Felsefe
15-20 bin yıl önce kıtadan göçen Tlingitler dillerindeki Türkik kökleri hâlâ şaşırtıcı düzeyde koruyorlar

Sadece 4 günlük çalışma sonucu Türkçe-Tlingitçe ortak 220 kadar sözcük buldum. (Elbette 40 yıl + 4 gün demek gerek) :) Amerikan yerlilerinin Türkçe kökleri koruduklarını biliyordum, ama bu kadarını beklemiyordum. Çünkü hem görece çok kısa zaman çalıştım, hem de büyük ölçüde Türkiye Türkçesiyle karşılaştırdım. Konuya Tlingitlerin asıl akrabası oldukları ileri sürülen Teleud lehçesi yönünden bakmadım, Yakut sözlüğünü de kullanmadım. Daha uzun ve daha geniş sözlüklü bir çalışmayla kim bilir neler çıkar.
İki PDF sözlükten yararlandım. Kaynaklar bölümünde gösteriyorum. Bu sözlükleri bana Özgür Keşaplı Didrickson gönderdi. Eşi Jno bir Tlingit. Onlara teşekkür ediyorum, ama bu çalışmaya bir el atar, yanlışları düzeltirlerse çok daha fazla teşekkür ederim. Bu listedekilerin çoğunun sağlam olduğunu düşünüyorum. Ama bazıları orta güçte. Bazıları da zayıf, onlardan yanlış çıkabilir. Yanlış anlamalarım olabilir. Bilmediğiniz, gramerini de bilmediğiniz bir dilden sözcük ayıklamak çok güç iş, hataya açık.
Ama eğer yarısı bile doğruysa, bilimsel olarak iki dilin ortaklığını kanıtlamaya yeter. Bu da dil ve tarih alanında gerçekten büyük atılım sağlar.
Şundan ötürü: Göç yollarını, tarihi, maddi hayatı, arkeolojik bulguları, genetiği, kültürel ortaklıkları çok sağlam biçimde kanıt göstersek de bazıları hala diyebiliyor ki, “ne malum, belki Türkçe İngilizce veya Latinceden almıştır, Farsçadan almıştır…” 20 bin yıl önceye dayanan ortaklığı kanıtladığımızda aklı başında ve veya dürüst hiç kimse bu nakaratı tekrarlayamayacak. Kızılderililerdeki Türkçeyi kanıtlamak, Türkçenin bu karşılaştırdıklarımız arasında en eski dil olduğunu gösterecek.
Bold olanlar Tlingit dilinde, italikler Türkçe, düz olanlar İngilizce
About, around, about it; concerning it: yer ve ilgi belirten Türkçe ek: ‘da’ > daa
Above: üstünde / dikinde > yukarı, yukarı doğru
Act: iş, eylem, edim / geet > et, git
Adult: yetişkin, ergenliği geçmiş kişi / yanwaat > genç kişi
Air: hava / oox > dışarı verilen hava, soluk, öksürük (?)
Alder (alnus): kızıl ağaç (al ağaç) > keishísh
Also, too, as well: de, da > tsú
Anger: kızgın > x'áan
As much as: olabildiğince çok / yax > çok
As soon as: hemen, olabildiğince yakın zamanda / een, teen > hemen, şimdi
Ash: kül / kel’t > kül
Ashore, on to ground: kıyı, yan > yan
Assault: saldırı / aat > atma, atak
Assemble: birleşme, toplanma / woosh + kaanax > kengeş
Astonish: şaşma / O-ya-S-l-Jeich, jeich > şaş
Astray, lost, lose: yolunu kaybetme, kayıp, kaybolma / kut > yit
Athabaskan: Alaska Kızılderililerin genel klan adı. Tlingitler onun içinde bir kol. Bu sözcük her yönüyle ‘Ben Türkçeyim’ diyen bir sözcük.
Attack: hücum, ileri atılma, atılım > aat, jaakw
Autumn: güz > yeis ( ‘yaz’ a da benziyor, zaten bunlar anlamca geçişimli sözcükler.)
Avalanche: çığ dleit kaadí > kar kayması (‘dleit’: kar, ‘kaadi’: kayma)
Bailer: kepçe > kakuxaa
Basket: örme sepet, yerel ağızlarda ‘kuku’ veya Karadeniz yöresinde ‘kukica’ > kakw
Bathe: banyo, yıkanma / su > shoch (su ile ilgili?)
