Deneme
HDP İLE İNSAN AKLINI YIKMAK, AKP’Yİ İKTİDARDA TUTMAK (2. BÖLÜM)
İkinci grup sorulara (PKK-HDP sorunu) bu kez Turabi Yerli’den cevap geldi. Maddelerde ilk önerme Kaan Arslanoğlu’na ait. Her maddede alttaki cevap Turabi Yerli’den. (23.4.2020)
1- HDP eğer PKK ile arasına kesin mesafe koyarsa… Dünyanın gelmiş geçmiş en etik dışı, en vahşi katliam örgütlerinden biri olan bu şebekenin eylem çizgisini kınarsa, onunla bazı konularda ittifak yapılabilir. (K.A.)
Bu cümle iki yapı arasındaki bağın bir bakıma inkârıdır. İllegal yapılar legal örgütlenmeler yaparlar ve burada geniş ittifak modeline uygun olarak asla ana merkezle çelişme niyeti olmayan ama ondan farklı söylemlerde bulunabilirler. (0) (Turabi Yerli)
2- Bunu yaparsa ilk seçimde jest olsun diye oyum onlara.
AKP anti-emperyalist ve kamucu olsun oyum ona önermesiyle aynı (0)
3- PKK ile somut ve kesin biçimde silah bırakması yönünde karşı koşulsuz olarak görüşme yapılabilir... Silah bırakması karşılığında siyasi değil, ama bazı hukuki tavizler verilebilir.
Tüm silahlı yapılar, suç örgütleri ve suçlulara kamu yararı gözetilerek cezada indirim yapılması her zaman düşünülebilir. PKK’dan bunu beklemek fıkradaki Nasır’ın Sina Çöllerine kar yağmasını beklemesiyle aynıdır. (4)
4. PKK teröre devam ettiği, HDP de onunla organik sıkı bağını sürdürdüğü müddetçe, CHP'nin yaptığı başta olmak üzere, onunla her türlü ittifak, onunla TTB, TMMOB, DİSK, KESK gibi örgütlerde, mitinglerde, medyada, basın açıklamalarında birlikte bulunmak ve onunla her türden dayanışma göstermek: Terör yandaşlığı, insanlık, halk, ülke düşmanlığıdır.
Nesnel olarak olarak hangi konuda kırmızı çizginin nereden geçtiğinin belirlenmesi ile ilgili bir durum bu. Sizin kırmızı çizginiz varsa ve yakın gördükleriniz asla yan yana gelmeyeceğiniz yapılarla ittifak yapıyorsa teşhisinizde bir yanlışlık vardır. Yakın gördükleriniz aslında nesnel olarak karşı taraftadır. (4)
5- Bu tutum muhalefetin meşruluğunu ortadan kaldırır... AKP' nin gidişini geciktirir, hatta engeller.
Solun işçi sınıfından kopmasının en önemli nedeni PKK meselesidir. Sınıf siyaseti burjuva milliyetçi siyasetin yancısı yapılamaz. (5)
6- HDP ile dayanışmayı savunan bir insanın ya da grubun başka konularda düzgün düşünmesi beklenemez.
Bunun bir önemi yok. Kırmızı çizgide nerede durulduğuna bakılarak o insan ya da grupla ilişki belirlenir.(0)
7- “HDP'ye şu kadar kişi oy atıyor, hepsi mi terörist!” demek, faşist bir demagojidir. Faşist ve veya terörist partiler zaman zaman çok yüksek oylar alabilir. Bu onları insanlık katında meşrulaştırmaz. Evrensel ilkeler oy sayısından üstündür. Bu demagoji HDP ile ittifak yapan başta CHP seçmeni olmak üzere tüm seçmeni terör yandaşı yapmakta. Kaç milyonsalar o kadar terör yandaşı oluşturulmakta.
Nesnel olarak öyle. Nazi Almanyası ya da Mussolini İtalyası için de aynı şeyler söylenebilir. Evet, çok geniş halk yığınları da gayri insani davranışlar içerisine girebilir. Toplumlar da cinnet geçirebilir, depresyona girebilir, intihar edebilir. Türkiye’de solun aslında çoktan intihar etmiş olması gibi. (5)
8- Dünyada büyük devletler giderek her yana daha hakim hale gelir, güçlenirken rakip orta ve küçük güçte devletleri parçalama teorileri geliştirmekte ve uygulamada da önemli başarılar elde etmekte... Türkiye'de Kürt sorunu bu bağlamda değerlendirilmeli. ABD ve AB’nin PKK-HDP-CHP’ye desteği boşuna değildir.
