Küçük burjuvalar ekşiyor
Onlardan birine, “Ne yazık, biz edebi bir kuşağız diyen Deniz Gezmiş’lerin romanını küçük burjuvalar yazdı,” diyecek oldum, hemen sesi ekşiyiverdi. “Bütün edebiyatı, sanatı yapanlar küçük burjuvalardır” dedi. Kesin konuşuyordu. Tam, “Ama…” diye söze başlıyordum ki, “Zaten edebiyatta böyle
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 560

Aziz Nesin yardımcımız olsun
İlkçağ Atina’sından günümüze gelebilen az sayıda tragedyanın en müthişi, Kral Oidipus’un sonunda koro son sözü söyler: “Son gününü görmeden hiç kimseye mutluluğa ermiş demeyin!”1 Gerçeği ortaya çıkarmak için sonuna kadar çaba gösteren Kral Oidipus, iktidarın, refahın ve mutluluğun
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 574

Gündüz Vassaf adında bir geç kalmış Ak’ist
Cumhuriyet, Can Dündar elinde bir light-Taraf haline gelmeseydi görmemiz biraz daha zor olabilirdi; aklını tekel demokrasisine kiralamış bir takım burjuva teknokratının yazı ya da düşünce diye ortaya koyduklarının, sefalet içinde yazamazlık ya da düşünemezlik demek olduğu, bu gazetenin
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 542

Küçük burjuva sinemasının sonu: Bulantı ya da Zavallılar
Zeki Demirkubuz’un Bulantı filminde zavallı bir insanın siluetini görüyoruz. En insandan uzağı ve zavallısı Ahmet; onunla ilişkide bulunanlar da farklı değiller. Ahmet’in zavallılığı dışından değil, içinden geliyor. Hali vakti yerinde, iyi bir apartman dairesinde oturuyor. Üniversitede
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 809

Feridun Andaç’ın skandal yazı dizisi
Eskiden daha güzeldi, skandallar vardı. Şimdi düzenin kendisi bütünüyle bir skandaldır. Her şey skandal olunca hiçbir şey şaşırtıcı gelmiyor artık. Cumhuriyet gazetesinde 26-30 Ağustos tarihleri arasında Feridun Andaç’ın bir yazı dizisi yayımlandı: “Romanımızda Kurtuluş Savaşı”. Gerçekçi
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 808

Televizyon dizilerine özenen bir roman: Livaneli’nin Konstantiniyye Oteli
Diziler romanları bozdukça, yeni romancılar da dizilerin mantığı ve kurgusuyla roman yazmaya başladılar. Zülfü Livaneli’nin şu sıralarda çok satar kitaplar listesinin ilk sıralarında bulunan kitabı Konstantiniyye Oteli, tam da bu tipolojiye uygun, günümüz televizyon dizilerinin karakterlerini ve anlatım
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 1018

Yazarın züğürdün çenesini yoran kazancı
Sait Faik, “yazmasam deli olacaktım” deyip yazdı da işini yapmanın iç erincini duymak dışında ne elde etti? Burgazada’da babadan kalma evi ve ailenin servetini idareli kullanıp oğlunun geçimini sağlayan anası olmasa, iş aramaktan ve berbat işlerde çalışmaktan o
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 965

Kompartımanlı bilinç devrime “müsait” değildir
Vakti zamanında biz buna kompartımanlı bilinç diyorduk. Bölmeli bilinç. Kompartıman, İngilizce compartment, “bölme”, sözcüğününün söylenişine göre birebir Türkçe yazımıyla tirenlerin odası için kullanılırdı. Eskiden Ankara’ya giderken tireni kullanırdım. Şimdi, hızlı tiren var ama Pendik’ten binebilmek için tirenin hızıyla
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 579

Halkın arzuhalcisi
Adını ilk kez dokuz on yaşlarında bir çocukken duymuştum. Doğuya açılan uzak bir İç Anadolu köyünün yaz sıcağında, öğlen saatlerinde radyonun başına toplanıyorduk. Bu günlerde boşa harcayacak beş dakikaları bile olmayan köylüler, tarlada orakla ekin biçmeyi bırakıyor, dağdaki
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 547

Yalçın Küçük ve emekçilere sözünü hep tutmaya çalışan aydın “Çıkış”ı
Yalçın Küçük yeni tür bir kitap yazıyor. Bir kitabını okurken, müthiş, artık bundan daha iyisi yazılamaz derken, yeni bir kitabı geliyor ve öncekinden de şaşırtıcı, soluk soluğa okunan bambaşka bir kitap oluyor. Kitabın kurgusunu değiştiriyor, araya parçalar alıyor,
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 981

İnsanı temize çekmek Hamdi Koç’un Çıplak ve Yalnız Kitabı Üzerine İnceleme-5
Küçük burjuvazi sevgisizdir. Küçük burjuva yazarların çoğunda insani bir sevgiyi, aşkı bulamıyoruz. “Kendinden başka kimseye inanmayan”ın aşkı olabilir mi? René Girard, romanlardan yola çıkarak geliştirdiği arzu kuramında kapitalist toplumda aşk ve sevginin olağan koşullarda ancak yabancılaşmış, metafizik bir arzu,
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 743

Boğaziçi Üniversitesi, bir esnaf kalesi ve Nâzım Hikmet
Skandalsız kalan Türkiye’de, Boğaziçi’nde, Nâzım Hikmet kavgasının getirdiği açıklıkları görmeyi deneyebiliriz. Düzenin kendisi tepeden tırnağa skandala dönüşmüşse, yaşanan hiçbir şeye şaşırmak mümkün değildir. Boğaziçi Üniversitesi’nde Nâzım Hikmet Merkezi açılması başlı başına bir skandaldır ve bunun böyle olduğu açılışında
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 1067

