar çýktý. Fakat bu insan 12 Mart darbesinin Erim hükümetinin ilk bakanlarýndan. Balyoz harekatý yürürken bakandý. Sonra 11'ler tepki koydu, istifa etti, Halman etmedi. 12 Eylül darbesinde de yurt dýþý kültür temsilciliðiyle görevlendirildi. Yaþamýnýn çoðunu ABD'de geçirdi. Yani Amerikancý karanlýk görevli Atatürkçü olunca bizden mi oluyor? Bir de Türkiye kültürüne katkýlarý mý aðýr basar, zararý mý? Ben daha fazla bilmiyorum açýkçasý. Bilgisi olan lütfen açýklasýn, bize de öðretsin, tartýþalým. Herkese saygýyla. Kaan Arslanoðlu

(Bu yazýnýn ilk yorumu)

 

 

 

 

 

Yalýn Ýþçiliðin Dili: Talat Sait Halman

 

Kaan Turhan

 

“Akýp giden bir akýldýr ölüm, bilir bunu su.”

Talat Sait Halman

 

Kaç öðretim üyesi, odasýnýn kapýsýna: “lütfen nezaketle çalýnýz ve zarafetle açýnýz” yazar? Son ufukta, yitirdiðimiz, anaç topraða emanet ettiðimiz, Anadolu’nun üretkenidir o. Onca bürokratik kültür içinde, kendi inceliðini oluþturmuþ ender insanlardan ve kendinden emin öðreticilerdendir.  

 

Yalýn ve Ýnsan Ýçre Þiir

 

Son ufuk yitmiþ de kervan bilmiyor;

Çölde bin yol var da sarvan bilmiyor.

Vahalardan gelmez artýk ses ve su-

Aþk ölüp gitmiþ, þadýrvan bilmiyor.” dizeleriyle, “Çöl”de, ufku yaratan,

Talat Sait Halman’dýr.

 

“Güvercin” þiiri, onun yalnýz ve suskun yaþam savaþýmýnýn iletilerini taþýr:           

 

“bu gece bir güvercin uykusuz

                        peþine düþmeyecek artýk

                                   güz yapraklarýnýn

                        düþünüyor yalnýz

                        geyiðin uzanýp ölmeye gittiði kuytuyu

bir güvercin uykusuz bu gece

                        þadýrvan yorgun

                                   yaþlý askerlerin ellerindeki

                                               kaný yýkamaktan

yangýn yerinde tütüp duran küller var

zafer türküsü bu

                        cennet tomurcuðu

uykusuz bir güvercin bu gece

                        bir eski denizi dinliyor

                                   baykuþlarýn gülücükleri görmeden

biliyor bu karanlýk

                        masmavi kesilecek

tüyler

dallar

alevler

                        bir yüce rüzgâr beklerken

                        yepyeni bir aþk içinde

biliyor o rüzgâr kopup gelecektir

                        bu gece uykusuz bir güvercin

                        and içiyor uyanýk kalmaya

düþündeki güneþ

                        doðuncaya kadar

güvercin bekliyor

ecel bekliyor

bir yeni çað

uykusuz bir güvercin”

 

            Þiirsel bilincini, doðayla bütünlüðünden ve Anadolu’nun efsanevi gücünden damýtmýþtýr. Yüksek Türk kültürün, asil temsilcisidir. “Düþündeki güneþ”i, edebiyat üzerine, þiir üzerine, çeviri üzerine kurmuþ ve Anadolu’nun çoraklýðýna çevirmiþtir. Uykusuzluðudur ki; bizi aydýnlanmaya taþýyacak, çalýþmanýn, yorulmanýn ve üretmenin üzerine titreyen iþlevselliðinde anlamlýdýr. “Yalnýz”dýr, þiirinde iþlediði kanaviçe gerginliðince ve ince iþçiliðince…

 

“Yalnýzlýðý hiç bilmeyeceksin.

            Kuytular, tanrýlarýndýr.

Çaðlar ve sýnýrlar ötesinden

Sana hep seslenecek can çekiþen kurbanlar.

Hangi ýssýzlýða varsan

            çaðrýþan açlar bulacaksýn

Baþaklar sallanýrken tâ uzaklarda

Altýn ve hayýrsýz,

            Yaþamak yorgunu açlar

Bir kapkara iman gibi davet edecek

            Seni görkemli beraberliðine.

 

Yalnýzlýðý hiç bilmeyeceksin

            Korkular, tanrýlarýndýr.

Bir ülkü uðruna kurban düþen yiðitler var:

Can yoldaþý, kan kardeþisin onlar için

Bir yaman türkü söylüyorlar sana.

Tarih

            Kahraman sesleri hep boðmuþ bir cellat

                                   Dün, bugün ve yarýn

En uzak güneþlere türküler yakanlar,

Bir coþkulu isyan gibi davet edecek

                        Seni görkemli beraberliðine.

 

Yalnýzlýðý hiç bilmeyeceksin.

Tenhadaki lanetli sular, tanrýlarýndýr.

Ve bilir belki yaþlanan ýrmak

                        Gölge olmak deðil onun yazgýsý,

Baþ eðmemek, yiðitçe haykýrmak;

Gölden göle, daðdan denize

Özgür akarak bentleri kýrmak…

                        Kör kuyular, tanrýlarýndýr.

Bilge olmaktýr ýrmaðýn yazgýsý,

Sormaðý bilmek yanýtsýz soruyu.

Susmaðý bilmek ve coþup durmaðý.

                        Köhnemiþ daðlara, ham meyvalara

Taze bir ses taþýyýp bir yeni çað açtýrmak.

 

Akýp giden bir akýldýr ölüm,

                                   bilir bunu su.

Toprakta hep ezilse de aþkýn uðultusu,

Çaðýldayan o ölümsüz pýnarlar, ummanlar

                        davet edecek

                        Seni görkemli beraberliðine.

 

Yalnýzlýðý hiç bilmeyeceksin.

            Aþký sönük uykular, tanrýlarýndýr.

Sen öyle soylu ve günseviler yarattýn ki

Sevgililer, tek bir aðaç olmaða

Can atan güçlü bir orman gibi davet edecek

                        Sen görkemli beraberliðine.

 

Yalnýzlýðý hiç bilmeyeceksin

                        Bin gözle bakýp okþadýðýn

Açlar ve yiðitler, yoksullar ve sevenler

Sönmek diye bir yazgýya baþkaldýrarak,

Susarken yaman türküler söyleyen

                        Güneþler gibi

                        Davet edecek

                        Seni görkemli beraberliðine.

