Dil Efendim... Dil... (7)

Dil Efendim... Dil... (7)

17. BÖLÜM

Durumunu çok iyi anlıyorum artık. Zor bir şey ki tarif edilir gibi değil. Binlerce eski arkadaşın, dostun, yoldaşın, akraban, tanışın... On yıllardır orman yakan bu yaratıklarla ortak... HDP aracılığıyla, CHP yoluyla. Katliamlara ortak, hayvan çığlıklarına, ağaç feryatlarına sebep. Hiçbirinin yüzüne bakmaman gerek, ama mecbursun, bazılarına bakıyorsun. 

İnsanın pek berbat bir çocukluk kabusunu bilirim. En yakını, en güvendiği evine girer, odasına… Yüzünde hain bir tebessüm. Babasıdır ya da annesi. Fark edersin ki o aslında baban değildir veya anan. Onun şemailine girmiş bir şeydir. Ne? Şeytan demek basit kaçar, kötü ruh demek açıklar mı hiç o nefes kesen ürküyü! Kimdir o, bir şey yapacaktır sana, ama ne?  Şizofrenler de zaman zaman yaşarlar bu karabasanı. Şizofrenler bir suç işleyeceklerse en çok yakınlarına karşı işlerler ve en yaygın sebebi de işte odur cinayetlerinin. En yakınını kendine en düşman hissetmek…  

Ama keşke rüyada olsaydın. Veya hatta keşke şizofren. Bu yaşadıkların gerçek. Ormanları yakıyorlar. İnsanları öldürüyorlar. 40 yıldır. Binlercesini. Bu gerçek. Ağzını güçlükle açıp, parmaklarını zorla oynatıp kime anlatacaksın? Yine en yakınlarına. Sana sinsi sinsi bakarlar iblis gözleriyle. En yakınların. Ezen çoğunluğu onlardan yana geçmiş, alayı cellat. Yalanla kanlanan albızlar.

Senin ruhunun sol yanı ölmüş. Tüm ömrünü verdiğin sol yanın. Bedeninden sarkıyor bir hayalet. Sağ yanını hiç kabullenmemiştin zaten. Senin ruhun iki yandan ölmüş. Lanetli bir kalabalıkta uğramış vücudunu sürüye sürüye dolaştırıyor ayakların.

Kaan Arslanoğlu

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

BİR EK KOYALIM BURAYA 

 

CHP, HDP ve PKK’nın BİR ve BERABER OLDUĞUNU GÖSTEREN SAYISIZ KANITA BİR YENİSİ DAHA… DEMOKRASİ KONFERANSI… 24 Haziran’da sonuç bildirgesini açıkladı. Çağrıcıları arasında ilk dikkatimizi çekenler Ahmet Türk, İhsan Eliaçık, Melda Onur, Murathan Mungan, Rıza Türmen, Şebnem Korur Fincancı… 200’den fazla kuruluş katılmış. İlk dikkatimizi çekenler: HDP, HDK, CHP, TKP, TTB (En baş rolde ve yine ve yine ne alaka diyoruz, ama boyunları devrilmeyecise doktor kitlesi, ne kadar düşüksünüz böyle), Halk Evleri, KESK, TYS, TİP, KHK Mağdurları…

Sonuç bildirgesinde özetle ve mealen tüm kötülüklerin anasının bu iktidar olduğu belirtiliyor. Bu faşizme karşı hiç kimseyi dışta bırakmadan birleşip direneceklermiş. Çünkü kendileri yurt dışından, yurttan sesler melekler korosuymuş. Bu iktidar yurt içinde demokrasi bırakmadığı gibi yurt dışında operasyonlar yaparak emperyalizmin oyuncağı oluyormuş. Emperyalizmden ancak bu şekilde bahsediliyor ama ABD lafı geçmiyor. Biri demiş herhalde “emperyalizm” lafı da konmalı. Onu da buraya uygun görmüşler. ABD’nin ve AB’nin top yekun kendi arkalarında durduğundan bittabi söz edilmiyor. Bu bildiri ABD basınından da güzel yankı buldu netekim.