Bay: koy, körfez / geey, geiy > koy
Be, become: olmak, yapmak, etmek > yei, wootee
Beach: sahil, kıyı / eek, yeek > yaka, kıyı
Beat: dayak, kavga > gwaal, jakw, jwaal, dlaak
Bed: yatak > káa xex’wx yeit, kaa yeit ; bedding: yee.át > yatak
Behind: arka > a k'iyee (?)
Belive: inan > heen; believer: aheeni > inanan
Below, underneath it, beneath: alt > tayee
Bend: bük, eğ, döndür / taan > döndür, dön (turn)
Berry: yaban meyvesi / tleikw, tleigu > çilek; green, unripe berry: kax'át > koruk
Betray: aldatma, kandırma / kei, o-ka-neek > kandır
Beyond: ilerde, ötesi, ötesinde / yáanáx > yana doğru (‘aa’ büyümek) (?)
Big: büyük, geniş / gei, yei, kau > genişlet, yay, koca (?)
Bird: kuş ts'ítskw > civciv (yansıma?); green bird (sparrow or finch): asx'aan sháach'i > ‘saksağan’, ‘serçe’ benzerliği çok fazla
Bison, buffalo, oxe: bizon, bufalo, öküz / xaas > öküz
Bite: ısır, ısırma / yeek, geech, taax > ye, geçir, ısır
Bitter, sour: acı, ekşi / aaxw > acı, ekşi
Blessed: kutlu, kutsanmış > xeitl, wulixéitl
Board: tahta > t'áa
Boat, canoe: kayık, kano / koox > kayık, kayak, kızak
Boat, ship, sail, sailing: tekne, gemi, yelken, yelkenli / yaakw > kayak; ayrıca yelken (?)
Boil, boiling: kaynatma, pişirme / ook (cook) > kayna, kaynat
Boiled food: kaynamış yemek / taa > taam, edo, yemek
Bone: kemik / s'aak > sök
Boredom: sıkıntı / tuteesh, teesh > tutak, tutarga, sıkıntı (hastalık, sıkıntı) (??)
Born: doğma / tee > doğ
Both, two: ikisi, ikili, iki, çift / ch'u, déix > çift, ikili (dual)
Bottle: ín x'eesháa > şişe
Branch: dal > daasheeyi; AĞAÇ DALI: aasdaasheeyí
Bread crumbs: ekmek kırıntısı / sakwnéin kax'eiltí > ekmek kırıntısı
Bread: ekmek / leikwaa > lavaş
Break: kır, kırma / k’oots > kır, katla
Broth: ekmek, bazlama, pişmiş yemek vb. / teix, teixi > bişi, pişi
Building, house: yapı, bina, ev / hít > oda (hut)
Burn, burned: yak, yanmış / gaan, x’eix, xeex > yanma, yak
Burnt matter, charred wood: yanmış nesne, ağaç / xoodzí, xoosht > köz
Buttock, his/her buttocks, thighs: kaba et, kıç / du gáts > göt
Call: seslenme, çağırma / saa, eex, xoox > seslenme; aawa.eex > avaz
Callous: nasır / keil > nasır, kalın, kalınlaşma
Canada goose: Kanada kazı > t'aawák ( ‘de-vak’ mı, yoksa ‘tavuk’la mı bir karışma olmuş 20 bin yılda?) :)
Canoe under construction: yapım aşamasındaki kayık / dáax > tekne
Car: araba / kaa > karutsa, kağnı (wagen)
Carve: kert, oy, kaz, kazı / xaash (cut) kes, kaz
Carver: kachaaku > kazıcı
Charred: xóosht > köz
Chop: kes, doğra / xsoot > kısalt, kes
Comet: kuyruklu yıldız / xoodzi > kutsal, kudruk (her iki kavrama da uyumlu. Biz somut olanı tercih edip xoodzi > ‘kudruk, kuyruk’ diyelim.
Community: kamu > ku.oo
Connect: birleşme / xaat > kenet, katlama (üstüne koyma, birleşerek artma)
Conscious, think, opinion vb: bilinç, düşünce, fikir / tutank > tüşün, düşün, danet (Eski Türkçe).
Corner: gukshi, gukshú > köşe
Corset: korse / kasanka ( ‘kasanka’nın Türkçe doğrudan karşılığı yok, ama ‘korse’den çok daha Türkçe olduğu kesin. Keşke bu sözcüğü alsak ‘korse’ yerine.
Cow: sığır / xaas > öküz ( ‘sığır’a da çok az benziyor)
Coward: korkak / k'atxáan > kaçan (?) Yeni Türkçe “kaçıngan’ı neredeyse Tilingitlerden almışız diyeceğiz.