 

 “Kuytular”, “korkular”, “tenhadaki lanetli sular”, “kör kuyular”, “aþký sönük uykular”; evet, tanrýlarýndýr, bu kopuþ… O kopuþtan, dirim çýkacaktýr, insanlýða. O denli yalýndýr, “yalnýzlýk”. Halman’ýn dilinde ve dizinde dövdüðü karanlýk, sarmalamýþtýr insanlýðý. Onu kurtaracak, ormandan çaðlayan özgür sular olacaktýr. Dil iþçiliðinin yalýnlýðý, Halman’ýn poetikasýný da anlatýr. Yalýn, coþkulu, doðrudan seslenen, yaþayan insan varlýðýndan aðan.

 

Halman’da Yunus Emre Hümanizmasý ve Türk Modernizmi

 

            Halman’ýn, Eski Türk Edebiyatý’na iliþkin meraký, ilkokul dönemine kadar uzanýyor. Talat Sait Halman, böyle uzun bir birikimle, oylumlu araþtýrmalarýn sonucu Þeyh Galip’i Türk Modernizmi’nin baþlangýcý olarak deðerlendirir: “Bir de hep diyoruz ki, divan edebiyatýnýn son büyük þairidir Þeyh Galib, ama onu söylerken unuttuðumuz bir nokta var. Belki de modern Türk þiirinin ilk büyük þairidir. Bence Türk modernizmi, Osmanlý modernizmi, edebiyatta Þeyh Galib’le baþlar.[1] Halman, ilk okumalarýný, Mehmet Akif ve Tevfik Fikret’le baþlatýp, Tanzimat dönemi eserleriyle devam etmiþtir[2]. “Halk edebiyatýmýzý, Yunus Emre’yi ve öncesini bilincime sindirmeye koyuldum.” diyor, Halman ve ekliyor: “Kendi þairliðimde, modern niteliklere yönelirken geleneklerle beslenmek ve baðdaþmak üzerinde de durdum. Bunu, bir yandan, aruz vezinlerinden yararlanmak þeklinde, bir yandan da, eski þiirimizin bazý estetik özelliklerini uyarlayarak yapmaya gayret ettim. Bazý þiirlerimde tek bir aruz veznini, bazýlarýnda çeþitli vezinleri bir arada kullandým. Rubai þeklini ve vezinlerini gerek kendi rubaiyatýmda, gerek rubai çevirilerimde sadakatle uyguladým.” Halk Edebiyatý’ný, daha bir içselleþtirdiðini ifade ediyor, Halman. Çünkü Halk þiiri, Türkçe’nin öz gücünü aldýðý belki de yegâne kaynaktýr. Halman þunlarý ifade ediyor: “Türkçenin farkýný göz önüne almak, divan þiirinin toplumsal zihniyet ve iþlevlerini ayrý tutmak ve özellikle (Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar süregelen) halk þiirimizin apayrý bir tarz ve bambaþka bir estetik olduðunu vurgulamak gerekir. Halk þiirimiz, Arapça ve Farsça edebiyatýn, hatta kendi divan edebiyatýmýzýn etkilerinden uzak, kendi baþýna buyruk, duyarlýklarý, dili ve dünyasý bakýmýndan özgündür.” Yunus Emre’nin, Talat Sait Halman’da ayrý bir yeri vardýr. Yunus Emre, Halman'a göre, "eski Yunan'dan ve Roma'dan, Doðu dinlerinden, eski Türklerin insancý düþüncesinden, Ýslamiyetin öz deðerlerinden, içinde yaþadýðý bölgedeki sufilerden aldýðý hümanist kavramlan birleþtirerek bir Türk hümanizmasý yaratmýþ"[3] bir bilgedir. Bu baðlamda Halman’ýn, Yunus Emre’nin Batýlý deðil, “kendisine ve Türk duyarlýlýðýna özgü” bir hümanizmasý olduðundan bahsetmesi dikkat çekicidir. Öte yandan Yunus Emre’nin din savaþlarýnýn var olduðu bir zamanda, insanlar arasýnda kardeþliðin ve yeryüzünde barýþýn deðerini belirtmesi önemlidir[4]. Halman’ýn Yunus Emre sevgisi öyledir ki, UNESCO’nun 1989’da düzenlenen 25. genel kurulda Yunus Emre’nin 750. doðum yýlýnýn dünyada Yunus Emre Yýlý olarak kutlanmasý kararýnýn verilmesinde, etken olmuþtu.

 

Türk Edebiyatý Tarihi ve Talat Sait Halman

 

            Genel editörlüðünü Talat Sait Halman'ýn yaptýðý, Kültür Bakanlýðý tarafýndan yayýmlanan Türk Edebiyatý Tarihi baþyapýt olma niteliðini korumaktadýr. Talat Sait Halman, bu çalýþmaya duyulan ihtiyacý þu cümlelerle dile getirir: “XIX. yüzyýl sonlarýndan beri bu konuda deðiþik açýlardan baþarýlý birçok eser yayýmlandýðý doðrudur. Bunlarýn çoðu öncü ve özgün, daha sonrakilerin bazýlarý da birbirinin tekrarý gibiydi. Hemen hepsinin belirgin yaný, edebiyatý anlatmaktan pek öteye geçmemesiydi. Oysa artýk gerekli olan, Türk edebiyatýnýn oluþumunu yorumsal, eleþtirel yöntemlerle deðerlendirmekti. Elinizdeki 'Türk Edebiyatý Tarihi' bu amaç ve anlayýþla yola çýkmýþtýr.[5]” Editörler adýna yazýlan sunuþ yazýsýnda bu eserin hazýrlanmasýnda izlenen yöntemin “yeni tarihselcilik” olduðu ifade edilmiþtir. “1980'li yýllarda, biçimi göz ardý etmeden, metni 'baðlam'ý ve 'baðlam'la iliþkisi içinde yorumlamayý amaçlayan bir anlayýþ, edebiyat eleþtirisine yeni ufuklar açar. 'Yeni Tarihselcilik' olarak adlandýrýlan bu yaklaþým, Türk Edebiyatý Tarihi'nin kurgusunda göz önünde ulundurduðumuz bir yöntem olmuþ; edebî olgu, tarihî, sosyal ve metinler arasý iliþkiler baðlamý içinde yorumlanmaya ve edebî geliþimin ardýnda yatan temel dinamikler belirlenmeye çalýþýlmýþtýr.” 88 yazarýn 127 yazýsýný içine alan ve dört ciltten oluþan bu önemli eserin ilk cildi destanlar devrinden Ýstanbul'un fethine kadar olan dönemi kapsar. 1860'a kadar olan devrenin ilk, orta, son klasik ve klasik sonrasý dönem alt baþlýklarýyla adlandýrýldýðý ikinci ciltte, 1800- 1860 arasý “Klasik Sonrasý Dönem” olarak belirtilmiþtir. Üçüncü cilt “1860-1923 Arasý Yenileþme Dönemi veya Osmanlý Modernleþmesi” baþlýðýný taþýr. Kitabýn dördüncü cildi ise, “Cumhuriyet Dönemi” edebiyatýný türlere göre ele alýnýr. Bu cildin sonunda 43 sayfalýk kýsým Balkan, Kuzey Kýbrýs ve Irak Türkmenleri edebiyatlarýna ayrýlýr. Son ciltte ayrýca Türk edebiyatýnýn bir kronolojisi de verilmiþtir.”

