Kızılderililer Akrabamızsa Bu Neyi İspatlıyor?

Kızılderililer Akrabamızsa Bu Neyi İspatlıyor?

ABD Kurucu Başkanı Thomas Jefferson: Kızılderililer Türk’tür

Son uluslararası makalemde Kızılderili dilleriyle Türkçenin ortaklığını kanıtlıyorum. Bunu kanıtlamak Türkçenin en eski dil olduğunu kanıtlamaktır. Türkçenin Hint Avrupa denen dillerle yoğun ortaklığı biliniyor. Bu durumda tüm Avrupa dillerinin kökünün Türkçe olduğu da kanıtlanıyor.

Araştırmam sırasında rastladığım en ilginç kitaplardan biri 2012’de Donald N. Yates, tarafından yayınlanan “Çerokelerin Kökleri” adlı kitap. Bazı bilim insanlarının Kızılderili-Türk genetik akrabalığını ortaya koyan çalışmaları üstüne yazılmış. Giriş bölümünde aynı zamanda bir düşünür yazar olan ABD kurucu başkanı Thomas Jefferson’un görüşleri aktarılıyor. Jefferson başka bazı yazarlara karşı Türk-Kızılderili akrabalığını savunuyor. Bu kitapta bahsedilen başka bir yazar yine aynı görüşte olan Constantine Samuel Rafinesque.

Norm Kisamov’un günümüzde yayınladığı Abrar Karimullin’in uzun bir makalesinden de yararlandım. Bu makalede 1600’lerden başlayarak, 1800-1900’lerde yoğunlaşan ve günümüze dek süren aynı güçlü sav özetleniyor. Birçok kitap ve yayından söz ediliyor. Hepsi Türkçe Kızılderili dilleri akrabalığını savunan bu yazarlar tek tek anlatılmış.

Bazılarını sayarsak, Otto Rochrig (1819-1908), Stig Wikander (1908-1983), Benigno Ferrario (1887-1956), Georges Dumezil (1898 - 1986), John Josselyn (1638-1672), John Macintoch (published in 1844), Rolando Araujo Solis (published in 1965), Robert Gordon Latham (1812–1888), Karl Julius Platzmann (1832)…  

Bunların hepsi zamanının önemli dilbilimcileri ve Doğu bilimcileri… Bazıları unutturulmuş, unutturulamayanların Türkçe konusundaki görüşleri sansürlenmiş. Amerikalı ve Rus iki yazarın da bu sansür konusundaki görüşü ortak. Hatta kitabın bir tanıtım makalesinde başka bir Amerikalı yazar aynen şöyle diyor: Bu kadar çok somut kanıt karşısında artık bu bilgilerin Amerikan tarih kitaplarına girmesini bekleyebilir miyiz? “Öngörüm şu: Asla!”.  

İnsanlığın kadim göçlerinin genetik haritalarını çıkarma konusunda en büyük uzmanlardan biri Anatole Klyosov. O da Avrupa halklarının ağırlıklı olarak Asya’dan göç eden R1b geni tarafından oluşturulduğunu belirtiyor. Proto-Türklerin de bu grup içinde bulunduğunu söylüyor. Elbette bunu söylemesi “bilimsel” camiadan dışlanması için çok yeterli bir sebep. Klyosov bu halklara Arbin halkı, dillerine Arbin dili adı veriyor (R1b geni nedeniyle). Ona göre Avrupa dillerinde çok yoğun Proto-Türkçe bulunması son derece doğal.

Fakat burada benim işaret ettiğim şey gerçeğin başka bir yönü. Türkçe konuşanlar sadece R1b ile sınırlı değil. 10 kadar başka genetik grubu kapsayan çok yaygın bir aile Türkçe ailesi. Türkçe-Amerikan Yerli dil ortaklığı ağırlıklı olarak C ve Q haplogrupları üstünden gelişiyor. Bu haplogruplar Kırgızlar başta olmak üzere Doğu Asya Türk topluluklarında yaygın.

