AYDINLARDAN TOKAT GİBİ BİR BİLDİRİ mi: Edebiyatta tezgaha artık YETER!

EDEBİYATTAKİ ŞEBEKE SUÇ MAHALLİNDE PARMAK İZİ DEĞİL, KAFA- KOL- BACAK BIRAKIYOR.

Aralarında (...), (...), (...), (...), (...) gibi isimlerin de bulunduğu ülkenin önemli aydınları EDEBİYATTA DÖNEN DOLAPLARA ARTIK YETER dedi… mi?

AKP Hükümeti’nin yazarları-edebiyatı denetim altına almak, işine gelen bir edebiyat üretmek için Kültür Bakanlığı eliyle bir fon oluşturduğu ve para dağıtmaya başladığı çok kişinin malumu. Hem işin özünü, hem de sürecin şeffaflıktan uzak yürütülmesini birçok çevre eleştirdi. Hatta Cumhuriyet kültür editörü Celal Üster bile karşı bir makale yazdı.

Tamam da bu fonu dağıtan jüride kimler var? O da çok net değil, karanlık bir işleyiş ama, şunların ismi geçiyor kurulda: Doğan Hızlan, Metin Celal, İskender Pala, Münir Üstün. Ve bu konudaki iddialar yalanlanmadı.

Metin Celal kim? Cumhuriyet Gazetesi (Kitap Eki) yazarı. Aynı zamanda Yayıncılar Birliği Başkanı olarak hükümetle edebiyatın arasını bulma işinin verildiği “önemli” bir şahsiyet.

Doğan Hızlan kim? Hükümetle edebiyatın arasını bulma misyonunun baş direktörü. Abdullah Gül ödüllü Doğan Hızlan, Hürriyet Gazetesi ve Doğan grubunun tüm sanatsal faaliyetlerinin şefi değil sadece, Türkiye’de mavisi yeşili tüm büyük sermaye sanat girişimlerinin eşgüdümcüsü.

O yüzden Türkiye’de sanatla uzaktan yakından ilgili veya tümüyle ilgisiz ne kadar ödül ve yarışma varsa hepsinin jürisinin doğal başkanıdır. Bu kural anayasa üstü bir yasadır, yani bu ülkede anayasa uygulanmaz, Doğan Hızlan jüri başkanı olacaktır yasası uygulanır. Sağcısından en “radikal” solcusuna tüm sanat çevreleri bu kanuna uymak zorundadır.

Peki, Doğan Hızlan aynı zamanda kimdir? Cumhuriyet Kitapları adlı Cumhuriyet’e bağlı yayınevinin yayın kurulu başkanıdır. Şöyle ki: Doğan Hızlan (başkan), Ataol Behramoğlu, Turhan Günay, Celal Üster, Deniz Kavukçuoğlu (TÜYAP yöneticisi), Egemen Berköz…

Orhan Pamuk’a bu yıl yeni bir ödül kazandıran Aydın Doğan Ödülü jürisinde kimler mi vardır: Tabii ki Başkan: Doğan Hızlan. Sonra Metin Celal, Nüket Esen, Semih Gümüş, Ömer Türkeş ve diğerleri… AKP flörtçüleri..

Türkiye’de 15-20 kişiden oluşan değişmez bir havuz, değişik isimler altında yığınla ödül verir, bir yandan birkaç yayınevinin bu yolla satışlarını katlar, bir yandan yeni ve eski yazarları bu kokuşmuş sisteme bağımlı hale getirir, bir yandan edebiyat yoluyla kapitalist düzene köle nesiller yetiştirilir. Doğal olarak ödül kazanacaklar çoğunlukla önceden bellidir ve yarışmaya gönderilen eserler genellikle okunmaz. Orhan Kemal Roman Armağanı geçtiğimiz yıl büyük bir skandal yaratmıştı. Ödülün verildiği Hamdi Koç, Orhan Kemal’in roman çizgisine, toplumcu gerçekçiliğe ve sola nefretini açık açık pek çok kez ifade eden biriydi.

Ama daha büyük bir skandal Yunus Nadi Ödülleri’nde yaşanıyordu. Bu ödül 15 yılda 13 kez Can Yayınları yazarlarına verilmişti. Bir keresinde bu jürilerden birinde beş üyeden dördü Can Yayınları yazarıydı. Oluşan jürilerde (roman, şiir, öykü vb. dalları…) elbette Doğan Hızlan ve Metin Celal muhakkak bulunmaktaydı. Bu konuda yapılan haber üzerine Can ÖZ incelik göstermiş, insan BU’yla mailleşerek konudan haberi bulunmadığını, bu işleri planlamadığını belirtmişti… Bu arada Can Yayınları’nın edebiyata önemli katkılar yapan değerli bir yayınevi olduğunu, ama aynı zamanda 80 sonrası sola saldırıyı başlatan Ahmet Altan’ın “küfür romanlarının” da yayıncısı olarak anti-sosyalist hizmetlerinin de yabana atılamayacağını belirtmeliyiz.

Bu yıl roman ödülü yine Can Yayınları yazarına verildi. Jüri şunlardan oluştu: Güray Öz (Eski SOL CEPHEci) , Ahmet Cemal (Cumhuriyet ve İleri Haber), Yüksel Pazarkaya, Turhan Günay (Kitap eki yöneticisi, Metin Celal’in editörü), Adnan Binyazar…

Cumhuriyet bu konuda parmak izi değil, kafa kol bıraktığını verdiği kitap promosyonları ile gösterdi. Bir süredir Cumhuriyet, ilki Komünist Manifesto olmak üzere (garabetin hangi yanına gireceksiniz - Cumhuriyet niye Komünist Manifesto’yu verir boğazına kadar kapitalist haliyle) Can Yayınları kitaplarını promosyon olarak veriyor. Can Dündar köşe yazısında Can Yayınları’na bir kez daha teşekkür etti ve bunun karşılığı telif falan almadıklarını belirterek yayınevini göklere çıkardı. Kimse de, “Ne telifi ödeyeceksiniz, Yunus Nadi Ödülleri’ni adamlara 49 yıllığına bedavadan vermişsiniz ve durmadan o yayınevinin gizli-açık reklamını yürütüyorsunuz” demedi. Bu arada tüm solcuların kuyruğa dizildiği ödülün sahibi Yunus Nadi kim midir? Hitler hayranı olduğu yönünde güçlü iddialar bulunan ve bu yüzden İsmet İnönü’yle takıştığı söylenen biri.

AKP’nin onca yolsuzluğu ortaya çıkmışken neden hala güçlü şekilde ayakta durduğunu şimdi anladınız mı? Yolsuzluk bu toplumda yaşamın dokusuna işlemiş…

Bunları birçok kişi bilir ama “normal” karşılar. Bizde çıkarlara uygun her şey “normal” karşılanır. Birçok yazar, entelektüel, sanatçı, en keskin solcu olanlar bile, küçük veya büyük bir mama için her şeyi ama her şeyi “normal” kabul etmeye dünden heveslidir.

AMA ARTIK YETER DİYORUZ!

Biz aşağıda ismi bulunan aydınlar bu doğrultuda ilkeli durduğumuzu beyan ediyoruz. Çünkü tüm bu kumpas sonucunda ortaya değerli bir şeyler de çıkmıyor, halka karşı, sola karşı bir bilinç gelişiyor, aksi de zaten imkansızdır. Edebiyatın yarışması, edebiyatın pazarlaması, “paran kadar edebiyat” yasası ortadan kaldırılmalı.

Bu yazıyı okuyup katılmayan liboloş olsun mu? Olsuuun…

Bu yazıya katılıp onu yaygınlaştırmayan, onu her yerde savunup, bundan böyle gereğini yapmayan, “güzel bir yazı…” deyip kıçının üstüne oturan popoş olsun muuu? Olsuuun.

Tüm sorun onların sorunuymuş gibi koca ülkede bu işin takipçiliğini dört beş kişinin üstüne bırakan tüm okurlar, yazarlar… Paralel, eşkenar daha kötüsü oval olsun muuu? Olsuuuun!

Kaan Arslanoğlu -Taylan Kara

İMZACILAR

Aşağıdaki isimlerden bir tekinden bile onay olmadık, adınızı koyacağız diye haber bile vermedik. İşte böyle tersinden bir imza kampanyası… Dileyen imzasını çekebilir. Şakacıktan Doğan Hızlan ve Semih Gümüş’ün isimlerini bile koyduk. Ama onlar bile imzalarını çekmeyebilir, memnun oluruz, zarar vermenin neresinden dönerlerse kendileri ve ülke için kârdır. Bir süre imzasını çekmeyenleri gerçek imzacı sayarız, bilmiş olun. Kampanyaya şu andan itibaren yeni katılmak isteyenler de aşağıdaki iletişim e-posta adreslerine yazabilirler. Veya yoruma adlarını koyabilirler. 12.5.2015

24.5.2015 değerlendirmesi: Yukarıdaki yazıyı yayımlamış ve alta imzaları koymuştuk. Bu bildiğiniz bir imza kampanyası değildi. Bir teşhir, protesto, tavra zorlama girişimiydi. Fakat bazı destekçilerimiz bunu gerçek bir imza kampanyası olarak değerlendirdiler, yeni imzalar eklendi. Bu kez insanların kendi iradeleriyle koyduğu imzalar. Şimdi son durumu imzaları derleyerek aktaralım.

İsimlerini izinsiz olarak koyduğumuz ve okuduklarını belirterek destekleyenler veya en azından imzamı kaldır demeyenler: Ahmet YILDIZ, B. Sadık Albayrak, Ali MERT, Nihat ATEŞ, Zafer YALÇINPINAR, Cansu FIRINCI, Nebil YILMAZ, Yağız ÜRESİN, A. Yavuz AKSOY, Mehmet HARMA, Onur KEŞAPLI, Akif AKALIN, Can ERTAN, Osman ÇUTSAY, Cevat ÇAPAN, Kaan ARSLANOĞLU, Taylan KARA, PERİ ARBAK...

İsimlerini izinsiz olarak koyduğumuz ve durumu fark edip imzalarının kaldırılmasını isteyenler: Bünyamin DURALİ, Kaan TURHAN (Faşist bir yaklaşım olarak gördü esprimizi), Gün ZİLELİ, Kemal OKUYAN, Ahmet ÖZ, Tarık GÜNERSEL...

İmzalarını izinsiz olarak koyduğumuz ve bugüne dek herhangi tepki göstermeyenler: Turgay FİŞEKÇİ, Ali ŞİMŞEK, Ergin YILDIZOĞLU, Hakan SAVLI, Alişan ÇAPAN, Kadir AYDEMİR, Semih GÜMÜŞ, Mehmet YILMAZ, Sadık ASLANKARA, Hüseyin ÇUKUR, Onur CAYMAZ, Orhan BURSALI, Ümit ÖZKAN, Can DÜNDAR, Can ÖZ, Doğan HIZLAN, Özdemir İNCE, Haldun ÇUBUKÇU, Kerem CANKOÇAK, Mehmet EROĞLU, Meriç ŞENYÜZ, Alev İŞLER, Güray ÖZ, Ataol BEHRAMOĞLU, Şule SÜZÜK TOKER, Mehmet Tanju AKAD, Mutluhan İZMİR, Süleyman Sırrı KAZDAL, O. Şadi YENEN, Enver TOPALOĞLU, Fatih AKÇA, Melih AŞIK…

Yazı yayımlandıktan sonra gönüllü olarak, hür iradeleriyle imzalarını bildiri altına koyanlar veya bildiriyi bir şekilde destekleyenler: Miyase AYTAÇ YILMAZ, Müge HARMA, Recai KULAKSIZ, A. Acar ÖZDEMİR, Memet YALDIZ, Caner ERCAN, Ateş BENLİ, Emre ERTEM, Türker İNCEDAYI, Ö. Faruk ÖCALAN, Hacı Aslan ÖCAL, Gül TUNÇ, Sabih SORUCU, M. Rüştü SUNGUR, Arzin KURT, Aycan DEMİRHAN, Nilgün Cem ÖZNURLULAR, Aydın ERDEMİR, Cengiz ORHAN, Serkan ENGİN, Uğur YANIKEL,  Ömer BOZKURT, Hasan Basri AKSOY, Nufer KURT...

