Bu kadar gökle yetinmemeli

Beyaz rüzgarlar aramalı

ya da

Çamur selinde sürüklenmeli

 

Islak kül* /

 

 

Islak kül biriktiriyorum sıfıra doğru giderken

Alkış, o beyaz gürültü ellerin arasından çıkan

Yaldızlı çerçevelerin içindeki yasaklar listesi

Biter törenler bir gün aşırı can sıkıntısı kalır

Yenmek ve yenilmek için yeni bahaneler aranır

 

Kendisini sorun çözmeye adamış adamların adımları yorulur

Yaşlı mevsimler gelir, heves gözün alnında sarışın bir yaprak olur

Gölün huzurunu kaçırır sektirilen taşın dalgaları

Moda sözcükler, kof ahlak ve ürkek bakışlı kadınlar unutulur

 

Islak kül biriktiriyorum sıfıra doğru giderken

Biliyorum unutulur eldivenli uşakların zorunlu uysallığı

İntihar sevicilerinin yeşil renkli kalemle yazdıkları adları

Cebimde taşıdığım kibrit, o yangın çıkarma tutkum

Bir klavsenin çığlığıyla irkilişi yalnızlığın elbet unutulur

 

Sıvası dökülmüş duvarların nemli burukluğuyla

Gri saksılarda domates yetiştirip siyah saçlarını uzatan

Mahpusların hücrelerine konuk oluyorum mektuplarla

Kalemlerimin tümünü apansız sebil ediyorum gardiyanlara

 

Islak kül biriktiriyorum sıfıra doğru giderken

Saten dokunuşların sızısıyla uyanıyorum

Her gece biraz daha acımasızlaşıyor karanlık

Cinayet girişimi gibi sabahın küfürlü yüzü

Buradan öteye yol yok diyorlar bağırıyorum

 

Dargınlığı uzun süren babaların suskunluğu kadar büyük

Uykusuz gecelerde üşümek ve düşünmek kadar kaçınılmaz

Kış kadar giyinik, karakol kadar çıplak

Zaman kadar soyut, zaman kadar gerçek

 

Biraz daha gök, daha gök, gök!..

 

Hakkı Zariç

 

(Şairin Aralık 2014 tarihinde yayımlanan “sıfır” adlı şiiri kitabından alınmıştır.)

 

02-02-2015
Facebook
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210440
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.