Felsefe
BU MUHALEFET İYİ BİR TÜRKİYE YARATABİLİR Mİ?
Toplumları ilerleten ya da onların sağlamca ayakta kalmasını sağlayan motivasyon kaynaklarına bağlıdır durum. Bir ulusta vatansever, ülkücü, özverili, halksever insanların oranı ne kadar fazlaysa o ulus o kadar güçlüdür, o kadar umutludur. Fakat bu temel insani değerler siyasi bazda üç etmenle birlikte var olur ve güçlenir. Dincilik, milliyetçilik, sosyalistlik (solculuk). Doğru ve ölçülü bir çizgideyse bu üç etmen de temel ahlakı kuvvetlendirir. Bu üç etmen birlikte var olabilir, çoğu kez de en azından ikisi birlikte var olur. Her üç etmenin de aşırı ve saptırılmış yorumları ise hem ülkelere hem insanlığa zarar verir.
Bugünkü iktidar - muhalefet kadroları ve tabanları açısından baktığımızda ise şöyle bir durum görüyorum: 2019 yılına kadar içinde yer aldığım muhalefet cephesi adı dışında solculuğun tüm temel değerlerinden uzaklaşmış durumda. Dinciliğin en olumsuz unsurlarını içine almışken dinselliğin pek çok olumlu değerine sırt çevirmiş halde. Zaten bir yandan tehlikeli dinci unsurlarla siyasi ittifak içindeyken öte yandan din düşmanlığı yaymakta. Vatanseverlik ve milliyetçilik ise yerini işbirlikçiliğe bırakmış. “Batı medeniyeti” hayranlığı ve işbirlikçilik zaten toplumlarda ilk saydıklarımız kadar güçlü başka bir motivasyon kaynağıdır. Ancak olumsuz güdüleme olduğu için onu ilk grupta saymıyorum.
Olumlu motivasyon kaynakları açısından iktidar tabanı ve kadroları içindeyse kimsenin inkar edemeyeceği bir gelişme söz konusu. Zaten olanca yıpranmışlıklarına karşın güçlerini de bundan alıyorlar. Birçok değer açısından bizim gibi bir avuç insandan hala çok uzaktalar, ancak ülke yararı ve nesnellik yönünden ele aldığımızda böyle şeyleri görmemek ahlaksızlık olur. (Ülke yararı ve nesnellik açısından bakmak: bu yaklaşım da artık bir avuç insanda kalmıştır ve o yüzden belirttiğim her şey sapına kadar gerçeğe dayansa da büyük bir tepkiyle yadırganıyor). Aslında iktidar tarafı bu üç temel etmende pek de ileri değil ama ülke tarihinde o denli yoksun durumdayız ki mevcut hal büyük fark yaratıyor. Örneğin anti ABD, anti AB damar, yerlilik yüceltisi hiç görülmediği kadar güçlenmiştir.
Kabaca özetlersem, bir tarafta bir yandan götürürken bir hayli de hizmet yapan bir anlayış söz konusu. Muhalefet kanadında ise sadece götürürken daha büyük götürme derdi hakim, hizmete dönük motivasyon pek zayıf.
Olgunun bir büyük örnek ve özetini deprem felaketinde yaşadık. Bir yanda tekbirler getirerek enkazdan insan kurtaranlar, uyumadan, yemeden, dinlenmeden afet bölgesinde çırpınan kadrolar ve gönüllüler… Öte yandan pek az hizmet götüren, her işi karalamaya çalışan, oradaki gönüllülerin tüm güdüleme kaynaklarına nefret kusan muhalif kadrolar ve kitleler…
Biz en keskin muhalif zamanlarımızda bu solculara, bu CHP’ye neler önermedik oysa! Halkçı politikalar yapın dedik, o zor geliyorsa hiç değilse dürüst politikalar yapın dedik. Çok daha radikal eylemler önerdik (tüketim boykotları gibi), çok daha barışçıl ama kalplere giden tavırlar önerdik. Bırakın dinlemeyi, dönüp bakmadılar bile. Sonra iyice gördük ki bunları bu muhalefet istese bile yapamaz. Çünkü onlarda yazının başında saydığımız olumlu motivasyonların hiçbiri yok. Bugün HDP ile birleşmeleri de oy hesabına dayanmıyor, yani bir seçim zorunluluğundan kaynaklanmıyor. Onlar zaten HDP’den farksızlar. Onların en önemli motivasyonu Batı hayranlığı, bol tüketebilmek, Amerikan tarzı yaşam vb… Büyük çoğunluk aymaz değil, ülkelerini sevmiyorlar, sadece kendilerini seviyorlar.