Emperyalizm, kapitalizmin doğasından kaynaklanan sermayenin merkezileşme eğilimini çevrede merkezileşme odaklarını ortadan kaldırarak sadece kabul edilebilir birkaç merkezle sınırlı tutmaya ve tüm tehditleri ortadan kaldırmaya çalışıyor. Tüm çevre ulus devletleri mümkün olan en küçük parçaya ayırmaya çalışıyor. (4)
9- Kürtlerin ayrı ya da federatif bir devlet kurması ya da özerk bölgelerinin oluşması ancak silahların gölgesi kalktığında, savaş ve iç savaş tehdidi belirgin oranda azaldığında, uygar ve demokratik bir ülkede ciddi biçimde tartışılabilir... Böyle bir aşamaya varıldığında belki buna da gerek kalmayacağı da düşünülmeli.
Tarihin bu evresinde ülke sınırları içerisinde etnitiseye dayalı yapı kurulması ilericilik değil gericiliktir. (1)
10- Hiçbir etnik kimlik veya kültür hakkı küçümsenmemeli, hafife alınmamalı, mantık ve uluslararası ortalama normlara göre karşılanmalı, gereği kısmen yapılıyor, daha da yapılmalı.
Meselenin bu olduğunu hiç sanmıyorum. En çok tartıştığım ve çok yakınlarımla kavga ettiğim konu “ana dilde eğitim” tartışmasıdır. Bu tartışmayı yapan tüm demokrat, insancıl ve eğitimden anlayan kişiler bunun ne kadar önemli olmazsa olmaz olduğunu savunur ama çocuklarını neden İngilizce eğitim veren okullara yollamak için aşırı bir çaba içerisine girdiklerini açıklayamazlar. Ana dili öğrenmek, her türlü geçmiş kültürü öğrenmek, insanlığın tüm kültürel mirasını açığa çıkarmak başka bir şeydir. Tüm miras tüm insanlığındır ve bu yüzden herkesçe sahiplenilmelidir. Peru’da Amazon bölgesindeki 16 dil ailesinden 65 ten fazla etnik grubun tamamının dilinin ve kültürünün yaşaması ile ülkemizdeki dil ve kültürlerin açığa çıkartılması ve geleceğe aktarılması aynı değerdedir. İnsanlığın yarattığı her şey insanlığın ortak malıdır. (0)
11- Ancak hiçbir etnik hak, açık işgal şartları dışında şiddete, hele ki teröre gerekçe gösterilemez.
İşgal olgusunda etnik haktan değil devletler hukukundan bahsedilebilir. (0)
12- Olgulara, olaylara, topluma… Dinsel, mezhepsel, etnik kökenlerden, pencerelerden bakanlarla ciddi bir insani, toplumsal, siyasi, kültürel gelişme beklenemez.
Bunların hiçbiri insanlar arası anlaşmanın referansı olamaz ve ana referansın emek olmadığı hiç bir bakış açısının toplumu geleceğe taşıma potansiyeli yoktur. (5)
13- 90'lı yılların başından beri PKK açık ve saklanmaz biçimde ABD himayesinde ve güdümünde çalıştığına göre HDP ile aynı cephedeki tüm siyasi grupların sadece bu yüzden bile emperyalizmin uzantısı oldukları kesindir.
Herhangi bir şeyin uzantısı olup olmamalarının bir önemi yoktur. Nesnel olarak oynadıkları rol ortadadır. Bu gün ulus-devletin yıkılmasına hizmet eden her şey tartışmasız kapitalist sistemin ve emperyalizmin hizmetindedir. (4)
14- HDP'nin Kürtleri temsil ettiği iddiası insani meşruluk açısından yanlış olduğu gibi, Kürtlerin çoğunluğunun desteğini aldığı da kuşkuludur.. Üstelik PKK açık arayla en çok Kürt öldüren, Kürtlere en çok zarar veren örgüttür..
Temsiliyet ve meşruiyet sayılarla ilişkili değildir. Bazen çok küçük bir azınlık aslında çoğunluğun çıkarını temsil edebilir. (4)
15- Türkiye sosyalist solu, sol değerleri eridiği için PKK ile ittifaka başladı ve bu da ondaki sol değerleri tamamen ortadan kaldırdı.
