Mahmut Alınak'tan HDP'ye mektup

 

                               rat Haber Ajansı - ANF geçenlerde Yüksekova halkının çığlığını, "Bizi yalnız bırakmayın," ara başlığı ile duyurdu. Haber şöyle sürüyordu:"Yüksekova'da polis saldırısına uğrayan halk kendilerini yalnız bırakan DBP-HDP'li yöneticilere, 'Halk bu zulme, teröre maruz kalırken, siz ne yapıyorsunuz? Her seferinde çağrı yapıyoruz ama hepsi cevapsız kalıyor. Milletvekillerinden heyet talep ettik ama ona da karşılık bulamadık. Bizi bunlarla baş başa bıraktınız…'diye tepki gösterdi."

                     Yüksekova halkının şikâyet ettiği bu yalnızlık yeni bir durum değil ki.

                     O günlerin tanığıyım

                     Hatırladıkça hep kor gibi yanar yüreğim. İhsan Fetahiyan, Fesih Yasemini, Ferzad Kemanger, Hüseyin Xizri, Şerko Maarifi ve daha pek çok Kürt genci İran faşist molla devletince idam edilirken de yürek paralayan bir yalnızlık içindeydiler. O zaman -size yapılan pek çok çrıya rağmen- görmedi gözleriniz onları, duymadı kulaklarınız onların darağaçlarındaki yiğit seslerini.

                     Sadece bu gençler mi yalnızdı? Kim yalnız değildi ki!

                     Şırnak, Cizre, Digor, Bazid, Lice, Diyarbakır, Nusaybin, Yüksekova, Şemdinli ve daha pek çok yerde devlet güçlerince binler halinde katledilen insanlar da yalnızdı. 

                     Devlet tetikçilerince faili meçhul bir şekilde öldürülen 17 bin insan da savunmasız ve yalnızdı.

                     Binlerce köy yakıldığında, göç yollarına düşen milyonlarca insan da yalnızdı.  

                     Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert ve daha yüzlerce çocuk da, devletin vergi adı altında bizden gasp ettiği paralarla alınan bombalar ve kurşunlarla katledildiklerinde yalnızdılar.

                     Tayyip Erdoğan ve Necdet Özel'in emrindeki savaş uçaklarıyla bombalanan Roboskililer de yalnızdılar.

                     Hak arayan işçiler, esnaflar ve gençler de devlet güçlerinin düşmanlık dolu saldırılarına uğrarken yalnızdırlar.

                     Soma maden faciasında görüldüğü gibi maden işçileri ile mevsimlik Kürt işçiler de verdikleri yaşam mücadelesinde yalnızdırlar. 

                     Papaz Gapon

                    "Kobani için direnin!" diyerek sokağa döktüğünüz insanlar da devlet güçlerinin saldırılarına uğradıklarında yalnızdılar. Ölenler öldü, kalanlardan iki bin beş kişi gözaltına alındı, beş yüz kişi de tutuklandı. Bu insanlar da zindana atılırken umurunuzda olmadı, yalnızdılar. 

                     Direniş için halkı sokağa çağırıyorsunuz, sonra da kenara çekilip devletin sergilediği kanlı vahşeti aldırışsızca seyrediyorsunuz. Bazılarınızın bu tavrı, 1905'de Rusya'da işçileri Çar'a dilekçeye vermeye götürüp, "Kanlı Pazar"da katliama uğratan Papaz Gapon'u hatırlatıyor insana.

                     Onlarca yüzlerce değil, daha binlerce örnek verilebilir.

                     Bütün bunlar olurken peki siz ne yaptınız?

                     1- Televizyonlara ve kürsülere çıkıp AKP ile güya kılıç kılıca bir kavga içindeymişsiniz gibi sahte bir görüntü yarattınız; ama AKP'yi zorlayacak tek bir proje bile ortaya koymadınız. Halkın acılarını ve gözyaşını sömürerek makam ve şöhret ticareti yaptınız. Halkı Ankara'nın kirli seçim ve sandık oyunlarında basamak olarak kullandınız. Yüksekova belediyesi başta olmak üzere halkın bin bir emekle kazandırdığı HDP belediyelerinin, düzen partileri CHP, AKP VE MHP belediyelerinden farkını soranlara ne cevap vereceğiniz merak konusudur! 

