Tweet

09-12-2015 22:36 (1)
1)Evet,Semih Poroy,edebiyat eylemselliklerine ilgisi en gelişkin çizerlerimizden biridir.Çizgilerindeki iletinin toplumsalcı izleklerle yüklü olmasının kaynağında,geniş ölçüde bu ilgi yoğunlaşmasının olduğunu düşünüyorum.Söz konusu yoğunlaşma,berâberinde"edebiyat(çılar)agorası"nın antikunti(ci)lerine ve o agoranın karanlık dehlizlerine yönelttiği kalemini ve kelâmını,yeri gelince mızrakmışçasına kullanmasını sağlar.Burada yaptığı da odur:Yazar-Yayıncı ilişkisinin kapitalist post-modernite çağında,nasıl yozlaş(tırıl)dığını,yazarların nasıl insafsızca sömürüldüğünü,öte yandan da sömürülmeye karşı çıkmayı bırakın, eski Roma'daki gladyatör dövüş(tür)melerini andıran yarış(tır)malardan ödül kapma uğruna,metalaşmaya(nesneleşmeye)nasıl teşne olduklarını imlemek.Günümüzün geçer-akçe yazarlığının,bağımsız kafa ve vicdanlı bir kalp taşımaktan değil;"star sistemi"nin endüstriyel serî üretim tarzına rızâ göstermekten geçtiğinin altını üstünü çizmek.-b.durali (devam edeceğim)

09-12-2015 22:50 (2)
2)Edebiyat habitatında,Efendi-Köle Diyalektiği'nin tornası ve tesviyesi çalışıyor yâni.Buna dikkat çekiyor,Poroy... C.Gündoğdu,Kaan Arslanoğlu,Taylan Kara,Nihat Ateş arkadaşların yaza-söyleye dillerinde tüy bitiren,derilerinde şirpençe çıkaran bir "ağu"yu çizgileriyle güncelliyor.Çizgilerinin sanatsal niteliklerine dönük bir değerlendirmede bulunabilecek düzeyde değilim.Ancak,çizgi karakterlerinin anatomik yapılarından sızan psikolojilerdeki "yırtıcı egoizm"i sezebiliyorum.Kapitalist düzeneklerin markalaştırarak yırtıcılaştırdığı kişiler,üstüne üstlük"yazar"salar,öylelerinin nobranlıkları cidden doğal âfetlerden bile daha tehlikeli olabiliyor.Bu zâlim gerçekliği bize bir kez daha hatırlatan,sevgideğer Semih Poroy'a teşekkürler.-b.durali

10-12-2015 08:51 (3)
http://odatv.com/ankaralilar-bunu-kacirmasin-0912151200.html yine ödül yine jüride Doğan Hızlan. Bu ödülde sosyalist sosa bulanmış kapitalist bir ödül. Sosyalistlerimiz gibi.ç.

10-12-2015 10:50 (4)
Edebiyattaki bu rezaletlere ses çıkarmayıp, aksine bu çevrelerle sıkı fıkı olmaya devam edeceksin. Bunların AKP ile olan ilişkilerini de görmezden gelip keskin anti-AKPcilikle siyasette nemalanacaksın. Halk sağlığı için parmağını oynatmayan, şirketlerin örgütlü sözcüsü olan TTB ile (Kürtçülüğü bir tarafa) ilişkini sıcak tutacaksın. Ama kendine "komünist" diyeceksin. Mal meydanda. Bu sözüm kendine "komünist" diyen bütün taraflara. Kaan Ars.