Mizahla ilgilenenler Charlie Hebdo dergisinin adını çok önceden bilirler. Bizim sol mizah dergilerimizden birinin kardeş dergisiydi ve o dergiyle karşılıklı ziyaretler yapıldığını yine bu dergiden öğrenirdik.
Ama Türkiye kamuoyu Charlie Hebdo’yu korkunç bir katliama maruz kalmalarıyla öğrendi. Radikal İslamcı militanlar sadece dergi çalışanlarından bazılarını değil, konuyla ilgisi olmayan insanları da hunharca katletmişlerdi. Elbette “sol” ve “muhalif” olarak bilinen bu dergiye bu acı olaydan sonra daha bir sempati duyduk ve onunla uzaktan da olsa dayanışmaya girdik.
Hatta Cumhuriyet Gazetesi kendi çalışanlarının can güvenliğini de riske atarak Charlie Hebdo tıpkı basımları yapmaya başlamıştı o lanet olası saldırıdan sonra. (Bu Cumhuriyet ve liberaller vasat akılla ama çok konuda aldattı herkesi!)
Bu vesileyle derginin bazı karikatürlerine yeniden bakma fırsatı bulmuştum. Ama hiçbirine gülememiştim. Bunu da Avrupalıların -belki Fransızların- mizahta, özellikle karikatürde bize göre daha geri olduğuna yormuştum.
Ama işin aslı öyle değilmiş. İngiltere’den bir arkadaşım geldi, onunla sohbet ederken konu Charlie’ye kaydı ve arkadaşım bu derginin “sürekli nefret suçu işleyen, faşist, ırkçı bir dergi” olduğunu söyledi. Avrupa’nın aklı başında çevreleri zaten uzun süredir “cinselliği aşırı sömürmekle, kadın düşmanlığıyla, daha önemlisi yabancı düşmanlığıyla ve dindarlığı sürekli aşağılamasıyla” ciddi şekilde eleştirirlermiş Charlie’yi.
İnternette siz de birçok kaynak bulabilirsiniz. Ben de birçok kapak karikatürüne ve bazı iç karikatürlerine yeniden baktım. 100’den fazla karikatürü inceledim.
Hastalıklı bir din düşmanlığı neredeyse derginin ana teması. Mizah ölçüleri içinde din eleştirilebilir, dinle veya dindarlarla dalga geçilebilir… Peygamberlerle de dalga geçilebilir. Ama mizahla. Mizahta bir kapsayıcılık vardır, hoşgörü vardır, anlama çabası vardır, empati vardır, her şeyden önce komiklik vardır. Fakat bunların neredeyse tamamı iğrenç derecede aşağılayıcı karikatürlerdir. Belki en önemlisi bunlar MİZAH DEĞİL. Normal bir insanı güldürmez, zeki bir insanı güldürmez. Önyargılı, omurilikten kafalı insanları belki güldürebilir. Normal bir insanın buna tepkisi tiksinme olacaktır. Ama kişi kendini aşağılanmış hissediyorsa, bu sürekli kışkırtmaya dayanamayacak, karşı bir saldırganlık gelişecektir. Charlie Hebdo’nun dinle, özellikle Müslümanlıkla ilgili karikatürleri sürekli bir aşağılama, hem de cinsel temalı bir aşağılama içeriyor. Nefret suçu kavramını hiç tutmuyorum, ama buradaki suç mu değil mi bilemem, düzeysiz-ilkel bir nefret duygusunun dışa vurumu. Ve sanki özellikle birilerini kışkırtmak için çiziliyorlar. Ölümle biten saldırılar şiddetle ayıplanmalı. Ama bu yayının ardında sadece ilkel duygular mı var, yoksa daha karışık mevzular mı, o da araştırılmalı.
Charlie Hebdo’ya, en çok Müslümanlığı ve onun ardından Hıristiyanlığı büyük cesaretle “eleştirdiği”, ama Yahudiliğe bu cesareti gösteremediği yönünden de sağlam suçlamalar mevcut.
Burada sadece başlıktaki karikatürü yayımlayabiliyoruz. Facebook sayfamızda en iğrençlerini kapsamayacak şekilde bir albüm sunuyoruz: https://www.facebook.com/%C4%B0nsan-Bu-240641076072753/
Gördüğüz gibi dünyada işler iyice karışık. Kim dost kim düşman, kim sağda kim solda, kim iktidarda kim muhalif, kim suçlu kim güçlü, ilk bakışta hiçbir şey belli olmuyor. Durumlar kötü, böyle çok Hebdocu var çevrede, kollayın gözü.
Kaan Arslanoğlu