Problem Marks’ın iş bölümü ve devlet ile ilişkili tespitinin en azından görünen gelecek içerisindeki yanlışlığından kaynaklanmaktadır. Devletin ortadan kalkması gereken bir yapı olarak algılanması, solu TC’yi yıkma doğrultusundaki her türlü siyasetin bizatihi taraftarı yaptı. (2)
Kaan Arslanoğlu'nun 11. maddeyle iligili Notu: 11. Maddedeki önermeyi Turabi anlamamış. O yüzden garip bir not vermiş. Çünkü orada ne demek istediğimi anlatamamışım. Birçok yazarımız aynı maddede şaşalamış.
Kısa ve öz ifade edeyim derken 11. Maddede görüşümü yanlış yazmışım. “Hiçbir etnik hak teröre gerekçe gösterilemez” sözü tamam.. doğru.. Burada bir düşünce sıçraması yaparak “Bir ulusun topraklarını işgal ettiğinizde silahlı olarak direnemez mi?” sorusuna cevap olarak: “Hayır, işgale uğrayan ulus silahla, şiddetle direnebilir” istisnasını koymuşum. Tabii bir ulusun silahlı direnişi ne kadar “terör” sayılır? Bu savaşın “teröre” benzer tarafları vardır, özellikle işgalci güç bunu “terör” olarak yaftalamada özel bir çabaya girer. Ancak teröre benzer özellikler içerse de silahlı direniş terörden tamamen farklıdır. Hem ana yöntem hem haklılığı itibariyle. Ben burada Kürt sorununa dolaylı olarak göndemede bulundum, evrensel olarak olguyu ele almaya çalıştım.
Kürt sorununa konuyu özellersek.. Daha önce var olmuş, tanınmış, sınırları uluslararası hukuka göre onaylanmış bir Kürt devleti bulunmadığına göre burada “açık işgal” denen durum zaten yok. Uluslararası hukuka göre de yok. Öte yandan PKK’nın silahlı savaş yöntemi başından bugüne kadar bir halk direnişi özelliği göstermiyor, doğrudan ve tümüyle “terör” özelliği gösteriyor. Nasıl mı? PKK işin başından itibaren (80 öncesinden bu yana) ölümle, şiddetle korkutarak, panik ve çaresizlik hissi yaratarak, bu dehşet ortamında akılları bastırarak, insanları seçeneksiz bırakarak, ya devlet tarafındasın, ya bizim tarafta… Tarafsızsan veya devlet tarafındaysan ölürsün, mesajı vererek insan topladı, güçlendi. Başından itibaren seri cinayetler, kitle katliamları, bombalamalar yoluyla önce bölgedeki solcuları, devrimcileri, biat etmeyen Kürt aydınlarını ve giderek sıradan Kürtleri çoluk çocuk demeden öldürerek güçlendi. Devletle de sonradan çatışmaya başladı, ama sivil katliamına, HDP içindeki muhalif gördüklerini öldürmeye, örgüt içi infaza hız kesmeden devam etti. Bu niteliğiyle tarihin en acımasız terör örgütü şampiyonluğunu ele geçirdi.
********
15 Yıl Sonra Kongresi yazı dizimizin 2. Bölümünün 2. Bölümünü aşağıda yayımlamaya başladık. İkinci bölümün ilk bölümüne göz atmak için şu bağlantıyı kullanabilirsiniz: http://www.insanbu.com/Deneme-Haberleri/831-hdp-ile-insan-aklini-yikmak-akpyi-iktidarda-tutmak-
MEHMET TANJU AKAD hocanın cevapları SONDA, Nedim Pala'nın cevapları hemen aşağıda..
Aşağıdaki maddelerde ilk görüş Kaan Arslanoğlu’na ait.. Altındaki kalın (bold) harfli olanlar Nedim Pala’nın cevapları.
1- HDP eğer PKK ile arasına kesin mesafe koyarsa… Dünyanın gelmiş geçmiş en etik dışı, en vahşi katliam örgütlerinden biri olan bu şebekenin eylem çizgisini kınarsa, onunla bazı konularda ittifak yapılabilir. (Kaan Arslanoğlu)
Öyle bir şey mümkün değil. Hdp’nin var olma amacına aykırı bir varsayım. (Nedim Pala)
2- Bunu yaparsa ilk seçimde jest olsun diye oyum onlara.
