RADLOFF SÖZLÜĞÜNDEN ÇIKAN İLK SONUÇLAR ESKİ TÜRKÇENİN BATI DİLLERİNİN ATALARINDAN BİRİ OLDUĞU SAVINI GÜÇLENDİRİYOR

RADLOFF SÖZLÜĞÜNDEN ÇIKAN İLK SONUÇLAR ESKİ TÜRKÇENİN BATI DİLLERİNİN ATALARINDAN BİRİ OLDUĞU SAVINI GÜÇLENDİRİYOR

İnsanlığın genetik haritası binlerce, onbinlerce yıl önceki göç yollarıyla, kavim savaşları ve kavim kaynaşmalarıyla belirlenmiş. Antropologlar, gen bilimciler bunun DNA kodlarını ortaya koyarken biz de ona koşut dil kodlarını göstermeye çalışıyoruz. Aynı çalışmanın iki ayrı parçası diyebilirsiniz. Bir kez daha yinelemeliyim: Bizi bu çalışma bağlamında ilgilendiren temel konu çeşitli dillerin son birkaç bin yılda birbiriyle etkileşimi, birbirinden sözcük veya kalıp alması değildir. Asıl konumuz 3-4 bin yıl önceki hatta, 5-10 bin yıl önceki dil olaylarıdır.   

Bu iş neden bu kadar önemli? Hepiniz için çok önemli olmayabilir. Bazılarınız için ise büsbütün yararsız bir uğraşıdır. Biz ise öncelikle, merakımızı gidermek için, öğrenme tutkumuzum gereği ilgileniyoruz. Aslında insanlığın pek çok buluşunun altında en önde bu duygular yatar. Buluşun bir şeye yaraması çoğu zaman araştıran için ikincil önemdedir.

Ne var ki bulunan her şey gerçekten bir şeylere yarar. Neler ortaya koyduysak bunların ikincil yararlarını sayacak değilim. En öne çıkanını söyleyeyim: Dildeki kodları çözmek insanlığın düşünme kodlarını çözmekte bizi bir adım ileri götürür. İnsanlığın aklı ve aptallığını anlamamızı kolaylaştırır. Her düşünsel ilerleme aptallığa karşı umarsız savaşta küçük de olsa bir mevzi kazandırır. Ya da  ülkeye ve halka ihanetin Atatürkçülük kisvesi altında normal tutum haline geldiği şu dönemde gerçek Atatürk’ü anlamamıza belki az buçuk yardım eder.

RADLOFF NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?

Radloff 19. Yüzyılın ikinci yarısında Avrupa-Asya’daki Türk boyları içinde (Rusya ağırlıklı olarak) on yıllarca araştırma yapmış bir Alman-Rus Türkolog. Türk kültürü ve destanları üstüne belgelemeye dayanan çok sayıda eseri var. Benim şu anda okuduğum eseri ise 1893’de ilk baskısı yapılan 4 Ciltlik Türk Diyalektleri Sözlüğü…

Bu anlamda Türkçe sözlüklerin en eskilerinden biri ve en kapsamlısı. Batı dillerinde Türkçe izlerini ararken sadece Türkiye Türkçesiyle Batı dillerini karşılaştırmak ne kadar yetersiz bir yaklaşım olurdu, takdir edersiniz. O yüzden Eleştirel Bakışla Güneş Dil Kuramı ve İlk Güneş-Dil Sözlüğü çalışmamızda olabildiğince en eski kaynaklara dayanmak istedik. Göktürk Yazıtları ve Kaşgarlı’dan başlayarak. Ancak bunlardan en kapsamlısı Radloff eksik kalmıştı. Bugün Türkiye Türkçesindeki birçok sözcük nasıl bir değişim geçirmişti? Önceki eski halleri, hatta kök halleri nelerdi? Oralara yaklaşmaya çalıştık. Ancak şu anda görüyorum ki Radloff sözlüğü bu konuda bize en zengin malzemeyi sunuyor.     

Türkçenin en az karışıma uğradığı, en eski halini temsil ettiği söylenen Altay-Sibirya diyalektleri. Öteki kavimlerle en çok karışmış veya başka bir görüşe göre ise onların atası olan Kazak-Kırgız ve de daha eski Kıpçak ve Saka diyalektleri. Başka bir zenginlik Tatar diyalekti. Doğu kültürleri ve dilleriyle en çok ortaklık gösteren Uygur lehçesi. Hem Arapça ve Farsça’dan hem de modern Avrupa dillerinden en çok etkilenen Osmanlı Türkçesi. Ve başkaları. 1800’lü yıllarda derlenmiş ve yazılmış halleriyle bu sözlükte hep birlikte. Görüyoruz ki, Radloff’da yer alan binlerce Türkçe sözcük günümüz Türkiye Türkçesinde ya tamamen kaybolmuş ya da sadece kökleri, parçaları kalmış. O bakımdan da bu sözlük çok önemli.