                     2- AKP nasıl ki eşi benzeri olamayan bir yalan makinesi gibi çalışıp halkı kandırıyorsa, siz de bir teki bile pratiğe geçmeyen altı boş sivri sözlerle duygularını sömürdüğünüz halkın önünde barikatlar kurup, AKP' nin ve düzenin işini kolaylaştırdınız. Dünya siyaset tarihinden de biliyoruz ki, iktidardakiler"zararsız muhaliflerin" kendileri hakkında söyledikleri en ağır, en keskin sözleri teşvik edip özendirirler. Hatta onlarla göstermelik söz düellosuna bile girerler. Böylece dilleri sivri ama ruhları düzenle uyumlu olan bu siyasetçiler aracılığı ile halkı frenler ve düzene karşı köpüren hoşnutsuzluğu dizginlemiş olurlar. Düzen medyası de parlatıp durur bu siyasetçileri. 

                     Şike yaptınız

                     3- Mikrofonlarda kopardığınız onca gürültüden sonra vardığınız yer, Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan'ı, diğer iki düzen partisi CHP ve MHP ile birlikte mecliste ayağa kalkarak hararetli alkışlarla karşılamak oldu. O alkışlarınız ki aslında adım başı yapılan kalekollara, ardı arkası kesilmeyen askeri sevkiyatlara, Roboskililerin başına yağdırılan bombalara, Gezi protestocularına sıkılan kurşunlara ve AKP'nin katliamcı IŞİD'e yaptığı yardımlaraydı.

                     4- Cumhurbaşkanlığı seçiminde diğer öteki düzen partileri gibi şike yaptınız: Seçime girerek Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığını meşrulaştırdınız. Böylece çivisi çıkmış bu işgalci oligarşik düzene bir badireyi selametle aşmada yardımcı oldunuz.  

                     Bir kampanya bile başlatamadınız

                     5- Dikkatlerden kaçtığını sanmayın: Legal siyaset yaptığınız 25 yıl boyunca (arşivlerdeki pek çok öneriye rağmen) başlattığınız ve sonuç aldığınız tek bir kampanya bile örgütlemediniz. Şimdi de, "Yüzde 10 barajını devirip gümbür gümbür geleceğiz," diyorsunuz. Sekiz yıldır grup olarak meclistesiniz ve her gün televizyonlardasınız. Bugüne kadar ne yaptınız ki, barajı "gümbür gümbür" aştıktan sonra ne yapacaksınız?! Parçası olduğunuz Ankara siyaseti halkın siyaseti değildir; sizin ve düzenin siyasetidir.

                     6- Sorunlarını nutuklarınıza çerez yaptığınız halkı kasıtlı olarak eğitimsiz, örgütsüz ve dağınık tutmaktasınız. Yoksa onları başka türlü denetim altında tutamaz ve enerjisini düzen içi kanallara akıtarak buharlaştıramazdınız. 

                     7- İdari, siyasi ve ekonomik hayatı durduracak ve düzeni işlemez hale getirecek  çalışmalardan bilinçli ve özenli olarak uzak duruyorsunuz. Bu korkunç tutumunuzla AKP'yi beslemiş oluyorsunuz. Düzenin kanlı çarkı sizin bu ibret verici desteğinizle dönmektedir.

                     Sanmayın ki halk hep arkanızdan gelecek

                     Geçen hafta Diyarbakır ve Yüksekova'lı birkaç gençle sohbet ettim: Bir dokundum, bin ah işittim…

                     Size kamuoyu önünde çağrıda bulunuyorum: Çok değil altı ay için halktan el çekin ve işin ehli olan öncü kadroları halkla birlikte, AKP ve bu çürümüş düzenle baş başa bırakın. Kurduğu "Çözüm Süreci" kapanında sizinle yıllardır oyun oynayan AKP'nin ne hale geleceğini ve şimdi hayal bile edilmeyen ne büyük gelişmelerin olacağını o zaman görün!