Sesli güldüm. ( :
3- PKK ile somut ve kesin biçimde silah bırakması yönünde karşı koşulsuz olarak görüşme yapılabilir... Silah bırakması karşılığında siyasi değil, ama bazı hukuki tavizler verilebilir.
Bu tür yapılar o tür muhabbetlere gelmez. Son yöntem gerçekçi bir çözüm. Karakollar kurarak inlerine kadar ilerleyerek etkisizleştirmek.
4- PKK teröre devam ettiği, HDP de onunla organik sıkı bağını sürdürdüğü müddetçe, CHP'nin yaptığı başta olmak üzere, onunla her türlü ittifak, onunla TTB, TMMOB, DİSK, KESK gibi örgütlerde, mitinglerde, medyada, basın açıklamalarında birlikte bulunmak ve onunla her türden dayanışma göstermek: Terör yandaşlığı, insanlık, halk, ülke düşmanlığıdır.
Zaten bu yüzden.. tam da böyle olduğu için benim de kırk yıl üyesi olduğum, bazı dönemler yöneticilik yaptığım bu saydığınız kitle örgütleri tarihlerinin en etkisiz işlevsiz dönemlerini geçiriyorlar. HDP, aynı CHP gibi onlara da bulaşınca bu hale geldiler, erozyona uğradılar. Üyeleri dahil kamuoyunda, uzmanlık dalındaki öneri ve tespitleri dahi kaâle alınmıyor.
5- Bu tutum muhalefetin meşruluğunu ortadan kaldırır... AKP' nin gidişini geciktirir, hatta engeller.
Sadece bunlarla kalsa ? iyi. Ülke için, toplum için gelecek kaygısı.. güvenlik zaafiyeti de oluşturuyolar.
6- HDP ile dayanışmayı savunan bir insanın ya da grubun başka konularda düzgün düşünmesi beklenemez.
Kavrama, mantık yanılsaması diğer tahlil, problem çözümleme, kavramlarda da hata oluşturabiliyor.
7- “HDP'ye şu kadar kişi oy atıyor, hepsi mi terörist!” demek, faşist bir demagojidir. Faşist ve veya terörist partiler zaman zaman çok yüksek oylar alabilir. Bu onları insanlık katında meşrulaştırmaz. Evrensel ilkeler oy sayısından üstündür. Bu demagoji HDP ile ittifak yapan başta CHP seçmeni olmak üzere tüm seçmeni terör yandaşı yapmakta. Kaç milyonsalar o kadar terör yandaşı oluşturulmakta.
Oy sayısı bişeyleri onaylamak, meşrulaştırmaksa ? o zaman Almanların seçip iktidar yaptığı Hitler bey de.. çok meşruydu. Ya da en iyi ve haklı partimiz akp idi. (bu konuda size 5 point diyorum)
8- Dünyada büyük devletler giderek her yana daha hakim hale gelir, güçlenirken rakip orta ve küçük güçte devletleri parçalama teorileri geliştirmekte ve uygulamada da önemli başarılar elde etmekte... Türkiye'de Kürt sorunu bu bağlamda değerlendirilmeli. ABD ve AB’nin PKK-HDP-CHP’ye desteği boşuna değildir.
Özellikle emperyalist batı.. Türkiye de çok elverişli bir ortam buldu. Klasik solun, entellerin, 10 Kasım Atatürkçülerinin ‘’Tayyüp, agepee .. gitsin de, kim gelürse gelsün’’ hönkürmeleri, çemkirmeleri.. Abd, batı ketenperelerine, yeni medya ve sosyal medya üzerinden yaptıkları manüplâsyonlara çanak tutuyor.
9- Kürtlerin ayrı ya da federatif bir devlet kurması ya da özerk bölgelerinin oluşması ancak silahların gölgesi kalktığında, savaş ve iç savaş tehdidi belirgin oranda azaldığında, uygar ve demokratik bir ülkede ciddi biçimde tartışılabilir... Böyle bir aşamaya varıldığında belki buna da gerek kalmayacağı da düşünülmeli.