Bilimde temel anlayış, kaynakları incelerken ortaya konan ilk tezi doğrulamak olmamalı. Aksine her yeni belge nesnel bakışla ele alınmalı ve ilk tezi doğrularsa doğrulamalı, yanlışlarsa yanlışlamalı. Yaklaşık 9 bin sayfalık kitabın yarısına yaklaştım. Şu ana dek 1300 kadar maddeyi not aldım. Kitapta savunduğumuz kimi sözcükleri bu eser ışığında tekrar gözden geçirme gereği duyacağız. Belki az sayıda sözcüğü geri alacağız. Ancak sözlükten şimdiye kadar çıkardığım sonuçlar ilk tezimizi daha da kuvvetlendirecek doğrultuda.

Yani: Cidden Latin dili ile Türkçe, İngilizce ve Almanca arasında köksel bir ortaklık, akrabalık bulunduğu kesin. Kitap bittiğinde ve not aldığım maddeler üstüne tek tek daha ileri çalışma yaptığımızda belki daha çarpıcı sonuçlara da varabiliriz. Örneğin Hint-Avrupa dillerindeki kadar yoğun olmasa da Türkçede de ön ekler bulunabilir. Hint-Avrupa ön eklerinin bazıları Türkçe kökenli olabilir. Bazı sözcükler o dillerden ön eklerle birlikte geçmiş olabilir ya da tam tersi ön ekli Latin ve sair dillerin sözcükleri ön eklerini sonradan kazanmış olabilir. Almancadaki anlamsız kabul edilen kimi ön ekler aslında anlam taşıyabilir ve bunlarda Türkçe etkisi bulunabilir. Gibi.

Aşağıda kimi örnekleri gösteriyorum. Not aldığım 1300 küsur maddeden en çarpıcıları. Bu 1300’lük ham listeden Güneş-Dil kitabımızda bahsettiğimiz bazı sözcükleri aşağıda göstermedim. Kitapta var olup burada olmayan çok sayıda sözcük var dolayısıyla. Sadece kitapta yazdığımız halde o maddedeki savımızı daha da kuvvetlendirenleri koydum. Tabii burada kitapta yer almayan pek çok sözcük de var.

Bu iş benzerlikleri görüp not almak gibi basit bir iş gibi görülmesin. O tür çalışmalar Evliya Çelebi zamanından beri yapılıyor. Kimi çok değerli, kimi vasat… Fakat gördüğümüz her şeyi kitapta kaynak gösterdik. Asıl ondan sonrası güç. Kitapta uzun uzun söz ettiğimiz ölçütlere göre her sözcüğün bir ön elemeden geçirilmesi gerekiyor. Sonrasında da her sözcük üstünde tekrar çalışılması. Bazen bir sözcük üstüne çalışma insanın 3-4 saatini alıyor. Şu aşağıdaki ilk ön elemeden geçmiş ham liste. Çalışma yapılınca bazıları çıkarılacak. Ham listeden yeni bazıları eklenebilecek.

Bu arada Eleştirel Bakışla Güneş-Dil Kuramı ve İik Güneş-Dil Sözlüğü kitabımız ilgierinizi beklemeye devam ediyor. Bir çalışmaya destek vermek demek face sayfasında beğen yapmak ya da sitede okuyup yorum yazmak demek değildir. Kitabı okumak, gerçekten ilgi duyulmuşsa bu konuda tartışma yaratmak, kitabı ve gündemi başkalarına yaymak, önermek demektir. Gündem böyle oluşturulur, gündemdeki kitaplar böyle gündeme oturur. Bizde medya desteği zaten sıfıra yakın. İlgi duyduğunu söyleyenlerin bu ilgiyi göstermesi gerekiyor özetle. Şimdiye dek gerçekten ilgi göstermiş olanlara yeniden teşekkür ediyorum.

Şimdi yine, aşağılayan, hakaret eden, arkadan konuşan, gizlice engelleyenler,  hatta “Radloff kim yahu, Radloff o sözcükleri bizim face hesabımızdan aşırdı” diyen meczuplar bile çıkacaktır. (vallahi şaka değil, keşke şaka olsaydı.) Bizle ve kitapla olumsuz anlamda ilgilenen kimi insanların kötücül enerjisinin onda birini birçok dost yine harcamayacaktır. Yazanı küçük düşürmekten başka işe yaramayan boş laf olduğunu biliyorum bu son söylediklerimin, yine de ara sıra tekrarlamaktan kendimi alamıyorum. Sosyal bir hayvanız ne de olsa. Sosyallikten ve anti-sosyallikten kurtulamayız.

Not: Sözlükte Kiril alfabesiyle Türkçe sözcükler ve bunların cümle örnekleri maddeler halinde alfabetik sıraya göre dizilmiş. Karşılıkları Kiril alfabesiyle Rusça (o tarafa hiç giremedik) ve Latin alfabesiyle Almanca konulmuş. Verilen Almanca karşılıkların büyük çoğunluğu kitaptan. İngilizce ve Latince eş anlamları ise ben koydum.

Bu bir fikir versin maksatlı ham çalışma olduğundan düzeltisi üstünde fazla yoğunlaşamadım. Birçok hata ve hatalı yazım olabilir. Zaten Almanca karşılıklarda Alman alfabesinin olmayan kimi harflerini kullanamadım. Bazı Almanca karşılıklar ise güncel Almanca internet sözlüklerinde yok. Ne de olsa 19. Yüzyıl Almancası. Kusurlar için şimdiden affınızı dilerim.

