Felsefe
Latin alfabesi eski bir Türk alfabesidir
Academia.edu ‘da 12 Eylül 2022 tarihinde çıkan makalemin Türkçesi
Etrüsk - Latin Alfabelerinin Türkçe ve Türk Alfabesiyle Kadim Uyumu ve İ-O-U Harflerinin Sihri
Kaan Arslanoğlu
ÖZET
Dilden önce yazının (simgeler) ortaya çıktığı yönünde görüşler var. Yani simgeleri dil değil, dili simgeler belirledi. Eski Türk runik alfabesinin Etrüskçe ve Latinceyle hayli benzeştiği gösterilmişti. Türkçenin en eski alfabelerle, örneğin Latinceyle en iyi uyum sağlayan dil olduğunu birçok kişi ifade ediyor. Yukarıdaki görüşleri doğrulayan başka bazı gerçeklerden de ben söz edeyim. Bazı temel kavramlar, örneğin ‘ince’, ‘sivri’, ‘yuvarlak’, ‘yumru’, ‘top’ vb. şekilleriyle bire bir uyumlu harflerle ifade ediliyor. Bu kavramları temsil eden sözcükler bu harfleri içeriyor. Birçok dilde aynı özelliği görmek mümkün. Ancak bu uyum Türkçede zirvesine ulaşıyor. ‘ I – i ’, ‘ o – u ’ harf şekilleriyle ve çıkarken ağzın aldığı biçimle anlamca uyumlu sözcükler oluşturuyorlar. Bu makalede konuyu örneklerle, tablolarla inceledim. Yukarıdaki görüşleri doğrulayan sonuçlar ortaya çıktı. Türkçenin Latin alfabesine tam uyumu rastlantı değildir. Latince Türkçe kökenlidir.
Makalenin İngilizce aslını okumak için: https://www.academia.edu/86406588/Ancient_Harmony_of_Etruscan_Latin_Alphabets_with_Turkish_and_Turkish_Alphabets_and_the_Magic_of_I_O_U_Letters
GÖRÜŞLER ve GERÇEKLER
Eski Sovyetler Birliği döneminde bazıları yasaklı önemli eserler veren dilbilgini Olcas Süleymanov “Yazının Dili” adlı kitabında mealen ve özetle şöyle der: “Dilden önce yazı vardı. ‘Yazı’ derken anlatılmak istenen şey, şekiller, simgeler ve sonrasında hiyeroglif. İnsanlık birçok kavramı önce zihninden şekle döktü. Daha sonra bunları ifade eden sözcükler ve dil ortaya çıktı. Bu bakımdan dilin gelişmesinin anlaşılması için şekilleri, hiyeroglifi iyi incelemek gerek. Dilbilimde ‘Yapısalcı Teori’ kavramları ifade etmek için rastgele sözcükler, rastgele harfler seçildiğini ileri sürdü. Oysa dil rastlantısal olarak değil, nedensellik içinde gelişmiştir. Yapısalcılığın hakim olması dilbilimi köklerinden kopardı. Bununla ilgili bir konu olarak: Türkçe öteki dilleri köklerinden etkilemiştir. Tüm sözcüklerin tarihsel, nedensel bir kaynağı vardır; büyük bölümünün kök ortaklıkları vardır. Nostratik teori doğrultusunda bu gerçekler ortaya dökülmeye başladı.” (1)
Süleymanov insanlığın önce ay, daha sonra güneş tapınma kültünden geçtiğini, eski sözcüklerin büyük bölümünün bu kültlerle ilgili olduğunu iddia eder. Sözcükler ve gramer “kendisi ve karşıtı”, “o ve o olmayan” ikilemeleri üstünden gelişti. Süleymanov bu doğrultuda pek çok dilden şekillerle örnekler verir. İlk sözcükler ona göre ‘ay’ ve ‘boğa’ ile ilgili olanlardır: ‘muuu, buuu, mooo, booo’ (1). Turkish ‘boğa’, English “moon”?
Dilbilimle uzun yıllardır ilgilenen bir arkadaşım bazı yazarların görüşleri doğrultusunda Türkçenin en eski alfabelerle en iyi uyum sağlayan dil olduğunu ileri sürmekte. Eğer bu ispatlanırsa Türkçenin en eski dil olduğu da kanıtlanacak. Benden bu konuyu araştırmamı istemişti (Metin Uysal). Fakat “en eski” harflerle bunu kanıtlamak çok zor. En azından çok daha kapsamlı ve uzun bir çalışmayı gerektiriyor. Çünkü hiyeroglif zaten şekillerden oluşuyor ve somut olan şekil somut olan kavramla doğal olarak örtüşüyor. Sümer yazısı gibi çivi yazılarına gelince. Düz ve çıkıntılı çentik çizgilerden oluşan alfabenin kavramsal kodlarını çözüp hangi dille daha çok uyumlu olduğunu göstermek belki ancak gelişmiş bir bilgisayar programıyla mümkün.
