Edebiyat
KARABASAN ve UYANIŞ - İKİNCİ BÖLÜM

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
arif yavuz aksoy 21.11.2016
Başganım, devamı nerde? Heyecanlı olmaya başladıydı? a.y.a. meraksss
arif yavuz aksoy 19.11.2016
bi an Dizel Borsa Sarıgerme'deyken bizi dinlemiş sandım. a.y.a. aha bu koinsidanslara şaşsss
Ezel Parsa 19.11.2016
Romanınızı okurken aklıma geldi; Tutunamayanlar'da Turgut Özben rüyasında Abdülhamit'in kendisinden ve yanında gülen, kıvranan ve her şekile giren Dilazer'den kurtulamayacağımızı, Dilazer'in yerine koyacak adamımız olmadığını söylüyordu. Sağımız da solumuz Dilazer kaynıyor. Oğuz Atay, Türkiye'nin ruhunu yazamamış olsa da romanlarına başarıyla aktarmış. Romanınızın devamını meraklı bir hevesle bekliyorum. Saygılarımla.
mustafa yücel 18.11.2016
Kaan bey,siz gerçekten iyi bir yazarsınız ve yazdığınız şey öyle ya da böyle kendini okutturuyor,şu ana kadar sizi okurken sıkıldığımı hatırlamıyorum,neden bilmiyorum insanın romana,okumaya ihtiyacı var,ve siz sadece bu özelliğinizle bile yukarıda yazınıda bahsettiğiniz o çok az olan küçük insan grubuna moral sağlıyorsunuz,en basit ifadeyle,bunun için teşekkür ederim. eleştiriler bir dahaki yorumda
Mete Demirtürk 18.11.2016
Bakalım bu ileti de uçup gidecek mi? İlk bölümü nasıl olacak sorusuyla okumuştum. İkinci bölüm 5 nolu postayı okurken metnin içinde bir süre kayboldum. Kurguyu da, sanallığı da unutup gitmiştim. Benim dilimde bu, olacak usta demekti... İşin güçlüğünü unutmadan başarılar diliyorum. Saygılar...
yusuf bodur 17.11.2016
Yorumun iletilip iletilmediğine emin olamadım.. Lütfen bildirin..
yusuf bodur 17.11.2016
Ayşe Nur Aslan kardeşimiz bu gün değilse yarın köyüne dönecek..GÜNAHI HEPİMİZİN BOYNUNA..Samimiyetle bir şeyler yapalım teleşında.. Kimin ne kadar umrunda bilmiyorum ....Sizin söyleyecek çok sözünüz olmalı..Bu güne dair her şeyin de yazılıp çizileceği( romanzımsı demeye dilim varmıyor) roman akışı içinde pek muhtemel güncel sorunlara girilecek. Amenna..Lakin vakit o vakit değil. Karşılıklı oturuncayakadar kimsenin cinsiyeti belli olmaz (Kabaca da olsa) Demem o ki kimdi, cinsiyeti neydi kimdi ve daha romana dahil olacak zevatın tanıtımı derken peşrev baya uzayacak gibi. Şu mıçımızın ağzına gelen yumurtaya bir folluk lütfen..Boş ver ne yumurtalar kırıldı buda kırılsın denilebilinir lakin içim içime sığmıyor Ayşe Nur Aslan kardeşim misali köyün yolunu tutmak geliyor içimden. Romana iki nefes ara verip güncele balıklama dalmak mümkün olurmu acaba... Not aramızda kalabilir yorum olarak yayınlamak zorunda değiliniz..
Deniz Can 17.11.2016
+++Umutsuz olmak yerine tam da bugün iyi olduğuna inandığımız her ne ise onun mücadelesini vermeliyiz, seçeneği bu kadar bol bir ülke yoktur sanırım. :( Darbenin düzmece ya da değil bu toplumda bir değişim yaratacağını düşünüyorum, dindar insandan zarar gelmez zihniyeti darbe almıştır ve bu da az bir olumluluk değil.