Kaan Arslanoğlu

Not (2): Almanca (A), İngilizce (İ), Latince (L) ile gösterildi. Cilt ve sayfa numaraları birlikte yazıldı.

İLK ÖRNEKLER: Önce bazı tıbbi terimlerden başlayalım. Söz gelimi tıbbi muayenenin temel dört yöntemi…

Auskultate, Auskultation: Dışarıdan (aus) veya kulak ile (aus-auris-ear) etkin dinleme. Bir yabancı etimolojik kaynak bu kadar açıklıyor. Latince köklere bağlıyor. “Os” kökünün dışarı anlamında eski Türkçede de bulunduğunu aşağıda açıklayacağız. Ancak buraya iki Türkçe kök daha girmiş. :) Es: 1-872 hören (A).. işitme.. Eştür: 1-913 işitme.. “Cultate” yi tam bir yere koyamıyoruz. “kulak” sözcüğünü bile çağrıştırıyor. 

Palpation: El ile muayene. Burada “pal” el demek. “Pal” “El” bağlantısı gayet açık..

Percussion: Vurma yöntemi ile muayene. “Per” vurmak demek. “Ur-er” kökü (vur) eski Türkçede vurmak anlamı veriyor. Aşağıda sayfa numaralarını verdim.

Inspection: Bakarak muayene. “İn” yön bildiriyor, içe doğru gibi.. (Eski Türkçede de var.) Spect ise bakmak, incelemek.. “S harfini kaldırın” kuralı (kitapta kaynak göstermiştik) pect kalır. Yani “bakmak”.

Geriatri: Tıbbın yaşlılarla ilgili dalı. “Geri” Yunanca: Yaşlı.. Türkçe Karı: 2-167-68 yaşlı, yaşlılık.. Karıllık: Yaşlılık 2-184 ; Kart: 2-198 yaşlı, greis (A) ihtiyar ; 2-1357 Kiri: yaşlanmak.

Audio (L) (İ) : duymak.. Ödü: 1-1279 duymak

DEVAM:

Aika: 1-10 sallamak, shake, quake (İ) ; Jaika: 3-6 sallamak shake (İ) schütteln (A) sallamak, sarsmak; Jaikan: shaken

Ai: 1-9 söylemek, demek,  sagen (A), say (İ)

Aydın, Aydınlık; Ay; Ayılma, Ayık… :  1-51,52 Light, luna, eye (İ); ay-ışık-göz.. Mısır ay tanrısı aah.. Tüm bu sözcüklerin bağlantısı hiyeroglif karşılıklarıyla birlikte ele alınacak.

Ax: acı 1-131 ache (İ) ; Aça: 1-502 ağrı

Akıru: 1-101 ağlamak, bağırmak, yakarmak.. Cry (İ) 693 Kıygı, Kıygır: 2-693 ağlamak

Aktı: 1-119 gerçekten, actual  (İ)

Ayla: hale, halo (İ)

Akin, Ahin, Agin: 1-155 kızkardeş, kardeş, akraba.. Akin, kin (İ) Kain: kayın, akraba 2-12

Acka: 1-294-95-96 halk, temel kavrayış, akıl; Kalık: 2-241 halk, volk (A)

Alax: 1-357 küçük çapa, axe (İ) balta

Alas: 1-364 şaman nidası, alas (İ) bir nida (eyvah!)

Alan, Aluan, Allen: 1-388 hepsi, all (İ)

Ada: 1-475 yemin, oath (İ) ; Ayt: And, eid (A) 1-738

Adın: 1-490 diğer, anderer (A) other (İ) ; Adır: 1-492 ayırmak, Adıl: 1-493 ikiye ayırmak.. Günümüz Türkçesindeki “ayırmak” sözcüğünün aslının “adırmak” olduğunu görüyoruz. Böylece “other” ve “anderer” sözcükleriyle yakınlık daha bir ortaya çıkıyor. Odıl: 1-1124 parçalama, ayırma.. Öte yandan “cut” ve “kes” sözcükleri arasındaki yakınlık da belirgin hale geliyor. “Kes” in sonundaki “s” muhtemelen “d-t” halinde de olabiliyormuş. Ütker: 1-1866 keskin.. “kes” “cut” geçişi 1-1867 Bir sonraki maddeye bakınız.

Ki (kök sözcük): kesmek 2-855; Kada kesmek, eklemek 2-306 cut (İ), add (İ)

Acig: 1-510 heyecanlanmak, agitation (Latin kökenli İngilizce) 

Aş: yemek, essen (A) Aşau 1-589

Asta, Asla: açlık 1-549 esurientem (L)

Asatlık, Asat: kolaylık, rahatlık 1-537 easy (İ) ?, usefull (İ) ?

Asta: Az, çok az, least (İ) 1-550

Astıktır, Astık: yoldan çıkmak, astray (İ) 1-552, Astır 1-552 

Azaw: 1-563 azı dişi, Zaw: jaw, jaws (İ)

Azdaga: ejderha, dragon (İ) 1-580; Azdaga yine Türkçe olan “Azman” ile bağlantılı olabilir. Diş, çene ile bağlantılı da olabilir.