Bildiriyi okuyan uzaylı biri dünyadaki tüm musibetlerin sadece bu ülkede toplandığını, yalnızca bu iktidara özgü olduğunu düşünür. Vay benim garip eyliyınım. Sen de yaratıcı yıkıcı büyük dezenformasyona kurban gittin. Tek bir yerinde PKK ve PKK katliamları geçmiyor. Yok, böyle bir şey, yok… Hiçbir “sol yayında göremezsiniz. 100 bin insan niye ölmüş? Fakat ikide bir barış hakkından söz ediliyor? Türkiye’nin içte ve dışta operasyonlardan derhal vazgeçmesi ihtar ediliyor.

FETO darbesinden de FETO’dan da bahsedilmiyor. Fakat KHK mağdurları derhal işlerine dönmeliymiş. Elbette tüm girişimlerin olmazsa olmazı LGBT canları ciğerleriymiş. Tabii ki bildirgenin merkezine HDP savunusu yerleştirilmiş. Adeta tüm bildiri onu kapatmaya çalışanların ne kadar kaka olduğunu anlatmak için yazılmış.

Bu Amerika’nın “bizim çocukları” için yorum sizin. Fakat yorumunuzu içinizden yapsanız daha memnun olurum.

____________________________________________________________________________________________

18. BÖLÜM

70’li yıllar ortaları. Gazete haberlerini okuyorsun. Falanca üniversite öğrencileri 5 bin kişi Kızılay’ı işgal etti. Falanca üniversite öğrencileri 4 bin kişi Taksim’e yürüdü. 14-15 yaşları çocuk kafanla şöyle düşünüyorsun: Devrim çok yakın, bu iş bitmiştir. Hani bir yerlerden biliyorsun, sosyalizm için işçiyi köylüyü de örgütlemek gerek! O da yapılıyor yavaş yavaş ama pek de gerek kalmayacak. Düşünsenize, üniversiteler devrimci kaynıyor. On binler birkaç yıl içinde tüm ülkeye dağılacak. Mühendis, öğretmen, doktor, hukukçu, hatta kaymakam olacak. Kim durdurabilir sol şahlanmayı.  

Sonra!.. Evet, ülkenin dört bir yanına dağıldılar ve sistemin sağcılardan daha sağcı, kapitalistlerden daha kapitalist kepazeleri rolünü işte tam da bunlar aldı, bunların çoğunluğu aldı. Tabii sen bilemezdin o beş binler, on binler şehri niye işgal ediyor. Kafalarının içinden neler geçiyor, zihinlerinde hangi dünyalar dönüyor. Bir kısmında yurt sevgisi, halk sevgisi, ülke kalkınması, eşitlikçi bir düzen sevdası ağırdan basıyor, ama çoğunun beynindeki tilki farklı kuyruk sallıyor. Kimi modaya kapılmış, çevreye uymuş, oradan tatmin peşinde, kimi kız, oğlan bulma derdinde, kimi Kürtlüğünün ya da Aleviliğinin kindar devrimcisi, kimi güç, otorite kazanma solcusu, kimi alenen psikopat, tercih sıralamasında üstte komünistliği yazdığı için mafya fakültesine şans eseri girememiş.

Baskı, terör, faşizm yükseldikçe o kalabalıklar meydanlardan çekildi, modaya uyanlar normal giysilerine döndü. Bir avuç insan samimi kararlılığıyla mücadeleyi sürdürdü. Çoğu öldü, ezildi, çok fena hırpalandı. Milyondan fazla insan içinden 80 darbesi sonrası geçer devrimcilik notu alabilecek beş bin kişi ya çıktı ya çıkmadı.