Deniz Can 17.11.2016
Bir şeye inandınız mı kolay kolay aksini düşünemiyorsunuz. Ben darbenin düzmece olduğuna inandım ardından gelen gözaltılar mallara el koymalar hepsi bir senaryonun parçası gibi geliyor. AKP liler için de durum farklı değil inanıyorlar ve ne yaşanırsa yaşansın farklı bakmaları kolay değil. Sürekli olumsuz düşünmenin ve olumsuzu dillendirmenin olumsuzu çağırdığına inanırım, karamsar olduğunuzda çözüm üretemezsiniz, baştan kaybedersiniz. Durumun iç açıcı olmadığının farkındayım, farkında olmak ama yine de umudu yitirmemek gerekli. K.A. T.K. A.A. v.b. ,pırıl rırıl ışık saçan su damlaları gibi, farklı bilgi becerilerimizle hepimizin birer damla olduğunu düşünüyorum, bir araya gelemiyor oluşumuz sorun gibi görünse de hepimizin ilgilerimiz doğrultusunda yapacağı bir şeyler var ve yapmalıyız. +++
Kaan Arslanoğlu 17.11.2016
Ooo, hoşgeldiniz, şeref verdiniz Mete bey... Yine buyurdunuz, kışkırtıcı laflar sokuşturup, iğneler batırıp, cevap verdiğimizde "bakın bakın yine öfkelendi" diye buyuracaksınız. Eğlence tarzınız pek garip Mete bey. Katharsis'i anlaşılan böyle sağlıyorsunuz, ama kanımız uyuşmuyor. Saptamalarınız yine yanlış. Ama size doğru geliyor. Fena halde tür doku uyuşmazlığımız var Mete bey. İnsan tek tür gibi görünür, ama en az dört beş ayrı türü vardır. Bu roman size göre değil Mete bey. Ben baştan uyarayım da. Ama okumak selbest... Saygılar efendim.
Mete Berk 17.11.2016
Türk romancısını felsefeyle imtihanı; sadece eleştiren ve kendisini savunan roman katharsis'e varmayı sağlar mı? Ya da katharsis demeyeyim de, karakterde kendisinden birşey bulur mu? Hiçbir büyük sanatçının sadece eleştiriden ve alaydan oluşan bir sanat eseri ortaya koyduğu görülmüş müdür? Eleştirildiğini baştan bilen okur her zaman fikirlerinizi bilmediğinden mi sizden farklı düşünüyor? Başkalarıyla olduğu kadar kendisiyle de hesaplaşma yürekliliğini göstermeyen sanatçı olur mu? Yazdıklarınız düşündürüyor, bu yönüyle takdiri hak ediyor. Tanıdık yönler bulmak güzel de ümit t. yazarken sizin aktardığınız biçimle yazıyor gibi görünüyor. Yazdıklarını okurken sizin nasıl düşündüğünüzü anlıyoruz, onun söylediklerinin tam tersini düşünüyorsunuz. Ümit T. kendisinden hoşnut değil, hiçbir insan böyle düşünüp yazmaz. Romanınızın sorunu bu, sanatçıdan ziyade öğrencilerine kıssadan hisse yazan öğretmene benziyorsunuz. Eleştirilerimi mazur görün, ben sadece okuyucuyum.
perla hayim 17.11.2016
akif akalın'ın sorusunun cevabı basit. siz yine komünistliğinizle kalırdınız. tepki de "komünist hep komünisttir" ya da "allahsız solcular" düzeyinde olurdu. çünkü geçen yüzyıl insan aklına tecavüzle geçti ve sosyalizm, komünizm, sol değerler (sağolsunlar, sol görünümlü satılıklar sayesinde) sağcılar tarafından insanlara öcü olarak belletildi. özel mülkiyetin kutsallığı (ya da dokunulmazlığı) o kadar içselleştirilmiş bir kavramdır ki, 15 temmuz sonrasında fethullahçı oldukları gerekçesiyle bazı işadamlarının mallarına el konulduğunda Çutsay bile bunu argümanına temel edindi. arşiv ortada. eğer ben yanlış anladıysam beni düzeltin.
Akif Akalın 17.11.2016
Tam da bu roman yayınlanmaya başladığında Türkiye yeni bir kurnazlığa uyandı: "bana başkanlık yetkileri verin, fakat adı CB olabilir". İnsanBu takipçilerinin büyük çoğunluğunun (belki hepsinin) kimsenin bu kurnazlığa aldanmayacağını düşüneceğine inanıyorum. Diğer yandan bu kurnazlığın toplumun ezici çoğunluğunda karşılık bulacağından da eminim. Tutar veya tutmaz fakat kesinlikle etkili olur. Bu da AKP'nin ve AKP'yi yönetenlerin toplumu ne kadar iyi tanıdıklarının başka bir göstergesi. Şimdi biri çıksa ve dese ki, "bu toplumda şu veya bu nedenle komünizm, sosyalizm gibi sözcükler gerçek (sözlük) anlamlarından çok farklı algılanıyor. Bunun için "taktik" olarak söylemimizde, partimizin isminde vb. bu sözcükleri kullanmayalım, yalnızca büyük üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin kaldırılmasını savunalım, bunun neden gerekli olduğunu anlatalım". Buna tepki ne olurdu?
Fatih Torun 16.11.2016
Sabırsızca beklememe değdi doğrusu. Gerçekte benimsemesek de, yaşadığımız koşulların iteklemesiyle içinde bulunduğumuz durumla bizi yüzleştirmeyi başarıyorsunuz. En azından bunu kendim için söyleyebilirim. Yeni bölümü beklemeye başladım bile...