BİR PRO-TÜRK-SAMİ-HİNT-AVRUPA DİLİNDEN SÖZ ETMENİN ZAMANI GELDİ

BİR PRO-TÜRK-SAMİ-HİNT-AVRUPA DİLİNDEN SÖZ ETMENİN ZAMANI GELDİ

Martin Bernal “Kara Atena”da Eski Yunan dilindeki sözcüklerin yarıdan hayli fazlasının Mısır, Fenike, Sami dillerinden geldiğini söyler. Bu açık gerçeğin gizlenmesini 1800’lerde beliren Avrupa ırkçı sosyal bilimlerine bağlar. Aynı güçlü baskı bugün de sürmekte.

Cassell’s New Latin Dictionary, (Latin English-English Latin) D.P. Simpson, M.A. Eton College, Funk&Wagnalls Company New-York 1960.. 883 sayfa..

Bu kitabı baştan sona karşılaştırmalı olarak okudum.

Latin dili üstündeki Arapça ve Türkçe (ayrı ayrı) etkisi hayret verici boyutta.

Dolayısıyla Arapça etkisini, çok daha sonra gelişen İslam uygarlığı - yayılmasıyla açıklama olanağı bulunmuyor. Veriler Bernal’i doğruluyor. Arapçadan sadece bazı çarpıcı örnekleri verdim aşağıda. Bilindiği üzere Arapça Hint-Avrupa ailesinden bir dil değil. Eee, ne olacak şimdi?

Türkçe örneklerin büyük bölümünü aşağıda sıraladım. Tamamı değil. Türkçe kökenli sözcüklerden 10 tanesi tarımla ilgili. Bu da Türkçenin Eski Yunan’dan önce tarımla kaynaştığını gösteren güçlü bir kanıt. Bizim kuramsal savımızı destekliyor.

Bu arada Güneş-Dil kitabımızın kuramsal bölümü bitmek üzere. Güneş-Dil atılımına (1936) amaç, yol ve yöntem bakımından ciddi eleştiriler de getireceğiz. Ama kuramın, özünde doğru bir sezgiyle oluşturulduğunu düşünmekteyim.  Sözlük kısmı da büyük ölçüde tamamlandı. En son aşamada (yakın zamanda) “yetkili kurullarımızda” elimizdeki sözcükleri tek tek gözden geçirerek son listeyi hazırlayacağız. 

LATİNCEDE TÜRKÇE ETKİSİ:

Abilis: Yapabilmek son eki. Aequabilis, aequbilitas: Eşitleme, eşitlenebilir;  Durabilis: Durabilir, durabilme; Amabilis: sevilebilir; Debilis, debilitas… Yapamamak…

Abalieno, abdico, abdo: Abdal? (Arapça)

Aberro: Sapan, farklı giden, yoldan çıkan.. Öbürü

Abollo: Aba (Arapça)

Accedo, accido: Kaza, aksilik.. (Arapça)  Aksaklık (Türkçe)…

Accomodo: İkamet (Arapça)

Acesco: to grow sour.. Acılaşmak, ekşimek..

Acid, acies… : Sour in taste.. keskinlik… Acı..

Actio: Eylem, hareket… Akmak, akı…

Addo: Biringing to, to place, to give to.. Adamak?

Addico: to assent to, to promise favaourably, to award… Adamak, adanmak?

Aestimatio, aestimo: Kestirme, tahmin..

Ager: Tarla.. Akar (Arapça), Karık Türkçe, Yer

Agilitas: Hızlı, acil, acele (Arapça)

Aio: Söylemek, to say, Eski Türkçe: Ay..

Ala: Alay .. Ordu birimi..

Albus, Alba: White.. dead white.. Albız beyazı? Albız: Can alan Türk perisi..

Alibi, alienatio, alienus, alieno: Yabancı, yabancılaşma… El.. Elleşme..

Alius: Another.. El..

Altus, altum: Yüksek veya derin… Altu: İlk, birinci? (Eski Türkçe)

Alter: Seçenek.. Altaçu, Altaç, Altamış: Aldatıcı, hile.. ?

Amabilis, amabilitas, amatio, amator, amicus, amor, ambitious, amo: Love..

Amrak: Sevgili

Anilis, anilitas: Old woman.

Anima, animal: Can, canlı.. Ana? Umay ana ?