Ortadoğudaki abd – İsrail müdahalesi, baskı ve operasyonlarının etkinliği kırıldıkça ! bu tür yapay gündem altyapılı sorunlar da çok azalacaktır. Bu tür etnik köken kaynaklı yapılar, yapay bölünme ve sorunlar.. tamamen abd ve yancısı batılı ülkelerin içimizde ve bölgemizdeki ağırlığıyla doğru orantılı olarak yükselir ve sönümlenir.
10- Hiçbir etnik kimlik veya kültür hakkı küçümsenmemeli, hafife alınmamalı, mantık ve uluslararası ortalama normlara göre karşılanmalı, gereği kısmen yapılıyor, daha da yapılmalı.
Aynen ! zaten bunları kabul etmessek ? İnsanBu’da yazar olma şartlarına da vakıf olmayız. +5
11- Ancak hiçbir etnik hak, açık işgal şartları dışında şiddete, hele ki teröre gerekçe gösterilemez.
Bu tür terör, savaşta bile yapılmaz. Savaşın, silahlı mücadelenin bile.. sivillere, çocuklara karşı kuralları, bi raconu, adabı vardır.
12- Olgulara, olaylara, topluma… Dinsel, mezhepsel, etnik kökenlerden, pencerelerden bakanlarla ciddi bir insani, toplumsal, siyasi, kültürel gelişme beklenemez.
Öyle bakanların sonlarını, varabildikleri yeri, o yöntemlerle geldikleri noktaya baktığımızda.. ibretlik numuneler olarak Hitleri, Mussoliniyi, Pinocheti .. Şaronu, İşidi, Kaideyi görürüz.
13- 90'lı yılların başından beri PKK açık ve saklanmaz biçimde ABD himayesinde ve güdümünde çalıştığına göre HDP ile aynı cephedeki tüm siyasi grupların sadece bu yüzden bile emperyalizmin uzantısı oldukları kesindir.
Uzantısı muğlak bir kelime, emperyalizmin arka bahçesi, tarlası her türlü politik, kültürel, teknolojik, bölgesel.. projelerinin deneme ve uygulama altyapısını da oluşturdular.
14- HDP'nin Kürtleri temsil ettiği iddiası insani meşruluk açısından yanlış olduğu gibi, Kürtlerin çoğunluğunun desteğini aldığı da kuşkuludur..
İstatistik bir bilimdir. Bu bilimle baktığımızda Kürt kökenli vatandaşlarımızın çoğunluk temsilcisi bu yapı değil.
15- Türkiye sosyalist solu, sol değerleri eridiği için PKK ile ittifaka başladı ve bu da ondaki sol değerleri tamamen ortadan kaldırdı.
Olay bu kadar basit değil. Sorun daha derinde. Bunu görüp çözemediği için son 30 yıl sonunda iş buralara geldi.
Hayatta olan eski sol liderlerden biri bu konuda uyandı. Geçen yaz bu konuya değinen ufak bi kitap ta yazdı. Fakât çevresi dahil olayı daha kavrayamadı.
15 Soruya 15 Cevap MEHMET TANJU AKAD’dan (18.4.2020)
(1) -5 HDP gibi bir parti her durumda Kandil'den gelen talimata uyacak şekilde biçimlendirilmiştir. Bunu önlemek mümkün değildir. Yıkıcılık asla sona ermez.
(2) -5 Hiçbir zaman oy verilmemelidir.
(3) - 5 PKK’ya hiçbir koşulda güvenilmez. Silah bıraksa bile her an dönebilir.
(4) + 5 Terörle işbirliği asla söz konusu olamaz.
(5) + 4 AKP’nin gidişini engellemese bile geciktirir.
(6) + 4 Başka konulardfa bazı doğru şeyler söylese bile bu art niyetine hizmetten başka amaç taşınaz.
(7) + 4 Hepsi terörist değil. Aralarında pişman olanlar ve Kandil’in sürekli müdahalesinden rahatsız olanlar var ama merkezlerine tavır alamıyorlar.
(8) +5 Büyük devletler için bir araçtan ibarettir.
(9) + 3 Sorun hiçbir şekilde sona ermez.
(10) + 3 Kültürler reddedilemez. Var olan bir şey kimsenin isteğiyle diye yok olmaz. Ama bunları temel alan siyasetlere izin verilemez. Bu, yıkıcı olur. Zaten oluyor.,
(11) + 3 Açık işgal şartı çok tartışma götürür.