                                                                                                                                                                     MAHMUT ALINAK (alinakmahmut@hotmail.com)

 

Facebook
yorumlar ... ( 20 )
30-12-2014
29-12-2014 22:50 (1)
mahmut alınak'a sormak lazım. kendi hemşehrisi olan tuncer bakırhan hikmet fidan'ın öldürüldüğü dönemde hangi görevde bulunuyordu? şenkal atasagun'la bakırhan'ın ne gibi bir ilgisi var? neden Kars değil de Siirt (oysa aile hayli etkindir orada; yani anavatanda)? "yoldaşını öldürmek" bu sitede tanıtılmıştı. acaba kürt hareketi içindeki "faili meçhul"lerin ne kadarı iç hesaplaşmadan kaynaklandı? digor'ludur alınak. iyi bilir sanırım. bilmeli diye düşünüyorum. şimdi "halk"ını "tece"ye yem edenler kimlerle ve nasıl pazarlıklar etmiş olabilirler. öyle aklıma geliverdi bu sorular. cevapları vardır tabii. alınak kesin daha iyi bilir bizlerden. iyi akşamlar
30-12-2014 00:03 (2)
"Cummhurbaşkanlığı seçiminde diğer öteki düzen partileri gibi şike yaptınız: Seçime girerek Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığını meşrulaştırdınız." Biz de Ekmeleddin'e girdiydik editoryal'ın gazıyla? Yine burjuvazinin beyaz Türk i.neleri olduk? Hangi takımda sahaya çıkıyoruz? Kimin kumunda çelik çomak oynuyoruz? Şekil oyunlarınızdan gına getiren, başka işi gücü olan, sizin çıkmaz sokaklarınızdan daral gelen ve kürd ve hemşeriniz ve dininizden olmayan okur/yazar.
30-12-2014 00:16 (3)
Kabul etmek gerekir ki, birçok isabetli tespit içeren bir yazı olmuş. Şimdi bu yazının içeriği üzerine de ben de birçok şey yazabilirim de, bu saatte davul gibi şişmiş bir kafa ile zor. :))) Belki sonra. Fakat bir de şu soru aklıma takılmıyor değil: M. Alınak şu anda BDP yöneticisi olsa, farklı şeyler mi söyleyecek ve yapacaktı gerçekten?
30-12-2014 00:23 (4)
muhtemelen arnavud olan okur/yazar, ahmaklık zaten meşrulaştırmayı alıntıladığınız cümledeki kafayla sorgulamaktan kaynaklanmıyor mu? siz ve ben meşrulaştırmışız muhterem zatı. daha neler. kendi yaptıklarından hiç mi hiç utanmayan hödük tayfası boku bize atmakta ne kadar da mahir. meteor düşse bizden bilecekler. türdaşınız ve küçüğünüz saygılarını sunar. soruları da ondan sordumdu yukarıda zaten
30-12-2014 00:32 (5)
Hakikaten hızdan şapkam uçtu. Yalnızca şovenizm karşısında aptallaşıp babasının bile unuttuğu etnisiteye gönderme yapan, sıkışırsa Birehte sığınacak olan okur/yazar.
30-12-2014 00:44 (6)
gece gece naapalım?! d iyi oturmadı mı yalnız?
30-12-2014 00:38 (7)
