“Yazar duruşu üzerine” genç yazara mektup

Merhaba Sevgili X,

Yazar Mehmet Eroğlu’nun “ahlak ve özgürlük, deniz gibidir; yarım özgürlük, yarım ahlak diye birşey olmaz” diye bir cümlesi vardı. Doğası gereği yarım olamayan bu kavramlara “muhalifliği” de ekleyebilirsin.   Muhalefet, “part-time”  yapılmaz.

Hem sistemin nimetlerinden faydalanıp hem de muhalif görünmek bir ahlaksızlıktır.

Edebiyat piyasasında kendine rol kapmaya çalışıp, edebiyatın iktidarlarıyla her türlü yakın ilişkiler içinde olup hem de muhaliflik taslamak gülünçtür. İsmini andığın yazar, Ayşe Kulin’e verip veriştirmiş.  Peki elinden ödül almış olduğu Doğan Hızlan, sistemin edebiyatında Ayşe Kulin’den daha mı alt düzeyde yer alıyor?  Sırf kendisine ödül verdi diye bunlara sessiz kalıp gözüne kestirdiğin birini eleştirmek etik midir?

Ayşe Kulin, edebiyat iktidarının “Eyüp ilçe başkanı” ise Doğan Hızlan “cumhurbaşkanı”dır. Ayşe Kulin kötü ama Orhan Kemal jürisi, yılda 16 kez jüri olmuş , Cumhurbaşkanlığı ödülü almış Doğan Hızlan iyi öyle mi?!!

Orhan Kemal Roman Ödülü 2014’te Hamdi Koç’a verildiğinde 10 dan fazla yazı yazdım. Bu sırada Orhan Kemal duyarlılığı olduğunu düşündüğüm bir çok kişiye mail attım. Bunlardan birisi de ismini andığın yazardı. Yaptığı şey bu apaçık cinayet karşısında susmaktı. Sustu. Yokmuş gibi davrandı. Çünkü böylesine büyük kartelleri karşısına almak istemedi. İlişkilerini bozmak istemedi.  Çünkü Orhan Kemal toplantılarına onu da çağırıyorlardı. Çünkü o odaklarla ilişkileri vardı. Resepsiyonlarına katılıyordu, sistem edebiyatından nemalanıyordu. Vatankitap’tan Odatv’ye, Radikal’den Birgün Gazetesi’ne, Cumhuriyetkitap’a kadar her yer ona açıktı.

http://www.insanbu.com/a_haber.php?nosu=1632

Bu yazı, tam da andığın yazar ve benzeri tutum alan insanlar için yazıldı.

Hesapçı bir insandan muhalif olmaz sevgili X. Hesapçı insanlar, “benim bundan ne kazancım-zararım olur?” diye işe başlayan insanlardan sosyalist olmaz.  Sosyalist olmak herşeyden önce bir duruş, bir ahlaki konumlanıştır. Yalçın Küçük’ün deyimiyle “Marx, Lenin okumak falan değil, mahallenin kızı Neriman’ı taciz eden serserilerle dayak yiyeceğini bile bile kavga etmektir” sosyalizm.  Öncelikle ahlaki bir konumdur; bilişsel formasyon, teori vs hep ondan sonradır.

“Aman  dayak yerim, bu işe bulaşmayayım” diyen insanı da anlarım. Ama bu insanlar kendini sosyalist diye yutturduğunda... İşte buna dayanamıyorum.

Hem sistemin tam ortasında, ödül kurumuyla, edebiyatın iktidarının her türlü odaklarıyla kol kola olup hem de iki Berkin twiti ile sosyalist olan, bir sürü çakma muhalif dolu bu ülke...

Sosyalist olmamak ayıp değil. Ama bu sahte muhaliflik ayakları midemi bulandırıyor.

Eğer bir insanın  sosyalistlik iddiası varsa herşeyden önce vicdanı olmalı. En önemli ayırt ediciliği budur: vicdan. Diğer her şey bunun üzerine inşa edilir.

Vicdanımızın kabul etmediği şeyi yapmaya başladığımızda çürürüz. Bile bile bir haksızlık, bir hokkabazlık, bir torpil, bir sahtekarlık karşısında susarsak, sonradan söyleyeceğimiz sözlerimiz çürür. İnsan kadar kolay çürüyeni yoktur. İnsan bir kere çürümeyegörsün, bir daha da iflah olmaz. Ve de çürüme çok keyifli bir iştir, getirisi boldur.

Vicdanımızın hep bizlerle olması dileğiyle.

Taylan Kara

taylankara111@gmail.com

 

 

Facebook
yorumlar ... ( 4 )
28-01-2016
28-01-2016 04:06 (1)
Doğru; insanın sadece ölüsü değil canlısı da çürüyor. Hem bedensel hem ruhsal ve zihinsel olarak kurtlanıyor, böcekleniyor, çürüyor insan. Bu yüzden karamsarım. Arada, nispeten dayanıklısıyla karşılaşmanın verdiği umut da olmasa... Cennete ve sosyalizme olan inanca saygı duyuyorum. Ama ikisinin de yaşantılanabilecek bir "var"lık olduklarına dair kanıt bulunduğunu düşünmüyorum. İyi, rahatlatıcı ve umut verici, yararlı temenniler... Bu dünyada başa gelenlere katlanmak ve değiştirmek için motivasyon kaynakları. En azından bazı kesimler için. Ama ikisinin de temelde inançla ilişkili olduğunu düşünüyorum. Ütopyalar, bir nevi... Önce iyi, dürüst ve doğruyu-gerçeği arayan-hedefleyen insan olmanın tüm bu kategorizasyonların üzerinde olduğuna, olması gerektiğine inanıyorum. İnan
28-01-2016 04:07 (2)
İnançsa inanç bu da... Saygılar. Mine M.
28-01-2016 14:24 (3)
Kutluyorum, Taylan hocamı... İşte hızla yayılan çok yönlü çürümeye karşı en çok ihtiyacımız olan şey; ilkeli ve net bir karşı duruş... (n.k.) EDİTÖR NOTU: YORUMCU ARKADAŞLAR, LÜTFEN İSİM VE SOYİSİMLERİ AÇIK YAZINIZ. BİZCE VE OKURCA BİLİNEN BAZI YORUM MÜDAVİMLERİMİZ SIKLIKLA BAŞ HARFLERİNİ YAZDIKLARINDAN, YOL OLUYOR, YENİ GELENLER DEMEK BÖYLE DE OLUYORMUŞ DİYORLAR. AMA OLMUYOR. LÜTFEN. Müdüriyet
30-01-2016 13:16 (4)
Kimin arabasına binerse onun türküsünü çığıran, arâziye göre kılık değiştiren, omurgasız yazar-şair tayfalarının çekeceği var; her zaman milimetrik bir hassâsiyetle çalışan Taylan Kara'nın nokta atışlarıyla yüklü eleştirel dilinden.-bünyamin durali
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210588
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.