Sonra o eziklikle kahir ekseriyeti Batının ruhsal ajanı, demokrasi aşığı kesildi, cellatlarına aşık kesildi… Hemen hepsi PKK’nın peşine takıldı, kendi intikamlarını alacak diye terör seyircisi, tedhiş taraftarı  kesildi. Ardından yıllar on yıllar geçti. Şu hayatları yalan kalabalığa bakıyoruz. Geçmişin en solcuları, en devrimcileri, şimdi en az solcu; geçmişin şöyle böyleleri şimdi yine şöyle böyleleri; geçmişin kaçakları, uzaktan seyircileri, öğrenci kahvelerinin zengin çocuğu, lümpen takımı en birinci muhalif. Kendi zengin ve sefil hayatlarının iktidarı ve o yüzden muhalif.  

Kendi evlatlarını pamuklara sarıp büyütmüşler, uçan kuştan sakınmışlar, büyük çoğunluğu siyasi ilgisiz, düzenin teknoloji 5 düşünce sıfır çocuğu. Yoksul Kürt çocuklarını ateşe atanların peşinden gidiyor, yüreklerinin en dibine sinmiş  devrimcilikleri gözlerinde devil olmuş devriliyor.

Sen artık bu solcularla, CHP’lilerle bilmem nelerle konuşamazsın. Vicdan ve mantık lobları nekroze olmuş. En düşük karakterle, en az kelimeli ezber laflarla düşünür gibi, konuşur gibi yaparlar. Namuslarını bağlayacak hiçbir kazıkları kalmamış, ne desen anlamazlar. Nefes tüketmek boşuna, sözcük harcamak çılgınlık.

Doğru diyorsun ATA. AKP iktidarını pek çok nedenden sevmiyorum. Ancak muhalefet öyle tiksindirici ki… O iğrenç kirlilik sağanağına her yakalandığımda dalga dalga gelen çarpıtmaları, yalanları azcık düzeltmeye kalktığımda. Kendimi AKP sözcüsü gibi hissediyorum. Aslında benim gibi düşünen milyonlar var. 19 yıllık iktidarın başta kalma mekanizması işte budur. Muhalefetin ülke düşmanlığı.

Tek merkezden ABD’den kumandalı bir algı operasyonu yürütüyorlar. Her krizde, her olayda bunların ellerine ne kadar saçmaysa o kadar geçerli bazı notlar tutuşturuluyor. Sonra hep bir ağızdan onları tekrarlama… On yıllardır orman yakan PKK-HDP’li kankalarını korumak için telaş içinde saldırıyorlar. Sanki kundakçılar suçlu değil, tek suçlu iktidar. Bu yangının altından da aşkları PKK çıkmasa! Korktukça yangını söndürenleri vicdansızca karalıyorlar. HDP-PKK yancılarının pişkinlikleri orman yaka yaka gelişmiş. Vicdanları kavrulmuş, suratları füme bonfileye dönüşmüş. Devleti küçük düşürmek, ulusal özgüveni kırmak için canla başla çalışıyorlar.

Orman yakanı, bomba atanı, katili iş üstünde ifşa ediyorsun. Dört koldan saldırıp sonra engelliyorlar. HDP’ye sınırsız demokrasi, bize küfür. Pişkin pişkin üste çıkıyorlar. "Senin hükumetinin" istihbaratı nerede, uçağı nerede, önlemi nerede? Nereden benim hükümetim oluyor, o ayrı şey de… Şayet istihbarat alınmış veya suçlular sonradan yakalanmışsa. Onun adı da faşist baskı oluyor. Hainlik bilinci zirvede.

Bunlara denecek söz cidden bitmiştir. Sözün bittiği yer herhalde burasıdır. Yoksa bu iktidarın rantiye dostu, doğa düşmanı olduğunu biliyoruz. Ancak PKK’nın yanında melek gibi kalıyorlar. PKK dostu CHP’nin yalancılığı yanında peygamber gibi görünüyorlar. Bu muhalefet HDP ile bir olunca onlara karşı ülkeden yana durmak farz oluyor. Yalan ve yalancı kadar iğrendiğim başka şey az. O yüzden umarım bu son CHP eleştirimdir. Ona yakın duran herkes keşke bana uzak dursa. Fakat yine çıkarlarsa yoluma mecburen tekrar dokunurum.    