kaanarslanoğlu@gmail.com

taylankara111@gmail.com

Facebook
yorumlar ... ( 146 )
12-05-2015
12-05-2015 13:12 (1)
Aa, benim adım da var! Koymamışlardır diye atarlanmaya hazırlanmıştım oysa! Aklınıza, emeğinize sağlık :) Statement pek vazıh değil ama, olsun; gelişine imza! Yağız Üresin.
12-05-2015 13:28 (2)
Bundan daha vazıh bir bildiri nasıl olsun! Edebiyatta yarışma ve pazarlama olmasın! Bir de bu konuda çok asimetrik güçte bir kavga veriliyor. Taylan Kara, Kaan Arslanoğlu, Zafer Yalçınpınar ve bir iki kişi daha tüm medyaya, holdinglere karşı! Olacak şey mi! Buna destek çıkmayan popoş olsun, mundial olsun deniyor. Mundi Lazca göt demektir ante parentez. Yolu da belli. Taylan Kara söylüyor. Bu sitede atıp tutmayın, gidin bunların sitelerine Cumhuriyet, CNNTürk, Birgün bilmem ne... edebiyat haberlerine yorum yazın, buradaki haber ve makalelerin linklerini verin. Bir dost.
12-05-2015 15:07 (3)
Link veriyoruz zaten. Daha fazlası için, yani Cnnturk, Birgün gibilerin dikkatini çekmek, gündem olmak için sansasyonel etkinlik yapmak lazım. Ankara'da veya İstanbul'da C. Gündoğdu'nun baş konuşmacı olduğu, "Edebiyatta star sistemi" başlıklı bir etkinlik, sempozyum organize edilebilir. Mekan Nazım Hikmet Kültür Merkezi olur. Siz doktorlar zaten orada halk sağlığı temalı toplantılar yapıyorsunuz. Böyle bir etkinlik için salon istesek verirler herhalde. Cengiz Gündoğdu, Ahmet Yıldız, M. Çulhaoğlu, K. Arslanoğlu, T. Kara, Z. Yalçınpınar konuşmacı olarak davet edilirler. Etkinliğin teması "star sistemi" olur. Basına da haber verilir.
12-05-2015 15:14 (4)
Bu işler de gönüllük esasına göre yürür. Siz kendi yakın çevrenizi zorlarsanız hepten kaçarlar. Star sisteminin okuru o uzun kuyruklara gönüllü olarak giriyor. Sizler zorlasanız girmezler, daha da zorlasanız elinizdekini de kaybedersiniz. Bu sorun nasıl çözülür, inanın bilsem söylerim. Peşinen hiç çözülmez demeyeyim de moral bozmayayım. Popüler adı üstünde popüler, popüler olan, piyasa olan genellikle her dönem istisnalar dışında iyi olanı kovmuştur, dövmüştür. Ama bu kadar değil tabii. Bu dönem cidden farklı.
12-05-2015 15:19 (5)
hay allah, ben kooperatif diye girdiydim. daire alamayacak mıyız şimdi?.. ali mert
12-05-2015 15:28 (6)
adımın içeriğine aynen katıldığım yukardaki harika bildiride imzacı olarak yer alması bana onur verdi...bu onuru hak edecek pek az şey yapabildiğim için de utandım tabii...çok teşekkürler sevgili kaan arslanoğlu sevgili taylan kara...okurunuz olmak ne büyük mutluluk...yazmak için bazen çok istekli oluyorum bazen de o istek uçup gidiyor...ama yazdıklarınızı okumak için durum öyle değil, o konuda daima hevesliyim...belki de yazıklarınız var olan tembelliğimi daha da arttırıyor...:)kaan arslanoğlu yazmış işte diyorum taylan kara da yazmış...ne güzel de yazmışlar...o halde yan gelip yatabilirim...akla uydurmalar ne çok değil mi...tekrar çok çok teşekkürler...can ertan
12-05-2015 16:23 (7)
En son a.y.a. nın akim kalan toplantı girişimi sonrası sayın KA, mayıs sonu-haziran başı gibi nsanBu olarak biraraya gelelim diyordu. Ama daha önce hepimizi toplamış biraraya, çok da iyi olmuş. İmzamı çekmek değil, bilakis üstünden iyice geçiyorum. Yaşasın insanBu kardeşliği! Nice ekşınlı günlere... slm. mh
12-05-2015 17:56 (8)
"-HAYIIRR! KARA MURAT BENİM! -HAYIRR BENİM! -BENİM! -YOO BENİM!.." (Fatih'in "Fedaisi" Kara Murat adlı bol Cüneyt Arkın ekşınlı kalplerimizdeyse ayrı bir yeri olan eski bir Türk filmi - Halkın yiğit evlatlarının aranan suçlu gerçek Kara Murat'ın yerine kendini feda etmeye, tabiri caizse kalplerinin onunla birlikte attığını göstermeye çalıştığı sahne. İzleyeli çok olmuştur hatam varsa düzeltile..) :D nice ekşınlı günlere 07 mh! Amin (08 h.y.aksoy)
12-05-2015 18:22 (9)
Kara Murat aranan gerçek suçlu değildir. Hata var. Düzeltiyorum. a.y.a.
12-05-2015 19:12 (10)
İmzamı çekerseniz sevinirim. Gün Zileli
12-05-2015 19:44 (11)
Gün Zileli kendi sitesinde şöyle yazmış: "Gereksiz görüyorum. Bu meseleyi gereğinden fazla kanırttılar. İmzamı çekmelerini yoruma yazdım."
12-05-2015 19:45 (12)
Merhaba; Kozmik önemsizliğimin bilinciyle... Liboş, popoş, oval, eşkenar hele hele köşeli değilim. İmzamı atıyorum. Edebiyat tekeline HAYIR.... Saygılarımla; Miyase AYTAÇ YILMAZ
12-05-2015 21:41 (13)
bana bak, bir dost musun nesin. ilk imzayı kabullenen benim, adımı da yazıyorum. ne dendiğini biliyoruz, bir bildirge olarak açık olmamış diyorum. hala bana artistleniyorsun. atıp tutma diyorsun. yetti sizin üstü kapalı yancıığınız, kalabalığın içinden tepmeniz. editörlerin de yancıya geçit vermesi. bir lazcası eksikti! (Arslanoğlunun laz mısınız sorusuna tepkisini hatırlatırım) ben arnavutçasını bilmiyorum ama o genler nasıl tepki verir gösterebilirim etnik salaklığa gireceksek. bir b.ku da zehir etmeyin insana, ne pis tabiattır bu! YÜ
12-05-2015 23:36 (14)
Gereksiz ve çok fazla kanırtıldıysa (!) madem -tabi nasıl olsa bir şey değişmiyo :))- bundan sonra özellikle ülkemizin mevcut durumu nedeniyle her olumsuz tabloyu son on üç seneye indirgeyen ve geçmişteki tüm adaletsizlikleri bir çırpıda unutarak veya bilmiyorsa da bilmek istemeyerek (bardağın hep boş tarafını görme refleksli) kah haklı bazen de kah haksız yere tek günah keçisi ilan edilen akp'ye mütemadiyen eleştiri ve sövgü getiren "sütten çıkmış tüm "AK-kaşıklara" bundan sonra en ufak hükümete dönük tepkilerinde ağız dolusu söveceğimi ilan eder ve vakti zamanında kahrolsun faşizm diye sıraya karalama yaptığından dolayı gayet basitçe görmezlikten gelinebilecekken müthiş bir iradi gazla lise öğrencisini disipline veren akpnin "solculaştırdığı" -hayırda şer şerde hayır hesabı:P- o kemalist, ulusalcı + ulusolcu, feninist, liberal vb vb bu geniş muhalif kesime inat ihtimal dahilindedir ki bu muhalifler başa gelse belki daha çok sinirlerim bozulacağından dolayı da ben de duruma şu anda(1)
12-05-2015 23:37 (15)
+++ matematiksel bakıyor ve boykot etsem belki bu muhaliflere yarayacaktır diye ve daha dün gece dediğim bazı şeyleri 370 derece çarpıtarak konuyu bildiği halde bizi "iyi bari takıl işte bu iktidarın yaptıklarıyla" gibisinden sınırı aşan birtakım ifadelerinden dolayı "gelişin de gelin" diye alakamı kestiğim bir muhalif chpli arkadaş vakası ve bi türlü "kumpasta nato-abd eli vardı" diyemeyen değerli ilker başbuğ paşamızın bizi twitter hakaretinden dolayı geçen sene şikayet ettiğine dair bu sabah aldığım tebligattan sonra (uzlaşmaya çağrılıyorum savcılığa. umarım uzlaşır.) :D bir oy bir oydur diyerek haykırıyorum: OYUM AKP'ye!!! Kirlilik, yetersizlik her yere sirayet etmişken, oyun üstüne oyunlar dönerken, hükümetler gidici (57. hükümetti sanırım bu) sistem kalıcıyken, Cem Yılmaz'ın da dediği gibi ve benim de eklememle bu "aşmışlıklarıyla", bu kafaları ve ruhlarıyla ülkeyi kurtarsınlar sonra da bi zahmet beni uyandırsınlar.. Bazen geç yatıyorum erken kalkmam zor oluyo da. (2) h.y.aksoy..
13-05-2015 10:34 (16)
gerçek Kara Murat da aranan suçlu değildir. kendimi de düzeltiyorum. a.y.a. bu arada, beklediğim ilk (ve bence doğal) geri çekme gerçekleşti (azl değil; o cimada olur. coitus interruptus yani). bekliyordum, çünkü babalar çocuklarının istikbalini düşünerek bazı hallerde renk vermemeyi tercih ederler. özellikle de o babalar yaşlanınca bu daha sık olur. bi daha a.y.a.
13-05-2015 10:37 (17)
Okur bu işte... Herkes herşeyden memnun Kaan ve Taylan Hocalarım... Herkes bu tecavüzden çok memnun. Size ne oluyor? Yaprak kıpırdamıyor bakın...
13-05-2015 11:45 (18)
Ahmet Altan'ın küfür romanları mı dediniz? Oya Baydar ve Aydın Engin'in püsür kitapları da CAN YAYINLARI'ndan çıkmıştır. Cumhuriyet-Can Yayınları aşkında bu ikilinin parmağı, kolu vardır. Benden tüyo. Hem yetmez ama evet, hem Behçet Aysan'ın kızına ödül, her piyasaya çalış. Bunların tüccarlık damarıyla baş edemeeen...
13-05-2015 11:45 (19)
Hakkaten okur bu. Bu "okur" için düzenli olarak "sosyal sorumluluk köşesi", "sosyal medyada paylaşmak için alıntılar", "faydalı linkler", "hap bilgiler,sloganlar", ",kendi içindeymiş ama dışındaymış çemberin gibi günah çıkarma" köşeleri düzenlenemez mi? Özlenen cumhuriyet, radikaliki, ve bilmediğim blog okurlarının ilgileri çelinebilir belki. Küçükusta meraklıları için "yeni başlayanlar için kolaylaştırılmış, muhalif esintili sağlık bilgileri" filan? Ahhahhahhaaa! a.y.a. bizim Pamuk yazısı n'oldu? Acık el verelim editörlere, hakkaten üzülüyorum. Dilersen benim kısmı göndereyim Taylan beye, zaten boyuna yazı postalayıp yürüttüğü amansız kavgayı baltalamaya uğraşıyorum :) Adamların istediği tok bir imza, bir de savın yaygınlaşması, 17 yorumun 6'sı bu niteliği taşıyor. Gerisi aynı terane: 1. isim, müzik Ezgi, makam, nağme. 2. Çok tekrarlandığından usanç verici bir durum alan söz . YÜ
13-05-2015 12:13 (20)
Bu yazının, edebiyatı paradan bağımsız yaşayan ve paylaşan yazarlardan biri olan rahmetli Tomris Uyar'ın ruhuna ulaşması için ben de imza kampanyanıza katılmak istiyorum. Onuruyla edebiyat dahil tüm sanat dallarını icra eden insanların arkalarında durmak ve yaşarken hakettiği ilgiyi görememiş sanatçılarımızın hakkını aramak da sizin bizim gibi insanların görevi. Böyle bir hareket başlattığınız için size teşekkür ediyor sonuna kadar yanınızda olduğumu söylemek istiyorum. Saygılar sevgiler. Müge HARMA
13-05-2015 12:18 (21)
Değerli Okurlar, Bu bir imza kampanyası değildir. Burada 100 milyon imza toplasak da hiçbir şey değişmez. Bu yazı, artık kimsenin dikkate almadığı , her gün onlarcasının düzenlendiği bir imza kampanyası değildir. Eğer destekliyorsanız, ikna olmuşsanız, bu yazıda yazanlara inanıyorsanız bu oligarşi ile ilgili linkleri paylaşın, sizden istediğimiz bu. Yunus Nadi Ödülü haberlerinin altına bunları ekleyin, twitterda facebookda diğer yerlerde payşalın, yaygınlaştırın. Bu yazıyı, muhattaplarına ulaştırabilirsiniz mesela. Destek böyle olur. Sizin imzanıza değil desteğinize, emeğinize, hareketinize ihtiyacımız var. Aksi takdirde 100bininci yazı olarak arşivde çürür durur. Editör
