Bilimsel Kamucu Aydınlanmacı ilkeleriyle
ÇAĞDAŞ bir hekim hareketi için
“TOPLUMCU HEKİM”
Yola Çıkıyor
TABİP ODALARI HEKİMLERİN UMUDU OLAMIYOR
Hekimler, hekimlik mesleğinin doğru ve yeterli uygulanması, hekim hakları ile hekimlik değerlerinin yaşatılması sağlanarak insan ve toplum sağlığının iyileştirilmesi konularında taraf olup, görev ve sorumluluk taşımaktadırlar. Bu görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinde, meslek örgütleri olan Tabip Odaları ve TTB'nin varlığı vazgeçilmezdir.
Sağlık sisteminin tüm sağlık emekçileri gibi asli unsurlarından olan hekimler ve onların meslek örgütleri, tarihlerinde olmadığı kadar büyük bir kuşatma ve etkisizleştirme saldırısı ile karşı karşıyadır. Hekim örgütlerimiz ne yazık ki, emperyalist dayatmalar, piyasa dinamikleri ve toplumsal yaşamın bütünündeki dinselleştirme politikalarıyla örülen bu saldırı karşısında yeterince etkin ve kararlı bir yanıt geliştirememişlerdir.
• Toplumun sağlığını korumayı değil, hastalıkların tedavisini temel alan, hastayı müşteri, sağlık kurumlarını ticarethane olarak gören kâr odaklı "Sağlıkta Dönüşüm Programı" halkın sağlığını ve sağlık hakkını tehdit ederken,
• En temel insan haklarından olan sağlık birinci basamaktan üçüncü basamağa kadar kamu hizmeti olmaktan çıkarılıp topyekun özelleştirilirken,
• Hekimlerin ve diğer tüm sağlık çalışanlarının emekleri değersizleştirilip, mesleki onur, özlük hakları, iş ve iş güvenceleri, can güvenlikleri saldırıya uğrarken,
• Koruyucu hekimliğin ekip hizmeti olarak sunulduğu sağlık ocakları kapatılarak, yerine ağırlıklı olarak ilaç tüketiminin artırılmasına hizmet eden Aile Sağlığı Merkezlerinde hekimler, iktidar organları karşısında yalnızlaştırılırken,
• Nitelik değil nicelik tercihi nedeniyle Tıp Fakülteleri ve diğer sağlık eğitim kurumlarında yetersiz bir eğitim süreci dayatılıp, Tıp Fakültelerinin içi boşaltılarak yerine, iktidar ve çıkar odaklarının kontrolünde kurumlar oluşturulurken,
• Sağlık kurumları için cuma namazı genelgeleri yayınlanırken, hastanelere imamlar atanırken, "alternatif tıp" adı altında sülük, hacamat, kupa çekme gibi bilim dışı uygulamalar resmi bir içerik kazanırken, kimi tıp fakültelerinde islam fıkıhına göre tedavide şükür, tevekkül, dua ve kaderin rolünün anlatıldığı "tedavide moral değerler" dersleri verilirken,
• On dört yıldır egemen olan iktidar politikaları ülkemiz insanları din, mezhep, etnik kimlik, cinsiyet, dil gibi kavramlar üzerinden ayrıştırılıp karşı karşıya getirilirken,
• Ülkemiz ve bölgemizde emperyal projelerin gerçekleştirilmesi için yaratılan kirli iç ve dış savaşlar tırmandırılarak ülkemiz ve komşu ülke halkları kıyıma uğratılırken,
• İnsan hak ve özgürlükleri budanıp, adalet iktidarın güdümünde, baskı ve zulüm aracına dönüştürülürken,
• Ülkemizin tarihi, sosyal, doğal değerleri ve zenginlikleri tahrip edilip, rant çetelerine kurban edilirken,
• Laiklik, çağdaş ve bilimsel değerler büyük saldırılara uğratılıp, ülkemiz tek adam yönetimiyle ortaçağ karanlığına sürüklenirken,
Uzun süredir görevde olan Tabip Odası ve TTB Yönetim anlayışı doğru ve etkin bir duruş sergileyememiş, aksine dayatılan ayrıştırma politikalarının tarafı görüntüsü verilmiş, çoğu kez mesleki dayanışma ve mücadeleyi yükseltmek yerine kimlik siyaseti yapan yapılanmaların bir uzantısı gibi davranılarak bu politikalar meslek örgütü uğraşlarının merkezine oturtulmuştur.
YENİ BİR HEKİM HAREKETİNE İHTİYAÇ VAR
Tüm bu nedenlerle ülkemizin
• Meslek onur ve değerlerini, içine sürüklendiğimiz GERİCİ-TOTALİTER dayatmayı ve yıkıcı ETNİK taraflaşmayı kabullenmeyerek yükseltecek örgütlü, etkin ve mücadeleci bir hekim hareketine gereksinimi vardır.
• Meslek onuru ve değerlerini, piyasacı sağlık anlayışına İKİRCİKSİZ direnerek yükseltecek bir hekim hareketine gereksinim vardır.
• Meslek onuru ve değerlerini, toplumun dinselleştirildiği bir süreçte sağlık hizmetlerinin bilimselliğinden uzaklaştırılmasına İNATLA direnerek yükseltecek bir hekim hareketine gereksinim vardır.
• Meslek onuru ve değerlerini, yaşadığı topluma karşı GERÇEK sorumluluk duyarak yükseltecek bir hekim hareketine gereksinim vardır.
TOPLUMCU HEKİM HAREKETİ
Toplumcu Sağlık anlayışını benimsemiş Toplumcu Hekimler
• Sağlık sisteminin emeğin ve toplumun gereksinimleri doğrultusunda düzenlenmesini, insanın en temel haklarından birisi olan sağlığın para/rant konusu olmaktan çıkartılmasını savunur, piyasacı sağlık anlayışına karşı toplumcu/kamucu bir sağlık anlayışına sahiptir, hekim emeğinin korunduğu, emek referanslı sağlık modelini savunur,
• Hastalığı bireysel değil toplumsal bir mesele olarak ele alır, koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerini önceleyen, halkın barınma, beslenme, çalışma, eğitim ve çevre koşullarını en iyi düzeye yükselterek hastalanmadan sağlıklı yaşamalarını amaçlar,
• Bilim dışı, gerici anlayışına karşı, bilimsel/aydınlanmacı/çağdaş sağlık hizmetine inanır. Toplumsal yapının tümünde ve bunun bir parçası olan sağlık alanında aklın ve bilimin egemenliğini savunur,
• "Herkese eşit, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti" belgisini savunur, sağlıkta eşitsizliklerin temel olarak sınıflı toplum yapısından kaynaklandığından hareketle, bu hedefin gerçek içeriğine kavuşacağı sınıfsız, eşit ve özgür bir toplumsal düzenden yana tavır alır,
• Hekim haklarını koruduğunu iddia ederken aslında bir sağlık emekçisi olarak hekimlerin çalışma koşullarını bozan piyasacı sağlık anlayışına itiraz etmeyenlerden, hekim emeğinden yana görünürken, ilaç teknoloji ve hastane tekellerine söz söyleyemeyen anlayışlardan, bilim, emek ve genel insani referanslar yerine dinsel ve etnik referansları temel alanlardan farklı bir yerde durur.
Biz Toplumcu Hekimler; yukarıdaki ilkeler doğrultusundaki ikirciksiz politik ve ideolojik kimliğimizle toplumcu sağlık anlayışının güçlenmesi ve yaygınlaştırılması hedefiyle yeni bir hekim hareketinin bu topraklarda yeniden filizlendirilmesi için yola çıkıyoruz.