Ancak soyutlamanın daha üst aşaması olan daha yeni alfabeleri birbiriyle karşılaştırmak elle tutulur sonuçlar verebiliyor. Keza bunlardan oluşan sözcükleri anlam, ses ve harf açısından karşılaştırmak görece daha kolay. (Eski Yunan, Etrüsk, Latin, İbrani vb. alfabeleri). Bizde dilbilimci Kazım Mirşan Etrüsk Alfabesi – Göktürk alfabesi uyumunu göstermişti örneğin.
TÜRKÇE ve ALFABELERİ
Türkiye Cumhuriyeti 1928 yılında uyarlanmış Latin alfabesine geçti. Bundan önce Türkiye Türkleri ve çok geniş coğrafyadaki Türkler ağırlıklı olarak Arap Alfabesi ve Kiril alfabesi kullanıyordu. Ondan önce Uygur alfabesi, ondan önce Göktürk alfabesi… Ondan önce Sanskrit, Hitit, Sümer ve başka birçok alfabe.
Türkiye Cumhuriyeti Latin harflerini kabul edince bir şey açığa çıktı: Latin alfabesi sanki Türkçe için yaratılmıştı. Tam bir uyum. Latin harfleri kullanan Avrupa dillerinin aksine artık Türkçe tamı tamına, sapmaksızın yazıldığı gibi okunuyordu, okunduğu gibi yazılıyordu. Her ses için yalnızca tek harf kullanılır ve hiçbir harf hiçbir sözcükte değişik okunmaz. Örneğin İngilizcede “Pacific Ocean” ismindeki üç ‘c’ de ayrı seslerle okunur. Türkçe okunuşlar ise her harf için sabittir.
Bu niye böyleydi? Çünkü ilk kez 7. Yüzyılda görülen Türk – Göktürk – Orhun runik yazısı Latinceye benziyordu. Etrüsk alfabesine daha çok benziyordu. Biraz da Yunan alfabesine benziyordu. Bu yazı birden bire nasıl belirmişti? Hiç yoktan, gizemli bir kaynaktan! Belli ki: Orta Asya’da 7. Yüzyıl ortalarında toplanan bir bilimsel kongrede oluşturulmuştu! Uzaydan geldiğini iddia edenler bile var. Şaka bir yana Türk ve Etrüsk kültürleri, dilleri arasında birçok ortak noktayı daha önceki makalelerimde yazdım. Etrüsk alfabesi de Türklerin kullandığı bir alfabeydi ve o da doğudan gelmişti. Ve bu Türklerin kullandığı ilk alfabe değildi.
Göktürk alfabesi ile Etrüsk, Latin ve Yunan alfabeleri arasındaki benzerlikleri 1, 2 ve 3 numaralı tablolarda görebilirsiniz.
İ – O – U
Bunu doğrulayan bir başka gerçek şudur: Bazı Latin harfleri şekillerine benzer kavramları ifade ederler. Örneğin ‘ İ ’ ve ‘ e ’, biraz da “ I ” harfi… “Sivri”, “ince”, “küçük” olmayı ifade eder. “Sivri” ve “ince”yi gösteren sözcüklerin büyük çoğunluğu “i” ile başlar veya “i” içerir. Bu İngilizcede de vardır ve yoğundur. Latince, Almanca ve başka dillerde de vardır. Ancak Türkçede oransal ağırlık daha fazladır. Türkçede incelik, sivrilik, küçüklük gösteren sözcükler bir bütün olarak, son ekleri ve bağlantılarıyla ince sesler içerir. Kuşkusuz Türkçede büyüklük, kalınlık gösteren ve ‘ i – e ’ içeren sözcükler de var. Fakat sayıları çok az. Keza, incelik, sivrilik anlatan ve kalın harfler içeren sözcükler de var. Bunların da sayısı çok az.
Başka bir ilginç düzenli ilişki ‘ o – u ’ ile yuvarlaklık, ovallik, dönme arasındaki ilişki. ‘ İ ’ deki kadar bol örnek vermedim, ama var olanlar kesin bir ilişki gösteriyor.