13-05-2015 12:52 (22)
O halde tekrar ediyorum: Biz başından beri izlediğimiz için ne demek istendiğini anlıyoruz, ancak bu son popoşlu, liboşlu yazı dediğiniz maksatla kullanmaya müsait değil. Galiz olduğundan değil, meramı ilk bakışta anlaşılamayacağından. Ama siz yine beni antagonize edecek bir şey yazın. Niye imzaları koydunuz o zaman mesela? Zileli'yi tongaya düşürmek için mi? Neyse, bit yarışı her zaman revaçta bir spordur memlekette. Selamlar. YÜ
13-05-2015 12:52 (23)
A. Acar Özdemir :)
13-05-2015 13:02 (24)
Yağız Bey, başka yazı varsa onun linkini verin. Eğer bu konuda beğendiğiniz onayladığınız ikna olduğunuz bir yazı varsa yorumlara onları koyunuz. Hiçbiri kafanıza uymuyorsa, kendiniz yazın, onu koyun. Ama bu iğneleme neyin nesidir? Niçin Gün Zileli'yi tongaya düşürmeye çalışalım, biz ahmak mıyız? Burada biz ne yapmaya çalışıyoruz? Sizse sürekli düşük dozlu bir iğneleme, aşağılama içindesiniz. Benim "amansız kavgam" öyle mi? Sizin yazdıklarınızı ben size yazsam çok çok şiddetli tepki verirdiniz. Niye bu çabaları küçümsüyor, bizi aşağılamaya çalışıyorsunuz her fırsatta, gerçekten anlamıyorum. Kötü yapıyor olabiliriz, buyrun, siz yazın sizinkileri yayımlayalım. Hem bu işlerle hiç uğraşmayıp hem de birşeyler yapmak isteyenleri niçin böyle aşağılıyorsunuz? Bunları anlayamıyorum. Gerçekten anlamıyorum ve bütün içtenliğimle soruyorum. Niçin? Taylan Kara
13-05-2015 13:37 (25)
Dayatmacı faşist yaklaşıma karşı imzamı çekiyorum. Kaan TURHAN
13-05-2015 13:38 (26)
Bildirinin amacını özetleyen cümleyi ben 14 idi 16 puntoya getirip, bir de kalın yapıp iyice anlaşılır hale koydum. Zaten kısacık bir bölümdü, onun en ciddi cümlesini bu şekilde öne çıkardım sanıyorum. Yağız'ın bu eleştirisini katkı kabul edelim. İyi oldu diyelim. İyi olur. Sevgi, selam, hürmetzz. Kaan A.
13-05-2015 13:38 (27)
Çok anarşistçe yahu, titredim resmen: "Çok fazla kanırtıyorsunuz..." Kanırtırsak ne olur? Kırılır. Ne kırılır? Kemik... Yaşananların nasıl derin bir çelişki taşıdığını bu "duruş ve söz" arasındaki ilişki -ilişkisizlik- göstermiyor mu zaten... Nihat Ateş
13-05-2015 13:38 (28)
Taylan bey, o iğnelemeler kendimle ilgilidir, size yazı gönderirken ifade ettiğim gibi kendimi fuzuli işlerle uğraşıyor buluyor, 3. yazıyı göndermekten mahçup oluyor olamaz mıyım? Öte yandan ben size "madem imza kampanyası değil bu, niye bizim isimlerimizi koyup bir de isteyen çeksin diye meydan okudunuz, biz ahmak mıyız" diyor muyum? Çabalarınızı küçümsediğim yok, "adamlar uğraşıp didinmişler, konuyla ilgili birikimim-yetkinliğim yok fazla ama burada bize de yer veriyorlar, ayıptır, suskun durmayayım destekleyeyim" dedim koştum, yedğim atarın haddi hesabı yok. Daha önce yazdıklarınızı daha özet derleyen bir metin oluşturulabilir, ya da karıştırıldığında daha kapsamlı bir yazınız bulunaabilir diye düşündüm, dediğiniz maksatla kullanmak için ama bunun altında da buzağı arayacaksınız gördüğüm. Her fırsatta aşağılamaya çalışmam öyle bir derdim olsa, fırsatı kendim yaratırım, merak etmeyin. İnsanın adı çıkmayagörsün. Ne diyeyim, AKLINIZA EMEĞİNİZE SAĞLIK, İYİ Kİ VARSINIZ! YÜ
13-05-2015 13:43 (29)
Gün Zileli'nin sitesine "bu imza kampanyası pek görülmemiş biçime sahip… KA ve TA insanlara sormadan adlarını koymuşlar ve isteyenin imzasını sildirebileceği belirtilmiş.Tuhaf… çok tuhaf. Ahlakî olarak kuşkulu bir yöntem. Yakıştıramadım. En basitinden insan “içerik” olarak katılsa bile salt bu “saygı sorunu” nedeniyle imzasının silinmesini isteyebilir…" diye yorum yazan ogürsel'e ne cevap vereceksiniz Taylan hocam? Bize en yakın insanlarla bile ortak bir paydada buluşamıyorsak başkalarını nasıl ikna edeceğiz?
13-05-2015 13:51 (30)
Edebiyatta Star sistemi'ne ve kültür-sanat despotizmine karşı çıkması,yâni içeriği bakımından,elbette desteklenesi bir tepkidir bu.Yalnız,enikonu argo soslu"liboşlu-popoşlu"bir üslup,biçimsel görünse de,tepkilenmenin içeriğini zedelemiş,düzeyini düşürmüş bence.Bir de,her ne sebeple olursa olsun;kişileri,rızâlarını almadan imzâ kampanyasına katmak,doğru bir tutum sayılmaz kanısındayım.Gerekçelerim bunlardır ve benden habersiz dâhil edilen imzâmı çekiyorum.-bünyamin durali
13-05-2015 13:55 (31)
Sayın 29, insanlarda çok ciddi bir zeka sorunu var, diyorum, gerizekalı olduğu için çoğunluk bunu da hakaret sanıyor. Bu bizim birinci derecede açmazımız. Dün tıp öğretim üyelerinin yazıştığı bir siteye girdim, profesörler tartışıyor. Biri demiş ki, (bir konuyla ilgili) merkezlere mektup gönderiyoruz, tekli hitap kullanıyoruz, ama birden fazla hastamızın olduğu merkezlere çoklu dil kullansak daha doğru olmaz mı? Altında iki cevap var, bunları tıp profesörleri yazıyor: Çoklu dil ne demek, dilimiz Türkçedir, Türkçeden başka dil kullanılamaz, haddini bil, falan. Adam da yazık, kibar kibar anlatmaya çalışıyor, benim kastımın onunla hiç ilgisi yok, sayın öğretmen yerine sayın öğretmenler densin bazı yerlerde dedim diyor, yok onu da anlamıyorlar. Şimdi bir ESPRİ izah edilir mi? İzah edilmek zorunda kalındığında o espri olmaktan çıkar. Bunun bir imza kampanyası olduğunu sananlar (çokları ilk bakışta espriyi kavrıyor) sanmaya ve mükemmel anlayışlarına doymamaya devam etsinler. Kaan Arslanoğlu
13-05-2015 14:09 (32)
Evet, ne güzel söylenmiş: ESPRİYİ ANLATIRSAN BU O KİŞİ İÇİN ESPRİ OLMAKTAN ÇIKAR. Bu yapılan bir PERFORMANS SANATIDIR. Bu bir teşhir ve protesto yöntemidir, sanatkarane bir yöntem. Anlayan ilk bakışta anlıyor, bu bir İMZA KAMPANYASI değil. Tamamen farklı bir şey. Ama birine bunu anlatmaya çalışıyorsan, vazgeç. O sanat olmaktan, espri olmaktan, protestodan çıkmıştır, vakit harcama... Anlayana yönel... Bir sanat-edebiyat sitesinde, hem de mizaha yer veren bir sitede bunu yazmam bile ne kadar acı... Herkes bildiği gibi gitsin işine...
13-05-2015 14:34 (33)
Cumartesi günü İstanbul Avusturya Ticaret Lisesi'nde İnci Aral, Oktay Taftalı ve benim katıldığım, "Edebiyatımızda Popülerlik ve Özgünlük Paneli / St. Georg Avusturya Lisesi" vardı. Müthiş canlı ve hareketli tartışmalı bir toplantı oldu. İnsanlar gerçekleri duymaya susamışlar... Bu tür toplantıların çoğalması dileğiyle... Benzer okul edebiyat öğretmenleri, belediyeler, kuruluşlar bu tür panelleri çoğaltabilir.. Sevgiler... Atatürk'ün de işe başlarken elinde CNN NTV yoktu; unutmayalım:) Ahmet Yıldız
13-05-2015 14:34 (34)
Bu bir imza kampanyası değilse ve olmayacaksa altına imzalar koymak neden sayın editör? İmza kampanyası değilse yazıda bunun bir tersinden imza kampanyası olduğunu söylemek neden? Sizin imza kampanyanızdan çıkılabilir de bir imza da biz atamaz mıyız? O zaman eleştridiklerimizden ne farkımız kalır? Paylaşmak çok doğru ama arkasında kimse olmadan boş yazı paylaşmak facebookta twitterda içi boş like lardan başka hiçbir işe yaramaz. change.org isimli siteyle toplanan imzalar birçok sonuçlar vermiştir ama facebook kullanıcısının yazdığı paylaştığı yazılar nasıl bir sonuç vermiştir? Bu sadece bi örnekti ama başka örnekler de mümkün. SH
13-05-2015 14:37 (35)
Sayın SH, (34) size cevabı 32 numara vermiş. Saygılar. KAAN ARSLANOĞLU
13-05-2015 14:50 (36)
Yetti be! Espri anlaşılmıyorsa esprinin kıytırık olması ihtimali de var, yapılan sanatın yapılmış sanmaktan ibaret olması da! Destekleyene de, desteklemeyene de, iyi niyetli olana da, olmayana da,emek verene de, vermeyene de, tıp profesörüne de, imza atana, çekene, sanana, gelişine giydir, bir tek suyuna giden isimsiz sado-mazo dedikoducuya prim ver. Dışarıda buradaki kuruntu yumağını sallamayan bir dünya var, oraya dönüyorum. Yazılarımı da, adımı da kaldır, aman çayı fazla demleme! Yağız Üresin
13-05-2015 15:02 (37)
Yağız Bey, Kimseye giydirdiğimiz falan yok, kimi neye zorlayabiliriz ne gücümüz var buna? Kuruntu yumağıysa niye atladınız ilk imzacı olarak? Çok önemli bir isminiz olduğunu ben de kabul ediyorum. O kadar önemsiyorsunuz ki bu isminizi, kendinizi, başka birilerinin önemsemesine gerek kalmıyor. Sizin yapmadığınız birşeyin ne önemi olabilir ki? Bu eleştirinizi kendiniz için de bir yapsanız keşke? Kendiniz ve yaptıklarınız dışında herşeyi önemsizleştiriyorsunuz. Bunları sizi ikna etmek için falan yazmıyorum, ikna olamazsınız zaten. Bu kadar kendinizle doluyken hiçbir şey ikna edemez. Bu başarısız kötü yazıyı değil de çok başarılı mükemmel bir yazı yazılsaydı da siz buna bir kulp takacaktınız. Çünkü sizin içinde bulunmadığınız şeyler önemsizdir. Önemli şeyler varsa bile, siz içinden çıktığınızda önemini yitirir. Bir amacımız var bunu yaparken. Keşke bunları siz yapsanız biz destek versek. Ama tabi yapmıyorsanız bir bildiğiniz vardır di mi. Söyleyecek birşey bulamıyorum. Taylan Kara
13-05-2015 15:10 (38)
Bence gayet zekice. Kimsenin imza kampanyasıyla birşey değiştirdiği falan yok, kendinizi kandırmayın. Bu yazıyı normal bir imza kampanyası yapsaydınız hiç kimse sallamazdı. Ne önemli isimleriniz varmış yahu. Bu duyarlılığı keşke her zaman gösterseniz. Şurda yorumda millete giydirip destanlar yazan yiğitler, daha yorumun altına ismini yazmaya korkuyorlar. Sonra da yok haksızlıkmış. Bize az bile korkak
13-05-2015 15:21 (39)
Yağız Bey, bir karar verin artık. Yazılarınızı ve adınızı kaldıralım mı kaldırmayalım mı? "İsmimi sokakta bulmadım ben" demiştiniz geçen sefer bunu söylediğinizde. Her kızdığınızda bunu söyleyip sonra vazgeçiyorsunuz. Taylan Kara
13-05-2015 15:22 (40)
Sayın Arslanoğlu ve no 32 gibi düşünen değerli okuyucular, 'vah zavallı sanattan anlamazlar,vah gerizekalılar' diye konuşmadan önce hatırlamakta çok yarar var ki (1)yazı dili öncelikle yanlış anlaşılmaya müsait bir sanat dalı olduğundan büyük bir emek ister (2) insanbu duyguların ve fikirlerin yoğunca ve çok gerçekçi bir şekilde havada uçuştuğu bir sitedir (3) sanat çook ama çoook zor algılanır ve yapılır her yiğidin harcı değildir (4) bir kez anlaşılınca gerisi çorap söküğü gibi gelmez (5) beşer şaşar şaşar beşer. SH
13-05-2015 15:22 (41)
