Marx'ın gerçek mezarının hali: Marksistlerin hali için bir gösterge mi?

Dostum M. Bülent Akman son yıllarda dünyanın bir o ucunda bir bu ucunda. En son Londra'ya gitmiş. Durur mu, ilk ziyaret ettiği yer Marx'ın mezarı. Geçen hafta oradan bir fotoğraf attı, "Bak şu mezarın haline!" diyor. Bakınca ben de üzüldüm, ancak internetten biraz araştırınca az yatıştım.

Fotoğrafta gördüğünüz mezar taşı birçok yerinden kırık. Ee, tabii 1800'lü yılların sonlarından kalma tarihi bir taş, kırılabilir. İlk ne zaman kırıldı, öğrenemedim. Tarihi taş onarılabilir mi, restorasyon uzmanı değilim, ama basit bir iş sayılmaz; bu gerekli mi, onu da bilemiyorum. Ama taşın kırıklığı bir yana, etrafın da bakımsız olduğunu belirtiyor arkadaşım." İngiliz Marksistleri uyuyor mu!" diye başlık atacaktım, vazgeçtim. Ayrıca bu ziyaret için kişi başı 4 Pound ödemeleri de ağırına gitmiş Bülent'in.  Marx'ın mezarı da metalaşmış, buna üzülmüş.

Marx'ın mezar hikayesi ilginçtir. Kısaca özetleyeyim:

Marx gurbette yoksul bir sürgün olarak Londra'da ölür 14 Mart 1883'de. Bir avuç dostu katılır cenaze törenine.   11 kişi. Bunlardan ikisi Engels ve Wilhelm Liebknecht'tir. (1919'daki başarısız Alman Devrimi sırasında öldürülen Karl Liebknecht'in babası.)  Marx şaşaadan hoşlanmaz, fetişizmden hazzetmez. Ailesinden daha önce ölenlerin yanına gömülür, zaten o yoksullukla başka nereye gömülecek.

Marx öldüğünde elbette ki öğretisinin nasıl sonuçlar verebileceğinden habersizdi. Üstelik son yıllarında durum işçi sınıfı hareketi için ümitsiz görünüyordu. Fakat sonrasında adına ne güçlü, ne büyük devletler kuruldu.

Tabii bunun etkisi mezarda bile yatsa Marx'ı rahat bırakmadı. Britanya Komünist Partisi 1954 yılında bir küçük anıt mezar yaptırdı adına. Büstüyle birlikte. Marx'ın anlayışı doğrultusunda bu anıtta da gösterişten kaçınılmıştı, ne ki ilk mezarıyla kıyaslanamayacak büyüklükte ve konumdadır yeni yeri. Esas mezardan 200 metre kadar uzakta. 27 Kasım 1954 tarihli bir İngiliz gazetesi Marx'ın mezarıyla ilgili bir habere yer vermiş. Marx'ın mezarındaki esrarlı kazıcılar! Marx'ın kemikleri mezardaki öteki kemiklerden ayrılıp az ilerdeki başka bir yere gömülmüş gece yarısı.

Marx'ın mezarı başında dostu için konuşma yapan Engels ise 5 Ağustos 1895'de ölür. O mezar bile istememiştir. Cesedi yakılır, küllerini dostları Eleanor Marx, Karl Kautsky ve Eduard Bernstein denize savurur Londra, Eastbourne'dan.

Mezardan doğan ironi!

Marx gerçekte iki mezarda birden duruyor olmalı. İlk mezarı ilgiye terk edilmiş görünüyor. Kuramının ilk hali gibi. İkinci mezarı gösterişsiz dense de kendi halinde bir gösteriş içinde. Bakımlı. Para da getiriyor. Resmiyet kazanmış, öldükten çok sonra hayli revize edilmiş kuramı gibi. Kuramının orijinal hali, orijinal iyi niyeti nerede, sonraki kötüye kullanımları nerede? Marx'ın kitapları da metaya dönüşmüş. Dünyada pek çok Marxologa bayağı iyi bir ekmek yediriyor.

Engels'in mezarı yok. Engels'in kitapları çok daha az metalaşmış belki de bu yüzden. Engels taraftarlarında fazla bir parçalanma görmüyoruz, ama Marx'ın mezar taşının kırıklarının katları kadar bölünmüş Marksistler. İroni yapıyoruz. Marksizmin yükselişini gördük, birkaç kuşak olarak sevindik; şimdi de inişini yaşıyoruz, hüzünleniyoruz. Biraz da şaka yapmak hakkımız sanırım.

Hıdır Taflan        

Facebook
yorumlar ... ( 3 )
25-08-2013
25-08-2013 19:10 (1)
kapitalizm yaşadığı müddetçe, marx'ın nefesi ensesinde olacaktır... m. ylmz
25-08-2013 19:12 (2)
Yeryüzünde yapılmış "iyi bir şey" asla kaybolmaz. Marks öyle ya da böyle insanlık oldukça emekçi insanlarca sevilecek, sayılacak, okunacak, düşünülecek. Doğrularının çokluğu, tarihsellikten kaynaklanan eksiklikleri O'nun bir insan olarak büyüklüğü ve değerini azaltmayacak. Yeni "Marks'ların" öncülü ve "atası" olarak sömürülenlerin, ezilenlerin yüreğinde her zaman bir "canlı" olarak özel bir mezarda yatacak!
26-08-2013 12:41 (3)
Highgate Cemetery yani Highgate mezarlığına gidilince bir anıtın yeri bir de orginal gömü yeri olan burası işaret ediliyor. Buranın verilen broşürde ne bir resimi var ne de bu burayı bulmak için alanda uyarı levhası..Ayrıca bu taşın buraya ne zaman konulduğu nakilin ne zaman yapıldığı da kanımca broşürde yer almayı gerektiriyor. Kaldı ki bu taş eğer orjinal ise unutturulmak istenen, insanlık tarihi açısından önemi British Museum'da sergilenmeyi hak edecek kadar büyüktür...M.B.Akman.
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210695
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.