Ünlü harfler ağızdan çıkarken bir engelle karşılaşmazlar, bu yönleriyle sessiz harflerden farklıdırlar. Türkçede sesli harfler de kendi aralarında birkaç boyutta birkaç kategoriye ayrılırlar. Kalın sesliler: a, ı, o, u; ince sesliler: e, i, ö, ü. “Kalın sesli” harfler ağızdan çıkarken dil geriye doğru çekilir. “İnce sesli” harfler ağızdan çıkarken dil ileri doğru itilir. Sesli harfler düz-yuvarlak, geniş-dar olmalarına göre de sınıflandırılır. “Düz sesli harfler” dudaklar düz konumdayken ağızdan çıkar, “yuvarlak sesli harfler” dudaklar büzülürken ağızdan çıkar (Dudağın ‘O’ şeklini alması). “Düz sesli harfler”: ‘a, i, ı ve e’ harfleridir. “Yuvarlak sesli harfler”: ‘o, ü, u ve o’ harfleridir.
Başka deyişle sözcüklerde olduğu gibi harfler de rastgele keyfe ve tesadüfe göre saptanmamıştır. Burada da maddi ve şekilsel bir nedensellik vardır. ‘ O – U ’ yuvarlak olanı, döneni daha iyi anlatır. Latin harfleri ‘ O ’ ve ‘ U ’ Türkçeyle, Türkçe sözcük ve telaffuzla tam uyum gösterir. Gerçi Göktürkçe ‘ O – U ’ yuvarlak değil, köşelidir ( > ). Ancak eski Uygur alfabesinde bu harfler yuvarlaktır:
Bir not: Göktürk alfabesinde ‘ ↓ ’ : ‘ok’ . Muhtemelen piktogramların, hiyeroglifin soyut alfabedeki son somut kalıntılardandır. Ok: arrow. Belki de ‘okey’ işaretinin ilk biçimi, belki “oku: read, look”un ilk soyutlanışı.
Sözcük örneklerini aşağıda 1 ve 2 numaralı listelerde verdim.
Liste - 1
‘ İ – e ’ Harfleri ve “ İncelik – Sivrilik – Küçüklük ” Gösteren Bazı Sözcükler
Kırmızı olanlar Türkçe, kahverengiler İngilizce, yeşiller Latince. Bu makaledeki konumuz bu değil, ancak geçerken gördüğümüz sözcük örtüşmelerinin bazılarını belirttim.
İnce, yince: thin, fine, slim, lean / tenues, tenvis, tenuis / ince > lean > thin / lean > yalın (2)
İpince: very thin, thinly
Nezik: thin, fine, slim, lean / tenues, tenvis, tenuis (2)
Diren: thin, fine, slim, lean / tenues, tenvis, tenuis (2)
Niske: thin, fine, slim, lean / tenues, tenvis, tenuis (2)
Leski: thin, fine, slim, lean / tenues, tenvis, tenuis (2)
İçke: thin, fine, slim, lean / tenues, tenvis, tenuis (2)
Sivri: pointed, sharp, edged, spiry / spicatus, acer, acuti / spiry > sivri / spiry > bur (twist, bore) (S law: bir önceki makaleme bakınız) (3)
Küçük, kiçi, kiçicük: little, small, micro / parvus, brevis, minutus
Bica (Altaic): little, micro / bica > micro
Cik, çik: Turkish diminutive suffixes
İğne: needle, stinger, pin, sting / acur
İp: string, cord, rope / filum, funiculus, funis
İplik: thread, yarn, fiber / filum, linum
İlik: marrow / medullis
İğ: spindle, thread / fusum, filum
Diken: thorn, spine, brier, prick / spina, spinis
Dik: steep, upright, perpendecular, erect, right / arduus, rectus, erectus / erek, erik (Etrusk) (4) / steep > tep (strike, kick) (S law) (3)
Direk: pole, post, pillar, beam / polus, trudis, stips, asser, columna, pila, trabem, trabs / trudis, trabs, tree > tura, terek, tirek, direk > dura > duran / tiga, tic, tic, tigi (Etrusk): stem, stalk, shoot, trunk (4)
Delik: hole, bore, prick, leak / foro, foramen, terebro, perforo, hiatus / delik > leak
İnik: thin, flat / plana
Dil: a thin piece of a tool
İbre: pointer, needle / pinna, acus, index
İki, ikinci: two, second / duo, secundo / ( double perpendicular line: II ) / second > ikinci (S law) (3)
Bir, birinci: one, first / unus, primis / ( one perpendicular line: I ) / one: ön (front, first) / bir > pri, pro
Dil, dilim: slice, fine cut, thin piece / scalpere, segmentum
Çivi: nail, wedge, gib / clavus / gib > çivi