As, Aş (kök sözcük) yükselmek, üstünden geçmek.. Aşmak: 1-586, Aşıt 1-609 dağ geçidi, ostium (L) ascendo (L) yükselmek 

Aşa, Asa: 1-588 ısırmak, beissen (A) (be-issen) Isır: 1-1388 beissen, bissigen (A)

Acıgu: acele, eile (A) 1-608

Aw: yavaşlatmak, durdurmak 1-636, Slow (İ)

Aynak: Yalnız, başı boş, einzig (A) alone (İ) 1-659

Eüren: Öğren, öğret, learn (İ) lernen (A) 1-673 Ürön: 1-1831 lernen (A)

Eüril, Awril: 1-673 evrilmek, dönüşmek, evolution (İ)

Ekin: Tarla, ürün, ekmek..  Acker (İ), Ager (L) 1-678-79

Bük: Beugen (A) bükmek, Biegen (A)

Koca: Hoch (A) yüksek, önemli, büyük, koca

Eksilendir: 1-689 sinirlendirmek, kızdırmak, excite (İ)

Angk: İlk, başlangıç, ön, giriş.. anfang (A) 1-713-14 enter (İ) ; Engiz: enter (İ) 1-714

Erişmek: Ermek 1-772 erreichen (A) reach (İ)

Erk: kraft 1-775 güç, irade. Rein (A) regnaturi (L) ; autem (L) irade, istem

Es: us, wise (İ) Ang: animus (L), akıl, duyu, yaşam gücü 1-869 es (L) An: Akıl, anlama..

Eskik: Eskimek, eksilmek.. exhaust (İ) 1-881

Gereç: Gerathen (A)

Ak (kök sözcük) : yükselmek, artmak, ağmak.. Hint-Avrupa ön ekleri ad, ac.. accelerate (İ) ; Öksek: hoch (A) 1-1186 ; Öksö: höhe (A) yükseklik, yükselmek, high (İ) 1-1187

Abai: fakat (Altay-Sibirya diyalekti.. Bu listedekilerin çoğu Altay Türkçesi) 1-927 aber (A)

Ebir, Evir: çevir 1-931-32 invert, avert (İ)

Emgek, Emek: çaba, mühe (A) 1-947 ; Mek-Mak Türkçe eki: yapmak.. machen (A) make (İ)

Oşkan: ağızdan öpmek 1-1151 ; Oksan: öpmek 1-1002 Okşo 1-1003 (Yine Altay Türkçesinden) küssen (A) kiss (İ)

Oksas: ahnlich (A) aynı, benzer, eşit.. same? equal? 1-1003 ; Uksa, Uksat, Uksal: benzer, aynı.. equal (İ) 1-1614

Okul: Fransızca ecole ile benzerliğini kitapta göstermiştik. “Okul”un Türkiye Türkçesinin yeni sözcüğü olduğunu söyleyip karşı çıkan olmuştu. Buradaki okul anlamındaki “okul” sözcüğü ise Osmanlı dönemi sözlüklerinden. Okumak zaten en eski Türkçede var. 1-1003 

Koşmak: Run (İ) Yabancı etimolojik kaynakta kökünün “kers” olduğu yazıyor. Geçerken bahsedelim dedik.

Or, Ort: Yer, yurt, yerleşke.. Almanca: yer, köy.. Ort (A) ; Oratio (L) adres? “adres” mi, yoksa “hitap-konuşma mı” inceleyeceğiz.

Oyık: 1-1038-39 Oyuk, boşluk.. loch (A)

On: zehn (A) 1-1042

Or (kök sözcük) : Kesmek ; Orak: orak, kesmek, hasat.. 1-1047-49 harvest (İ) hasat.. Ernte (A) hasat.. Latin earn.. Ayrıca erase, eradere silmek, kökünden kesmek.. Orak sözgüğünün ingilizce karşılığı sickle.. Kök (PIE root) “sek” : Kesmek.. Karşılıklı olarak ilgili tüm sözcükler bağlantılı biçimde iç içe geçmiş. Muhtemelen ilk yazılı sembolleri aynı.

Or: oyma.. ornament? (İ) oyma, işleme, süsleme.. ?

Erde, Erdek: erken, sabah.. early (İ)

Ozo, Oso: einz, einstig, önceki, eski 1145 once (İ) 1-1143-47

Kısa: 2-803 kurze (A), kurt (İ)

Obur: 1-1161 obesitas (L) ?

Obolo, Obolandır, Obolot: yığın, yığmak.. botrum (L) küme .