“Anim-al” daki “al” yapı eki de Türkçe ile ortak.

Ante: Önce?

Apparo: to get ready, provide.. Aparmak (Farsça)        

Aqua: su.. Akan akıcı

Area: Alan, yer.

Ascendo, ascensus: Tırmanmak, yükselmek.. Asılmak, askı, yükselmek ile bağlantısı. A-scendo diye “a”yı ayırınca, elimizde “scendo” kalıyor ve “yükselmek, asılmak” için ve iş bozulmuş gibi oluyor. Ama tam öyle değil. Ön ekler işi biraz karıştırıyor, fakat bunlar zaman zaman konup kaldırılabilen ekler sözcüklerde. Tarih içinde çok sayıda değişim gösteriyorlar. Üstteki Farsça “aparmak” ile “apparo” sözcüklerine bakın. Baştaki “ap” eki aynılığı bozmuyor. Ya Farsçada da var aynı ek veya eksiz olarak kelime oluşmuş.

Ap eki Apparo veya paro anlamını fazla değiştirmiyor. Sadece kuvvet katıyor. Bizde de var: Ap-açık…  

Asina: Dişi eşek. Bizde Asena dişi kurt. Fakat bu “kurt ana” efsanesi pek çok ilk kavimde aynen ortak. Kutup insanları, Baltık insanları, Türkler, Etrüskler, Roma… Bu da ortak dil kuramını güçlendiren temel kültürel ögelerden biri.

Asinius: Bir Roma soylu soyadı.

Ass: Eşek

Atavus: Dedenin dedesi.. onun dedesi.. Ata, atalar…

Athamania: Epirus’ta bir bölge..

Athletos: Atmak, atlamak, atılmaktan mı gelir?

Augeo: Artırmak, büyütmek… Ok-Og: Eski Türkçe doğurmak, meydana getirmek… büyütmek?

Aura-air: Hava.. ağmak?

Aula: Hayvan barınağı, ağıl. Ağıl: Nişanyan’a göre de eski Türkçe…

Autumo: to say, assert.. usually of doubtful statements.. Tam anlamıyla “atmak” “atmasyon” tarif ediliyor : ))

Balineum, balneum, balineae, balneator, balnearius: Banyo ile ilgili sözcükler. Türkçe’de ba veya bal ile başlayan sözcükler suyla ve su havuzu, gölle ilgili: Batak, balçık, banmak, batmak, balık, balak… 

Balsamum: Şekerli ağdalı sıvı, reçine vb.. Bal

Baltheus: Silahları muhafaza eden kişi.

Achilles: Aşil.. Aşık.. Aşil tendonu topuk kemiğine bağlanır. Bizde buradaki bir  kemiğe aşık kemiği denir.. ne rastlantı?

Basis: Basılan yer. Zemin…

Baubor: to bark gently.. hafifçe –kibarca!- öksürmek mi? Havlamak mı? Bağırmak mı? Böbürlenmek..

Bellicus, bello, belua: Savaş, vurdu kırdı işleri… Bela (Arapça)

Bene, beneficarius, beneficium: İyilik, lütuf, ihsan… Eski Türkçe Benek: Hediye, armağan…

Darius Codomannus: Pers kralının bu ismine ne diyeceksiniz! Kodaman.. Türkçe

Caput: Kafa tüm Hint-Avrupa dillerinde benzer anlamda.. Kefal.. Sefal vb.. Fakat “Kafa” Arapça.. Hani Hint-Avrupa ailesinin namusu? “Kafa”yı Türkçe kabul etmeyelim, ama birkaç şey kafama takılmakta. “Kabak” niye kabak? “Kap”tan mı? “Kep” sözcüğü de kafa kaynaklı. Peki eski Türkçe saç, kafa döküntüsü olan “kepek” neden kep-ek? Keptik: Eski Türkçe latif, şakacı, müsavi (sceptic?); yani keptik.. kafalı.. akıllı.. Kopan: Ulu, yüksek;  Kepke: örnek; ayrıca “kof” sözcüğünü  bir düşünün. Boş kafa…

İmmunio, emunio: Emin (Arapça)

İugo: Couple.. İkili..

Boia: Boyun bağı.. Bağ.. Boyun?

Boreas: Bora

Boarius, bovarius: Relating to cattle.. Boğa..