Kaan bey, lütfen yanlış anlamayınız, ne sizi ne de bir başkasını incitip bundan zevk almaya çalışmak gibi bir niyetim yok. Ama Ekmel olayında bir şeyi gözden kaçırıyorsunuz: Nereden çıktı bu Ekmel? Türkiye siyasetinin bilinen bir aktörü değildi. Abdullah Gül'ün önerdiği bir isim olduğu gibi söylentileri de içeren birçok şey okumuştum. Ki, Kılıçdaroğlu nedense, Bahçeli ile bu işi nasıl kotardıklarına dair bazı ciddi iddiaları hiç yalanlamadı. Bazılarına göre, Kılıçdaroğlu zaten seçilemeyecek bir isim olduğu için Ekmel'i bulmuş ve yukarıya göndererek RTE'den kurtulabilmeyi ummuştu. Gerçi bunun gerçekliği var ise tam bir ahmaklık örneği olarak tarihe geçmiş durumda. Hayır yani, öyle birini buluyorsunuz ki, "islamcı" olarak biliniyor, Erdoğan "sevindim onun aday gösterilmesine" diyor ve geçmişine dair ortalığa yayılan bilgiler de islamcılığını teyit edecek nitelikte. Hayır yani, bula bula nasıl Ekmeleddin'in bulunduğu üzerinde de düşünülmeli. Aydın Doğan da methetmişti, unutulmamalı.
30-12-2014 00:47 (8)
İnsanları yanıltmayınız sayın 6, boykot lafları Ekmel çıkmadan başladı. Neyse ne? Seçilme şansı olan isterse ABD ajanı olsun. Sen eğer birine diktatör diyorsan, o ajanı desteklersin. Bu kadar açık. Ama diktatör lafını eğer milleti gaza getirmek için inanmadan kullanıyorsan (ki bizim solcuların büyük kısmı hiçbir sözü kalben inanarak söylemez) o başka. Bir rejime faşist diyorsan ondan kurtulmak için yılana da sarılırsın. Bu kadar basit. Ama faşist lafını niye kullandıkları belli oldu. İnanmadan konuşuyorlardı, milleti korkutup partilerine üye yapmak için. Samimiyet arkadaşım, SAMİMİYET. SÖZÜNÜN ARKASINDA DURMAK. SÖZÜNÜN ARKASINDA DURAN BİR LİDER GÖRSEM ONUNLA CEHENNEME BİLE GİDERİM. Bunların kaşları ayrı oynuyor, gözleri ayrı, dilleri ayrı. Erdoğan'ın sevindim demesi demagoji, fasarya. Ben de Gezi'yi destekleyen CNN'i, Amerikan Elçisini, Aydın Doğan'ı söyleyeyim, TÜSİAD'ı, AB'yi söyleyeyim Gezi'ye emperyalist oyunu diyeyim o zaman. Samimiyet... Birazcık samimiyet. K.A.
30-12-2014 00:59 (9)
benim cevaba "acaba bunda küfür mü var" diye uzun baktı sanırım edisyon. o yüzden erken gönderdiğim yorum geç çıktı ve yanlışlıkla 6 diye ben gözüktüm. 7 denmek istenmiştir kanaatimce sayın K.A.'nın yorumunda. ben mi? 6 numara
30-12-2014 01:01 (10)
Evet, 7'ye cevap vermiştim. O d ne yahu? K.A.
30-12-2014 07:37 (11)
Bir dakika. Sıralar, yorumlar karıştı galiba. Ben 7 nolu yorumu yazmıştım. Orada da boykottan filan söz etmedim. Sadece Ekmeleddin'in ne amaçla, nereden bulunduğu üzerinde de durulmalı dedim. Çünkü daha tanınan ve etkili bir aktör bulunabilirdi. Nitekim ortalıkta İlhan Kesici'den, Abdullatif Şener'e varıncaya kadar çok sayıda isim dolaşıyordu. İlla ki Ekmel'den çok daha etkin olabilecek bir isim bulunabilirdi. Neticede adam siyasetçi bile değilken, bir-iki ayda ne yapabilecekti? Normal bir seçim olmadığı belli değil mi yani? Ve bunları da hiç kimseye yönelik bir eleştiri ve itham yöneltmeden yazdım. Ama galiba kabak yine benim başımda patlamış. :))) Aydın Doğan ya da A. Gül'den söz etmemin nedeni ise, bu Ekmel'i kimin ne amaçla önermiş olabileceğine dikkat çekmek içindi. Yazdıklarımda alınganlık duyulacak ne var, anlayamadım. Kaldı ki, o günlerde Erkan Baş'ın Ekmel hakkında söylediği şeyler birçok yerde yayınlandı. Hocası imiş ve özetle "gerici, islamcı" demişti. Şahsen inandım.