(12) + 3 Terör, her türlü insani konuyu istismar eder.
(13) + 5 Emperyalist devletler ile ilişkileri sona ermez. Eremez. Onların isteğine bağlı değil.
(14) + 5 Her halükarda kısmi bir temsil olurdu.
(15) + 5 Sol, her türlü etnik meseleden bağımsız olarak, alternatif politikalar üretme yeteneğini tümden yitirmiştir, çünkü pratikle bağı kalmamıştır. Havaya söylenen lafların doğruluğu veya yanlışlığı sadece mantık egzersizine iner.
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
BOşver 04.06.2020
Tek çıkış noktası Türk düşmanlığı olan, insanlara çomar, faşist vb sıfatlar yakıştırarak hakaret eden, Özgür düşüncelerini ifade etmek isteyen insanları linç eden onlara ezbere ırkçı yaftası yapıştıran bir kitlenin partisidir. Kadın hakları, doğa vb kavramlar üzerinden kısmi duyar kasıyorlar ve bu konuda haklılar ama bir doğruluk ortaya atıp etrafına sıçmak büyük bir dejenerasyon ve topluma düşmanlığa gidiyor.
Nedim Pala 29.05.2020
devam..) ardından; tarihimize sahip çıkarak, islâm olan Türkler'in çağdaş uygarlığın öncüsü oldukları v.b. görüşlerini makalelerini yayınladı. tabiidir ki.. şu döneme dek ''İslam ve Türk'' kavramlarından bir öcü gibi korkan, bu kelimeleri duyunca ? şeytan görmüş cin gibi çarpılan, lâikliği din islâm düşmanlığı zân netme avanaklığına sürüklenmiş klâsik materyalist formatlı solcumsulara bu fikirler biraz ağır geldi ! kendi çevresinden de dahil, gemiyi terkedip başka kayıklara atlayanlar oldu. Yüz yılı aşkındır .. tarihsel kültürel bu değerlerimizi; sağcı yağmacı, siyaset ticaret islamcısı, emperyalizmin kucağındaki çakma milliyetçilere bırakıp.. siyasi / ticari kullanım alanı olarak onlara açan, emperyalizmin kültür bombardımanına maruz kalmış pabucumun ilericilerine devrimcilerine ters geldi. benim bu yazı dizisi son sorusundaki kastettiğim nokta da buydu.
Nedim Pala 25.05.2020
2019 yılında Doğu bey, kaynak yayınlarında ''hz. Muhammed / silahlı peygamberin medeniyet devrimi'' adlı kitap yazdı. O’nun Büyük medeniyet devrimciliğini, Goethe’den Marx’a kadar insanlığın hakikat çevreleri tarafından selamlanmasını, medeniyetlerin kılıçla kurulması gerçeğinden, Türkler'in islamiyete geçmesiyle.. medeniyet, devlet kurumsal ilerlemeleri ön plana çıkartan görüşlerini iletti. kısaca ''din, islâm düşmanlığı ile bir yere varılamaz, bu sitedeki evrimle ilgili yazı kitaplarda da göreceğimiz gibi ''din ve inancın .. bilimin düşmanı, insan ve topluma zararlı bi fonksiyon değil ! evrimsel tarihsel gelişmenin bir ürünü olduğunu'' dile getirdi. Fekât tabiidir ki? bu tespitler, her bilincin, sıradan midenin kolayca sindirip hazmedebileceği lokmalar değil. kendi çevresi dahil.. işin felsefesi fazla idrâk edilememiş.
fahri kumbul 02.05.2020
...devam: Öğrenciliğim sırasında ettiğim yaramazlıklar, angutluklar, çıkışmalar, ters ve yan bakışlar sizi kaldıramayacağınız noktaya getirdiğinde; beni okuldan atabilirsiniz. Bana fark etmez. Yine de arada bir sizde yine otlanır, geviş getirir; gaz atmak içinse biraz uzaklaşırım: )). Ama bu doğru olur mu? Sitenizde kendiniz pişirir kendiniz yerseniz; sen-ben-bizim oğlan, siz size yeter iseniz; işlevsel ve özellikli büyük insan kalabalıklarını nasıl oluşturacaksınız? Bin kere saygılar.