Biz: reamer
Biç: reap, cut, chop / meto, caesa, secare / biç > butcher
Çizgi, çizik: line, drawing / linea, graphice, scriptio / pinca, pincim (Etrusc): script, draw
Çise: drizzle, proin
Çiy: dew / ros
Titiz: meticulous / adcuratus
Çim: grass, lawn / gramen
Çiş, işe: pee, urine, wee, piss / lotium, pissiare
Tiz: shrill, strident
Zil: bell / campana , tintinabulum, nola
Çüp, çöpik, çubuk: rod, stick, strip / cippus, virga / çubuk > cippus ( -k > -s law) (2) (Mustafa Celalettin Paşa) (1869)
Sicim: string, cord / filum, chorda, ligamen
İpek: silk / sericum
İbrişim: thrown silk
Şiş: skewer, spit
Titre: shake, chills, flicker, shiver, tremor, tremble / tremor, succusus / titre > tremor
Tel, til: one piece of hair, feather, wiry, wire, string, fiber / pluma, pinna, filum
Çil: freckle, fleck / makula
İbik: comb, crest, peak / apicem, apex, crista / peak > ibik
Cida, çıta: slath, lath
Tiriz: slath, lath
Cirit: javelin, dart / iaculum, pilum, telum / iaculum > ok (arrow) / arrow: pina, pini, pine (Etrusc) (4)
Yiv: slot, groove / stria
Tiğ, tığ: sword, sword tip, pointed tip / tic, tiga, tige, tigi (Etrusk): sword, knife; tiğ > tic, tigi (Etrusc)
Çivit, çiğit: seed, seed dye / semen, granum / çivit > seed
Çiğirdek, çekirdek: seed / semen
Kiriş: chord, arrow (arc) chord / fidis, nervus, chorda
İlmik, ilmek: loop, stitch / loop
Cin, din, tırek, tirek: peak, summit, top (2) / zirve > kim, kimi, cim (Etrusc) (4) > cin, din
Kes: cut / caesa, secare / “PIE root”: ‘kes’ / kes > kes > secare > caesa > cut
Cılız: thiny, thin, slim / tenuis, tenues, gracilis
Türkçede “ince”, “sivri” organ isimleri çok büyük çoğunlukla ince seslidir.
Dil: tongue / lingula
Diş: tooth, teeth / dens, dentes / tooth > diş > dens, dentes ( th > ş )
İncik: thin part of the lower leg near the ankle
Diz, bilek, dirsek: knee, wrist, elbow / genu, carpi, ulna / ulna > el (hand, arm)
Sinir: sinew, nerve / nervi, nervus / sinir > sinew
Kirpik: eyelash, cilium / cilium / cilia > kıl
Kıl: hair, bristle, trichome / capillus, crinis, trihome, seta / cilia > kıl
Tüy, tüg: feather / pluma, pinna / pilus (Etrusk): hair, fur (4) / fur > börk (hairy animal skin headgear) > beret ( -k > -t law) (2) / böri: wild animal > bear
Deri: skin, derma / deri > derma
Türkçede bazı “ince” hayvan isimleri
Civciv: chick
Böcü, böcek: bug, insect, beetle / cimex
Sinek: fly / volare
Ferik: chick, chicken, a kind of fruit, little, fresh / pullus / ferik > fruit ( -k > -t law) (2) / ferik > fresh ( -k > -s law) (2)
Bilik, piliç: chick, pullet / pullus / bilik > pullus, pullet ( -k > -s, -t law) (2)
Encik, encük: puppies of dogs and dog similar animals
Tilki: fox, wixen, tod / vulpes
Kirpi: hedgehog, porky / eris, ericious
Pire: flea / pulicis
Bit: louse / pedis / bit > pedis
Liste – 2
‘ O – U ’ harfleri ve yuvarlaklık, dönme gösteren bazı sözcükler
Top: ball, roll / sphere, pila, globus
Top: cannon
Tomur, tomurcuk: bud, button / germ, button / tumour > tomur
Topak: pellet, lump / globulo, offa
Yumurta: egg / ovum / (oval)
Yumru: tuber / tuber / tuber > top, tomur / glomus > yumru
Omur: one piece of vertebra
Omuz: shoulder / humero, umero / umero > omuz
Om: head of bone, round head of bone
Yuvarlak: round / circum / circum > sar (surround)
Yuva: nest, hole / nidus
Dolu: full / plenus / plenus > bol > poly (very much) > plenty
Dolu: hail (fall)
Obur: glutton / glutto, gulusus, gumia / obese > obur
Topuk: heel / calcaneum
Boncuk, moncuk: bead / bead, globus / globe > global > globus / moncuk > moon ?