Oba, Ova: Ebene (A)

Öke, Öktet: öfke 1-1179 erregen (A) exitation (İ)

Örökkö: 1-1221 yurt, yerleşke.. Or, ur, uruk.. uruk? Burg (şehir, kale) Korkırat:   2-665 / 579 korgan, kale.. Burg, festung (A) 2-572 ; Korgon, Urın: yer, platz 1-1656 ; Örgö: 1-1230 saray, yurt

Örüm: delmek, delici.. 1-1226 bohrer (A) burgu, matkap

Jurte: Yurt.. çadır.. Zelt (A)

Örte, Örten: 1-1235 ateş, yakmak, tutuşturmak.. Ört: yangın.. Ardebit, Ardere (L) 1-1236-37 arson (İ) 1-1582 Ürt: yangın

Ös, Öc: 1-1284 rache (A) hass (A) kin, düşmanlık, husumet, hasımlık.. Husumet, hasımlık Arapça köklü olsa da Kutadgu Bilig’de bile geçen  eski bir sözcük. Türkçe köke de uyduğu görülüyor. odium (L): hasım.. Düşmanlık: hostium (L)

Üs: 1-1877 hass (A) kin, rache (A) öc.. Üste, Üstüg: 1-1884-86 hasste (A) hasmane  

Öcük: 1-1287 kızgın, heyecanlı.. agitate (İ)

Öske, Öskö: 1-1284 yabancı, dışarlıklı, başka.. ; Öskür, Ösküre: büyümek genişlemek 1-1285 ; Öskür: öksürük.. Görüldüğü gibi “ös” eki Türkçede dış, dışarı anlamları veriyor. Aus (A), out (İ) exit (çıkış) ; Öksü: 1-1295 yükselmek, çıkmak, çıkış yolu.. Öksüt: terk edilmiş çocuk..  Ös: 1-1290 erlöschen (A)

Or, Ur: vurmak, dövmek, dövüşmek 1-1320 war (İ) Oruş, Orun: vuruşmak 1-1321

Kavga: kampf (A)

Irga, Irgı, İrgıl: 1-1371-72 sıçrama, atlama, fışkırma, harekete geçirme.. urge (İ)

Isı: 1-1388 heiss (A)

Futbol: İaculis? Geçerken rastladık. İncelemek gerek. Ayak topu?

İzmak, İsmak: kızmak, öfkelenmek..  zornig? (A) heiss (A) 1-1397

İk: (kök sözcük) 1-1404 akış.. aqua (L)

İn: 1-1439 inmek, aşağı gitmek, akış, batma, saplanma, çökme, içeri girmek, içine sığmak vb. çok anlamlı. İngiz: 1-1445 zorla girmek.. Böylece kitaptaki Türkçe “in”in İngilizce ve Hint-Avrupa “in” anlamını karşıladığı iddiamız güç kazanıyor.

İri: 1-1459 çürüme.. corruption (İ) İrik, İrit: 1-1462 ; Kor: 2-549 mayalanma ; Kor: utanma, alçaklık..

İlat: illet.. hastalık.. illness (İ) 1-1475

İli, Eni: parmak, parmak ölçümü 1-1484 İnç? İliklemek: 1-1485 

İt: itmek.. 1-1500 aynı zamanda vurmak, toslamak anlamları da gösteriliyor. Hit (İ)

Toslamak: Vurmak.. stossen (A)  

Ugru: çizgi 1-1622 Grafik (A), Graph (İ)

Hızlı: hastig (A)

Urı, Ugrı: 1-1656 hırsız, soyguncu.. burglar (İ) İlgiçtir burg-burglar ve urık-ugru benzerlikleri dillerde koşutluk gösteriyor.

Ulu: 1-1693 ultimate, ultra vb. ?

Ut: yenmek, kazanmak, almak, vurmak 1-1703 beat, hit (İ) ut (L)

Udul, Udult: aptal, kafasız.. idiot (İ)  1-1715

Udru, Udra: karşısında, aksine yönde...  içinden, dolayı.. then, that, other (İ) ??  Buna karşı.. ancak.. anderer (A) 1-1715

Uçura, Uçuraş, Uçra: across (İ) karşı, karşıdan karşıya.. 1-1727, 1-1731

Us: akıl, ustalık.. 1-1742 us, ustalık.. kunst (A) master (A) Usta: 1-1749

Umdu: 1-1795 istek, arzu.. ambition (İ)

Ükküza: 1-1805 sallamak, sallandırmak.. shake (İ) schaukeln (A) şaķül

Üktü: 1-1806 artmak, büyümek.. augeritis (L) augment (İ) Ak: 1-88 yükselmek, artmak, büyümek… Artmak..  Ügün: 1-1810 artırmak, biriktirmek

Ügü: 1-1810 su, aqua (L)  

Ot: 1-1100 düşünce, fikir.. Idea (İ)

Otra: 1-1112 orta.. mitte (A)  

Oda: 1-1120-21 oda, ev, kulübe.. hütte (A) hot (İ) haus (A) Haus, heiss, hütte, oda, od, odun… Isınma ve barınma kök bağlantılarına bir daha bakılacak.   

Ün: ses 1-1818 ton (A) sonus, sound, ses, ton, ün, canetis (L) bağlantılarına bir daha bakılacak.  

Kanmak, Kanıksamak: Bilmek, bir fikre gelmek, bilindik olmak.. Bekannt (A) Be-kannt (Be: Almancadaki anlamsız! eklerden biri) (almancadaki “er” ön eki de anlamsız gibi görünüyor, ancak çoğu anlamı Türkçedeki “ermek”, “erişmek”, “olgunlaşmak” anlamlarını karşılıyor. İncelemek gerek. Kan: 2-106 alışmak, kanıksamak ; Kanık: 2-116 kanık,  kann (A) bilmek, anlamak..