Umutsuzluk ve inançsızlığın YOS dili Hamdi Koç’un “Çıplak ve Yalnız” kitabı üzerine bir inceleme-4
Çocukken nefret ettiğim bir yemek vardı. Köyde sac ekmeği pişirilir, küflenmesin diye kurutulur, yeneceği zaman da su serpilerek yumuşatılırdı. Bir iki hafta sonra, ekmek bitmeye yakın, annem dipte kalmış bölük pörçük kuru ekmek parçalarını tavada kızartır, haşlanmış soğan
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 898

Postmodern yazının 27 Mayıs uydurması (Hamdi Koç’un “Çıplak ve Yalnız” kitabı üzerine bir inceleme-3)
Yöntemsel bir güçlüğümü yazmak zorundayım. Her kalıba giren, her yere yayılan ironi bulamacından oluşan bir monoloğu neye göre eleştirebilirim? Ortaçağın çoktan yitip gitmiş romanslarının doğaüstü efektleriyle çeşitlendirilerek yeniden üretildiği gotik anlatıların günümüzdeki bir örneğini hangi ölçütlere göre değerlendirebilirim?
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 847

Ortaçağın romanslarına ironik dönüş Hamdi Koç’un “Çıplak ve Yalnız” kitabı üzerine bir inceleme-2
Bazıları bu dünyaya “vazifeli” geliyorlar. Hamdi Koç’un, roman olduğu iddiasıyla Orhan Kemal ödülü verilen “Çıplak ve Yalnız” kitabındaki, 599 sayfa boyunca süren monoloğunu okuduğumuz Mesut’un “vazifesi”, paralı ve yaşlı bir tiyatro oyuncusu olduğunu söylediği karısıyla cinsel ilişkide bulunmak.
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 819

Ölü yazıcılar - Hamdi Koç’un “Çıplak ve Yalnız” kitabı üzerine bir inceleme-1
“Bereketli topraklar üzerinde” yaşıyoruz. Anadolu’nun hangi köşesini kazsanız altından kat kat çanak çömlek, kırık insan heykeli, tonluk kayalardan yontulmuş tapınak temelleri çıkıyor. Üstünde toprağın yüzünü kaplamış gürlek otlar, çalı çırpı, ağaçlar arasından enginar yaprağı işlenmiş bir yapı taşının
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 945

Gerçekçi yazarımız, usta tiyatrocumuz Kemal Bekir’i kaybettik
Çoktandır bu acı haberi bekliyordum; Kemal Bekir’i kaybettik. Uzun bir süredir, İzmir Narlıdere Huzurevi’nde hasta yatıyordu. Onu kültür dünyamızda daha çok tiyatro insanı yanıyla tandık. Oynadığı, yazdığı, sahneye koyduğu oyunlarla tiyatro sanatına hep toplumsal ve gerçekçi bir bakış
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 867

Devrim ile darbe
‘Onların lafta “darbe karşıtlığı”, gerçekte duydukları devrim korkusunu bastırma girişimidir’ Devrimler sınıf savaşımlarının en net ve keskin çizgileriyle ortaya çıktıkları zamanlardır. Böyle olmakla birlikte, Marx’ın çözümlemesi, her şeyin ne kadar bulanık ve açıklıktan uzak olduğunu göstermektedir. Her sınıf, isteklerini
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 976

Kabak Hafız’dan Bülent Arınç’a “el gördü”lük din
Bülent Arınç, Sultanahmet’te, halı müzesi açarken sözü Ayasofya’ya getiriyor. “Ayasofya, bize bir şeyler söylüyor”muş. Altıncı yüzyılda yapılmış, dünyanın en eski ve en görkemli yapılarından birini kendince konuşturan Bülent Arınç’ın dilinin altında olanlar çok açık. Yılda üç buçuk milyona
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 1465

Sanat sepet meselesi
Bazı sosyalist örgütler sanata ve kültüre ilişkin konuları “sanat sepet meselesi” olarak küçümsüyorlar. Siyasetin önceliği ve belirleyiciliği bütün öteki alanları geriye itiyor, giderek gereksiz bir yük haline getiriyor. Oysa siyasetin içinde kendini varedeceği bir kültüre gereksinimi var. Daha da
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 1045

Zindanda yazılan başucu kitabı
Ortaklaşa, belirli bir sıra düzeniyle kitaplar okuyup üzerinde tartıştığımız bir çalışma yürütüyorduk. O haftaki kitabı tartışmaya tam başlayacaktık ki, kırk yaşlarında bir kadın katılımcı isyanla, "Neden kimse bana bu kitabı 16 yaşında okutmadı?" diye söze girdi. “Bu kitabı o
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 1816

Ahmet Altan’ın uzun vaazı
Artık edebiyat da metadır ve nasıl GDO’lu pirinç, hormonlu domates, zararlarına karşın üretilmeye ve tüketilmeye devam ediyorsa, kapitalist sistem aşılmadıkça buna tam bir çözüm bulamıyorsak, iktidar güdümlü edebiyat da, iktidar GDO’lu roman da aynı
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 1728

Gülten Akın tartışması sürüyor: O eski şair bizim ıslığımızı duyar mı?
Bugünlerde herkes futbolla yatıp futbolla kalkıyor. En çok da tekeller ve adamları futbolla ilgili. Bir süredir en ilgisiz mamullerin reklamlarında bile insanların futbol ilgisini sömürme utanmazlığını izliyoruz. Sömürü ve yağmacılıkta
B. SADIK ALBAYRAK
okunma sayısı : 1318

DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210187
Arama

SAYFA 1
İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.