Cut: xaash > kes
Dark blue: koyu mavi / ý'éishx'w > yaş, yeşil (?)
Deaf: sağır / kool.axji (Neredeyse ‘kulaksız’ diyorlar. ‘Kulak’ işitmekten geliyor. Eski Türkçe ‘ku’: ses, çağrı –call-).
Deer: geyik / guwakaan, kuwakaan > geyik
Drill: tulaa > del
Dry: kuru / koox > kuru, kak: kuru meyve, yiyecek
Duck: ördek / gaaxw, gaaxu > kaz, ördek
Ear: guk > kulak
Edge: kenar / a wan > yan, kenar; a koon > şapka kenarı
End: a shu > son
Evening: akşam > ksaana > xsam (Sogd)
Feather: taw > tüy
Female animal: dişi hayvan / sheech, shich > dişi (she)
Fighting, war, conflict: gaaw, kulagaaw > kavga
Fine, good: iyi, doğru, güzel / K'ei eI wook'éi > o iyi, iyi; kei > iyi
Fire: ateş / gaan > yan, yanma
Flank: kenar / kaatl > kanat
Flow: akma, akış > aa, ka.aa
Food: yiyecek / atxa > katık
Garden: bahçe, korunmuş arazi / taay > otağ
General, leader of war: komutan, savaş lideri / x'áan kanáayi > han, kaan
Go: goot > git
God: Dikáankáawu > Tanrı, Tengri
Grass: chookán > çimen
Grayish, blond (hair): l'áax' ( ‘ak’a takıldık) (?)
Green wood: yaş tahta, yaş ağaç / shisk > yaş, ıslak (?)
Grow: büyüme, gelişme / aa It grew: kawsia > göverdi, gürleşti. Aa > ağma (yükselme), ‘ağaç’ buradan gelir.
Hair: saxawu, shashaani > saç
Hammer: çekiç, balyoz / takl > tokmak
Hand: el / jin > yen
Handiwork: el işi / kaa ji eeti (neredeyse ‘el edimi’ demek)
Handle: sakvdi, saxvidi > sap
Happiness, joy: mutluluk, sağlık, esenlik / sagu > sağlık, say
Hate: nefret / k’aan > kin
Haul: xaat, xsaa > çekme (?) Olasılık çok düşük ama, sonradan bir ilgi, bağlantı çıkabiliyor, kenarda dursun. Bir ilişki çıkmayınca siliyoruz.
Hawk: shayaal > şahin (?)
Hear: duyma / ku.axch, aax (duyma ile ilgili ‘kulak’dan bahsetmiştik. ‘Ku’ ses, ‘akis’ yansıma, hepsi birbiriyle ilgili ve çok yakın bağ)
Hip: kaash > kalça
Hole: wool > oluk, oyuk
Horse: at / xaas > kısrak (horse)
Hot: sıcak, eski Türkçe ‘od, ot’: ateş > taa
Husband: xux, kaawu > koca
Island: x’aat > ada
Itch: kaxweitl > kaşıma, kaşınma (itching)
Jaw: x’as > ağız
Kick: tseix, tseex > tekme
Kiss: öpme / kaa xeit, xeit > oksa (Eski Türkçe)
Know, learn: koo, gook > öğren, öğren (kök: ‘gno’)
Lap: gushka > kucak
Leave: goot > git
Lie down: aat > yat
Lie: yeil > yalan
Lizard: tsensk’e > kertenkele
Lock: kilitleme / s/he locked it: TEIX' x'éit akawlitíx' (burada ‘kilitleme’den söz edilmiyor mu?) (?)
Lost: kayıp, kaybetme / kut, geet > yit, git (gitti, kaybettik)
Lung: akciğer / keigu > kögüs (?)
Magic: büyü / HÉIXWAA, aawahéixwaa. Hexerei (Almancası): sihir. Saxu, sixir (Kas.); sihir; sixirlik (Tob.) sihir, aldatma (Radloff)
Make: yeix > yap
Marrow: ilik s'aktu, eexí > sök
Master: saati > usta
Match: eşleşme ux̱ganḵáas, ux̱ganlʼoowú > eşleşme, uyma
Meeting: toplantı / kage > kengeş
Mensturation: ay başı kanaması > gaan (?)