Üre: 1-1826 sürü.. herd, die heerde (A) tekrar bakacağız.

Üre: dik 1-1826 erect (İ) aufrecht (A)

Yer: Erde (A)

Ürük: 1-1833 ürkme, irkilme, geri sıçrama.. erschrechen, fright, scare: korku, ürkmek 1-1835 zurück, zucken (A) sıçramak, ürkmek.. geri basmak.. Ürk: furcht (A) 1-1837-38

Ürgül: 1-1841 uyarılma.. erregung (A)  

Ürleş, Üleş: 1-1841 paylaş.. schaare (A)  “ş” sesi Türkçede ortak yapma, paylaşma anlamları verir.

Ütir: 1-1864 ölmek.. tödten (A) dead (İ) Üdür: 1-1870 dead, tod

Üttür: 1-1868 doğru, içinden doğru.. through (İ)

Üs: 1-1877 üs, ülke, yurt.. asyl (A) asylum (İ) Üs: basis, base (İ)

Üz: 1-1888 yüz.. face, fassade (L)

Üz: 1-1889 basmak, bastırmak.. press (İ)

İden: 1-1507 dehliz.. diele (A)  

İdi: Tanrı, gott (A) 1-1507

Eşkele: delme, kazma.. excavate (İ) graben (A) kazmak 1-1906

Üştü: omuz, shculter (A) 1-1907

Kayna: 2-14 quo (L) nereye? Neredeyse tüm soru sözcükleri Latince ile ortak.

Kem, Kim: 2-2102 qui (L)  En eski Türkçe soru sözcüklerinin tamamı “k” (q) ile başlıyor, Latincede olduğu gibi..

Kayna: Kaynatmak, pişirmek.. kochen (A), cook (İ) 2-14, 17 kochen (A)  

Kayna: Birleşmek, yapışmak.. Coquent, join, connection (İ) 2-15 ; 2-86 Kangda:  kaynaştırmak, connect (İ) ver-knüpfen (A)

Kayra: İyilik, kindness (İ) 2-21,22

Kak: kuru, kahl (A) kel, çıplak 2-56 ;  2- 56 ve 67. Sayfalar arasında kak, kuru, dürr (A), trochen (A) dry (İ) ; Karg: arid (İ) kurak, verimsiz.

Kakşa: Çabuk, quick (İ) 2-67 

Kak: (kök) 2-57 ve sonrası: vurmak, çarpmak.. knock (İ), kick (A-İ) knopfen (A) Kax: 2-78

Kang: araba 2-80 Kanglı 2-84 iki tekerli araba.. car (İ)

Kanı: anlamak, görmek, 2-115 ; kanun, kural. kanon (A) 2-118

Kara: bakmak, quarerere ? (L) 2-142 ; Karak: bakış 2-147 ;

Göz: 2-148 oculus (L), auge (A)

Karagı: kör, caecus (L) 2-151

Karangi: 2-153, 54 Karanlık, dark (İ) dunkel (A)

Karıs: 2-177 karşı, karşı gelmek.. cross (İ) kreuz (A) Karsi: 2-205 üstüne çarpı çekmek ; Kars: 2-205 karşı, cross..

Karulu: güç, kuvvet.. kraft (A) stark (A) strong (İ) 2-189 Erk

Karga: 2-191 krahe (A) crow (İ)

Karga: Lanet, lanetleme 2-192 curse (İ) ; Kargış: 2-194-95 lanet, küfür.. jurare (L)

Karlık: 2-197 krachsen (A) kaşınmak, Karti 2-201

Karba: kavramak, kapmak.. grasp (İ) 2-213 grab, grib.. Griff (A) capio (L)

Karma: 2-216 kavrama, tutma, taşıma.. carry (İ)

Karmak: 2-216 kanca, haken (A) hook (İ)

Kalık: 2-240 gök coelum (L)

Kat: 2-277 sert, hart (A) hard (İ) Katı: 2-282

Kat: 2-278 bağlamak knot (A) ketten (A)

Kadar: 2-312 korumak, guard (İ)

Kadal: kaygı, keder.. sad? 2-295 Katku 2-309 ; Kadaga

Kadra: 2-331 karşı.. contra (İ)

Kas: kenar, kosta (Yunan) 2-345

Kap: 2-404 kapmak, capture (İ)

Kap: 2-404 sürdürmek, keep (İ)  

Kapamak, Kapak: 2-405 cover, close, coop, coop up (İ) Kapak: Capote, Caput, Kaporta

Kapan: 2-407 captionem (L)

Kabar: 2-440-42 kabarmak, kabarık.. gabari (Fransızca) Araç yüksekliği, genişliği.. Kabara: 2-464 genişlik..

Kamık: 2-483 tam, herkes.. Kam: tam.. com (Latince aynı anlamda ön ek)

Kamu, Kamuk, Kamtu: 2-488, 2-491 toplum, halk, herkes. Community (İ) ; Kom: halk, volk (A) 2-667

Ko: 2-498 schön (A) good (İ)

Koymak: coicio, colloco (L) 2-501

Kuyruk: 2-505 queu (İ), cauda (L) ; 2-672 Koyrok, 2-1022 Kuzruk

Koitu: Korumak.. 2-506 guard (İ) Koru: Korumak 2-555 ; Küt: 2-1480 korumak, kurtarmak, bekçi.. guard (İ) 2-1489, 81 Küt: hüten (A)  (korumak, bekçi) ..