 

                Talat Sait Halman’ýn, Türk Edebiyatý Tarihi baþlýklý, dört ciltlik eseri, Türk Edebiyatý’na kazandýrmasý dahi, çok büyük bir emek ve çalýþmadýr. Üniversitede yetiþtirdiði öðrencileri, yapýlmasýna katký saðladýðý araþtýrmalar, tezler ve kitaplar, Bilkent Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatý bölümünde yaptýðý çalýþmalar, sadece Türk Edebiyatý üzerine yazýlanlardan oluþan Ýngilizce dergi “Journal of Turkish Literature” Talat Sait Halman’ýn, ne denli üretken bir þair/yazar olduðunun göstergesidir.

 

Lâkin onun eserleri, “çok satanlar”, “ödüllü yapýtlar”, “ödüllü þair kitaplarý” listelerinde olmadýðýndan baskýsý tükenmiþtir. Yeni baský yapacak yayýnevi de her zamanki gibi bulunmaz. Öyle baþyapýtlarý vardýr ki, insan isimlerini bile okurken irkilir. Türkiye, çok deðerli üretken bir yazarýný, þairini yitirmiþtir.  

 

 

Talat Sait Halman’ýn Eserleri ve Yaþamý

 

Eserleri

 

Þiir Kitaplarý: Ümit Harmaný Toplu Þiirleri, Sessiz Soru, Ýki'ler - Özdeyiþ Þiirleri, Can Kulaðý, Dört Gök Dört Gönül, Tuyuðlar ve Baþka Dörtlükler, Uzak Aðýt,

 

Oyunlar: Türk Shakespeare

 

Fýkra Kitaplarý: Hepimiz Lazük, Þiirlerle Laz

 

Gazete Yazýlarý: Doðrusu Milliyet'ten 100 Yazý

 

Ýnceleme ve Çeviri Þiir Kitaplarý: Kendi Sözleriyle Yaþayan Atatürk, 21. Yüzyýlda Üniversite ve Kültür, A Millennium of Turkish Literature, Eski Uygarlýklarýn Þiirleri, Çiçek Dürbünü Edebiyat ve Kültür Yazýlarý, Amerikalý Kadýn Þairler, Candan Cana - Mevlana Celaleddin Rumi'den Seçme Rubailer, Eski Anadolu ve Ortadoðu’dan Þiirler, Eski Uygarlýklarýn Þiirleri, Güneþ Tanrý ile Sevgi Ozaný Eski Mýsýr’dan Þiirler, Eskimo Þiirleri, Kar Kuþlarý, Metin And, Langston Hughes Þiirleri, Muzeffer Akyol, William Shakespeare Soneler, Yaþayan Amerikalý Þairler, Yunus Emre.

  

Yaþamý

 

7 Temmuz 1931’de Kadýköy’de dünyaya geldi. Babasý, Tümamiral Sait Bey, annesi Nemlizade Tahsin Paþa’nýn kýzý Fatma Ýclal Haným’dýr. Aile, Sait Bey’in Trabzon’un Holamana Köyü’nden olmasý nedeniyle “Halman” soyadýný almýþtýr. Talât Halman, Robert Kolej'i bitirdikten sonra (1951), yüksek lisansýný 1954 yýlýnda Columbia Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü'nde tamamladý. Ýlk evliliðini 1954’te Barbara Teitz ile yaptý, bu evlilikten oðlu Hür (Hugh) Talat Halman dünyaya geldi.  Askerlik görevi nedeniyle Türkiye’de bulunduðu sýrada Devlet Planlama Teþkilatý'nda yayýn ve temsil þubesini kurmakla görevlendirildi; ardýndan ilk Yüksek Planlama Kurulu'nun raportörü oldu. Bu sivil görev sayesinde Türkiye’deki siyasi çevreyi tanýyan Halman, askerlikten sonra ABD’ye döndü.

 

1960 yýlýnda ikince evliliðini Türkiye’nin ilk hava subaylarýndan Salim Taþkýranel’in kýzý Seniha Taþkýranel ile yaptý. Bu evlilikten tiyatro oyuncusu kýzý Defne Halman ile bir kaza sonucu 17 yaþýnda hayatýný kaybeden oðlu Sait Sali dünyaya geldi. Akademik hayatýna Columbia Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatý dersleri vererek baþladý. 1966 yýlýnda Princeton Üniversitesi’ne geçti. Akademik çalýþmalarýnýn yaný sýra New York’taki WBAI Radyosunda Türk þiiriyle ilgili programlar yapmýþ; 1969-1971 arasýnda Milliyet gazetesinde köþe yazýlarý yayýmlamýþtýr. 12 Mart Muhtýrasý’nýn ardýndan Türkiye’ye döndü ve birinci Nihat Erim kabinesinde oluþturulan Kültür Bakanlýðý’nda ilk Kültür Bakaný olarak görev alma teklifini kabul etti. Beþ ay süren bakanlýðý döneminde Galata Mevlevîhânesi’nin sema gösterileri için yeniden açýlmasý kararýna imza attý. Halman, Aralýk ayýnda besteci Itrî’nin 259. ölüm yýlý nedeniyle düzenlenen bir klasik Türk müziði konseri için Cumhurbaþkanlýðý Senfoni Orkestrasý Konser Salonu’nun tahsis edilmesini onayladý. 11 Aralýk 1971’de birinci Erim hükümetinin sona ermesinin ardýndan kurulan ikinci Erim hükümetinde Kültür Bakanlýðý kaldýrýlmýþ ve Halman, ABD’ye dönerek Princeton Üniversitesi’nde akademik hayatýna devam etmiþtir. 12 Eylül darbesinden sonra Türkiye’nin yurtdýþýndaki kültür faaliyetlerini organize etmesi için Dýþiþleri Bakanlýðý Kültür Elçisi olarak görevlendirildi. Akademik çalýþmalarýna 1984-1986 yýllarý arasýnda Pennsylvania Üniversitesi'nde, ardýndan New York Üniversitesi'nde devam etti. Ýslam ve Ýslam Kültürü ile Ortadoðu konularýnda dersler veren Halman, 1986-1996 arasýnda New York Üniversitesi Ortadoðu Dilleri ve Edebiyatý bölüm baþkanlýðýný yürüttü. Kültür ve Dýþiþleri Bakanlýklarý’nýn isteði üzerine UNESCO genel kurullarýna katýlan Halman, 1989’da düzenlenen 25. genel kurulda Yunus Emre’nin 750. doðum yýlýnýn dünyada Yunus Emre Yýlý olarak kutlanmasý kararýnýn verilmesinde rol oynadý. 1991-1995 arasýnda UNESCO Yönetim Kurulu üyeliði yaptý; 1993’te Planlama Komisyonu’na baþkanlýk etti. 1998’de Türkiye’ye dönerek Bilkent Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatý bölümünü kurdu. 2005 yýlýnda üniversitenin Ýnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi’nin dekaný oldu. Kendisine 1988 yýlýnda Boðaziçi Üniversitesi, 2006 yýlýnda Ankara Üniversitesi, 2010 yýlýnda Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi tarafýndan onursal doktor unvaný verilmiþtir. 5 Aralýk 2014 tarihinde, kalp krizi geçirmesi sonucu hayatýný kaybetti. Cenazesi Edirnekapý Þehitliðine defnedilmiþtir.