Sayın Müdüriyet, bu, sizin tarafınızdan de facto başlatılmış bir imza kampanyasıdır. Gerekçesi ne olursa olsun, istemeyen imzasını çeker, isteyen de altına yazar. İmza vereni de pişman etmemek gerek. Evet, belki son paragraf olmasaydı, bu yazı sitenin çevrim içi eğlence etkinliği, performans sanatı sayılabilirdi. Ama gördüğünüz gibi öyle anlaşılmadı, çünkü öyle değil. Siz sıkı durun, giden gitsin. Biz sayımızı arttırmaya bakalım. Öyle ya da böyle buradan ses getiririz. mh
13-05-2015 15:22 (42)
29 nolu yorumcuya: OGürsel dostumdur. Dün geceden beri onunla uzun uzun bu konuda yazışıyoruz. Bu konuda kesinlikle ondan farklı düşünüyorum. Biz steril bir "yüksek ahlak" peşinde değiliz. Burada bir amacımız var. Okuru nasıl harekete geçirebiliriz, 3 kişiye daha nasıl ulaşırız, nasıl 5 kişiye daha bu konuyu anlatırız diye kafa yoruyoruz, çaba harcıyoruz, zaman veriyoruz. Bu yazı da bunun bir ürünü. Sıradan bir imza kampanyası ile duyarlılık yaratmaa eşiğinin çoktan aşıldığını anlayacak kadar aklımız var. Bir silkindirme denemesi. Ne yaparsak okur silkinir? sorumuz bu. Bu konuyu hiç gündeme getirmeseydik çok steril olurduk, hiç kimse bize gıcık kapmazdı. steril kalırdık. Oysa biz mücadele ediyoruz. Kafadan göbekten cepheden. Amacımız "yazmak ve ruhumuzu kurtarmak" değil, bu çeteyi, bu oligarşiyi, bu yalan dağını yok etmek... Aklımıza yatan yolları deniyoruz. Bu yazıya bir imza kampanyası" ve olaya da "izinsiz konmuş isimler" çerçevesinden bakılırsa çok yanlış olur. saygılarımla t.k
13-05-2015 15:31 (43)
(31) Kaan hocam, bu konuda belgeye çok ihtiyaç var. Türkiye'de lisans üstü düzeyde dahi okuduğunu anlayabilme sorununu görünür hale getirmekte önemli. Özel bir yazışma değilse kaynağı paylaşabilir misiniz. İsimleri silerek kullanmak isterdim. AA.
13-05-2015 15:59 (44)
Sayın SH, adınızı lütfetseniz de eğer sanatçı iseniz, yapıtlarınızdan ilham alsak, öğrensek. Bizim sanatımız bu kadar. Kör topal gidiyor, fakat hiç değilse meydanda, görünür, elle tutulur. Sanal olanla karşılaştırılamaz ki. Lütfen adınız. Bize de öğretin. Saygılar. Kaan Arslanoğlu
13-05-2015 16:19 (45)
Bundan önceki yorumlarımdan birinde söyledim ama yorum yayınlandığında adım ortada yoktu. Bu nasıl çelişki anlamadım. Adım Su HARMA tekrardan site sakinlerine duyurulur. Benim yapmak istediğim tıp sanatıdır onu da öğreniyorum size bu sanat dalını öğretmenin de haddime olmadığını düşünüyorum. Devam ederdim ama daha önce de söyledim ben öğrenciyim haftaya da sınavım var o yüzden gitmek en iyisi. Sağlıcakla SH
13-05-2015 16:19 (46)
Valla Doğan Hızlan ya da Can Öze sorsaydınız bu yazıya bu kadar saldırmazlardı. Böyle dostlar varken düşmana gerek yok ey insanbu editörü. 40 dereden su getiriyorlar çemkirmek için. Bu konu umrunuzda değil desenize açık açık. Doğan Hızlandan rahatsız olmuyorum desenize dürüstçe, niye top çeviriyorsunuz ki.
13-05-2015 16:29 (47)
Şöyle söyleyeyim tekrar: BU BİLDİĞİNİZ BİR İMZA KAMPANYASI DEĞİL. HATTA İMZA KAMPANYALARIYLA DALGA GEÇME DE VAR İÇİNDE. Fakat bu demek değil ki, burada adını koyduklarımızın ve sonradan adını verenlerin bize destek iletileri, yorumları kıymetsizdir. AKSİNE, ÇOK KIYMETLİDİR. Biz bununla burada adını verdiklerimizi ve okuyanları tepkiye, tavır almaya zorluyoruz. Herkes kendi algısını, muhakemesini, duruşunu ortaya koyuyor, güzel de oluyor, bu devam edecek. Amaç zaten budur. Dost bildiklerimizin düzeylerini de sınıyoruz. Burası her şeyden önce bir sanat sitesi. Sanat duygusu, ironi, mizah, soyutlama duygusu zayıf olanlar bizden bir şey beklemesinler, siyasi sitelere gitsinler. Bir de Yağız, artık bir karar ver. Bilmem kaç kere ben yokum, beni silin dedin, ikna ettik, güzel de oldu, ama yorulduk artık. Yarına kadar bir cevap ver, yanlış anlama oldu karşılıklı de, yine kapatalım. Bu sefer kapatırsak tam kapatacağız. Gerekirse yöntem üstüne daha uzun yazarım. K.A.
13-05-2015 16:52 (48)
Sn KA, SH'nin kim olduğunu esasında daha önceden biliyordunuz ancak gündem yoğunluğundan gözünüzden kaçmış olsa gerek. Kendisi on kaplan gücündedir ve siteyi ve sizi bizzat takip eder. Sınavdan sonra yine gelecektir, eminim. mh
13-05-2015 17:01 (49)
http://www.sariyer.bel.tr/Mudurluk/11/Etkinlik/3353/4-sariyer-edebiyat-gunleri-basliyor.aspx Sarıyer Edebiyat Günleri başlamış. Zülfü Livaneli'nin onur ödülüne katılalım. Ayşe Kulinle beraber. Kaan Hocam , insanbu, zorlama. Taylan Hocam, kasma, okur bu. Doğan Hızlana bu kadar tepki gösterselerdi, bu çete şimdiye çoktan defolurdu. Okur bunu istiyor, size ne.
13-05-2015 17:02 (50)
Sayın MH, daha önce tanışmıştık, ama rumuz bolluğundan ve yorum akışından anlayamamışım :)) Bekleriz yine tabii. Herkese sevgiler, saygılar. Dediğim gibi imzacıların desteği ve sonradan katılanlar bizim için çok değerli. Ama bu şey her ne ise imza kampanyasından çok farklı ve çok öte bir şey. Maille ve telefonla da destekler geliyor. K.A.
13-05-2015 17:09 (51)
Neyinize yetmiyor, Zülfü Livaneli, Haydar Ergülen, Onur Caymaz, Ece Temelkuran, Buket Uzuner, işte size radikal sosyalist sanat. Ürkek tavşanın kıçına yazılmış lirik şiirlerle AKPyi nasıl yıkarız hesabı yapın. AKP sizsiniz yahu, AKP sizsiniz. Can Öz ne yapsa hakkıdır, bu okura az. Doğan Hızlan kibar adam. Bu kadar muhalefete muhalefetle, bu kadar ismine hayran okurla ne olabilir.
13-05-2015 17:09 (52)
45'e... soyadınızı dikkate alarak ve tıp fakültesi öğrencisi olduğunuz zannıyla, yaptığınız bi remarkı görmezden geliyorum. o kadar iltimas olsun. başkası yapsa acımazdım! ama yine de kenarından ben de temas edeyim. tıp sanatı noliy yiğenim?!? 42'den sayın kara'ya... gürsel abi sizi steril bi "yüksek ahlak" peşinde koşmakla mı suçlamış? ilginç. hani bu suçlamayı ben yapsam belki anlamlı olurdu. ama bunu gürsel abi yapıyosa "dinime küfreden bari müslüman olsa" fenomeni devreye girer. girer ki bi daha da çıkmaz. ha bu da bi yazı dili azizliği ise o zaman ben de "gusura galman, yannış ağnamışım" derim. neyse... ironi ne, sarkazm nassı oliy, yazı dilinde geçirme ve gömçürme olguları üzerine yöntembilimsel bi yaklaşım falan gibi çeşitlemeler (varyasyonen) yapılabilirs tabisi de. andrew lloyd'un gardaşı julian'dan paganini varyasyonları güzeldir. bach'ın goldberg varyasyonları da... dinleyek. ruhumuz dinlenir belki. sinirler yatışır. ayurveda... yeşil çay... lavman... a.y.a. hürmetzzz
13-05-2015 17:42 (53)
"Nerde kaldı ya, birazdan fırtına başlayacak hala gelmedi, hayır, telefonu da cevap vermiyo" diyoduk ki dostumuz a.y.a. zuhur etti yeniden ortama, iyi oldu. Çocuk ders çalışıyo, dikkati daalmasın, onun yerine ben; "Tıp hem bilimdir, hem de -icracısına göre değişen- sanat vardır içinde" diyerek, siyatiğe dokunayım ve huzurdan ayrılayım hemen. mh
13-05-2015 20:56 (54)
Evet ben de (25)'deki anti-faşist, anti dayatmacı ve çok özgürlükçü, demokratik, bla bla bla.. ötesi dayatmaya katılıyor ve önce imzamın orada yer almasını sonra da kuş gibi çekilip kuytu köşesine uçurulmasını talep ediyorum. Saygılarımla... (h. y. aksoy) :p
13-05-2015 20:57 (55)
AA nın isteği üzerine : A abi Elinize sağlık Güzel olmuş Yalnız benim biraz uç da olsa bir çekincem var Acaba birden çok öğrencinin olduğu okullardan öğretmenlere belge vermek istediğimizde çoğul bir dil kullanmamız gerekir mi Saygılarımla Dr B ABD de İspanyolca konuşan insan sayısı İngilizce konuşandan fazla olduğu halde resmi dil İngilizcedir Bu nedenle bizim ülkemizde de evinde hangi dili konuşursa konuşsun her çocuk Türkçe konuşmak okumak ve anlamak zorundadır Çoklu dil kullanmak ki burada kastedilen Kürtçedir kullanılmasını doğru bulmuyorum Prof C C Ablacığım,Sanırım bir yanlış anlaşılma olduÇoklu değil çoğul dedim Yani çocuk yerine çocuk/çocuklar şeklinde Yazdığım metinden sizin kastettiğiniz sonucun çıkmasını beklemezdim açıkçası
13-05-2015 20:57 (56)
Merhaba arkadaşlar ve A Hocam B öncelikle x grunbuna hosgeldin Daha once grupta degildin herhaldeBir mail ile duzeltme yapmana memnun oldum Ancak ilk mailinden farklı bir mesaj anlaşılıyor Birden cok öğrencinin oldugu okul ne demek arkasindan cogul dil kullaniyorsun C yanlis anlamamis yanlis ifadeler kullanilmis diye düşünüyorum Turkiyenim resmi dili TurkcedirSaygılarımla Prof D D Abla Birden çok x öğrenciyi kastettim X diye belirtmediğim için de yanlış anlaşılmış olabilir Ben kendimi bildiğimden bu şekilde anlaşılmasına çok şaşırdım Hakikaten çok masum bir düşünceydiZaten de uç bir örnek dedim ve gerek olur mu ki diye yazdım Çünkü bazı okullarda, özellikle hemşiresi olan okullarda çok sayıda x çocuk var İstemeden de olsa böyle bir yanlış anlaşılmaya ve tartışmaya neden olduğum için tüm üçüncü 
13-05-2015 20:58 (57)
Radikal Kitap'ın internet sitesinde bir manşet: "PEN'den CAN tepkisi". Vay dedim, Taylan Kara'nın yazısı gündem olmuş bile. Yazar örgütü tepki vermiş. Ortalık karışmış. Merkez medya haber yapmış.
13-05-2015 22:45 (58)
Ulan ben de noluyoruz diye bir hışımla girdim siteye. Çok şakacıymışsınız hakkaten (57) bey... vay dıttt! :D http://kitap.radikal.com.tr/makale/haber/penden-can-tepkisi-420951 -rahat geldiniz mi komutan logar? -gemi edirne'ye düştü. radikal üzerinden aktarmalı geldim ulan! -PEN-guen medyasından en praamosyonlusundan bir uçuş özgürlüğü bileti filan alsaydınız keşke indirimli... hem onların uçuşları daha rahat oluyomuş diye duymuştum. -can bubaya ayıp olmasın diye radikal yollardan geldim ben. kemikleri sızlardı yoksa adamcağızın. -o da biraz küfürbazmış şiirlerinde, lümpen münpen takılırmış. doğru mu komutan logar? -yahu öyleymiş de seversin sevmezsin o ayrı ama içip içip kızıyomuş adam işte birilerine sonra döktürüyomuş kağıda. "aa ama can bubacım niye böyle yapıyosun?" diyenler olmuş. doğrudur. -ya sizin fikriniz bu hususta komutan logar? -düşen gemi hakkında mı? -hayır küfürlü tezahurat hakkında? -bilemiyorum da adamcağız nasıl anlatsın bu kadar "PEN-gueni" be küfürsüz?! (h.y.A
13-05-2015 23:03 (59)
Ben de katılırım. Memet Yaldız
14-05-2015 08:16 (60)