30-12-2014 07:37 (12)
Yorum 8'de önerilen zırva İran'da denenip yaşanmıştı. Şah'a karşı mollaları destekleme hikayesi. Bizde de darbeden sonra Özal'a oy vermeye koşanlar iyi halt ettiler, değil mi? Daha ne söyleyelim. Sosyalistler seçim taktikleriyle cin olmadan adam çarpmaya yöneldiklerinde her zaman düzenden tokadı yemişlerdir. Ekmeleddin ve benzerlerine oy çağrısı yapan bir sol, varolma yeteneğini yitirir. Solu bunlara muhtaç edenden, alternatif yaratmayı düşüneceğine git Ekmeleddin'e oy ver diyenden solcu da, sosyalist de olmaz. Bu kadar basit.
30-12-2014 10:24 (13)
d: kürd/arnavud
30-12-2014 12:59 (14)
Dünyanın en akıllısı olduğumu iddia etmiyorum. Yani, "beni dinleyin ay ahali! En doğru olanı ben söyleyeceğim." demiyorum, fakat üzerinde düşünülebilsin diye, eğer izin verilirse dört-beş mesajlık bir şey yazacağım. Türkiye'de olanları dünyada olanlardan bağımsız düşünemeyeceğiniz için dünyaya da bakmak gerekiyor. Başlangıç noktası isabetli olmayabilir ama, şuradan başlayayım: 1. Suudi Kralı ve Arap Şeyhleri, "petrol yirmi dolara düşse de üretimimizi düşürmeyeceğiz" dediler. 2. Herkes malını daha yüksek fiyata satmak isterken bunlar deli mi ki ucuza satmak için can atıyorlar? 3. Yakın bir zamanda, Medvedev, "Nükleer silahların kullanıldığı bir nükleer savaş olabilir" demişti. Yani ABD'yi uyarmıştı. Yoksa gelip benimle savaşacak değil. 4. "Nükleer savaş!.." Bir savaşta malum önce lojistik hatları kesilir, bir ekonomiyi besleyen damarlar, yani önemli endüstri şirketleri vurulur. Hem de nükleer silahlarla mı?.. Dünya kalsa bile "kapitalizm" diye bir şey kalır mı?
30-12-2014 13:12 (15)
İkinci mesaj. Tabii ki "nükleer savaş" tehdidi bütün kapitalistlerin yüreğine indi. Eee, nerede bunların merkezleri? 5. ABD bugün dünyada bir imparatorluktur. "Demokrasi" filan palavralarını geçelim. "İmparatorluk" dedikse, paranın imparastorluğu... 6. Tabii ki, ABD'nin think tank'leri, thank you'ları, oturup düşündü. "Bunlar bize meydan okuyup tehdit ediyor, çünkü ellerinde güçlü bir ordu var. Halen de o orduyu güçlendirmek için büyük bir bütçe ayırıyorlar. Bütçelerini vuralım, boğazlarını sıkalım." 7. Bunun ne şekilde ne süre ile yapılabileceği de düşünülüyor tabii. Sonra ABD imparatorluğundan krallara, şeyhlere birer emirname, "düşürün lan petrol fiyatını, yoksa 'demokrasi' getiririz, yoksa Kaddafi gibi olursunuz" diye, hoooooop petrol fiyatları tepetaklak. Sadece Rusya'nın mı geliri azalıyor? Arapların da azalıyor tabii ama, "20 dolara da düşse üretimi kısmayacağız". Çünkü emir büyük yerden. Bunlarla Türkiye'nin ne ilgisi var? Sonraki mesajda...
30-12-2014 13:15 (16)