Caedo: to cut, to kill. Katl, Katletmek, katil.. (Arapça)

Caesim: Kesim. With cutting.. With the edge of the sword. Keserek, kılıçla öldürme… yenme…

Canis: Köpek. Bizde Kancık: Dişi köpek.

Captio, captatio, captator: Almak. Kapmak…

Cano, Cantamen, Canto, Cantus vb.. : Şarkı.. Fakat neyle tanımlanıyor şarkı? İncanto.. İncantation: Büyü, büyüleme, sihirli sözler söyleme, afsun töreni, afsunlama… Aktörler, kuşlar söylüyor, ama sirenler, cadılar söylüyor asıl. “Kandırma” ile bir bağlantı? Düşünün…

Carbo: Karbonun karbosu. Yanmış odun Latince tanımı. Kara?

Casa: Ev, kulube… Koza, kozalak, kozan (kazan)…

Collum: Boyun

Cornu, corneus: Boynuz

Damno, damnosus, damnum: Felaket, lanet.. Demon.. iblis, şeytan, kötü ruh ile ilgili. Tamu: Eski Türklerde yer altı, cehennem…

Daps: Kutsal şölen, festival.. Tapmak.. Tapı..

De eki: Bazı anlamları Türkçe “de” ekini karşılıyor. “de die”… in the day time…

İn eki: İçine, içinde vb… Bazı kullanımları Türkçedeki “in” yapısıyla aynı. Yapınca, edince, gidince… Onun…

Cor, corolla: Çiçek tacı. Korba: Filiz.. Konca: Gül… ?

Delino, deliratio, delirus, deliramentum… : De-liris yoldan çıkmak.. Deli ile ilginç bir örtüşme?

Dormire: Udumak.. Uyumak… Uyumakla udumak farkını ve değişimi görün, ona göre karar verin.

Catellus: A little dog : ))) ; Catulus: Younger animal, dog.. Aynı sözcük dilden dile geçerken anlam kaymalarına uğruyor bazen. İngilizce sığır… Olmuş küçük köpek, genç hayvan..

Caurus: Karayel

Causa: Kaza (Arapça)

Certus: Kesin, sağlam… Sert?

Cessio, Cesso: Ara vermek.. Kesmek?

Ceu: as, like as.. ise?

Circino, circinus, circuitio, circuitus, circulatim, circum, circumaco, circumdu, circus ve daha onlarca sözcük: Sarmak, sarmal ile ilgili.

Civic: Yurttaşlıkla ilgili Civil. İyi ruh, arınmış ruh ? eski Türkçe..

Co ön eki: Yapmak, üstüne katmak, koymak, eklemek, birlikte.. Koymak?

Caepto: Eagerly beginning or under take.. Kaptırmak? : )))

Coetus: Meeting together. Birlikte etmek..

Cogito, cognitis: Düşünmek.. İçine gitmek.

Gnarus: Öğrenmek… g-n-r…

İter: Gitmek; İto: Go… git…

Com ön eki:  birlikte. Kamu?

Concissio: Kesmek

Conecto: Birleştirmek.. Eklemek.. eco ek?

Communio, communis: Kamu ile ilgili. Ortak. Evrensel.

Denuo: Again.. deneme?

Dicio: Power, sovereignty  Diklik?

Dico, dictio: Demek, söylemek.

Dicte: Bir dağ Girit’te.

Digero: Diğer… Ger Türkçede yön, istikamet demek.

Gerro: To carry on, conduct, manage…

Dignatio, digno, digner, dignus vb..: Vakar, onur, asalet, güven, yüksek mevki vb..  Arapça Din: Tanrı’ya, kutsal kavramlara inanç… Türkçe: Dinlemek.. Türkçe Din: Bir şeyin en üst, yüksek noktası.

Dolo, dolon: Mızrak, kılıç.. Tolum Eski Türkçe: Savaş aleti..

Domus: Ev, dam..

Donatio, donarium, dono, donum: Donatma… Don.. birinin giyimini sağlamak. Askeri giydirme, teçhizatlandırma…

Dorsum: Back of the animal. Ters. Terki…

Durus, durateus, durabilis: Sert, tahta gibi, sertleşme, sağlamlaşma… Durum, durabilirlik, sağlamlık, dayanıklılık.. 

Ecce: İşte

Edo: etmek

Edolo: Tamamlamak. Doldurmak, dolu…?

