Şam Çeliği
“Çeliğe suyun verildiği” zamanların dünyasıydı
Topraklar ülke oluyordu
İnsanlar halk.
Allah kadar da eskiydi oysa kentler.
Sular zaman kadar,
Toprak rüzgâr kadar.
Şam sonsuz Şam eskiydi
Çelik yeni.
Bir halk yaptı onu
Suriye'ydi.
Çeliği yakarken kalbini de yaktı.
Savurdu dağına, sularına.
Küllerini kuşlar taşıdı kursaklarında
Bir kuşun kursak sütüydü artık Suriye
Hayatı kustu yavrularına.
Ey şimdi kalbini söküp kafasını koparanlar onun
Neyi biliyorsunuz siz?
Bildiğiniz ne sizin?
Hiç.
Ama öğrendi kursak sütünden hayat bulanlar
“Çeliğine kanını vermeyi.”
Sonsuz, büyük bir yangındasınız.
Kalbini yaktıkça onun
Kuşlar taşıyor kursaklarında küllerini.
Gelip hayatı kusuyor
Çeliğe kanını vermeyi bilenlere.
Ne biliyorsunuz siz?
Neyi biliyorsunuz?
Kuştan ve çelikten yaptı kendini o.
Şam o güzel Şam
Bir kuşun, binlerce kuşun kursağında...
Nihat Ateş
nihat.ates@gmail.com