Kaan Arslanoğlu


Yorumlar

Maximum : 1000 Karakter / Karakter Sayısı: 
0
Yorumlara gerçek ad ve soyadınızı yazmanız onay kolayllığı sağlar.
Mail adresinizi yazmanız keyfinize kalmıştır. Yorumlarınızın onaylanması da
editörlerin tamamen keyfine bağlıdır. Yılların deneyimi sonucu bu bizde böyle.
  • fahri kumbul

    fahri kumbul 2.08.2021

    ....Sanırım böyle giderse seçimi iptal ya da erteleme yoluyla zaman kazanmaya devam edecekler. Önemsiz ben, başıma silah dayasalar hiçbir biçimde ve zamanda ve koşulda dini siyasete alt edenlerle, açık seçik hırsızlarla ve kimlik siyaseti güdenlerle iş birliği içine girmem; hamurum buna uygun değil. Herkesin gündemi kendine. Ateş düştüğü yeri yakar. Ülke dertten kurtulmuyor. Biri bitmeden ötekisi başlıyor. Ne zaman gün yüzü göreceğiz? Gelecek kuşakların işi daha da zor. Saygılar.

  • fahri kumbul

    fahri kumbul 2.08.2021

    Ülke sorunlarının öncelik sırlaması zamanın gündemine göre belirlendiği gibi, bağlaşımlara, gruplaşmalara ve çıkar gruplarına göre de belirlenip değişebiliyor. “Cumhur ittifakı” ülke sorunlarının başına özellikle son dört-beş yıldır “beka” ve “terör” sorunların koyarken; “Millet İttifakı ”ise işsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücret, tarım ve hayvancılık sorunları, döviz sorunu, geri kalmışlık gibi ekonomik sorunlarla birlikte “göç ve mülteci” sorununu, “eğitim” sorununu, devlet kurumlarının bütünlüğüne, mallarına veya simgesel ve kültürel değerlerine zarar veren uygulamalarını, kaynakların üzerine çökülmesini, bitmez tükenmez yolsuzluk gibi sosyal ve etik sorunları öne çıkarıyor. Cumhur ittifakı ise bu konularda sessiz kalıyor ya da sıkıştıklarında hiçbir sorumluluk almayıp bir düşman yaratıp ya da muhalefeti düşmanlaştırarak işin içinden sıyrılmayı yeğliyorlar; her şey güllük gülistanlık havasını estirmeye çalışıyor. ... devam