[1] Talat Sait Halman, “Þeyh Galib ve Divan Þiirinin Deðeri”, Þeyh Galib Kitabý, Ýstanbul 1995, ss.191-192. 

[2] Dr. Vildan Serdaroðlu, Talat Sait Halman’la “Eski Türk Edebiyatý” üzerine, Türkiye Araþtýrmalarý, Literatür Dergisi, Cilt: 5, Sayý: 10, Ss. 505 – 512.

[3] Talat Sait Halman, "Yunus Eýnre'nin Hümanizmasý", Yunus Emre Ýle Ýlgili Makalelerden Seçmeler, Haz. H. Özbay-M.Tatçý, Ankara 1991, s. 161-164.

[4] Gökhan Tunç, Folklor Kavramý Merkezinde Yunus Emre, Millî Folklor, 2007, Yýl 19, Sayý 75

[5] Salih Okumuþ, Ýdris Þahin, Tanzimat’tan Günümüze Edebiyat Tarihi Yazarlýðý ve Edebiyat Tarihleri Üzerine Bir Ýnceleme, Uluslararasý Sosyal Araþtýrmalar Dergisi, Cilt: 3, Sayý: 14, 2010

Facebook
yorumlar ... ( 39 )
24-12-2014
24-12-2014 11:34 (1)
Deðerli Okurlar, sayýn Kaan Turhan, bu yazý bize gelince editörler olarak bir hayli tartýþtýk. Tabii bize gelen her yazýyý yayýmlamak zorunda deðiliz, site hacmi olarak mümkün deðil her þeyden önce, fakat bunu itirazlarýmýza raðmen yayýmlayalým dedik. Belki güzel bir tartýþma çýkar. T. Sait Halman'ýn tüm sevenlerine baþ saðlýðý diliyoruz. Ölümü üzerine Birgün'den Gerçek Edebiyat'a (Bu özellikle ilginç!) birçok sol sitede hakkýnda övücü yazýlar çýktý. Fakat bu insan 12 Mart darbesinin Erim hükümetinin ilk bakanlarýndan. Balyoz harekatý yürürken bakandý. Sonra 11'ler tepki koydu, istifa etti, Halman etmedi. 12 Eylül darbesinde de yurt dýþý kültür temsilciliðiyle görevlendirildi. Yaþamýnýn çoðunu ABD'de geçirdi. Yani Amerikancý karanlýk görevli Atatürkçü olunca bizden mi oluyor? Bir de Türkiye kültürüne katkýlarý mý aðýr basar, zararý mý? Ben daha fazla bilmiyorum açýkçasý. Bilgisi olan lütfen açýklasýn, bize de öðretsin, tartýþalým. Herkese saygýyla. Kaan Arslanoðlu
24-12-2014 12:08 (2)
Abarooww, "Yüksek Türk kültürün, asil temsilcisidir" diyor! Arasan bulunmaz þu Maden Tetkik Arama...
24-12-2014 12:37 (3)
“lütfen nezaketle çalýnýz ve zarafetle açýnýz”... yani, ben espriyle karýþýk söyleyince barbarlýk oluyo, kendinibeðenmiþ parishiltonluk oluyo, "biüstperdeden konuþma layn" oluyo, oluyo Crom oluyo... bilen bilir. bunun "kendini bil"den ne farký var? bu üstten bakýþýn damarý deðil mi? sütçü memedemmi prostat muayenesine gelmeyecekti ya talat halman'ýn kapýsýna. kendi sýnýfsal denkliðindeki insanlar kapý çalacaktý nihayetinde. afedersiniz ama... ben hacettepeliyim. def-i hacet edeyim böyle kibarlýða da beyefendiliðe de! biz burada kendi meramýmýzca, espriyle karýþýk bir "colloquial" lisan geliþtirip arada laf geçirmeye çalýþýyorsak bile asla herhangi bir insana bu raddede ayarcý ve asilzade havasýyla davranmadýk. zaten ralp fiennes'ýn oynadýðý "lütufkar" nazi subayý tripleri öldürdü þu türk "elit"ini. gadalarýný aldý sonunda o tiksindikleri, çorap ve ter kokulu, fýrça býyýklý anadolu sürüleri! ama iþte olan arada bize oldu. çünkü halmangiller yine "amarikalar"da. e biz? buradayýz. kilroy
24-12-2014 12:51 (4)
bu yazýnýn yayýmlanýp yayýmlanmamasýna yönelik tartýþmada müdüriyette kim nasýl oy kullandý sayýn arslanoðlu? taylan bey ne dedi, nihat ateþ ne dedi? herkesin eðilimini bilmek istiyoruz.
24-12-2014 13:05 (5)
"Hayatý boyunca edebiyat dahil hiçbir þeye eleþtirel yaklaþýmý olmamýþ. Onun için hemen her þey "güzel"miþ. Okuduðu bir þiir, bir roman, seyrettiði bir film, oyun..." diye anlatmýþtý onu tanýyan deðerli bir büyüðüm yýllar önce. Kritik zamanlarda, kritik yerlerde olmakta mahir biri ve o yerlerde sýnýrlarýnýn ne olduðunu" bilmek gibi bir yetiye de sahip gözüküyor. Türkiye'de "büyük kültür insaný olmak" için önemli meziyetlerdir bunlar. Ne yazdýðýnýzýn ve yaptýðýnýzýn pek bir önemi yoktur. Belki bulunduðu yerin sýnýrlarýný zorlamadan, eleþtirmeden, dikkatleri üzerine çekmeden edebiyat ve kültür için yararlý birkaç iþ de yapmýþtýr; ama kýstas belli: "Zorlamadan, olduðu kadarýyla." Allah rahmet eylesin. Nihat Ateþ
24-12-2014 13:14 (6)
Düzeltme: "Ne yazdýðýnýzýn ve yaptýðýnýzýn pek bir önemi yoktur" dedim. Yanlýþ oldu. "Ne yazdýðýnýzýn ne düþündüðünüzün pek bir önemi yoktur" olacaktý. Nihat Ateþ
24-12-2014 13:17 (7)
ismail cem'e þu þiiri yazmýþtýr. http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2000/subat/23/k2.html karþýtý olduðum bir üsluptur bu. doðan hýzlan'ýn açýklamasý ise linkte: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=-134656 taylan kara
24-12-2014 13:46 (8)
Herkes tartýþma çýkmasý iyi olur, o bakýmdan yayýmlansýn dedi sayýn 4 numaralý okurumuz. Kaan A.
24-12-2014 16:55 (9)
