Türkçe Yazan Genç ve Güzel Kadın Yazarlar

Türkçe Yazan Genç ve Güzel Kadın Yazarlar

Özgen Ergin’in 2003 tarihli bir denemesini sunuyoruz. 15 yıl öncesinden bugüne seslenişi ayrıca ilginç:

Dün akşam, Elif Şafak’ın edebiyat dili ve yazmaya nasıl başladığı ile ilgili yazısını ibretle okudum. Hiç şaşırmadım. Yıldan yıla, ardılları da gençleşip güzelleşiyor. Eskilerin, “Akıllı kadın güzel olmaz” önyargısını neredeyse devrim yaparak tersine çeviriyorlar. Günümüzde, pop şarkıcısı olabilmek için güzel sesli değil, tüm bedeniyle güzel olması gerektiği gibi.

 

Elif Şafak gibi genç ve güzel yazarlar, yazdıkları kitaplardaki savruk Türkçeleriyle, ardıllarına çok büyük kötülük yapıyor. Her yıl, sonbahardaki kitap fuarı öncesi ve sonrasında ilk kitaplarıyla medya-magazinde ve televizyon kanallarında boy gösterebilmek için kişisel eksilmeyi göze alan onlarca genç kadın yazar görüyoruz. Bir tanesi geçenlerde televizyondaki söyleşisinde hiç utanmadan, ne dedi biliyor musunuz? “Ben hap bilgileri çok severim. Çok ansiklopedi okurum. Uzun uzun okuyup araştırmama gerek yoktur, tabii iyi bildiğimin İngilizcemin de çok faydası oluyordur(!).” Bu genç kadın yazar: İlhan Uçkan, “Yıllarca önce yazılmış, İngilizce kitaplardan araklamayı severim” diyemiyor... Ard arda yazdığı iki kitabın adı: “Doğru Erkeği Bulma Klavuzu” - “Kadınları Kullanma Klavuzu” gibi, Batı edebiyatında yüz yıl önce, yüzlercesi -ergenler için- yazılmış türde kitaplardı.

 

Bu genç kadın yazarların saf olanlarından birisi birkaç yıl önce, genç öykücüler için tanınma yolu olan Varlık dergisindeki bir söyleşide, öykülerinin yayımlanmasını şöyle açıklıyordu: “Aylarca öykü gönderdim, basmadılar. En sonunda öykülerimi kendim getirdim, tanıştık... Arka arkaya bastılar...”

 

Bu genç öykücü gibi, güzel kadın yazarımız Elif Şafak da yazarlığının ilk yıllarında, otuz iki dişini gösteren, güzelim albenisini öne çıkaran birkaç değişik -poz- fotoğrafını, her söyleşi öncesi elinin altında hazır tutuyordu. Günden güne magazinleşen, E-Dergisi, Milliyet Sanat, Hürriyet Gösteri gibi edebiyat-sanat (!) dergilerine tek tek dağıtıyordu. Lüks kadın berberleri ve güzelleştirme salonlarında rastlanan Cosmopolitan gibi pahalı dergileri saymıyorum.

 

İşte günümüzde bu genç ve güzel kadın yazarlar, ilkin bu şuh fotoğraflarla gündeme geldiler, gündemde kaldılar. Sonra, yayımlanan fotoğraflar güç katımıyla,  öykü ve romanları da genç okurların ilgisini çekmeye başladı.

 

İlk başta Elif Şafak tanınma doyumuna ulaştıktan sonra, yine fotoğraflarıyla süslü söyleşilerinde, edebiyatı işleyen medyadan yakınmaya başladı: “Edebiyat Dergileri beni okuyucularıma, medyatik olarak fiziğimi öne çıkararak tanıtmaktan vazgeçmelidirler.”