Güt: sürmek..gütmek.. guide (İ) 2-82 govern (yönetmek) (İ) de yabancı etimolojik kaynaklara göre “guide” köküne bağlı.

Kuytu: ıssız, sakin yer.. quiet (İ)

Kongray, Kongra: 2-523 çan, gong.. glocke (A) campane (İ) Kongru: şaman davulu.. 2-524

Koru: orman 2-555 forest (İ)

Kopgı: toka 2-573 “kop”lar, Latince ve Türkçede muhtemelen sonradan “top” olmuşlar.. Toplamak: Kopgılamak; Latince coop ekine de bu açıdan bakılabilir. Kolbo: 2-603 birleştirmek.. koppeln (A) ; Kopça: 2-656 “koop” Latince kökü..

Kol: 2-584 oyuk, boşluk.. hohl (A) hole (İ) Kola: 2-585 oymak

Kola: 2-585 ses vermek, çağırmak.. call (İ)

Kot: tür, die gattung (A) cins 2-604 art (A) Kodu: Art, Gattung (A)

Koçu: 2-617 araba, coach (İ)

Kozga, Kozgan, Kozgal: neden 2-632-33-34 cause (İ)   

Kojıl: artırmak, büyütmek, birleştirmek, koymak.. Latince “con” ve “com” ön ekleri bu açıdan değerlendirilebilir. 2-648 ; 2-904 Koyış, Kuyış: ortaklık, birlikte..

Kop: kalkmak, yükselmek.. 2-650-52 ; Kopar: kalkmak.. ; Kup: kalkmak, yükselmek.. up (İ) 2-1032-33 ;

Komıs: 2-670 müzik.. musik (A)  

Kıyır: krumm (A) eğri, ters, çarpık. Kıvrık.. 2-697

Kın: istek, arzu, dilek.. 2-725 keen?

Kırarma: grileşme, gri.. 2-736 grau (A) grey (İ)  

Kırakkay: 2-736-37 Kırakkayla: huzursuz, hareketli.. crazy? (İ) çatlak..  

Kıvır: kıvrık 2-848-49-50 Kraus (A)

Kir: kenar, kante (A) 2-860

Kur: 2-916 daire.. kreis (A) circulare (L)

Hız: 2-831, 2-1734 Hast (A)

Kulaç, Kulaşta: 2-975-977 klafter (A)

Kut: 2-990 iyi şans, guten, glück (A) good (İ)   

Keng: geniş.. gedent, geraumig (A) 2-067 

Keng: danışmak, konuşmak 2-1067 ; Kengeş: Danışma görüşmesi, toplantısı.. congress (İ) ? 2-1068-69

Gitmek: ite (L)

Kanat: yan, taraf .. kante (A)

Kend: şeker candy (İ) 2-1080 (Çok eski Türkçe değil)  

Kert: Kertmek 2-1102 einkerben (A)  

Kert: 2-1102 acıtmak .. hurt (İ)

Kerti: 2-1103 gerçek, doğru 2-1104 Kertis: right (A)  

Kel: 2-1108 kahl (A)

Kaltai: 2-1121 yarım, halfte (A)  

Keser: 2-1160 messer (A)  

Kögört: yeşil, yeşillenmek.. 2-1229-31 grün machen, grün (A)  

Köngkö: 2-1239 cangıl

Köşe: 2-1304 corner (İ) Kenar..

Ki: (kök) 2-1344 Kijim: giyim.. kleidung (A)  

Kimi, Kimit: 2-1404 azaltmak.. diminish (İ)   

Kün: 2-1438 istek, dilek.. wunsh (A), want (İ) “gönenç”in de kökünü “kün” oluşturuyor. 2-1439-42 Künger, Küngeri: wunsch (A) .. “kün” kökünden pek çok kökte olduğu gibi olumsuzu da çıkıyor: haset, kıskançlık, kin..  

Küre, Kürek, Küremek: 2-1448 kazımak.. Kürtaj..

Küreş: 2-1453-54 güreş.. Gür: kavga, dövüş.. çatışma.. “guerilla”daki “guer” (savaş) aynı köke sahip ; 2-1637 Gür: gerausch (A)

Fikir: ahnnung (A) anlık, an, anlama.. ?

Kürk: für (İ) 2-1457 

Kürkü: 2-1458 çalı horozu, horoz.. cock (İ)  

Kürt: 2-1461 krachen (A) gürültü, patırtı, çekişme

Kotarıl, Kotarmak: get, get on, get over (İ)

Küp, Köp, Kop: çok.. ipsum (L) 2-1514, 2-1309

Kavga: kampf, gewalt (A) kavga, kuvvet, şiddet.. 2-1550

Gırt: gürültü, patırtı.. geraush (A) 2-1616 

Gün: 2-1633 gün, gündüz, güneş.. tag, sonne (A) sun (İ) Güneş: 2-1635 sonne (A)

Hiç, Her, Hem: Her ne kadar Fars kökenli dense de çok eski Türkçe sözlüklerde, Kutadgu Bilig ve Codex Cumanicus’ta bile geçiyorlar. 2-1784 her: every (İ) jeder (A) ; hiç: nicht (A) ; hem: homo, com (L) 2-1793 Temkinli yaklaşalım.