MATERYAL, METOD ve SONUÇ:

Bu çalışmada Maya diliyle ilgili iki; Atabaskan diliyle ilgili dört; Tlingit diliyle ilgili iki sözlük taradım. Ayrıca başka iki ayrı çalışmanın mini sözlüklerinden yararlandım. Öncelikle 207 maddelik Swadesh standart listesini kullandım. Bu liste en eski, kök, temel sözcükleri içerir. Bu liste dışında rastladığım çarpıcı örtüşmeleri de ayrı bir listeye aldım.

207 maddelik Swadesh listesine göre 125 temel sözcük birbiriyle uyumludur. 37 kesin uyumlu, 57 güçlü uyumlu madde vardır. Türkçe – Kızılderili ortaklığı gösteren sözcüklerin çoğunda, değişik Amerikan yerli dilleri sözcükleri de benzerdir. Bu duruma göre en kötümser tahminle en az yüzde 32 ortaklık bulunmuştur. Sibirya’ya yakın Türk lehçeleriyle özel bir karşılaştırma yapılsa bu oranın belirgin oranda artacağı kuşkusuz. 20 bin yıl önce birbirinden ayrılmış halklar için bu oranlar kesin kanıt anlamına gelen çok yüksek oranlardır.

Bizim dil bilimciler, tarihçiler önlerine konan Altay dil ailesi – Hint, Avrupa dil ailesi ayrımıyla oyalansın dursun, bu makaleme daha yeni yorum yazan Slovenyalı bir bilim insanı “proto-Türkçe 40 bin yaşındadır ve Avrupa dillerinin elbette kökündedir” diyor. Şimdi asıl büyük mesele: Atatürk’ün dil tarih tezini bile mahzenlere gömen bu Batı merkezli “bilim” karartmasını nasıl ve ne zaman aydınlatacağız? 

Kaan Arslanoğlu

MAKALEYİ VE SÖZCÜK LİSTESİNİ OKUMAK İÇİN: https://www.academia.edu/96648620/What_does_the_definit_commonality_of_Turkish_and_Native_American_as_the_oldest_languages_prove


  • kaan arslanoğlu

    kaan arslanoğlu 21.02.2023

    Özgür kardeşim, Avrupa dil ve tarih teorisi 1900'lerin başlarında Hint-Avrupa teorisince yeniden dizayn edildi, totaliter tarzda denetim altına alındı. Bu teorinin kurucularının asıl gayesi kolonyalizmi, sömürgeciliği ideolojik açıdan meşrulaştırmak. Birçoğu geçmişte açık açık yazdı. Avrupa'nın uygar ulusları vardır, üçüncü sınıf yarı insan halklar vardır: Zenciler. Bir de arada yarı ilkeller vardır: Türkler, Çinliler, Moğollar. Zencileri köleleştirdiler. Orada bir dirençle karşılaşmadılar. Ama en büyük rakipleri, en çok korktukları Türkler. Tarihi bir önyargı ve Batılı sıradan insanda bu hala çok güçlü. Batılı sosyal bilim ise artık açık açık ırkçılık yapamıyor. Ama daha kötüsünü yapıyor: Sürekli bir sansür ve gizli ayrımcılık, sürekli engelleme. Dünya halklarının eşit olduğu, hele atalarının Türk olduğu fikri emperyalist ideolojinin ölümü demektir, işlerine gelmez.

  • Özgür Coşar

    Özgür Coşar 21.02.2023

    Kaan Hocam, Dünyada konuşulan tüm dillerin tek bir kök dilden türediği ve bu kök dilin de bugün Türkiye'de hâlâ konuşulmaya devam eden dilimiz Türkçe ile çok yakın bağları bulunduğu dil bilimsel açıdan çığır açan bir keşif olur elbette. Ancak yazılarınızda bu keşfin özellikle görmezden gelindiğine yönelik tespitlerinizi okuyorum. Sizce neden?

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.