fahri kumbul 02.05.2020
Bu siteye ilk yorumumun ilk cümlesi “Ben solcu değilim ama… “diye başlar. Yaşamım boyunca sağlam(!) bir solcu olmadım, olamadım. Fakat solcuların haline nedense hep üzülür dururum. Sizin yardımınızla bilnç düzeyim gıdım gıdım artıyor. Yüksek izninizle yanınızda alçak lisansımı yapıyorum. Düşünerek, merak ederek, anlamaya çalışarak, sorgulayarak düşünce ve fikir sorunlarımı gidermeye ve gelişmeye çalışıyorum. Yoksul beynimin sağ ve sol yarı küresi arasındaki bağlantıları güçlendiriyorum. Farklı düşünceleri bir araya getirerek yeni çıkarımlar oluşturuyorum. Çölde vaha arıyor, toprağı kazıyor, susuzluğumu gidermeye çalışıyorum. Her kişinin, onu başkalarından ayıran temel bir özelliği, davranış biçimi, tutumu, kısaca bir öz yapısı vardır. Yoksa da olmalı. ...
Turabi Yerli 25.04.2020
"işgale uğrayan ulus" yanlış bir tanımlama. İşgale uğrayan devletten söz edebiliriz. Öteki durum, ya etnik çatışma, ya da etnik soykırım çerçevesinde tartışılabilir ama "işgale uğrayan ulus" tanımlaması her türlü uygun değil.
Kaan Arslanoğlu 24.04.2020
11. Maddeyle ilgili bir not düştüm.. Maddeyi kısa yazayım derken hatalı yazmışım. Düzelttim. Kusura bakmayın..
Erkurt Özkurt 19.04.2020
Kürtlerin ayrı ya da federatif bir devlet kurması ya da özerk bölgelerinin oluşması ancak silahların gölgesi kalktığında, savaş ve iç savaş tehdidi belirgin oranda azaldığında, uygar ve demokratik bir ülkede ciddi biçimde tartışılabilir... Böyle bir aşamaya varıldığında belki buna da gerek kalmayacağı da düşünülmeli. Bu paragraf çok doğru bence. Zaten emperyalist devletlerin amacı rakip gördükleri orta devletleri asla bu seviyeye getirmemek.
Fatih Torun 18.04.2020
Emperyalizm ile en küçük bir temas bile kirlenmek için yeterlidir. Bu açıdan bakıldığında başta HDP olmak üzere diğer tüm siyasi partiler de kirlenmiş durumdadır. Bunların hiç birisi bizi esenliğe götüremez. Yaşamın bize dayattığı tek yol, Müdafaa-i Hukuk ve Kuvayi Milliye çizgisinde yeni bir örgütlenmedir.
Nedim Pala 17.04.2020
.. alıntı '' Yazarlarımız da o maddelere ilişkin görüşlerini madde uzunluğunu aşmamaya gayret ederek belirtecekler '' ve ayrıca mail yoluyla ilettiğin açıklamada da .. cevabın, sorudan fazla olmamasını ''bilhassa'' açıklamıştın Kaan kardeşim. ben de özellikle dikkat ederek, bu formata uydum. 5'ten şaşmayıp .. 6'yı aşmadım .. 😎 ikinci soruya gelince ?? acele etmeyelim, insanlar düşünsün.. fikir yürütsün. hazır paket servis, fast food, tavuk dürüm/ayran 7 lira .. gibi yeni dönemin beslenme formatında davranmasın. kim bu eskilerden kalan lider .. üstüne üstlük ! böyle bir ortamda, halââ okuyan, kitap yazan ? konu nedir, hangi kitap ?
Kaan Arslanoğlu 17.04.2020
Ülen.. sorularımın, daha doğrusu ön görüşlerimin hepsinin mantığını anlatmıştım. Bir de özellikle bu yazı dizisinin uzun olması dolayısıyla ve okunması kaygısıyla özellikle kısa tuttuğumu. Sağ olsun cevap veren arkadaşlar bu soruları keskin ve hoyrat tavırlarla gömmeye devam ediyorlar.. :) :) Hadi onu da cevapların kısa olmasına bağlayalım. Nedim Pala dostum son soruda iyice gömmüş beni. O kadar da basit değilmiş, o işin izahı.. Bir cümlede bu kadar anlatabildik. Sen doğrusunu yaz o zaman.. :) Bir sol lider bu konuda kitap yazmış.. Kimmiş bu lider? Ne yazmış?