Sayın (9) ve (16) a.y.a. Şimdi merak edip baktım ve şu sahneye ulaştım: "Oyunun sonuna geldik vali hazretleri!" :)) diyor kötü kalpli prens (kazıktan bahsediyosa kazıklı voyvoda olması lazım bu filmdeki yok edilmesi gereken düşman karakter?) ve hiç hatırlayamadım bu mevzuyu açıkçası senaryoda.. Valilik ne alaka ki? Film böyleymiş demek. O halde o anlara kadar Kara Murat kandırmış düşmanı demek. Hımm.. İlginç.. Tamamını merak ettim şimdi. "Biraz sonra Kara Murat yakalanmış olacak." Nah yakalarsınız! Hadi yakaladınız diyelim nah öldürürsünüz! :D O zaman Kara Murat Kara Murat olmazdı, devam filmleri de çekilmezdi, çekilemezdi. Haksız mıyım sayın a.y.a.? Kara Murat'a uzanan eller de kırılsın! Kırılmasın mı sayın a.y.a.? derken tam juve beraberliği yakaladı.. (02:16) https://www.youtube.com/watch?v=opyLR4aPjXg
14-05-2015 14:10 (61)
WU MİNG… 1990'lı yılların ortalarında başlayan bir hareket. Bologne'da. 1994'te bir dizi tarih ve felsefe öğrencisi harekete geçiyorlar. Luther Blissett Projesini başlatıyorlar. (bu bir futbolcunun adı). Yazı işlerine (baskın medyanın) saçma sapan haberler gönderiyorlar. l'oeil de carafa adında bir roman basıyorlar, 2001 vs. 10 dile çevriliyor vs. Yani tam olarak Alan Sokal'ın şimdi bunlar ben ne yazsam yayınları gibi. Bu şekilde dalga geçiyorlar. Edebiyat Gerillası… Hayal gücü… Hayal gücü alanı kimsenin tekelinde değil. Bu karşılaşma meselesi. Roman şiir şarkı türkü bir karşılaşma alanı yaratıyor. Yeni bir (edebi) evren yaratmalı. Mevcut evrendeki yıldızlar neden parlamıyor ya da bu mevcut evren neden kötü demek çok iyi bir başlangıç değil. Çünkü bu değil başlangıcı, hissetme paylaşma isteği değil mi? Bu kadarı zaten fazlasıyla güzel. Ama kültürel hegemonyaya saldırı! Wu Ming'in olayı bu. Yani tam olarak sizin yaptığınız bu. Bence çok kıymetli de. Y.
14-05-2015 15:35 (62)
Kardeşim hasta mısınız? İyice şu ayı-avcı fıkrasına döndü münesebetimiz. Duyarlılık gösterip yazmışsınız, izah ediyorum. İnansanız da inanmasanız da hakim değilim ama takdir ediyorum, bir destek vereyim diye yazdım yazdıklarımı. Tam anlamamış olabilirim,kafam bok gibi. Ne alakası var bütün bunların megaloman olmamla? Buz gibi ve naifçe ben de yancılık yapmak istedim bu kez, kafama sıçtınız beraberce.Açıkça anlamayan salaklar diyorsunuz, diğer aynı kategoriye girenler yağmur yağıyor diyor, ben tepki gösteriyorum her hür adam gibi. Buradaki hikaye bu. Öncesi başka, Kaan'a da Taylan'a da, başkalarına da bir sürü haksızlık,ukalalık ettim, doğrudur. Siz de en az benim kadar arızalısınız ki onları berkitip buraya taşımışsınız. Adımın önemi tıp tartışmalarında, aynı Taylan'ın edebiyattaki hassasiyeti gibi. O da hep didştiğim naylonbilimle aynı vitrine çıkmaktan. Taylan (beyi bıraktım artık, kankardeşi olduk) Hamdi Koç burada yazsın, eleştirdiği ödüller buradan övgüyle duyurulsun ister mi? +
14-05-2015 15:36 (63)
Neyse, o geçmişte kaldı. Burada demek istediğim sadece "edebiyattan çakmamama rağmen, benim de adımı koymuşsunuz, sevindim" idi, Gerçekten içinde olmadığım bir şeye beni de katmışsınız, allah razı olsun. Her zaman altın yumurtlama peşinde değilim, İblis de. Madem silmediniz yazıları, şurdan gideyim diye can atan M.H.ye, kendi dışında bir şeyi iplemeyen a.y.a.'ya inat, kalsın. Şımarıklık da değil yaptığım, çabanıza, sabrınıza, adımın yanına "bu da kaçtı yauşak" yazmamanıza saygı. Yanlış anlama oldu karşılıklı, ilahi. 37'deki wikipedia narsist tahlili olmamış, ikimize de yakışmamış, doğrusu önyargı, karşılıklı. Şu tarışmayı işgal etmekten de mutsuzum, egolarım hiç kıvanmıyor doğrusu. Selamlar. YÜ
14-05-2015 15:36 (64)
Kampanyanızı canı yürekten destekliyorum.Saygılar...Caner Ercan
15-05-2015 00:12 (65)
kal baba, farkmaz, sıkıntı yok. gidemeyen sensin. m.h.
15-05-2015 00:13 (66)
Öykü piyasası da aynı durumda. Bermuda şeytan üçgeni. Semih Gümüş, Faruk Duman (Can'da editör, Alakarga'yı semih'le yönetiyor, Sarnıç'ı aynı şekilde), Murat Yalçın. Bütün bağımsız görünenleri bu isimler yönetiyor. Bunların istemedikleri sessizlik süikastiyle yok ediliyor.
15-05-2015 11:01 (67)
Arkadaşlar, an itibarı ile zıvanaya avdet etmiş vaziyetteyim. a.y.a.'cım benim de şu günlerde (1/2)/24 h kafam çalışıyor. O bakımdan muarızlarıma gönül alma babından "Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, seni yalnız komak var, o koyuyor adama (Can Şekispiyer)" diyorum. YÜ
15-05-2015 18:20 (68)
Şapka çıkarıyorum! Sayın Taylan Kara ve Kaan Arslanoğlu'nun ayar verme güçleri, soğuk savaşı bitiren kıtalararası balistik füzelerin etkinliğindeymiş. Kaplanı kediye çevirdi billa. Siyami
15-05-2015 18:20 (69)
2015 Orhan Kemal roman ödülünü "Hırsız ve Burjuva" adlı romanıyla Hüsnü Arkan'a vermişler. İlk değerlendirmeleri alalım.
15-05-2015 18:36 (70)
Taylan Hocam, ne diyorsunuz, bu kitap da Hamdi Koçunki gibi Taylanlık mıdır? Herşeyden şüphelenir olduk. Yorumlarınıza güveniyoruz.Bir sürü sahtekarın iltimas çetelerinin olduğu yerde sözünüz önemlidir bizim için.
15-05-2015 21:23 (71)
70 nolu yorumcuya: Hırsız ve Burjuva kitabını okumadım. Bu nedenle olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme/yorum yapamam. Saygılarımla Taylan Kara
16-05-2015 09:59 (72)
Bu yazı hakkında "Faşizm konuşma yasağı değil, söyleme mecburiyetidir" cümlesini içeren bir yorum yazıldı mı? Eğer çıkmış olsa, KA ona kadar sayamadan bomba gibi patlardı:)) Sizi destekleyen yorumdur bu ha, yanlış anlamayın... Özetle, "bu ne biçim imza kampanyası, olmaz ki" vs.saçma laflardır... YÜ'nün söylediği daha kayda değer. ///GZ'yi eleştirmek değil, cesaretinden ötürü kutlamak gerekir, pekala suskun kalabilirdi, adam sizin öfkenizi, muhtemel bir haksız suçlamanızı üzerine çekmek pahasına mertçe davranmış. Buna saygı duyulsun.
16-05-2015 22:56 (73)
GÜN ZİLELİ'NİN SİTESİNDE AYNI TARTIŞMA SÜRÜYOR. Oradaki son iki yorumum: Türkiye’de ne kadar futbol ahlakı varsa o kadar edebiyat ahlakı vardır. Sevgili Fethi Naci’nin sözünü biraz değiştirerek böyle tekrar yorumlamalı. Etikten ahlaktan en ufak nasiplenen kişi Türkiye’de edebiyat jürilerindeki kokuşmayı ilk bakışta fark eder. Sorun Doğan Hızlan sorunu değil, kırk kere anlattık. Hızlan bu kokuşmanın en bariz örneği olduğu için biraz öne çıkıyor kendiliğinden. Bu çok değil iki dakika sıradan birine anlattığımızda hemen anlıyor ve tepkisini ortaya koyuyor. Ama mamalanan sözde solcu edebiyatçı anlamaz, anlamazdan gelir. Çünkü mesleği anlamamaktır. Mesleği, misyonu anlamamak olan birine bir şey anlatamazsınız. GÜN ZİLELİ bu tartışmayı burada başlatmakla tarihe kayıt düşecek bir hizmet yaptı. Kendisine gerçek, halk ve edebiyat adına müteşekkiriz. Bizde nankörlük yoktur. Farklı düşündüğü zaman esasta olumlu bir iş yapan insana küfretmeyiz. Boşuna kışkırtmayın sermaye kıytırıkları. +++ K.A.
16-05-2015 22:57 (74)
Burada Doğan Hızlan’ın gerçekten otorite görüp, bir şeyler üretiyor görüp Taylan Kara ile kıyaslayan akla şaşarım. Şaşmam aslında anlarım. Mamalanmış vasat, edebiyattan ancak bu kadar anlar. Gürsel, başka sitede yazınca daha güzel yazıyormuşsun be :))) Hakikatlilik bitmemiş sende, sevindim. Herkese saygılar, sevgiler. 2- 421 numaralı şahsın yorumu çok sevindirici. Sermayenin beslediği sözde solcu (gerçi o da belli değil ismi gibi) aklın egemen edebiyatı savunurken gösterdiği düzey bizim başlı başına kanıtlarımız. Burada jürileri savunan yorumlar bir bakın. AKP trollerinin düzeyini görürsünüz. Bunlar da bizim için kanıttır. Taylan Kara’nın kitapları var. Bul oku, belki sen de bir şeyler nasiplenirsin ey garip! Hadikitabı yok diyelim. Bu ne saçma sapan bir ölçüttür, bir savın maddi doğrularına mı bakacaksınız, yoksa onun kodamanlarca ne kadar onaylandığına mı? Neyse, anlatmak istediklerimizi karşı yorumcular bizden daha iyi anlatıyor, düzeyi bizden daha iyi kanıtlıyor. Kaan Arslanoğlu
17-05-2015 17:58 (75)
Her tarafımız saçmalıklarla çevrilmiş. Nefes alacak hiçbir alanımız yok. En basit sorunları bile hiç kimseye anlatamıyoruz. Ama her zaman umutluyum, bazen aklı başında bir kaç kişiyi görmek bile bana güç veriyor. Burada takip edebildiğim kadarıyla aklıbaşında ve emek sarfeden bir kaç kişi var. Emeklerine sağlık. Tanıdığım, tanımadığım; anladığım, anlamadığım bir avuç insan bütün dünyayı sırtında taşıyor.. Ateş Benli
17-05-2015 20:07 (76)
Kanıtladık, ispatladık. Türk aydını yolsuzluğu seviyor. Uzun süredir edebiyattaki yolsuzluğu sergiliyoruz, 100 kadar somut bilgi sunduk. Tıp alanındaki dolaplarla ilgili de benzerini yapmıştık. Muhalefetten, geniş kesimden tıs yok, ama sessiz bir rahatsızlık var. Yolsuzluktan değil, bizden. Muhalif aydın, AKP yolsuzluğu çıkınca sinirleniyor; toplumsal veya etik duyarlılıktan değil, AKP rakip olduğundan. Benzerini kendisi yapınca, AKP'yle de yapsa o "normal". BU YAZIYA TEPKİLER DE SÖNÜK KALDI. Bildiriye sonradan destek verenleri 2. GRUP olarak yazı sonuna ekledik. Haber vermeksizin imzasını koyduklarımızdan Yağız Üresin, Ahmet Yıldız, Onur Keşaplı, Cansu Fırıncı, Sadık Albayrak, Nihat Ateş, Akif Akalın, Mehmet Harma, Arif Yavuz Aksoy bir şekilde destek belli ettiler. ALİ MERT, NEBİL YILMAZ, CAN ERTAN... Özellikle bu arkadaşlar ne zaman okur desteği istesek muhakkak bir ses eder, yazı yaygınlaştırırlar. Ötekiler de öyle ama, nedense onları öne çıkarma ihtiyacı duydum. Kaan Arslanoğlu
18-05-2015 09:10 (77)
Kazanan hep jüridir! Bkz: http://evvel.org/kazanan-hep-juridir
18-05-2015 09:29 (78)
76 nolu yorumda unutmuşum. Bir de bize yazı yaygınlaştırmada hep destek olan EMRE ERTEM. Face ve tvitle destek olur. Başkaları da var, ama hepsini teşekkür anlamında sayamayız, aklımızda. Toplumsal mücadelede teşekkür olur mu derseniz olur. Bu yazı özelinde henüz okumayanlar vardır, bunun önemini henüz görmeyenler vardır, olabilir. Bir de hep olumsuz üstünden gidiyoruz. İnsanlara cazip gelmiyor tabloyu sergilemek. İnsanlar biraz da umut istiyorlar. Kısa vadede peşin söyleyeyim: UMUT YOK. UMUT YOK. UMUT YOK. Önce dibe vurduğumuzu bir idrak edin bakalım, ancak ondan sonra umut çıkar. Kaan Arslanoğlu
18-05-2015 15:09 (79)