Educatio: Edgü, Edige: Eğitmen öğretmen… ?

Asperitas: Harsh.. Haşin (Arapça) Lütfen sözcük değişimlerindeki haşinliğe bakınız. Aynı kök, İngilizce ve Arapça… Belki Latincedeki de aynı yerden çıkma. Çok farklılar, ama bakmaya alışan aynılığı görüyor.  

Eu, Eugo: Good. Well done.. İyi…

Gelu, gelo: Soğutan, donmaya yol açan, dondurucu. Yel?

Gena: Çene

Gladius: Kılıç.. Gılınç

Horror, horribilis: Korku

Honos, Honorus, Honora, honestus vb..: Onur.. ün.. nam..

İlla, illud, ille: 3. Tekil ve çoğul şahıslar… Türkçede o, eski Türkçe: Ol

M: Birinci tekil şahıs belirteci. Latince “me”, Türkçe m, “Ben-im”.

Te: İkinci tekil şahıs.. Türkçe sen

Vos: Siz

Nos: Biz

İllic, illim, illine: That place.. İl, yöre… ?

İmago: İm…  İmge..

İste, istic, istinc, isto: Over there.. That of yours…  İşte ?

Large, largus: Çok, fazla… Türkçe “ler-lar” eki?

Liqua: Sıvı… Akıcı

Mare: Deniz… Müren: dere, göl…

Mürena: Bir deniz balığı, bir Roma sülalesi.

Mandra: Türkçedeki Mandıra aynı kelime. Türkçe Latinceden aldı kabul edelim. Manda? Başka dilde yok…

Mel: Bal

Mora: Space of time.. Delay, hindrance.. Ara?

Mittere: Göndermek.. Eski Türkçe ıt-it: göndermek

Mucus: Sümük

Ne: Ön ek. Olumsuz… Türkçede de var.

Nec, nequeo: Olumsuz ön ekler. To be unable… Ne var ki…

Nefas: Arapça Nefis sözcüğünün tamamen aynı anlamlısı. Kişinin arzuları..

Obesitas: Ob-Esitas… Oburluk. Farsça köken olduğu iddia ediliyor. Öyle kabul edelim. Sözcük yapısı, önek-kök farkı kalmamış! Belki de yokmuş?

Obruo: Düşmek, çökmek… Obruk: Yer çukuru. “Oprı” Türkçe oyuk, çukurdan geldiğini söylüyor Nişanyan. Demek ki Türkçe asıllı sözcükte de “Ob” “Oprı” bulunabiliyormuş. Oprul: Çökmek, çukurlaşmak… Oyulmak… 

Oblique: Ob ön ekine dikkat… Eğri bükülmüş eğik .. Ob oymak

Ora: A region, country.. Ora…

Os: Face.. Yüz..

Ordinatio, ordo, ordino: Düzenle ilgili sözcükler. Ordu kökenli.

Par: Her, ker, kes… Her-kes..

Pes: Foot.. Bas basmak..

Plaga: Flat surface… Ablak..

Prae: Before, in front.. Beri..

Presso, pressus: Baskı, basmak..

Primus, prior, prius, pro: Birincil, ön... One: Ön: Birinci

Prone: Öne çıkan…. Ön çıkıntı.. Burun?

Purus: Parlak, temiz, saf… Pür… Parlayan..

Quam?: İn what way? Han-ki? Ouando?: Ne zaman? Kaç zaman? Qu? Quis? Haçan, Kim? Quot?: Kaç Que, Quod: Kim, kangı, kaçang?

Reddo: Ret (Arapça)

Risus: Sırıtmak?

Sacer, sacrum, sacra, sacrarium vb.. : Kutsal, adanmış, korunmuş… Saklı

Saeve, saevio, saevita, saevus: Öfkeli, kudurmuş, azgın… Savaş…

Sagitta: Ok Sağdak: Okluk

Saliva: Salya… Salya salınandan kaynaklı..

Salio: to spring, jump bound, leap… Salmak ?

Salum, salutaris, salus, salitatio, salvus, salveo: İyi olma hali, sağlık…

Sanguin: Kan.. San.. Soy.. Kan..

Sanitas: Health Sağlık insane: Hastalıklı, deli…

Salutatio: Selam. Muhtemelen sağlık dileğiyle ilgili. Ziyaret sırasında sarf edilen söz.