Sol çok sever bu kiþleri. Nedense solda da CHP'ye benzer kendini aþaðýlama huyu var. Ufuk Uras CHP'ye katýlsa anýnda genel baþkan yadýmcýsý da milletvekili de olur. Birgün ece Temelkuran için Daðhan Irak'ýn yazýsýný yayýnlamaz. Enver Aysever bugün KP'li ya da HTKP'li olsa anýnda MK üyesi olur. Geçmiþte de oldu. Marx okumamýþ birini MK'ya almýþlardý. (Statüsü gereði) sonradan kendisini iyi geliþtirdi o kiþiyi de eleþtirmeyi amaçlamýyorum. Ýyi bir insan. Ama yapýdaki eþitlikçi olmayan liberalliði vurgumak için söyleme ihtiyacý hissettim. Ulusalcýlýk liberallik iç içe geçmiþ. Þu anki iktidar sözcüleri ya ulusalcýlýktan ya da liberallikten gelme.(liberal "sol") Teorisi kuvvetli kadrolar yetiþtirip kendi yetiþtirdiðine deðer vermek yerine ya ulusalcý çevreden ya da liberal çevreden kiþinin kendisini desteklemesini daha olumlu görüyor. BHH'yi de eleþtirdiðimiz halde destekliyoruz napalým daha iyisi yok. Umut taþýmamýz için bu da gerekli ç.
24-12-2014 17:34 (10)
Siyaset çok yönlü yapýlmalý. Öne çýkmýþ þahýslarý reklam gücü, seçmen arttýrma isteðiyle ön saflara taþýyorlar. Reklamcýlýk dahil her türlü stratejiyi kullanmak gerek, elimizde olan kapitalizm, sosyalizmin yöntemleri kapitalizme uymuyor. Kendimizi kandýrmayalým. Görsel medyayý, simgeleri, önemli kiþileri zamaný gelince dozunda kullanmak gerekiyor. Yoksa siyaset yapmanýn bir anlamý da yok. Üç beþ kiþi toplanýp ülkeyi kurtarmakla siyaset yapmak ayný þey deðil. Elinizi zamaný gelince kirletmek zorunda kalabilirsiniz. Buna hazýrlýklý olmadan siyaset yapmanýn bir anlamý yok. Sistem içindeyseniz sistemin kurallarýný alýp sisteme karþý kullanacaksýnýz ya da sistemin tamamen dýþýnda hareket edeceksiniz. Ýmkansýz deðil ancak artýk sistem daha da sýký denetim içinde olduðundan ikincisi daha zor. Sistem içindeyken tanýnmýþ sanatçýlar, medyatik karakterlerle ölçülü iþbirliði yapmadan siyaset yapýlýr da hedefine ulaþýr mý o siyaset. Bilimsel siyaset, duygusallýðýn dýþýndan bakabilmekten geçiyor.
24-12-2014 17:39 (11)
10 nolu hocam, sosyalist solun 30 yýllýk satýcý demagojisi bu, siyaset yapmak için belli ünlü isimleri kullanmak. ÞUNUN ALTINI ÇÝZÝYORUM. Türkiye'de sol 30 yýldýr aydýn faaliyetinin dýþýnda deðil, halk içinde deðil, sadece ideolojik alanda. Yaptýklarý tek þey bu aydýn çalýþmasýysa, gazete çýkarma, ve temsil faaliyetiyse seçtikleri o ünlü insanlar onlarý belirler. YANÝ: talat Sait Halman'ý övüyorsa Birgün, gazete çýkarmaktan baþka bir çalýþmasý olmadýðýndan birgün Talat Sait Halman olur. ENVER AYSEVER Solda yazýyorsa, baþka bir kitle çalýþmasý olmadýðýndan artýk SOL, KP HTKP ne ise artýk Enver Ayseverdir. 30 yýldýr bizi ayný numarayla kandýrýp burjuva politikasý yapýyorlar. Yeter. Kaan Ars.
24-12-2014 18:45 (12)
Dediklerinize tamamen katýlýyorum Kaan Arslanoðu. Reklamcýlýk ile sol olmaz. Sonunda Ufuk Uras'ý milletvekili seçtirir. Solu Ufuk Uras'la eþitlersiniz. Sol kendi kadrolarýndan liderini çýkarabilir. Bunu yapacak kapasitesi var. Bu liderlerde amaç deðil araç olmasý geekiyor. Ýnsanlara ulaþmak için araçlardan biri. Yoksa sadece dergi kitap ile kitlelere ulaþmak imkansýz. Televizyon bari açsalardý (matbaalara inanýlmaz para harcýyorlar seçim zamaný burjuva partilerinde daha çok bildiri basýyorlar) yine de gazete dergiye göre daha etkili bir araç onda da kendi kadrolarý yerine liberal isimlere program yaptýrýrlardý. ç.
24-12-2014 19:30 (13)
Yorumlar ve çözümlemeler için teþekkürler. Bu yazýyý yazarken, Halman'ýn, kiþiliðini, aidiyetlerini ve de Amerikancý, Masonik iliþkilerini ötelemeye çalýþtým. Bunlar tuzaklardý. Yazýlanlarýn hepsini biliyor ve Halman'ýn Amerikan ekolümüm temsilcilerinden olduðunun da farkýndayým. Yazýda bunlarý da yazmayý ve eleþtirel boyutu derinleþtirmeyi de düþündüm. Lâkin, Halman'ýn edebiyatla iliþkisi, þiirleri, edebi eserleri üzerine yoðunlaþtým. Bilkent gibi kurumsal kimliðin, Doðramacý gibi bir kimliðin, burjuva kapitalizmin ruhunu yücelten sürdürücüsü olduðunun farkýndalýðý kadar, edebi çabasýnýn da farkýndalýðýna dikkat çekmek istedim. Yoksa, ne Halman'ýn siyasi ittifaklarýný, ne de özel üniversite sistemini kabul ederim. Türk Edebiyatý Tarihi, çevirileri, sadece Türk Edebiyatý üzerine bir ingilizce dergiyi çýkarma çabasý, tez konularýndaki ince tavýrlarý görmezden gelinemezdi. Bu elbette Halman'ýn siyasi duruþunu aklamýyor ama edebiyat için çabasýna da duyarsýz kalamazdým. Kaan Turhan
24-12-2014 20:26 (14)
kaan turhan'a katýlýyorum. "gerçek yazar, ille de gönlümüzden geçenleri yazandýr" diye diretirsek, ortada yazar kalmaz :) m. yýlmaz
24-12-2014 21:34 (15)
Sayýn Halman'ýn siyasi düþünce yapýsý vs. en azýndan beni hiç ilgilendirmiyor. Onun edebiyatla iliþkisi ve bu anlamda bizlere kazandýrdýklarý çok daha aðýr basýyor. Kiþisel düþünce olarak yorumlayabilirsiniz ama en azýndan Faulkner gibi bir edebiyatçýyý yaþamýma katan yani bana bu ismi ilk fýsýldayan kiþi olarak yaþantýmdaki yeri daima saygýn olarak yer bulacaktýr. Siyasi anlamda benim gibi düþünmek zorunda da deðil, ben bir okurum. Bana sunulanlardan, ortaya çýkan ürünlerle ilgilenirim. O ürünlerle ilgili konuþulacak þeyler varsa tartýþýlabilir ancak bunlarýn dýþýndaki her türlü düþünce kusura bakmayýn bana gerekli gibi gelmiyor. Zaman kaybý... Sanem Uçar