Bu sene Hüsnü Arkan'a bahşedilen Orhan Kemal Roman Ödülü'ne 65 eser başvurmuş. Ödülün son başvuru tarihi ile açıklanma tarihi arasında 4 ay var. Yarışmaya katılan romanlar ortalama 250 sayfa olsa, 15 bin sayfanın üzerinde bir roman yığını eder. İnsan haliyle merak ediyor. 4 ay içinde 15 bin sayfa okunabilir mi? Jüridekiler işi gücü bırakıp 65 romanın hepsini okumuş mudur? Keşke şöyle bir uygulama olsa: Seçici kurulun toplantısında odaya bir kamera yerleştirilse, hangi jüri üyesinin ne dediğini, hangi kıstaslarla ödül dağıttıklarını görsek, izlesek, bilsek...
18-05-2015 15:10 (80)
YENİ SİNSİYET'İN KOKMUŞ TUZ ÇEŞİTLEMESİ (11/5/2015) Tam metin; http://evvel.org/yeni-sinsiyetin-kokmus-tuz-cesitlemesi-115… Pdf: http://bit.ly/kokmustuzcesitlemesi -- YENİ SİNSİYET HAKKINDAKİ DİĞER KAVRAMSAL YAZILAR; -- “Yeni Sinsiyet ve Bazı Enstrümanları”, 2010, Birgün Gazetesi http://zaferyalcinpinar.com/i21.html “Yeni Sinsiyet Tipolojisi’nin ‘Biz’ Söylemi ve Retorik Arsızlığı” 2010, Birgün Gazetesi http://zaferyalcinpinar.com/i22.html “Yeni Sinsiyet’in Seçkinlik Arayışı”, 2011 http://zaferyalcinpinar.com/i23.html “Yeni Sinsiyet’in İkbal Ezberi”, 2012 http://zaferyalcinpinar.com/i29.html “Yeni Sinsiyet’in Haksızlık Yordamı”, 2014 http://bit.ly/haksizlik
18-05-2015 15:29 (81)
İMZA desteği: Yazı için teşekkürler çok güzel olmuş. Cengiz Orhan
18-05-2015 19:14 (82)
İmzamın eklenmesini hararetle rica ederim. Serkan Engin
19-05-2015 09:06 (83)
Az önce Ahmet Öz ile konuştum. İmzasının kaldırılmasını istedi. Üslup sorunundan dedi, eleştiri değil hakaret bu dedi. Nesi hakaretse. Türkiye yayın, edebiyat ve medya dünyası insana hakaret oysaki. İnsan gibi insana hakaret. Bunlar çok daha ağır üslubu hak ediyorlar. Hala çok kibarız. Çünkü yıllardır kanıtlı ispatlı yolsuzluğu, arsızlığı, aç gözlülüğü, satın alınmışlığı vb. önlerine koyuyoruz. Biliyorlar, ama bildiklerini söylemek işlerine gelmiyor. Eğer midemiz kaldırırsa söz konusu şebekeyle uğraşmaya devam için, üslubumuz daha ağır olacak. Başkasını anlamıyorlar. Ama şu deniyorsa onu da açık açık söylesinler: Paranın hakim olduğu dünyada (evrensel kuraldır bu, bizdeki gibi boku çıkarılmasa da her yerde böyledir) bunlarla başa çıkamazsınız, biz de biliyor ve işimize bakıyoruz. Tamam. Kalbimiz sizle ama, bizde o ataklık yok, her şeyi göze alamıyoruz, deseler tamam. Yoksa üslup müslup. ... üslubu. Herkese saygılar, sevgiler, Ahmet'e de. Kaan Arslanoğlu
18-05-2015 21:31 (84)
Hiç kuşku yok ki, son yılların en sağlam, en gerçekçi, en akıl dolu yazısı. Manifesto niteliğinde. Tarihe geçecek bir belge. Cengiz Gündoğdu'nun "Star sistemi" yazısı 34 sene sonra bile nasıl ilgiyle tartışılıyorsa ve güncelliğini koruyorsa, bu yazı da on yıllar sonra aynı ilgiyle karşılanacak ve konuşulacak.
18-05-2015 21:31 (85)
Bildiriye Karazin taifesinden Uğur YANIKEL olarak destek veriyor ve adımı eklemenizi rica ediyorum.
18-05-2015 23:36 (86)
Bunu hala solcular arasında bir kavga sanan denyolar da var. Allah ona, onlara akıl fikir versin, eğer kendini uyanık sanan karıştırıcılardan değilse. Öbür türlü de temenni boş ya. İsimsiz karaktersize ne temenni edersen et :))
18-05-2015 23:58 (87)
Böyleleri karaktersiz olamayacak kadar salaktırlar. Geri kalan 900 küsur vuruşa da değmezler.
19-05-2015 00:16 (88)
Ne güzel! Adımı bulamadım. Selah Özakın
19-05-2015 00:50 (89)
Sn Taylan Kara'nın konuyla ilgili önceki yazılarını beğeniyle okuyup yakın çevremde ve yazarlar grubumda paylaşmıştım. İlgi de uyandırdı, kendi aramızdaki değerlendirmelerimizde. Ancak, şimdi niye liboloş-popoş tarzı bir söyleme ihtiyaç duyduğunuzu anlayamıyorum. "...solcuların kuyruğa dizildiği ödülün sahibi Yunus Nadi kim midir? Hitler hayranı olduğu yönünde güçlü iddialar bulunan ve bu yüzden İsmet İnönü’yle takıştığı söylenen biri." bu ifadenin de emin olmadığı konularda fikir beyan etmekten özellikle sakınan TK tarzından (ki bu tutumunu takdirle karşılıyordum) oldukça farklı olduğu dikkatimi çekti. Niyetinize saygı duyuyorum, ama beğenmediğim, paylaşmak için uygun bulmadığım bir yazı olmuş (üslup kelimesini ağzıma almadım, çünkü son yorumunda dayanamayarak başına bir haller getirdi sanırım KA o sözcüğün de). Mine
19-05-2015 13:24 (90)
Bu bir var oluş, bir ölmek kalmak mücadelesi. Edebiyat açısından, bilinç açısından, ideali olan insan gibi kalmak açısından. Abartıyor muyuz. Hiç de değil. Dünya ve Türkiye parlak görünümlü kapitalist bir ortaçağa giriyor. Yakında sahici, samimi tek bir yayın organı, tek bir yayınevi bulamayacaksınız. Zaten o sınırdayız. Dürüst olarak tartışacağınız tek kişi kalmayacak. Hiç abartı değil, yaşıyoruz zaten. Paraya kölelik en uç safhada. Riyakarlık gündelik faşizmle birlikte kurumsallaşmış. Bu üslup çözer ancak onu, farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. SORUN ŞU: İnsanlar başkaları bir şeyler yapsın, iyi bir şeyler çıkarsa biz de yararlanalım istiyorlar. Oysa her çıkış bir şeyleri kaybederek oluyor. 30 yıldır bir şeyleri kaybede kaybede ilerliyoruz. Yoksa destek vermemek için bahane çok. Ben şunun olduğu yerde olmam denir, tez doğru zamanlaması yanlış denir, solcular birbirinize daha yumuşak olun denir, üslup denir. Klişe çok. Ama emin olun bilmem kaç yıldır hiçbir özgünlük göremiyorum bunda.KA
19-05-2015 16:28 (91)
Şu ya da bu edebiyat anlayışını eleştirmek bile lüks artık. Bu işin toplumcu gerçekçiliği, küfür romancılığı, bireyci, vasat edebiyat ayrımları bile kalmadı. O aşamayı da geçtik. 2015 Türkiyesinde edebiyatın kendisi bitmiş durumda. "Yakında sahici, samimi yayın organı, yayınevi bulamayacaksınız" denmiş. Çoktandır bu durumdayız zaten. Ne yakındası? Senede 150-200 kitap yayımlama gücüne sahip, on milyonlarca liralık sermayesi olan kelli felli yayınevleri bugün şiir dosyalarını satmadığı için geri çeviriyorlar. Adamların anlayışı bu. Bu bir skandaldır. Bırakın romanınızı, öykülerinizi yayımlatmayı, edebiyat ajanınız, tanıdığınız yoksa, ayrıntı, metis, can, everest gibi büyük yayınevlerinin kapısından bile giremezsiniz. Bu zihniyetin bizi getirdiği yeri görmek istiyorsanız, şimdi bir kitapçıya gidin ve edebiyat dergileri rafını şöyle bir karıştırın. Farklı bir şey söyleyen, sizi çarpan bir yazı, eleştiri, şiir, öykü okuyabilecek misiniz bakalım?
19-05-2015 16:28 (92)
Sn KA, 90'da yazdıklarınızın tamamına katılıyorum, "bu üslup çözer onu" deyişiniz dışında. Çözümün eleştirdiğimiz dillerden biriyle olacağına inanamıyorum ya da bu dili kullanmayı da bana bu dille hitap edilmesini de benimseyemiyorum, diyeyim. Saygılar. Mine
19-05-2015 16:28 (93)
Katılıyorum... Artık, "şairim, yazarım, haysiyetliyim" filan diyenlerin bir karar vermesi lazım: İnsan mı olacaklar, eşya mı olacaklar? Eşyaya daha yakın duruyorlar şu an... Demirbaş bir çetenin zimmetli eşyası olmamak gerekiyor.
19-05-2015 18:54 (94)
Mine Hanım'a (89 nolu yoruma), Yazıda kullanılan bazı sözcüklerle ilgili eleştirinize hak veriyorum. Yunus Nadi ile ilgili eleştirdiğiniz kısım olmasa yazı birşey yitirmezdi, Yunus Nadi'nin Naziliğe bakışı detaylarıyla ortaya konabilir, ya da konuyla çok ilişkili olmamasından dolayı çıkarılabilirdi. Eleştiriniz için teşekkür ederim. Saygılarımla Taylan Kara
20-05-2015 11:33 (95)
öyle bir uslup kullanacaksın ki , okuyan hakaret var diyemeyecek ama ne güzel çakmış nokta diyecek , olumsuz eleştirilen ise , sen bana hakaret ediyorsun diyemeyecek ama , gece gözüne de uyku girmeyecek. yoksa topoloş liboloş bunlar ne ya. 7 yaşındaki çocuklar artık yapmıyor bunları.
19-05-2015 22:15 (96)
sert olmakta sakınca yok. insan tüm kalbiyle sert olması gerektiğine inanıyorsa o noktaya gelmişse geri vites yapmamalı ya da alttan alma ikiyüzlülüğünü göstermemeli. yoksa susup otursun daha iyi . fakat bizim solcular yıllarca dört duvar arasında birbirlerine haklı ya da haksız vurmaktan başka hiçbirşey yapmadılar. halkın içinde olmadılar. sanki biz sol bir devlet olmuşuzda memleketi ele geçirmişiz de sadece detaylarda sıkıntı yaşıyoruz nasıl yapacağımız konusunda karasızız.halkı düşünen işçileri düşünen bunlar için kafa patlatan birbiriyle kavga eden ama ne halkın ne de işçilerin tanıdğı bir solumuz oldu. tablo ortada.
19-05-2015 22:15 (97)
bugün bile hala kendini çok akıllı çok teorik ve doğru düşündüğünü zanneden akıllılar , ne olursa olsun sonuçta çıkış için bir kapı olan chp ye çemkiriyor. bir oy verecek binbir türlü ideolojik tartışmaya ve geçmişi incik mıncık kurcalamaya bakıyor. oyunu bölüyor. gericiler aşiret mantığıyla o da yetmiyor hile hurdayla seçim kazanırken biz hala oylarımızı ziyan ediyoruz. sanki biz aptalız da gerçekleri görmüyoruz. sanki chp ye oy verince bütün geçmişini istisnasız onaylıyoruz. yok öyle birşey. bu kavga artık sağ sol meselesini de aştı. akp her ne kadar özünde hırsız bir sermaye partisi olsa da memleketi götürdüğü nokta tehlikelidir. şu anda ilerici gerici kavgasındayız. ve artık sayısal güç çok önemli. hukukunn ırzına geçen bu zihniyete en azından bu tehlikeli geçişte sayısal olarak güç birliği yapmak şart. hiç hazzetmediğimiz tiplere bile katlanarak. çünkü bu zihniyet ancak seçim kazanarak yaşar ve seçim kaybederek ölür.biz ise paramparçaolarak hep kaybediyoruz.
20-05-2015 11:47 (98)
96-97, yazdıklarınızın ve chp'nin edebiyatla ilgisi nedir?
20-05-2015 11:43 (99)
97 diyor ki biz edebiyat oligarşisi olarak chp'nin ve cumhuriyet gazetesinin içinde örgütlendik, edebiyatı chp'deki ve cumhuriyet gazetesindeki örgütlenmeyle yürütüyoruz. Mezhebimiz, meşrebimiz orada... siz de gelin bizimle götürün işi. "kazan kazan" stratejisi yapalım, işe sizi de ortak edeyim demek istiyor...
20-05-2015 11:36 (100)