Galiba numero 7'de mi kalmıştık? Neyse devam edelim. 7. ABD Rusya ekonomisini vurdu. Peki birader, bazılarının iddia ettiği gibi, ABD Erdoğan ile papaz ise, neden Türkiye ekonomisini vurmuyor? Halbuki bu çok daha kolay bir şey. Azıcık sıcak paraları çek, doları dört-beş liraay zıplat bakalım Erdoğan orada ne kadar oturabiliyor? 8. 1970'li yıllarda Ecevit'e nasıl ambargo uyguladıklarını ve sonra "bizi beş sente muhtaç etti" diye milleti nasıl Ecevit'e küfrettirdikleri bilinmiyor mu? 9. Malum, bilen biliyor. Türkiye'de "ekonomi iyi" görntüsü sıcak para ile oluşuyor. Ve tuhaf: Sıcak para Türkiye'den hiç çekilmiyor. Israrla AKP'yi emzirmeye devam ediyor. 10. E, o zaman ABD ile "papaz", "kavgalı" görüntüsü? Bence tamamen tiyatro. Çünkü, Erdoğan "milli" gösterilmek, ve bu saikle millet arkasına konulmak isteniliyor. ABD karşıtlığının iyi pirim yaptığını ABD'den daha iyi kim bilebilir? Devamı sonraki mesajda...
30-12-2014 13:32 (17)
11. Bir ABD yetkilisi, "Bir kuşağımızın ömrü, 'Suudi Kralı devrilecek' diye endişe içinde geçmişti demişti. Boşuna mı? Kim istemez, tek bir adam üzerinden geniş bir coğrafyayı dilediği gibi kontrol edebilmeyi. "Cumhuriyet" rejimi buna izin vermez, çünkü parlamento, muhalefet, ABD karşıtlarının muhalif çıkışları.... Cık cık cık.. Ne uğraşacağım arkadaş? Çaresi var. Krallık. Hangi sünni lider bugüne kadar ABD ile papaz olmuştur? 12. ABD'nin ve sermayenin CHP içinde güçlü elleri var. Sürekli, "uslu durun, karmaşa çıkarmayın" telkinleri gidiyor. Yoksa Gezi bambaşka bir çehreye bürünürdü. Var mı öyle ABD projesini bozacak karmaşıklıklar çıkarmak? 13. Bakınız, CHP son CB seçiminde "boykot" dese bu anlamlı olur, seçim sonrasında da karmaşa çıkardı. Bunu kimler istemedi ve engel oldu ve CHP'nin önüne Ekmel'i koydu? 14. Ayrıca, "Ergenekon" denilen zihniyet sahipleri nasıl oldu da Erdoğan'ın arkasında hizalanıverdi? Perinçek bile bir anda Erdoğan'a sahip çıkar oldu. Şimdilik bu kadar...
30-12-2014 20:35 (18)
14-15-16-17'yi yazan aya'nın alter egosu mu?
30-12-2014 20:49 (19)
Konuyla doğrudan ilgisi yok ama yine de buraya yazayım not olsun diye. Twitter hesabım filan yok. Ama ara sıra, gündemdeki olayları takip etmek için "ünlü" kişilerin twitlerini veren bir siteye göz atıyorum. Arkadaş, bu nasıl iş anlamadım. CHP'li milletvekilleri sürekli yakınıp duruyor."Türkiye polis devleti oluyor" falan filan. Hatta ara sıra iktidarı iktidara şikayet edenleri bile görüyorum. "Bak böyle olursa demokrasiden uzaklaşırsınız" falan filan. Sanki onlar demokrasiden uzaklaşmak istemiyormuş gibi. Yahu, muhalefet yakınma, sızlanma yeri mi arkadaş ya? Daha doğrusu bunlar "muhalefet" mi? Adamlar seçimden seçime mitin yapıyor. Demokrasiyi "sandık"a indirgeyenlerden biri de CHP. Göz göre göre padişahlık tesis edilirken(tabii padişahlık gibi rejimler ister istemez dinsel ideolojilere dayanmak zorunda), her gün mitin yapacaklarına bunlar da vatandaş gibi twit atıp sızlanıyorlar. Böyle manyakça bir şey var mı ya?
30-12-2014 20:58 (20)
18'e... benim alteregom yok. normali yeterince şişkin. 2 tane beslemek zor olur benim ebadımda. ayrıca, ben şapkasız ve dahi adsız çıkmam! a.y.a.'nın kendisi
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210965
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.