  • Metin Uysal

    Metin Uysal 31.07.2021

    Feys yorumu / asıl olan kendi tezlerimizin en basit en pratik yoldan hedef kitleye ulaştırıp karşı tarafın yaratıcı ataklarının önüne geçecek .. onları yeni tezler ileri sürecek zamanı ve ortamı fırsat vermeden yok edici ve durdurulamaz dalgalar ile ileri atılmak. savunma psikolojisinin uyuşuk sıradanlığından çıkmak gerekiyor. Burada en önemli mesele hedeflerin çeşitliliği ile parçalanmış güçlerin koordinasyonu meselesidir. bunun biricik çıkış yolu hedefi ve düşmanı daraltmaktan ve kendi cephemizi olağanüstü çoğaltmaktan geçer. Kabul edelim ki halkın asli sorunu ve talebi sosyalizm değildir,ülke ile geniş halk kitlelerinin çıkarları bir araya gelmiş durumdadır. Siyaset dünyası parçalanmış sağ ve sol partiler ile militan kadrolarda bile kimlik bunalımı had safhadadır. Ortada halkı örgütleyen yöneten bir parti yoktur (yaratılmalıdır)geçmişin ön yargıları silkilip atılmalı ve yeni birlikteliklerin çekirdeği oluşturulmalıdır. bu anlamda en dipte Aydınlıkçılar olmak üzere .. Kemalistler, antiemperyalist bütün kesimler, örgütsüz sol katmanlar ile AKP nin uzun süredir bilerek (mecburen olsa da durum değişmez) antiemperyalist ve Kemalizme ılımanlaşmış çekirdek kadrosu ve devasa gücü bu yeni oluşumuna sarılıp MHP nin millici kesimleri ile harman edilerek ..ABD ve AB nin karşısına çıkılmalı, bu gayrimilli güçlerin ülkede ki güçlerine karşı asla durmayan, asla aman vermeyen taarruzi eylemlere girişilmeli, başarılar ortaklaştırılmalı, kritik olmayan konularda tartışmaya girilmemeli, başarı odaklı tek hedefli (Bağımsız Türkiye) mücadele zemini yaratılmalıdır. Bu yolun hazırlayıcıları bu ülkede fazlası ile vardır. Her tür platform bu işin birleştiricisi olabilir / geçmişin muazzam birikimi hepimize ilham kaynağı olmak durumundadır. bu yönü ile M.Kemal ile D.Gezmişler aynı yolun yoldaşlığını M.Akif Ersoy'larla birleştirmiştir. Milli yön evrensel yöne baskındır. Kürt /Türk birliği ciddi yara almış olmasına karşın hala mevcudiyetini sürdürmekte olup tersine evrilmesi mümkündür. Her kim siyasi olarak var olmak istiyorsa ? hedefte birlik .. ülkede birlik.. milli mücadelede ortaklık mecburiyetindedir. aksini savunanlar dağılmaya yok olmaya uğrayacaktır. bu birliğin yolunu döşeyen yüce gönüllere selam olsun !

  • Halil Gürhan

    Halil Gürhan 31.07.2021

    Feys yorumu/ Ruşen Cakır, Teksaslı karı-kocadan fon aldık .. bu gizli bişey değilki diyor, suratına tükürsen ?? ya rabbi çok şükür der. Neyse en azindan dürüst çıktı. 10 sene önce sipariş ergenekon haberleri yapan İsmail Saymaz'da Rusen Cakır'ı savunuyor hâlâ. Muhalefette omurga falan kalmamış tamamen acziyet icindeler. Normal vatandaş şu dönen işleri bilse ? chp-ip barajı geçemezdi.

  • Can İnal

    Can İnal 31.07.2021

    Feys yorumu/ Bakıyorum artık düzelecek hali kalmamış ? tamamen zombi olmuş ? kesiyorum ilişkimi. Kırk .. elli senelik dostlukları bile bitirdim. Ne yüzlerini ne samimiyetsiz paylaşımlarını görüyorum. Bayağı bi faydası oldu.

  • Nedim Pala

    Nedim Pala 30.07.2021

    Kaan bey.. müsadenizle son bölüme küçük bir katkı yapmak istiyorum. söz konusu olan bu yığınsal sol gençliğin bu rezilce dönüşümünde, 80 sonrası dünya çapında yoğunlaşan ve ülkemizde de.. Washington ve Pentagon tarafından tayin edilen Nato generalleri ve dünya bankasından transfer edilen abd bölge valisi Özal dönemiyle başlayan .. araç gereç, kültürel, teknolojik aygıtlar çok etkili oldu. Bence bu yığınların dönüşümü, günümüzdeki bu seviyelere kadar düşen zihinsel çöküşleri travmaları ..doğal kendiliğinden bir yol izleyemedi. Küresel çapta yoğunlaştırılan, adetâ sürekli ışınlanan neo liberâl, batı kültürü odaklı radyasyonlarla bu genç + orta yaş kitlelerin formatlamaları yapıldı. Özellikle ot gibi her tepeden yükselen radyo tv vericileriyle, FM'ler, Star, Show, atv, kanal6, Tgrt, cnn, NTV msnbc.. ler 24 saat bombardıman yaptı. Gazete kitap ve dergi tezgâhlarındaki .. Altan'lar, M.Belge, Kavala, Çandar, Safagh, birikim, iletişim .. banka yayın evlerinin ürünleri; bu yığınların son kalan 3 kuruşluk akıllarını da aldı.

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.