yine bi "diline biber sürerim"cilik, yine bi "kahrolsun erkekeğemen dil şeysi, yaşasın steril ve kiskibar hitaplar" yancılığı, yine bi "pejoratif ve maçist tavrınızı esefle kınıyoruz" vuvuzelası. gına getirdiniz be! yeter. sizin mahallede insanlar sinirlenmiyo mu; insanların tepelerinin tası atmıyo mu; tahammül güçleri test edilmiyo mu? böyle olunca sipsiteril abilerimiz ve aplalarımız ne diyollar? "oğ nöoğğğ" mu? "shit" mi? "fuck" mı? "merde" mi? "holi madır meri" mi? "cizıs faking kırayst" mı? "hasbinallahveniğmelvekil" mi? ya hakkaten bana da daral geliyo sizin yaptığınız şu üslup eleştirilerinden. ÖPMÜŞÜM üslubu! oldu mu? böyle daha kip durdu mu? burdan bi daha söyliym öyleyse. ÖPMÜŞÜM SÜREKLİ BAŞKALARININ ÜSLUBUNU ELEŞTİRENLERİN ÜSLUBUNU. burası sokak arkadaşım. taştan kurduğumuz çift kalede maç yapıyoruz. dirsek yemek istemeyen, dizine toz değsin istemeyen, burnu kanasın istemeyen, penaltı mı-korner mi diye tartışırken küfürleşmeyen kimselere maçsonu gazoz da yok! a.y.a. kıliğrs?
20-05-2015 11:39 (101)
97; bırakın dış dünyayı anlamayı, yalnızca bu yazı ve yorumlarında edebyiattaki bozulma ile siyasetteki gerileme arasındaki bağlantı açıkça anlatılıyor. edebiyatta dillendirilmeye çalışılan bu "direniş" apaçık siyasetle ilgili, başka türlüsü de olamaz zaten. sorguladığınız yorumlar da az yukarıdaki üslup tartışmasından mülhem. hem siyasette, hem sanatta, hem düşüncede 30 yıldır vik vik vik politik doğruluk yalancılığı altında nelere göz yumduğumuzu hatırlatıyor. kaldı ki üslubu dikkatle incelerseniz baltayı taşa vuruyor olmanız da kuvvetle muhtemel. üslubu, tutarlılığı, politik doğruluğu yiyeyim, size bişey olmasın. Bu arada Penguen yazar kadrosunu Ece Temelkuran ve adını hatırlamadığım başka birileriyle kuvvetlendiriyormuş. Hep bir piyasacı yanı vardı ya, biz cahil, lümpen, hedonistlerin okuma yapma alanının da işgal edilmesi dehşetengiz yine de. Açgözlüüğün sınırı yok. Kürşat Başar'ın hem televizyon programcısı, hem saksofoncu, hem Cumhuriyet yazarı olması gibi. Echelî
20-05-2015 11:55 (102)
Üsluptan yakınanların yüzde doksanının (en az) kendi dostlarıyla sohbetlerini kameraya çekseniz bip sesinden yayımlanamaz. Bir de bi şey diyim mi, çevremde birçok insan yazının bu liboloşlu, popoşlu halini sevdi, paylaştı. Popoş olmasaydı belki paylaşmazlardı. Bu üslup şeysi koyanlar sanki iletişim uzmanı, reklamcılık bilmemnesi, propaganda profesörü... Yeni bir şeyler denemek lazım, burdaki gibi, dili doğallaştırmak lazım, samimiyetsizlik pek belli oluyor öteki türlü. Burdakiler her yolu deniyorlar ne yapsınlar, altı aydır okuyorum, bir bölük ağır başlı yazı var, sanki tıklanma rekoru kırmış üslubunu satayım. Yani diyeceğim, Zeki Mürenlik yapmayın, kuliste ana avrat düz git, ona küfret buna geçir, sahneye çıkınca Osmanlı kibariyesi... gidin işinize.
20-05-2015 12:31 (103)
Serkan Engin, Ugur Yanıkel, Cengiz Orhan'ı imza listesine ekleyebilir misiniz?
20-05-2015 12:31 (104)
ömer bozkurt
20-05-2015 13:04 (105)
Arkadaşlar, imzalar geldikçe parti parti yayımlıyacağız. Mesela 3. grubu birkaç gün sonra yayımlarız. Saygılar. Müdüriyet
20-05-2015 13:04 (106)
Burası Ece Temelkuran'a kitap imzalatmak için iki saat kuyrukta bekleyen solcuların ülkesi. Böyle solcularla, böyle okurlarla buraya kadar oluyor.
20-05-2015 13:05 (107)
97 numara Cumhuriyet'i chp'li sanıyor. Cumhuriyet önce HDP'li, sonra CHP'lidir, genelde yetmez ama evetçilere yakın liberal bir çizgidedir. Cumhuriyet'e dokunmayın, CHP'ye dokunmayın mı demek istiyor. CHP'ye dokunan yok bu yazıda. Anlayamadık. Üstteki yazıda AKP Cumhuriyet bağlantısı gösteriliyor, ona ne diyor?
20-05-2015 19:18 (108)
99 , 100 , 101 , 102 , 106 , 107 ye hitaben... 96_97 nolu yazılanlar yazı için yazılmadı. genel bir serzeniş idi. uslub ile ilgili bir itirazda yok. tersine sertlik gerekirse olacak denmiş. kolaya kaçmak sadeleştirmek doğallık değildir. tam tersine bozulmuşluğun nimetlerinden yararlanmaktır. bir insan tv programı yapabilir, saksafon çalabilir, cumhuriyet yazarı da olabilir. içerikten bahsetmiyorum ama bir insan bu 3 şeyi neden bir arada yapmasın. bu nasıl bir mantıktır. ayırca 96_97 yi yazan sizin yüzde doksanınızdan değil haberiniz olsun.herhangi bir örgütlenmenin ya da oluşumun sözcüsü de değil 96_97 yazan. 96_97 yi yazan sıradan bir insan . sizin gibi çok bilmiş kendini bir halt sanan , solculuk taslayan solcu müsvettesi değil. chp li değil. hdp li hiç değil. cumhuriyet gazetesi aşığı da değil. peki siz kimsiniz. nesiniz. çözümünüz ne. chp yi beğenmyorsunuz o zaman söyleyin kimi beğeniyorsunuz. ya da kendiniz neden örgütlenmeyiyorsunuz.
20-05-2015 19:18 (109)
99,100. 101.102.106,107, hitaben devam... yoksa tüm numaranız oturduğunuz yerden sallamak pislik atmak mı.
20-05-2015 19:18 (110)
ayrıca 100 hitaben... maç yaptığınız kesin ama hep kendi takımınıza dirsek atarsınız. küfür edersinzi ve golü de hep kendi kalenize atarsınız. yeter ulan bıktık sizden. ya takımdan atmak lazım sizi ya da yeni bir takım kurmak. sizin jübileniz çoktan geldi . yoksa bu takım hep yenilmeye ezilmeye mahkum
20-05-2015 19:29 (111)
Sayın 108, 109, 110. Bu şekilde isimsiz olarak aşağılayıcı laflar edenlerin yorumlarını yayımlamıyoruz diyoruz da, çoğunlukla yayımlıyoruz gördüğünüz gibi. Diyaloğu koparmamak, belki bir iletişim dili bulabilmek açısından. Kime salladığınız belli değil, genel olarak bu sitede yazanlara sallıyormuşsunuz gibi. Bizi doğru dürüst bilmediğiniz, okumadığınız ortada. Öyle mi acaba? Yeni arayışı biz temsil ediyoruz, asıl bizim eleştirdiklerimizi takımdan atmak lazım. Yani yıllarca söylediğimiz şeyi bizden intihal etmişsiniz. Ayrıca solculuktan da solcuların çoğundan da hazzetmem. Bunu da çok yazdım. Solcuların büyük çoğunluğunun değerleriyle bir alakam yok çünkü. Ayrıca bu seçimde CHP'yi desteklediğimi açık açık yazdım, ön sayfada duruyor. Ayrıca örgütlenme diyorsunuz, hayatımın her zamanında bir şekilde örgütlüydüm. Ayrıca insan BU da tam bir kültür örgütlenmesidir daha nasıl örgütlenme olacak. Neyse, tartışmak istiyorsanız bundan sonra aşağılamadan ve isminizi yazarak lütfen.Kaan Arslanoğlu
20-05-2015 19:44 (112)
ka sizde mi isimsiz yazıyorsunuz. öncelikle şunu söyleyeyim sizden birşey aşırmadım . buna inanın. bazı konularda aynı şeyi düşünebilir insanlar. chp konusundaki yazınızı da gördüm ayrıca . lakin zaten aynı düşüncedeydim. bu zaten sır küpü bir mesele de değil.lafım size değil numaralandırdıklarıma o yazılar sizin mi isim yoktu. yoksa onları sahipleniyor musunuz, oabilir aynı fikirde de olabilirsiniz. meyve veren ağaç taşlanırmış. ama meyvesini yemek için taşlarlar ağacı. çok ta şikayet etmeyin. şunu da söyleyeyim bu siteyi önemsiyorum ve yazılarını okumaya daha da tanımaya devam edeceğim. ve şunu da söyleyeyim. kimseyi aşağılamadım vicdanlı olun. müsvette kelimesi aşağılama değil tabirdir. benzeteme amacı güder.ismimi yazmayacağım . sizin dışınızda kimseyi tanımıyorum çünkü. isimsiz yayınlamazsanız da canınınz sağolsun. birşey yazmam . sadece yazıları okurum. yorum altındaki saçmalıkları da okumam olur biter. kolay gelsin iyi akşamlar.
20-05-2015 19:49 (113)
Ben nadiren isimsiz yorum yazıyorum, çok nadir. Bu yukardakilerin imzasız olanları bana ait değil. Birinin kim olduğu rumuzundan belli, başka bir rumuzluyu belki tahmin edebilirim (durmadan rumuz değiştiriyor belli bazı arkadaşlar, yapmayın diyoruz.. devam) diğerleri kim bilmem. Biri sadece soru sormuş zaten efendi gibi (98) durum budur. Benden de iyi akşamlar. K.A.
20-05-2015 19:57 (114)
100 numaradan yeni çıktım. Bir insan tabii ki aynı zamanda televizyon programı da yapar, saksofon da çalar, cemahiriyye'ye yazı da yazar. Ama berbat bi programcı, iğrenç bile sayılmayacak bi icracı ve niteliksiz bi yazarken bunları yapıyorsa bunun altında başka şey aranır. Kendimi bi halt sanmam. Halt "dur" demek bizim mahallede. Bence sen halt! Çizgiyi geçme. Aklını almiym. Ben hiç solculuk taslamadım. Solcu müsveddesi de olamam. Çünkü sen değilim. Ve tabii solcu olduğumu iddia etmek önşartını da yerine getirmedim bu yaşıma kadar hiç. Cehapeye bok da atmadım. Hatta elim gitmiyo ama mecburen cehapeye vericem oyumu. Oturduğum yerden sallayıp pislik attığımı da iddia etmişin. Gel sen benim oturduğum yere. Burdan bakınca çirkefin kim olduğu gabbak gibi ortada! 110'daki yorumun ağır disleksiden muzdarip olduğunu gösteriyo. Senle alakası bile yoktu. O kadar önemli bi varlık mısın ki sözlerimi üstüne alındın? Forevır nikli a.y.a. sifon çeksss
20-05-2015 20:16 (115)
Vaysss... Çaktırmadan makasss. Bu arkadaş benim 100 numaralı yorumu kime yazdığımı idrak edememişken makasladığınız kısmı mı idrak edecekti sayın Fantom? Ayrıca benim bütün yorumlarımda zaten adım yazılıdır. Herkes de bilir bunu. Adsız ya da belirsiz nikli çaktığım yorumlar numuneliktir. Onda da kimseye bulaşmam. O belirttiği seride bana ait tek yorum 100 nümero. Adım da yazılı. Bana beni anlamadan ve başkalarıyla karıp karıştırarak çemkirene kibar bile davrandım. a.y.a. bi daha vaysss ve mil hürmetsss
20-05-2015 20:19 (116)
:))) F-4
20-05-2015 21:26 (117)
116'ya şapka çıkartıyorum! Bi sonraki aşama "?" mektubuma "!" ile yanıt almak olacak sanırım. Eee, körle yatan şaşı galkarmış. Ama şimdi bunu bitek hoca anlar. Neyse. Biz üçümüz güleriz artık. Hürmetsss and cheersss
20-05-2015 21:25 (118)
Geçtiğimiz günlerde çok önemli bir gelişme yaşandı. Hamdi Koç, Doğan Kitap'tan Can Yayınları'na transfer oldu. Yeni kitabı yakında büyük bir tanıtım kampanyasıyla piyasaya çıkacak. Çok önemli bir gelişme bu. Çünkü en çok şikayet ettiğimiz kişiler ve kurumlar güçlerini birleştiriyorlar. Hamdi Koç, insanbu sitesi için karşı safı temsil eden sembol bir isim. Can Yayınları da hep şikayet ettiğimiz ödül skandallarının tam göbeğinde. Bu ikisi zaten güçlüydüler. Şimdi ise güçlerini birleştirerek daha da güçlendiler. Karşı saftakiler güçlerini birleştiriyorlar, biz ise sürekli birbirimizi yiyoruz. Böyle mücadele yürümez.
21-05-2015 12:51 (119)
Mıntıka temizliği şahane olmuş, eline sağlık a.y.a.'cım. Ek olarak zaten kazanan, zaten başarılı, zaten zengin iken örneğin az çok sokağın dili iddiasında olan dergide bir de andırgraund hava yakalama arsızlığını da dillendirmeliyiz belki. Yoksa bizim de her tarakta bezimiz var da, kendi yağımızla, "meşhur"luk gazıyla değil. Anlayana tabii, anlamayana burayı çevirmeye sıvandığı mekanın demirbaş duvar yazısı. Fantomcum, sana da aşkolsun, kendi yazımızın altında bir Fuzulî serisi yakaladık, yukarıdaki de onların yedincisiydi, maksat da söyleyecek çok şey varken boyuna adımızı zikretmemek, Okurdan azıcık takip beklemek çok mu? Valjeanî