 

Benim için en acıklı ve tehlikelisi, bu genç kadın yazarlar yazdıklarını -dilde- özgürlük adına, anlamlarını kendilerinin de tam bilmedikleri Arapça-Farsça-Fransızca-İngilizce-Argo sözlerle süslüyorlar. Daha çok da Osmanlıca, bilerek-bilmeyerek kelam etmeleriyle dilimizi resmen kirletiyorlar. İşte yazar Elif Şafak da bunlardan biri. Çok yazık. Hadi ben de yazayım onlar gibi-mi: Ziyadesiyle hazin, çok hazin...

 

Elif Şafak, edebiyat dili ile ilgili edebi (!) yazısında, altı yaşında, aynakeş birinci tekil şahısların vakanüvisleri ile günlük yazmaya başladığını belirtmiş. Arı ve günümüz Türkçe’sinde karşılıkları varken, tannazane, tezahür, firarperest, ahdetmiş, envai çeşit, tahammül, kainat, katreleriydi, kefaretini, peyderbey, müpteladır... gibi sözcükleri yazısına darı gibi serpiştirerek dilini-dilimizi zenginleştirdiğini mi sanıyor?

 

Biliyorum, dilimize yerleşmiş binlerce sözcüğü yazmayalım diye bir kural yok. Söz gelişi, “içmiş”, sarhoş ya da kendinden geçmek yerine Elif Şafak esrik yazabiliyor da ille de yukarda saydığım benzeri sözcükleri yazısına neden katıyor? Amacı ille de sıra dışı olmak-mı?...

 

Bunlara özenen çok genç, çok yetenekli, -tanıdığım- genç kadın yazar adaylarının, bu gibi yazarların yozlaştırılmış dillerine özenerek edebiyat üretmeleri canımı çok sıkıyor.

Özgen Ergin


  • Gül T

    Gül T 04.01.2018

    Hacı şakir'in torununun yorumuna ben de kısmen katılıyorum. Evren yerine kainat yazınca daha mı güzel yazmış olurdu bilemedim... Neden genç ve yakışıklı yazarlarımızdan bahsedilmemiş merak ettim doğrusu. Bu aralar sitede uzun yazılar okunmuyor diyerek hep oldukça kısa eleştiri yazıları yer alıyor. Bir tek e.ş'den örnek yazılmış. Bahsedilen diğer yazarlardan neden örnek yokta hep e.ş. Daha iyisini yazamam ama yazabilenler var... Ayrıca pas geçilmiş bir konu da şu ki; bu sistemin bir sorunu. Her sektörde irili ufaklı fiziksel görünüşün haksız avantaj sağlaması söz konusu zaten. Bazı gerçekten iyi, yetenekli yazarlarının kitaplarını, onlar medya ikonu olmadan basmazlar ya da yeterince reklamları yapılmaz. Bu da boy boy fotoğraf yayınlatmaya zorluyor. Tabi burada tercih hakkı, mücadele etme seçeneği var şöhret ağır basıyorsa demek ...

  • Şakir Hacıoğlu

    Şakir Hacıoğlu 03.01.2018

    Sayın Ergen (Özgen Hanım mı, Bey mi bilemedim) iki konuda derin bir yanılgı içerisinde maalesef. Birincisi şu: İlhan Uçkan'ı hiç görmediğini varsayıyorum. Bir insanın İlhan Hanımefendi'yi görüp ona "güzel" diyebilmesi için ciddi bir görme kusuru ya da estetik yoksunluğu olması gerekir. Hele de dişlerinin sarı olması nedeniyle vaktinde hayli eleştiri almış bir meşhurumuzdur kendisi. Ben adı geçeni yakın mesafeden görmüş bir şahit olarak söylüyorum. İkinci husus ise şu: ahdetmek, tahammül, tezahür, kefaret, envai çeşit, peyderpey, kainat, müptela, vakanuvis... Bunlar gayet Türkçe kelimelerdir. Özür dilerim. Kelime dedim. Sözcük mü demeliydim? Hürmetler efendim. Pardon! Saygılar mı demeliydim?

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.