Ja (ya): evet, ja (A) 2-2

ja (ya): yeni, genç, jung (L) neu (A)new (İ) 2-3 ; 2-58 Janga (yanga): yeni, jung (L)

Jai (Yai): yaz.. estiva, aestival (İ) 2-4

Yai: yasa.. iuris (L) gesets (A) 2-5

Yak: 2-21,22 yan.. flank (İ) yanak: wange (A) ; Yangak 2-59 wange

Yak: yakın.. iuxta, juxta (L) 2-22-24

Yangza: 2-71 aynı, ahnlich (A)


  • Mesut Küçük

    Mesut Küçük 16.01.2021

    Cümlelerdeki cinsiyet ayrımına yönelik bir video yayınlanmış. Paylaşmak istedim. https://youtu.be/Y02BIG3vUPk

  • zeynep

    zeynep 20.12.2019

    Merhaba, "to say" ile "söylemek" arasında bağlantı kurulabilir mi? Güneş dil teorisini internette araştırırken aklıma gelmişti.

  • editör

    editör 21.09.2019

    Buraya güya pek iddialı, sözüm ona kendini pek bilgili ve zeki sanan şahıslar yorum yapacaksa karakterlerini yansıtan saçma takma isimler yerine gerçek adları ve kimlikleriyle yazsınlar. Aksi halde zamanlarını boşa harcamış olurlar.. kolay gelsin..

  • Kaan Arslanoğlu

    Kaan Arslanoğlu 21.09.2019

    Değerli Mesut Küçük, bahsettiğiniz konuyu zaman zaman aramızda konuşuruz. Fakat şimdiye dek bu daha gelişmiş ve yararlı, öbürü kafa karıştırıcı gibi bir değerlendirmede bulunmadık. Çünkü o konuda özgül bir yazı, kitap falan okumadım. Ama not alayım, bilgim ilerlerse bir yorumda bulunurum. Bazı dillerde fiiller bile erkek kadın diye ayrılıyor. Ben şahsen bu bilgimle dilde cinsiyet ayrımını pek gerekli ve yararlı bulmuyorum. Üstelik örneğin ingilizcede genel bir şey söyleyeceğiniz zaman sorun da çıkartıyor. Him mi diyeceksiniz her mi it deseniz olmaz. Her bir şeyde seksizm arayıp bulan çevreler mesela bu işe niye tepki göstermez:) çoğu zaman erkek özne kullanılıyor ve bu da yanlış oluyor.. Nedim dostum, öztürkceye fazla takma kafanı. Nasıl olsa tüm dünya dilleri Türkçe. İstediğin sözcügü dilediğince kullan. :)

  • Mesut KÜÇÜK

    Mesut KÜÇÜK 21.09.2019

    Kitabınızın ilk baskısını okudum... Müthiş bir boşluğu dolduruyorsunuz.. Bazen yorumlarınıza içerlesem de yaptıklarınız karşısında boynumuz kıldan ince.... Aklıma takılan bir kaç soru var? Türkçe'de üçüncü şahıs için 'O' dememiz yeterli... Cinsiyeti eklemiyoruz... İngilizce'de ise He ve She gibi belirtebiliyoruz. Sizce bir dilde cinsiyeti belirtebiliyor olmak bir dili zayıflatır mı güçlendirir mi? Beynin devamlı müddetle sözcük seçerken bu cinsiyet ayrımına dikkat etmesi ve ona göre sözcük seçmesi bize negatif mi yoksa pozitif mi bir etki yapar?

  • Nedim Pala

    Nedim Pala 21.09.2019

    70 li yılların ortalarında, Hacettepe kaynaklı bir akım çıkmıştı. Türkçe eğitim veren üniversitelerin hocalarından bir bölümü .. kitaplarını ve ders eğitimlerini, öz Türkçe yazmaya vermeye başlamışlardı. bizim de i.t.ü. deki en zor derslerden birinin (modern fizik I ve II) hocası bu akımdandı. maddeye özdek, güce erk, harekete devinim, akıla us.. falan kelimelerle dersi ve kitabı bire bir öztürkçe kullanıp, çok titiz bi şekilde bizden de sınavlarda aynı dilden cevaplar .. çözüm bekliyodu. bu kelimelerle cevaplamayanı .. harcıyodu. bizler gibi o dönemin sivri akıllı, herşeyi bilen, yalamış yutmuş entel- dantelleri .. card curd, höt zöt yapıp ! ''başımıza yeni icad çıkardılar ! bu kadar işin arasında .. bi de öztürkçe mi öğreneceez ? laâayn ! diyerek, çemkirip höykürüyodu. Adamlar haklıymış behh. demekki dönüp dolaşıp, çetrefilli sonradan olma uzun yolları terkedip .. gelip geleceğimiz yer burasıymış yaaa Hu !

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.