21-05-2015 13:59 (120)
Burası sokak değil. Benzetme yanlış. Kaldı ki doğru bile kabul etsek, sokak sadece top oynayanların değil, herkesin. Burada sadece sokak kurallaını estirmeye kalkışmayınız. Ki bu konu daha önce de aynı yanlış örnekle gelmişti, madem insanbu, insanbu. Mine
21-05-2015 14:26 (121)
Bugünkü nöbetçi editör kim, Taylan Kara mı? Taylan Bey buralardaysa ve vakti varsa, bir genel değerlendirme rica edelim. Yazıya şimdiye kadar hem buradan hem dışarıdan gelen tepkileri, mevcut durumu, yakın geleceği nasıl değerlendiriyorsunuz? Bundan sonrası için öngörüleriniz, planınız nedir? Bir sonraki adım ne olacak?
21-05-2015 15:23 (122)
ŞU ANA KADARKİ DEĞERLENDİRME -EDEBİYAT GERİLLASI NEDİR?- Bu girişim için biraz erken olmakla birlikte madem soruldu, bir değerlendirme yapayım. Girişim başarılı oldu, başarı beklentim bu kadardı, beklediğim oldu. Amacımız imza kampanyasından çok (şahsen imza kampanyalarını sevmem) teşhir, protesto ve tavra zorlamaktı. Bu kısmen gerçekleşti, neyin ne olduğu epeyce görüldü. Bir imza kampanyası ile büyük sonuç alınabileceğini düşünen birkaç arkadaşa daha önce anlatmıştım. Bu devirde kolay kolay kimse buna imza vermez AFOROZU GÖZE ALAMAZ. Başka bir grup da bir dergi çıkarmakla rakibin çökertileceğini düşünüyor. İmzayla dergiyle koskoca sistemi yıkamazsınız, dergi de var, vardı, bu kolay olsa sosyalist partiler düzeni değiştirir bir çırpıda. Karşımızda koskoca sermaye düzeni, medyası, yayınevleri, ün ve para peşinde binlerce yazar, onlara uygun bir okur kitlesi ve buna uygun sol partiler... Biz işin gerillasını yaparız, faça bozarız, farkındalık yaratırız, cephe savaşını kazanamayız.. K.A. ++++
21-05-2015 15:23 (123)
Devamla: Kimse moralini bozmasın, bu uzun soluklu bir mücadele ve her yerde böyle olmuş. Birgün dediklerimiz kuvvet bulacaktır (şimdi farkındalık yarattık, ama değiştirecek kitle gücü yok, kadro yok), ama bir gün bunlar işe yarayacaktır. Zorlasak 100 imza daha buluruz (içindeki ünlü edebiyatçı sayısı birkaçı geçmeyecektir). Kaldı ki İnsancıl çevresi gibi imza kampanyasına karşı insanlar da var. İmza bu kadar değil başka deyişle. Ama çok olsa ne olacak. Herkesin bildiği, saydığı birkaç otorite de bu işe destek verse (görüldüğü gibi çok zor), ya da sol partilerden biri aslında kendi işi olan bu işi üstlense, farkındalık hızlanır, ama olduğu kadar ve bizden bu kadar. Bu iş zamana yayılarak bu şekilde fasılalarla devam edecek, elbette bir gün bugün suratları morarmaya başlamış çakma starları kitleler yumurtayla kovalayacak. Bunlar hep yaşanmıştır, yine yaşanır. Aynı noktaya küçük küçük yüzlerce binlerce vuruş bir zaman çat diye kırılma yaratır. Devam. Desteğe saygılar, sevgiler. Kaan Ars.
21-05-2015 15:23 (124)
Taylan da uygun zamanında kendi değerlendirmesini yapar. K.A.
21-05-2015 17:16 (125)
Aynı sterilite bayraktarlığıyla gelindiği müddetçe aynı benzetmeyle karşılaşmak şaşırtıcı olmaz. Bilim ne diyo? Benzer koşullar benzer sonuçlar doğurur. Kaldı ki burası hala ve yine ve ille sokaktır. Sokakta da top oynanır. Seksek oynanır. Bokuç oynanır. Çekirdek çitlenir. Tüftüf savaşı yapılır. Gızgaçıran ve çatapat patlatılır. Herkes de birbirini bilir. Bu mahalle bizim çünkü. Örgütlenme modeli işte. Sorun şu, biz oyun oynarken arada kimin olduğunu bilmediğimiz top bizim yola oyunumuza kastetmek için atılırsa, seksek tablamızın tebeşirine gece bilmediğimiz artniyetlilerce köpekkakası sürülürse, mahallemizin kızlarına yoldan geçen itkopuk laf ederse, nereden geldiğini anlamadığımız zehirliiğneli tüftüf mermileri bize isabet ederse bizim huzurumuz kaçar. Ayrıca, sokakta bizim kardeşçe dalaşımızdan rahatsız olan, saçları iki kenardan balıksırtı örülü, dantelli temiz elbiseli kızlar da balkondan bizi izleyebilir. Ama bizi şikayet etmekle ya da topumuzu kesmekle tehdit etmeden! a.y.a. cıs
21-05-2015 18:12 (126)
Hele bi geç bunları a.y.a kardeş... Herkese yer var bu dünyada da bu ülkede de bu sitede de. Kanaatimce. Yeter ki alanı bir sokaktaki bir kaç oyunla sınırlamayalım. Mine
21-05-2015 20:27 (127)
Oğğğ Mine Abla, siz bize bulaşmayın, biz de size bulaşmayalım öyleyse. Herkese yer varsa bu dünyada, bizim yoğurt yiyişimiz de böyle diyenlere "sen yoğurt yeme, ayran iç; içerken de benim dediğim gibi iç" demeyiversin kimse. Zahmet olmaz, di mi? Bırakınız yapalım, bırakınız geçelim! Ne liborotti slogan oldu ama! a.y.a. tavşan kardeşsss
21-05-2015 20:56 (128)
Bulaşmak mı? Yok, anlamamışsın sen onu. Neyse, boşver. Mine
21-05-2015 21:28 (129)
Yok yoook. Ben onu iyi anladım da, siz bana ikinci tekile ne zaman geçtiniz onu hatırlayamadım. Ben bunu boşvermem de dolu alırım. a.y.a. fills
21-05-2015 21:56 (130)
http://ilerihaber.org/orhan-kemal-roman-odulu-husnu-arkanin/15652/ ileri haber ödülün reklamını baş köşede yapmış. Helal olsun onlara. bu kadar yazıdan sonra bunu anlamışlar.
21-05-2015 22:44 (131)
Sayın 130, Kaan Bey bunlara boşuna liberal Gramsci demiyor. Bunların gençlik örgütü fkf'nin yayın organı gencgazete.org'un kültür sanat sayfalarındaki bazı başlıklara bir bakın: Maymunlar Cehennemi 3. filminin adı belli oldu... Kenan İmirzalıoğlu Deniz Gezmiş rolünü canlandıracak... Son dönem Türk şiirinin önemli isimlerinden Onur Behramoğlu liselilerle buluşuyor...
23-05-2015 08:34 (132)
İsmim yanlış yazılmış H.Basri Aksoy olacak.
23-05-2015 08:37 (133)
Sevgili Hasan, o arkadaş Hikmet Yasin Aksoy, sen değilsin :))) Ama isminin eklenmesine itirazın yok demek ki bu durumda :))) Ekliyoruz. K.A.
28-05-2015 08:03 (134)
Ortalık boka (boca juniors manasında, olumlu anlamda) da batsa, bizim okur bile bundan bahsedilmesinden hoşlanmıyor. Olumlu dil kullanmak lazım. Her şey güzel demek lazım. Ben kendi hesabıma bundan böyle yeni bir dil tutturmaya çalışacağım, bir tane siyasi yazım olacak yakında, onda belki son kez olumsuz bir şeyler olabilir, sonra her şey toz pembe anlatılacak. Sayfa başındaki "aydınlar yolsuzluğu seviyo" falan gibi belirteçleri de en kısa zamanda kaldıralım. Şaka yapmıyorum. Böyle bir şey deneyelim, hem kendimiz rahat ederiz hem okuyucu nefes alır. Negatif negatif nereye kadar... Kaan A.
28-05-2015 16:18 (135)
İnsanoğlu bir gariptir, öyle her lafı kaldırmaz... Dizesi Neyzen Tevfik'in midir, Şair Eşref'in mi? YÜ
28-05-2015 17:20 (136)
Bunların kendi aralarında böyle tartıştıklarını bilmiyordum. İlginç bir olay. http://www.milliyet.com.tr/2002/05/26/sanat/san03.html
30-05-2015 09:09 (137)
eğer geç kalmamışsam, ben de adımın eklenmesini isterim... saygılar... (nufer kurt)
04-06-2015 02:28 (138)
Teşekkürler değerli Nufer Kurt, isminizi ekledik. Saygılar, sevgiler bizden. Kaan A.
04-06-2015 09:55 (139)
Aydınları, edebiyatı, "sol" medyası bile yolsuzluğa batmış bir ülke diktatörlerin elinden nasıl kurtulur. Bu bildiriye destek olmayanlara soruyorum. Kaan Arslanoğlu
26-06-2015 09:24 (140)
HDP'yi sol, hatta bazılarının dediği gibi sosyalist kabul etsek, demek ki toplumun yüzde 13 ü sosyalist. Vatan Partililer var, Halkın Kurtuluş Partisi var, CHP içindeki yüzbinlerce! "sosyalist var"... Demek Türkiye'de yüzde 20'ye yakın sosyalist var. Ama sosyalist bilinç adına yaprak kımıldamıyor. Ne edebiyatta, ne medyada, ne işçi aleminde, ne şehirde, ne köyde, ne tüketimde, ne üretimde... Sosyalizm diye bir derdi kalmamış ama hala bu adları utanmadan kullanan bir sefiller ordusu, üç kuruşa satılık beyinleriyle bizlere akıl öğretiyor hergün. Devir sizin devriniz, yiyin efendiler, hanımefendiler. Buyrun. K.A.
10-07-2015 17:43 (141)
Manifestomuzu okudum. Kaan'cığım adımı koymuşsa yakıştırmıştır. Can yayınları ve Can Dündar'ı beğeniyle izliyorum. Amma paketi tümüyle kabul etmek zorunda değilim, keşke Nuray Mert ile Ahmet İnsel'i Cumhuriyet kadrosuna almasaydı...Manifestomuz sol ve edebiyat içi öz denetim gibi algılanmalı ve böyle çıkışlar hep sürmeli... Liboloş ve Popoş gibi takılara neden gerek duydunuz? Çok yakında sizlere güzel bir kitap tanıtımı göndereceğim. Sevgilerimle. Peri Arbak
10-07-2015 18:07 (142)
imzamın geri çekilmesini istiyorum.. güvenemeyeceğim insanlarla aynı doğrultuda bi mücadele vermem. thanks.. (hya)
10-07-2015 18:13 (143)
Tamam, değerli hya, ama bu işten bir şey anlamadım :)) Zaten siz kendiniz sonradan imza vermiştiniz. Şaka değilse bu, neyi ima ediyorsunuz veya kimleri? Ona göre birkaç gün sonra girenler-çıkanlar listemizi güncelleriz. Saygılar. K.A.
10-07-2015 18:39 (144)
demokrasi için, özgürlük için, amerikancılık and of course liberallik bırakın da daha rahat serpilip boy atsın diye bu topraklarda da ve de tabi edebitayatta da... ajanlarımızın ekmeğine birileri gibi GÖZ GÖRE GÖRE BİLE BİLE (!) daha rahat yağ sürülsün diye.. işlerini niye zorlaştıralım ki? ve tabi rock için rakı için... YAŞASIN TAM AMERİKANCI AVRUPACI TURKEY! Amin :P (hya)
12-07-2015 16:25 (145)
Sevgili Peri, imzacılara gerçek katılımın için ciddi teşekkürler. "Liboloş" "popoş" gibi sözcükleri niye kullandık soruna hemen iki cevap aklıma geliyor. 1- Bu yapşak solcu tayfasına bu güne dek ciddi felsefi-siyasi jargonla seslendik ne oldu, edebi dil kullandık, işe yaramadı, halk ağzı dedik tutmadı, sonuçta ara sıra da olsa bunlara en gayrı ciddi dille hitap onlara yakışır. 2- Her taraf olumsuzluk dolu, bundan bahsetmek bile insanı kasıyor, biraz gevşeyelim istedik. Eleştirirken eğlenelim istedik, iyi de yaptık, beğenen de epey çıktı. Beğenmeseler de ne yazar, biz dalgamızı geçelim hiç değilse. Ciddiyet ciddiyet nereye kadar :)) Sefamız olsun. Sevgiler, saygılar. Kaan A.
02-12-2015 00:24 (146)
Ahmet Bektaş. Elinize sağlık.
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210330
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.