Hadi gelin be tam olarak iktidara! Bir yanım şevkle bunu istiyor. Gelin ve hep birlikte görelim Hanya ve Konya’yı. Kişisel bir beklentisi bulunmayan, hep yalnız yansız yaşamış, yazmış, zorluklara her zaman dayanmış bizim gibiler onu da metanetle karşılar. Ama bu yalana bulanmış kitleler o yalanlarında nasıl boğulacaklar, görmek istiyorum. Tek sadist onlar mı, bizde de biraz olsun. Bakalım kendi çocuklarını pamuklara sarıp büyüten dünya bencili bu kitleler zor durumlarında yardımlarına koşan garibanın, dincinin, milliyetçinin kurtarmacısını, itfaiyecisini, gönüllüsünü, polisini, askerini, paramediğini, hemşiresini nereden bulacak?
Kaan Arslanoğlu
NOT: Bir kısa yazı yazıyor, paylaşıyorsam, bu o anda kafama üşüşen birtakım parlak fikirlerin anlık tezahürü değildir. 50 yılda binlerce kitap okudum bu konularda, onlarca kitap yazdım. Dediklerim onların güncel bir özetidir.
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
Bekir Kayik 5.04.2023
Bu muhalefeti onaylamiyorum,ama iktidarı hiç ama hiç onaylamiyorum!!!
Fahri Kumbul 3.04.2023
Samimi yanıtınız için teşekkürler. Ayrılıkların Bilgi farkından öte kişilik farkından kaynaklandığı aklıma yatıyor. Bunun da kendine göre farklı nedenleri olsa gerek. Saygılar.
kaan arslanoğlu 3.04.2023
Kıymetli Fahri bey, yorumlarınız için teşekkürler. Benim bahsettiğim bu üçlü kavram sizin kafanızda canlandırdığınızla ilgili değil. Burayı yakından, belki de en yakından takip eden biri olarak bunları önceki yazılarımda epeyce anlatmıştım. Siz de okumuş olmalısınız. Yani son sorunuza da cevap veremeyeceğim, çünkü bunlar da anlatıldı. Ve çünkü eminim bu konularla ilgili pek çok şeyi benden iyi biliyorsunuzdur. Anlatmak istediğim şu: Böyle tartışmalar bilgi farklılığından kaynaklanan tartışmalar değildir. Herkes her şeyi herkesten iyi biliyor... :) Yani tartışmalar bilgi farklılığından değil, kişilik farklılıklarından temel alıyor. Bunu da sündürmeye gerek yok. Nasıl olsa hiçbir sonuç alınamaz. Saygılarımla.
fahri kumbul 3.04.2023
En sadık ve ne hızlı yorumcunuz galibe benim, ama maalesef muhalif çıktım. ‘Dincilik’ derken, geçimini din alıp satarak sağlama işini mi (simitçilik gibi); bir işi, eylemi çok yapmayı mı (dedikoducu gibi) veya bir fikri, görüşü ve düşünceyi savunmayı mı (cumhuriyetçi, devletçi gibi) anlamalıyız. Şimdiki dinci iktidar hangisini (hangilerini) yaparak bu sıfatı alnının akıyla hak ediyor? Bir de bu “Dincilik, milliyetçilik, sosyalistlik (solculuk)” üçlemesi bir zamanların -dilimin varmadığı- o ünlü kavramını da çağrıştırmıyor değil. Ürkmedim desem yalan olur:)) Ayrıca mümkünse RTE ve ortakları ve de yandaşlarının sosyalist özelliklerini açar mısınız. Saygılar.