Tümsek: bump, mound / tuber, tubur, tumulus / tumulus, tuber > tümsek, tomur
Polçok, bolçok (Altaic): ball / globus / polçok, bolçok > ball
Bultay, bultak (Altaic): swelling / tumor / büllöz (Latin, Greek medical term: swelling); bül > bultay / swell > şiş ? / tumor > tomur
Dön: turn / verto / turn > dön, tur
Yuvarla: roll / roll / oro (Altaic) > roll; tolon (Altaic) > rollen
Oğul: swarm of bees, cluster of bees
Toplan, toplantı: gather, be together, meeting
Bol: round, loose / laxo
Oyuk: bore, hole, cavity / foramen, cavum
Oluk: groove, gutter / sulcus, canalis / sulcus > oluk, su oluğu / gutter > gider
Kovuk: hole, cavity, cave / cavum / cavum > cave > kovuk
Çubuk: tube / tubus, tubulus / çubuk, tsbuk > tubulus > tube ( ç > ts )
Kova: bucket / aquarius / aquarius > kova; aqua > akış (flowing)
Kovan: hive / alvus
Tur: tour / tour / tur > tour
Dolaş: go around / circumirent / circumirent > sarmal
SONUÇ:
Türkçenin Latin alfabesine tam uyumu rastlantı değildir. Latince Türkçe kökenlidir.
Kaynaklar:
1- Olcas Süleymanov, Yazının Dili, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 2001
2- Adnan Atabek, Güneş Dil Kuramı, FB group
3- Kaan Arslanoğlu, Transition Laws of Turkish as a Founding Language to Indo-European and Other Languages: https://www.academia.edu/85054513/Transition_Laws_of_Turkish_as_a_Founding_Language_to_Indo_European_and_Other_Languages
4- Mel Copeland, Indo-European Table Alphabetical Index Parts 1-11 : https://www.academia.edu/40140698/Copeland_Indo_European_Table_parts_1_11_
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
kaan arslanoğlu 18.09.2022
Teşekkürler değerli Fahri Kumbul ve Çetin Kayaoğlu. Fahri bey pacific sözcüğünü düzelttim, sağ olun. Saygılar, sevgilerimle.
fahri kumbul 16.09.2022
Kaan Bey kutlarım. Onur duyduk. Umar ve dilerim etkisi büyük olur. İngilizceyi kesinlikle sizden az bilmeme karşın yine de dayanamayıp cüret ettiğim küçük ve önemsiz bir düzeltme için beni bağışlayın. Şöyle ki; "İngilizcede “Pasific Ocean” ismindeki üç ‘c’ de ayrı seslerle okunur." cümlenizde verdiğiniz örnekte iki "c" var:):); doğrusu 'Pacific' olan sözcük, yanlışlıkla, (dalgınlıkla) Pasific yazılmış olsa gerek. Saygılarımla.
H.Çetin Kayaoğlu 13.09.2022
KAAN BEYİN SÖYLEDİKLERİ DOĞRUDUR BU KONUDA DETAYLI BİLGİ MERHUM KAZIM MİRŞANIN "YAZI İŞARETLERİ" , "PROTO TÜRKÇE HAKKINDA KONFERANS" ,"BUGÜNKÜ AVRUPA DİLLERİNDE ETRÜSKÇE İZLERİ" , " PRO-TÜRKÇE YAZITLAR" ," ERKEN TÜRKLERİN SKANDİNAVYA YAZITLARI" ,"BOLBOLLAR" , "ERKEN- TÜRK DEVLETLERİ VE TÜRÜK BİL" , "ALFABETİK YAZI BAŞLANGICI" , " BUGÜNKÜ AVRUPA DİLLERİNDE PROTOTÜRKÇE İZLERİ" ,"HİEROGLİFLER" ,"ERKEN TÜRKLERİN ANADOLU YAZITLARI" , " PRA-MISIR HİEROGLİFLERİ" , "ETRÜSKLER" ADLI KİTAPLARINDA ÇOK DETAYLI ANLATILMIŞTIR. KAAN BEYE DE BU KONUYA DEĞİNDİĞİ İÇİN TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM. H.ÇETİN KAYAOĞLU E-MAİL ADRESİM heceka@gmail.com