Guguklu Saat Atölyesi

Ozan Kemal Özer'in saygıdeğer anısına...

“Beyaz kanatları bulutlara karışan bir kuşun ruhunu yaşıyorum”, diyen Şamana hiçbir zaman inanmadı bizim ustabaşı ama “Aşk elbette var. El üstünde el, can altında can lazım”, diyen o güzel, cilveli kadına her zaman inandı.

İçindeki hiçbir sesi dışarı vermeyen bağdadi duvarların, bütün sırrını kuşdiline çevirecek guguklu saatler yapardık. Küçücük bir barınakta sarkacına ayarlı kuşlarımız gökyüzünde ruh aramazdı ama umutlu, güzel, haberci rüyalarla biten uykuların hüznünü; kan ter içinde, ağır ve aşksız sevişmelerin bitişindeki sevinci tanırdı. Yeryüzü kadar katıydı tanıklığı.

Onlar da özenirdi özellikle ekmek kırıntısı zamanlarında daldaki serçeye ama bilirlerdi yine de sarkaçla, akrep ve yelkovanla yaşamak sorumluluğu onlarındı, bağdadi duvar içlerinin sırrını tarih diye şakımak vardı ve bilirlerdi can içinde köz, köz içinde kül vardı...

Zaman ustabaşını ve o kadını hep haklı çıkardı...

Nihat Ateş