24-12-2014 22:09 (16)
size Faulkner'i Halman mý fýsýldadý? bana babam fýsýldamadý. ama bizim evdeki kütüphanede (biz kitap rafýna kütüphane demiyoruz. kütüphane derken i mean it yani) babamla amcamýn 70'lerde yaptýklarý tasnife göre amerikan edebiyatý bölümünde mevcuttu. çok pis bir cücük burjuva çocuðu olduðum için ilk masal kitabým da puss in boots'un hareketli-resimli bir versiyonuydu (puss in boots! i mean it hala). Tennessee Williams, Hemingway, Capote, Harper Lee... 20th century - american diye kodlanmýþtý. orijinal... i mean it diyorum hala. fýsýldanmasýna gerek olmayan adam Faulkner'dir herhal. Talat Halman'ýn siyasi bir kimliði vardýysa da amerikancýlýktan baþka bir þey deðildir. Ki ben kendisinin amerikancýlýðýna laf etmedim. yazýnýn baþýnda alýntýlanan kapý "remark"ýnýn sitede sýk sýk "výcýk výcýk elitizm" diye aþaðýlanan zýkkýmýn bulunabilecek en iðrenç formu olmasýnaydý vurgum! bu arada, bizde zaman belki boldur. kaybetmeye bile bir sürü vaktimiz vardýr. masonluksa ondan bizde de var. hürmetzzz
24-12-2014 22:58 (17)
Halmanýn on ikisi þiir kitabý olmak üzere 50 kadar telif ve çeviri kitap, 3 bin kadar makalesi, 5 bini aþkýn þiir çevirisi dururken onun Amerikancýlýðý, Masonluðu, Cuntanýn Bakaný olmasýyla-takým tutar gibi ilgilenen kiþilikleri görünce irkiliyorum..Aklý baþýnda yorum olarak sadece Sanem hanýmýn yazdýklarýný görüyorum..dahasý bu yorum kýsmýnýn hiçbir yararý ve getirisi olmadýðýný düþünüyorum..Mithat Sarcan
24-12-2014 23:10 (18)
ruhu þad olsun (ýþýklar içinde yatsýn mý deniyordu sizin orda?), talat halman beyefendi varlýðýyla türk harsýný kývandýrdý ve gönendirdi. þimdi oldu mu Mithat Bey? zaten öndegelen bütün türk dili ve edebiyatý araþtýrmacýlarýna anket yapsak, son yüzyýlda türk diline en çaðdaþ ve toplumcu katkýlarý da talat halman bey yapmýþtýr diye bir koro yankýsý suratýmýza tokat gibi çarpacak. ben adamýn ne amerikancýlýðýna bir þey dedim, ne masonluðuna! cuntacý olduðunu da iddia etmedim (adam yapmadý o cuntayý nihayetinde). ne yazdýðým gayet açýk. zaten stil itibarýyla anti-adhominemciyim (bazan eminemci de oluyorum). eðer kapýsýnda gerçekten o yazý asýlý idiyse de iddiamda hala ýsrarcýyým. yorum kýsmýnýn ve yorumcu kýsmýsýnýn madem bir yararý ve getirisi, hatta mala davara bir hayrý olmadýðýný düþünüyordunuz da ne diye buraya bu yorumu yazma zahmetine katlandýnýz? öðretmen istersek ilan veririz. sizin de haberiniz olur. saygýyla efendim. iyi geceler. hayýrlý gýrismýslar! arif yavuz aksoy
24-12-2014 23:51 (19)
Shakespeare soneleri ve þiirleri çevirilerinde kafiyeye ve hece ölçüsüne baðlý kalmýþ olmasý, anlam bütünlüðünü Shakespeare uzmanlarýyla konuþarak, tartýþarak gözden geçirmesi ve nadir bulunur özenle çevirmiþ olmasýna hayran olmuþtum. Bu insanýn dünya görüþü yaptýklarýný takdir etmemi azaltmaz. "Nezaketle çalýnýz ve zerafetle açýnýz"ýn tuhaf kaçmasý kapýdaki insanla ilgilidir. Üstten bakýþ deðil tevazu görüyorum bu yazýda. Anlamamak ne zaman bu hale gelip baskýn kültür haline gelmiþtir. Ýsmail Cem'e yazdýðý þiirde de fazla kaçan bir coþkuyla bir arkadaþýn diðerine yazdýðý övgü var. Doktorun kapýsýnda "benim vergimle çalýþýyorsun", "aslan gibi oðlum evde yatýyor, sen para kazanýyorsun", "gelen giriyor, giren çýkmýyor", "kadýn doktor yok mu" diye kavgaya tutuþan ademoðlunun bakýþýyla anlayamazsýn. Ha ben olsam asmazdým o yazýyý kapýya, arkadaþýma da öyle bir þiir yazmazdým. Ama bu nedenle Halman'a garezim neden olsun.
25-12-2014 00:13 (20)
bir yorum yapayým öyleyse. ille açtýracaksýn aðzýmý gece gece. Shakespeare sone çevirileri bok gibidir (hem de kabýz cinsinden)! öyle yapacaktýysa yapmasa daha da iyi olurmuþ. anlam bütünlüðüymüþ... kestanemin kenarý! çoðunda sembolojiyi hiç kavrayamamýþ bile. ayrýca kendi dengine bu ayarý çeken adama yaþarken de saygým yoktu. geceyarýsý türk yarýmý coþturdun. ölenin arkasýndan iyi konuþmak zorunluluðu da hiç hissetmem. ayrýca konuyu ille kaþýdýn diye söylüyorum. evet, siyasi pozisyonuyla da kavgalýyým aslýnda. bu adam sýradan bir insan deðildi. bakanlýk yaptý! kültür bakanlýðý! boru deðil! "vik vik vik bakýþýyla anlayamazsýn" buyurmuþsun. senin cinsine adamlýk edip nezaket formunda yazmýþ olmak hata oluyor zaten. ama ne yapalým ki, site yönetimi apartman içinde fazla gürültü yapmayýn diye kaç kez ihtar çekti. ondandý efendiliðim (sahtedir yani). "aldanma çocuksu mahzun yüzüme" diyorum. sen de anlarsýn þimdi bunu, he mi?! baskýn kültür demiþsin. "baþat" olacaktý o. ha guzuma! conan