Sonus: Sound, healty, ses… Sono: Ses, ün, san

Sapo: Soup sulu yemek, çorba…

Sarcina: bağ, boğça, Portable luggage.. Sargı

Sarcinatus: Sarmak, yüklemek..

Sarcio: Onarmak, yamama… Sarmak…

Sarmentum: Sarıcı bitki..

Scalea: basamak merdiven.. Seki

Scaena: Tiyatrolarda yüksek platform.. Seki

Schola: Okul.. Okumak kökünden…

Scissus, scissura: Kesmek  

Scio: Knowing.. bilmek.. Saymak… anlamak.. Sak: kafa; Sak: akıl, anlama

Scribo: Kertmek, yazı. İlk yazıları düşünün. Türkçe: Kertik

Sensus, sentisco: Sezgi, sanı…

Serius: Ciddi, önemli, vakur… … Serim: Sabır, metanet

Cedo, cedere, cessi: Gitmek

Sero: Tohum serpme,

Si: İse

Sido: Sit.. Oturmak

Sitis, sitio: Susuzluk..

Sobrius: Sabır (Arapça)

Socio, Socius: İlişki, ilişkili, sosyal, sokulgan?

Simul: Şimdi, aynı anda…

Sorbeo: Absorb.. Sor: emmek

Sudo, sudatrix, sudore: Ter

Sudus: Kuru, nemsiz, susuz.

Sulco, sulcus: Saban izi, yarık, tarla sürmek..

Tactus, tactilus: Dokunmak, tokunmak

Tergum: Back.. Terki.. Arka

Tinnio-tinnitus: Çınlama, tınlama, tını

Tonus: Tını

Tremisco, tremeor: Titreme

Tumulus: Tümsek..

Ulula, ululo, ululatus: Uluma

Unus, unio: One… Bir, ön…

Quit: Çıkmak, gitmek…

Dens: Diş

Um: Ek Latincede ad yapan "-um, bell-um = savaş" eki gibi Türkçede de eylem kök veya gövdelerine gelerek somut adlar yapan bir "-um" eki vardır : "doğ-um, sok-um, oy-um" gibi. "al-ım, sat-ım, kal-ım, öl-üm, sür-üm, ver-im, dür-üm, giy-im, dil-im" gibi.
Us: Ek.. Türkçedeki “-ış"  eki de Latincenin "-us" ekine benzer. Kalk-ış…

Kaan Arslanoğlu


Yorumlar

Maximum : 1000 Karakter / Karakter Sayısı: 
0
Yorumlara gerçek ad ve soyadınızı yazmanız onay kolayllığı sağlar.
Mail adresinizi yazmanız keyfinize kalmıştır. Yorumlarınızın onaylanması da
editörlerin tamamen keyfine bağlıdır. Yılların deneyimi sonucu bu bizde böyle.
  • arif yavuz aksoy

    arif yavuz aksoy 13.04.2017

    kaplan'ın gavurcası ne? tiger, tigger, tigris falan. neyden türemiş? en eski farısi kökten. neymiş o? tigri. tig ne? ok imiş göya. bizdeki tığ yani (tüfenk de tığ feng muhtemelen - yani, ok atan şey - ilk gurşunu tığ gibi düşünün; bakmayınız: hasan tahsin). bi daha düşünün bakalım. ne oldu? tığ - dik! çubuk. ama dikine çubuk. dikine çubuklu heyvan tigri oluyo işte. o da nooluyo? gaplan canavarı! heeeh! bu da kapak oluyo. sıkı kapatmak için... a.y.a. duramayız abi, telsim coştu bi keresss