Migrate: gaas > göç
Mountain pass: geçe, geçit > geel, geel ka, geelak’w
Mouth, opening mouth: a x'é > ağız, açık ağız, açılma
Name: ad / saayi, saa > san
Near: xan, jixan > yakın
Net: geiwu > ağ
New: yees > yeni (yaş. Yaş bitkiler yenidir ve Türkçede birçok kavram oradan türüyor – yaş > yaşıl > yeşil )
No, none, not: tleil > değil
Northern lights: Kuzey ışıkları/ gis’ook > ışık
Now: de, dei > şimdi, demin
One: tleix > tek
Owl: baykuş / k’akw > kukumav
Own: hein > kendi
Paper: xux > kağıt (aslen Çince olduğu söylenir, ama başka iddialar da var. Türkçe de olabilir)
Paw: pençe / jini > yen
People: halk / ku.oo > kamu
Potlach: yemekli katılımcı şölen / ku.eex, kaankak.eetx > kengeş ; public: kaankak.eetx
Rash: döküntü / xeesh > kaşıntı
Red: x’aan > kızıl
Relative: xooni, kin > akin (İng.) > yakın, kun
Rise: uwaxix > yükselme
River: ırmak / heen > nehir
Room: eeti > oda
Root: xaat, koox > kök
Run: xeex, gook > koş
Sap: sax > sap
Saw: testere, kesmek / kax'ás'aa, xáshaa > keski
Say: kaa > konuş
Scar: yara, kesik izi / teel > dilim
Scissors: makas / ḵaashaxáshaa > keski
Scrape: xaas > kaz, kazı
Scribe, writer: kashxeedí > kertici, (yazı bir yönüyle kerpmekten, kazımaktan, öte yönüyle karalamaktan geliyor: write, script)
Sewing: DAKEİS > dikiş
Shaman, medicine man, medicine: şaman, hekim, hekimlik / íxt > ota, otacı
Sharp: kats > keskin
Sheep: koyun / tawei > tavar
Shore: eek, yeek > yaka, kıyı
Side: side of … –wanáak > yan, yanak
Sing: shee > şarkı
Slap: TʼAACH > tokat
Sleep: ta, taa > udu, uyumak
Slide: kayma > kaadi, akax > akma
Spit, spit out: TOOX > tükür
Spray: püskürtme. Deniz canlısının hava deliğinden hava ve su püskürtmesi ooxu > öksürük (?)
Spread: dağıt, saç, yay / yaa > yay
Stone: te > taş
Sun: GAAN, GAGAAN > gün, güneş (bu sözcüğü ‘gaan’ : ‘yanma’da gördük, ‘mensturation’da gördük, hiçbir şey rastlantı değil dilde, yapısalcılar iki yüzyıldır aldatıyorlar herkesi)
Surprise: jeich > şaş
Swallow: yutmak / noot > yut
Swan: kuğu > GUKL
Swelling: şişme > x'ees
Swing: sallama, sallanma / geik > yayık (yayık ayranı buradan geliyor)
Tag: taag > tak
Tail bone (cauda): kuyruk kemiği x’ul’daa, kool > kudruk, kuyruk
Tail: koowu > kuyruk
Tale: masal / tlagu > deyiş, dilek, ‘dil’le ilgili
Tea: chaayoo > çay
Thick: kalın > kaak
Thisty: shaawakúx > susa, susama
Thief: hırsızlık / taaw > talan
Top of the foot: ikka > ayak
Tree: aas > ağaç
Up, upwards: DİKİNDE > dikine, yukarı, yukarı doğru
Very much: fazla, çok fazla / ch’a > çok
Voice: sa, se > ses
Walk: yürü / goot > git
War: savaş / kulagaaw > kavga
Way: ye > yol
Weave: örgü / aak > ağ
Web: a geivu > ağ
Weep: gaaks > ağla
Wet: tlaak > ıslak (?)
Woman: kadın shaa > dişi (she)
Woodpecker: gandaadagóogu > ağaçkakan
Work: iş > yei (jis-nei)
Young: genç / yees > yengi, yaş
Kaynaklar:
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
kaan arslanoğlu 4.02.2022
Ayşe hanım, teşekkürler ve saygılarımla. Fahri bey, "bana böyle yazılarla gelin" demek istiyorsunuz herhalde.. :) :) Bu arada 'kuşak' buluşunuz harika.. Onu değerlendireceğim, hatta hemen yukarıya ekleyeyim. Saygılar.
fahri kumbul 3.02.2022
Corset: korse / kasanka ( ‘kasanka’nın Türkçe doğrudan karşılığı..... kuşak olabilir.)
Ayşe Atasoy 2.02.2022
Nüvit Alagöz'ün "Türkçe ve Türklük Üzerine" adlı Facebook Grubu paylaşımında gördüm çalışmanızı. O paylaşımdan buraya geldim. Tebrik ve teşekkürlerimi iletmek isterim.