25-12-2014 00:48 (21)
gece gece önemli not: bu ülkeye gomonizm gelecekse onu da biz getiririz! kronik bulgur entoksikasyonu makarasýyla onlarla alay etmiyorum. üzülüyorum. buna mahkum býrakýldýklarý için... ve þimdi onlarýn savunusuna geçmek durumundayým. "kadýn doktor yok mu" diye kavgaya tutuþtuklarýný iddia etmiþsin. emin ol. ben de 15 yýldýr bu ülkede doktor olarak çalýþýyorum. evet, kimisi inançlarý ya da þartlanmalarý nedeniyle kadýn bir doktorun olup olmadýðýný sorgular arada (dikkat! arada!). ama çok uzun süre "kamuda" da baþtabiplik yaptým. ve benim muayeneler de, uzmanlýðýmýn doðasý gereði, gayet "genital"lere yönelik olmakta sýklýkla. ömrümde bu söylediðin gerekçe için kavgaya tutuþtuklarýný hiç görmedim. en fazla, muayene olmazlar ve usulca çýkarlar. ve maalesef, mesnetsiz atýyosun (r kasten yok!). tamam. kronik bulgur entokslar. ama asalete geldiðinde senin þürekâný utandýrabilir çoðu. o yüzden, derim ki sana: bastýðýn yerleri toprak diyerek geçme, taný! gece popülizmi deðildir. biline! conan
25-12-2014 08:19 (22)
19 numaralý yorumcu karþýnýzdaki insanla(hastanýzla) iletiþime geçerseniz sorun yaþamazsýnýz. Çocuðunuzun iþsiz olmasýnda sizin bir hatanýz olmadýðýný, sýra gelmeme sorunun doktor sayýsýndaki azlýktan kaynaklandýðýný günde kaç saat çalýþtýðýnýzý anlatýrsanýz hastalarý muayene için süre gerektiðinden söz ederseniz sizi anlayacaktýr. Asýl konuya gelirsek bazý siyasi tercihler insaný belirler. Nazi Partsi'ne üye olan Heidegger'e deðer veremem. 12 Eylül'de önemli konumlara gelen birine de deðer veremem. 12 Eylül dönemide dýþiþleri kültür elçiliðine niye getirildiðini bilmemesi imkansýz. Ben lafa deðil icraate bakarým söylemi gibi olmuþ. Edebi eserlerde bulundu o zaman büyük insandýr. Yok öyle bir þey. ç.
25-12-2014 08:21 (23)
Kronik bulgur entoks. diye onlarla alay etmiyormuþ, üzülüyormuþ. Ey haklý çýkmak için kendiyle çeliþen krallýk peþinde koþan, popülizme konan... Elitizmi savunuyorken çark ettin, demogojiye sýðýnýp Halman'ýn kapýsýnda yazan nazik ifadeden tuhaf bir þekilde nazi subaylýðý çýkardýn(reductio ad hitlerum). Þimdi bu çýkarýmýný desteklemek için çoðunlukla alay etmedim, senden asildir onlara geçtin.(ad hominem seviyosun farkýnda deðilsin.) Preretorik çað adamý seni.
25-12-2014 08:31 (24)
Shakespeare sone çevirileri þöyledir böyledir diye yorum yapýyorsun. Sadece Halman'dan mý bahsediyorsun. Türkçe tüm çevirilerden mi? O insanlar çalýþmýþ ki senin toprak diyerek geçmediðin coðrafyada senin bulgur entoks. dediðin "sütçü memedemmin" okuyabilir belki diye. Kendisi okuyup ortamlarda caka satmak, ya da burun kývýrmak için deðil yani. Sen beðenmiyorsan tekrar çevir soneleri, ben okurum. Boþa sallýyorsun, nasýlsa kimse bilip bilmediðini sorgulamaz. Ayný mesnetsiz atma " doktorlarýn biþey bildiði yok", " hükümet saðolsun doktorun elini cebimizden çýkardý", " her yerde muayene olabiliyorum, 250. hasta da olsam da, bir dakikada doktor herþeyime bakýyor baþbakandan korkusundan keh-keh" zihniyeti olarak tezahür ediyor. Baþhekimken sen de bu baþat kültürü destemek zorunda kalmýþsýndýr belki ama o gömlek üzerinde kalmýþ. Haber vereyim.
25-12-2014 09:20 (25)
Sayýn ç, iç anadolu bölgesinde bir devlet hastanesinde kamu hastaneler birliði ve baþhekimlerin baskýsýyla ilk muayene hastasý yüzden aþaðýya düþmüyor. Sonuçlarla bu iki katýna çýkýyor. Performans baskýsý doktorlarý usülsüz iþler yapmaya teþvik ediyor, hatta ödüllendiriyor(yatýrdýðý hasta sayýsýný gereksiz arttýrma, yapmadýðý giriþimi yapmýþ gibi girme, poliklinik hasta sayýsýný arttýrma, gereksiz cerrahi iþlem, muayene etmediði hastaya iþlem girme, acilin kapýsýnda kendi üzerine giriþ açýp hastayý muayene etmeden konsultasyon isteme, mesai içi iþi mesai dýþý girme vb). O doktorlarý suçlamýyorum, bunlarý yapmayan doktor enayi konumuna düþürülüyor. Baþhekimler uygunsuz iþ yapaný deðil az ve nitelikli iþ yapmaya çalýþaný sorguluyorlar. Tek iyi tarafý baþhekim de dahil personel sizin daha ilgili bir doktor olduðunuzu fark edip size danýþýyor hastasýný. (Periferde doktor seçerken kolaylýk olsun diye belirteyim, performansý az olan doktora daha çok güvenebilirsiniz.) Bu ikiyüzlülük deðil mi
25-12-2014 10:53 (26)
Benim takýldýðým Halman deðil yazýnýn yazarý; "Yüksek Türk kültürün, asil temsilcisidir." nasýl oluyor? Ümit Kývanç'a mý bildirmeli, soyadýnýzdaki "h"yý atmanýzý, daha iyisi Kýzýlelma'ya çevirmenizi mi tavsiye etmeliyim?Bakýyorum baþka takýlan yok. Benim kapýmda Einstein'ýn resmi var, altýnda "Order is for idiots, only genius can handle chaos" yazýyor, çoðu kimse de görmüyor zira kapý hep açýk duruyor. Cengiz oðlu, Bahadýr kardeþi Yaðýz Üresin.