  • arif yavuz aksoy

    arif yavuz aksoy 13.04.2017

    hep unutuyorum bunları göndermeyi. aslında yazsak, ayrı yazı çıkar. neyse. burdan yorum şeyediym. ingilizce'de serçe ya da küçük kuş anlamına gelen kelime ne? sparrow! wiktionary dahil olmak üzere, hintavrupa takanaklı tüm osuruk etimoloji kaynakları buna aryanik kök veriyo. peki, ben size soruyorum. arapça'da küçük kuş nasıl denir? ğusfur! s, f, r! p dönüşümünde anlaşılmayacak bişey yok. kim kimden almış? orası karışık! ispanyolca'da ördek nasıl denir? pato! arapça'da? batt! farsça'da? bath! gara-bat-ak nedir? bilen var mı? :))) arapça'da garga nasıl deniyo? ğğuraab (tek ğ - ayn, dublesi ğayn olsun dedim)! ingilizcesi ne? crow! ispanyolcası? cuervo (jose cuervo çok meşhur tekila markasıdır)! latincesi? corvus! bu da mı gol değil? haaa? bu da mı gol değil? köpekbalığının ingilizcesi ne? shark! arapçası? khirs! büyük beyaz'ın latincesi? kharkharyas gibi okunan şey. e bu da mı gol değil? ya boynuzun gavurcası??? horn, korn falan işte. arapçası? karn! e yuh! a.y.a. coşsss

  • Deniz Can

    Deniz Can 27.03.2017

    Kaan Bey ne zaman rahat olursanız, sıkmayın kendinizi. Çok teşekkürler. Saygılar, sevgiler.

  • Kaan Arslanoğlu

    Kaan Arslanoğlu 27.03.2017

    Kıymetli Deniz Can, bugün cevap vereceğim demiştim ama, bu dil çalışmasına birkaç gün sonra tekrar bakabileceğim. Birkaç gün daha erteleyelim cevabı. Sevgiler. :)

  • Deniz Can

    Deniz Can 16.03.2017

    Ocak fırının banyo kültüründe yeri önemli yıkanmak ile ilgili kelimelerde bu bağlantı olabilir diye düşünmüştüm, yazdığım kelime olmasa da başka kelimeler olabilir. Acer-acar, acsi-akis(?), adepto-zaptetmek, fıtrat-Filtrates(ing)-citra(latince), umarım bunlar olmuştur. Acsi nin anlamı ekşi sözlükte 'gibi' çeviri yapınca 'gerçi', size havale ettim. Saygı, sevgiyle.

  • Kaan Arslanoğlu

    Kaan Arslanoğlu 15.03.2017

    Değerli arkadaşlar, Türkçe diyoruz... Türkçe ve Latince... Türkçe ve Latince kök... Ayrıca "can" aynı zamanda Türkçedir. Tumultus iyi katkı.

  • Recep Cintek

    Recep Cintek 15.03.2017

    Genus: farsça "can", türkçe "tin". Serenus( latince): akşam sukuneti, serus: akşam, senenade (fransızca): akşam çalınan müzik, serencam (farsça): bir şeyin sonu, sermek: boşlamak, yaymak.

  • Deniz Can

    Deniz Can 15.03.2017

    Kaan Bey elinize sağlık. Nobiles-nobran, mundi-munis, labium-leb, tumultu-gürültü arasında ilişki olabilir mi. Clibanus ocak fırın demekmiş cılbanmak soyunmak anlamında kullanılan bir kelime bağlantı var mıdır.

  • Süleyman Sırrı Kazdal

    Süleyman Sırrı Kazdal 15.03.2017

    bu çok önemli çalışmadan sonra,bizden bir bok olmaz,insanlık tarihine ne katmışız,ne kültürümüz var ne töremiz vs. diyen sevgili evropa entelijansiyasının yandan ye... "türkiyeli" bar solcuları ne diyecekler acaba? tabii ki bişey demeyecekler.muhabbete devam.görülüyor ki insanlık hep birlikte kalkmış yürümüş ve dillerini kültürlerini oluşturmuşlar.kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.sevgili kaan arslanoğlu ,arif yavuz aksoy ve katkıda bulunan herkes büyük bir övgüyü hak ediyorlar.

  • Kaan Arslanoğlu

    Kaan Arslanoğlu 15.03.2017

    Değerli Fahri bey, bu saydığınız sözcükler Latince değiller ki... Saygılar.

  • Fahri Kumbul

    Fahri Kumbul 15.03.2017

    An, İnanna, Madonna, Meryem, Ana, Anne... Sözcüklerinin; kısaca ana, baba, kardeş sözcüklerinin bir çok dilde ortak köken birliğine de değinmek gerek; ya da değinmişsiniz de gözden kaçırmış olabilirim. Bir de Türkçe "bel" sözcüğü, belden su-döl gelmesi anlamında efendi, sahip, koca anlamındaki "Baal" tanrısından gelme ihtimali var mıdır?

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.