25-12-2014 10:54 (27)
Sevgilu kenar kiþi, hala atmaktasýn. Devam et. Kolay gele. Bana adresini gönderirsen hemen sana shakespeare sonelerinin tarafýmca yapýlmýþ çeviri denemelerini gönderirim. Þeytan Ayetleri çevirimi de pakete dahil edicem. Söz! Hatta 1 tarak ve gergedan damla seti de hediye benden. Meri gýrismýs nihayetinde. Bu arada filmi izle. Totodan sallamak kötü biþey sonuçta. Ralph Fiennes benzetmesi neyle alakalý belki anlarsýn. Ben sen miyim ki ota boka "nazi" diye fýþký atayým. Performansý az olan doktora güvenebilirsiniz deme. Hukuki sonuçlarý doðar. Aman diyim guzuma. Aman! Adýný bile bilmem. Ad hominem yaparým. Ama anca ad homineme giriþene... Yani, belden aþþaa sen geçme, ben de geçmem, kýliðr? Sana da Meri Gýrismýs canumuniçi
25-12-2014 10:54 (28)
25'ten devam: Bu performansa dayalý sistem içindeki iletiþimi düþünün. Hastalarla iletiþimde diðer meslektaþlarým kadar sorun yaþamadým, çünkü anlatmak için vakit ayýrdým. Ancak hastalar aksayan herþeyi doktordan bilmeye güdülenmiþler. Resüsitasyon yaparken poliklinik hastasý sýra beklemekten þikayetçi olabiliyor. Anlatmanýn bir yolunu buluyorsunuz. Çoðusu birbirini ezerek kapýdan giriyor. Her hasta için kapýyý kilitleseniz de poliklinik kapýsý çalmaya devam ediyor. Kapýya yazý koymayý geçtim, kapýyý bile tepeden bakan elitist görebilir bu kafa. Sorunun sosyolojik kökenleri var. Onlarý suçlamýyorum. Günün çerçevesi bu. Post-modern mi, yoksa baþka ad gereken bir yozlaþma mý bilemiyorum. Modernizme ve aydýnlanmaya karþý olduðu kesin. "Dönülmez faþizmin ufkundayýz/ Vakit çok geç". Elitin ve entellektüelin aþaðýlanmasý yozlaþmaya neden oluyor. Batý anadolu daha anlayýþlý diye duydum. Bunun nedenleri düþünülmeli.
25-12-2014 11:21 (29)
Sevgili aya, ben ciddiyim. Yap bir sone çevirisi, kýyaslama yapalým ki iyisini doðrusunu öðrenelim. Editörlere gönder. Beðenirsem adresimi veririm. Sen de bakanlýða bildirirsin adýmý. Olmaz mý baþhekim aya. Meri krismýs sana da gergedanbaþý kardeþ.
25-12-2014 11:28 (30)
Ben yaptýðýndan eminim. Bana da gönder lo, okumam ama etrafa "bizim arkadaþ çevirmiþ" diye hava yaparým. Kont Býrakula
25-12-2014 14:33 (31)
25 ve 28 numaralý yorumcuya ne yazýk ki böyle baskýlar var,sadece doktorlukta deðil öðretmelikte diðer mesleklerde de benzer durumlar var. ayný iki yüzlülükte yaþanýyor. siz de istenen doktor olamayacaksýnýz olmayýn da ama içten içe de baþhekimin bile hayranlýk duyduklarý doktor olacaksýnýz. bu durumun farkýndalar iki yüzlülük hali bunu gösteriyor. iletiþime devam edeceksiniz her insana etkiniz olmayabilir içlerinden bir kýsmýna bile etkiniz olduysa bu da bir kazanýmdýr. bu yaþanan duruma sosyolojik açýdan post modernizm denemez. post modernizm diye bir þey de yok. 80'den sonra neo liberal düþünce tüm toplumsal tabakalarda çürümelere neden oldu. bu yozlaþmanýn etkileri. bencillik bir de bu bencillik bütünü görmeme ile birleþince bu durumlar yaþanýyor. hasta muayenin niteliðine bakmayýp bir an önce iþini halletmeye ,eðitimde hocanýn nitelik kazandýrýp kazandýrmadýðýna deðil aldýðý nota bakýyor. elit ya da entelektüel aþaðýlanmýyor. o çürüme sadece hastalarda deðil siz dediniz ç.
25-12-2014 14:34 (32)
doktorlarda da var. herkes her þeyi biliyor. bunun yanýnda kültürel birikim ise kötü durumda. eðitim alan mezunlarýn aydýn olabilmesi imkansýz. doktorlarýn büyük çoðunluðu da öyle. eðitimde de nitelik düþüyor. kendi kendini yetiþerebilmek gerekiyor. yoksa mevcut eðitimle yetinen kadrolar ayný niteliðe sahip. eðitim niteliði düþüyor bir de üstüne toplumsal çürüme durum bu. hastanenizde çalýþan doktorlarýn büyük çoðunluðu da bankada öne geçmeye çalýþýyordur. sizde öyle anlayýþ olmasa da durum bu. ç.
25-12-2014 14:35 (33)
Gergedaný anlamamýþýn. Radyo dinleme kültürün yok, belli. Sana elif adýný uygun gördüm. Sevan'a bak. O zaman anlarsýn. Býrakula hocama hürmetz. Satanic Verses kendisine ulaþtýrýlacak.
25-12-2014 14:54 (34)
Radyo, tv bakmam. Ionesco'nun gergedanlar oyununu bilirim. Benim gergedan oradan. Ben de sana baþrhinoceros adýný uygun gördüm. Soneleri bekliyorum.
25-12-2014 15:52 (35)
yayýmlanmadý... Arkadaþlar burasý özel yazýþma yeri deðil, özel hakaret, cin iþi küfür yeri hiç deðil...
25-12-2014 15:53 (36)
a.y.a. imzalý bu yorum da yayýmlanmadý
25-12-2014 15:54 (37)
yayýmlanmadý
25-12-2014 17:36 (38)
Beþ yorumu sansürlenen siteden atýlsýn. Krakow Çocuðu
25-12-2014 21:57 (39)
Sürekli birilerinin atýlmasýný arzulayýp emeline eremeyenler katran ve tüye bulansýn. Laki Lük
DOST SÝTELER
Toplam Giriþ Sayýsý : 2210969
Arama

Ýmzasýz yazý yayýmlanmaz. Yazýlarýn sorumluluðu öncelikle yazarýna aittir.