Cumhuriyet Kitap’ta çıkan söyleşi

Cumhuriyet Kitap’ta çıkan söyleşi

Bahsi geçen söyleşi Cumhuriyet Kitap ekinde çıktı, ancak Cumhuriyet internet sayfasına konmadı. Bu söyleşinin geniş özeti aşağıdaki kısa konuşma videosunda. Tam metni ise onun altında…

DÜNYANIN MERKEZİ DÜZCE, DÜNYA DİLLERİNİN MERKEZİNDE TÜRKÇE : https://www.youtube.com/watch?v=gGogouB1g7I&t=655s

 

Adnan Atabek : Daha önce “Eleştirel Bakışla Güneş-Dil Kuramı ve İlk Güneş-Dil Sözlüğü” adlı kitabı yazmıştınız. Şimdi de “Radloff Sözlüğünden Çıkan Bulgulara Göre Batı Dillerinin Kökündeki Güçlü Türkçe” kitabı. Bu ikinci kitap ilkinin devamı ya da tamamlayıcısı mı?

Kaan Arslanoğlu: Tamamlayıcısı desek daha doğru olur. Tema aynı, ama burada birkaç değini dışında Güneş-Dil kuramına girilmiyor. Doğrudan “Batı dillerindeki Türkçe kökler” araştırılıyor. Ama rastgele değil. Radloff sözlüğündeki eski Türkçe sözcüklerin yabancı dillerdeki karşılıklarına bakarak. Her iki kitapta da geniş sözlük bölümü var. Birçok sözcük örtüşüyor ama bazıları örtüşmüyor. İlerde en azından sözlük bölümlerini birleştirmeyi düşünüyorum.   

Radloff Sözlüğünün bu alandaki önemi ne? Siz ondan kendi bakış açınızla nasıl yararlandınız?

Bu sözlük 1800’lü yılların ikinci yarısında Asya ve Avrupa’daki Türk boylarının konuştukları dillerden, yani eski Türk lehçelerinden, o zamanın efsanelerinden, sözel kültüründen, ayrıca yazılı belgelerinden, zamanın Türkçe sözlüklerinden derlenmiş çok geniş bir çalışma. Hem eskiliği, hem de özgünlüğü, kapsamı, lehçe çeşitliliği açısından çok önemli. Ele alınan bazı lehçelerin en bozulmamış, kadim Türkçeye en yakın lehçeler olması bakımından önemli. Dört cilt, yaklaşık 9 bin sayfa. Bunu baştan sona okuyan her halde pek az insan vardır şu anda. Türkçe sözcükler Kiril alfabesiyle, karşılıkları ise Kiril alfabesiyle Rusça ve Latin alfabesiyle Almanca. Sözcüklerin belki yarısına yakını bugünkü Türkiye Türkçesinde bulunmayan sözcükler. Türkçenin Batı dilleriyle karşılaştırmasında daha önce de bugünkü Türkçeyle sınırlı kalmamıştık. Ama bu sözlük, olanaklarımızı hazine bulmuş gibi artırdı.    

Dillerin “tek kaynak dil”den çıktığı konusunda bir tartışma var mı? Bu görüşler “dil aileleri” kuramıyla çelişiyor mu?

Dillerin ortak bir anadan çıktığı fikri giderek güçleniyor ve bu konudaki kanıtlar çoğalıyor. Çok ciddi bir Fransız bilim kurumu bile “dillerin Mançuca, Türkçe dahil aynı aileye mensup olduğu anlaşıldı” gibi sonuçlara varabiliyor uzun bir araştırmadan sonra. Yüzyılın başından beri daha çok Rusya kaynaklı Nostratik kuram konuşulmakta. O kuram da ortak köke değinmekte. Ortak kaynak olan Afrika’dan sonra diller birkaç yerde birkaç ata koluna ayrılsınlar hadi.. Bu da mümkün. Ama büyük dillerin çoğu… Yunanca, Arapça, Latince, İngilizce, Almanca, Farsça, Sanskritçe vb. çok büyük ihtimalle ortak atalı. Bu konuda fazlasıyla kanıt bulunmakta. Türkçe de bu ortak atanın ilk çocuklarından biri. Örneğin Latince bir Türk lehçesi gibi. Hint-Avrupa dil ailesi kuramının temel yanlışları her geçen dönem daha pis sırıtıyor. Her iki kitapta çokça kanıt gösterdik.  

Kaynak dilin Türkçe olduğu yönündeki görüşler ve çalışmalar nerelere dayanıyor?

Mustafa Celalettin Paşa’nın ki Nâzım Hikmet’in dedesidir, (Polonya asıllı) 1869 basımı kitabı bu konudaki ilk kapsamlı ve ciddi çalışma. Bedros Efendi Keresteciyan aynı konuda bir sözlük bastırmış Londra’da 1912 tarihli. Cumhuriyet döneminde dil devrimi çalışmalarıyla çalışmalar hız kazanmış ve önemli eserler verilmiş. Birkaç yıl sonra da Güneş-Dil teorisi bizzat Atatürk tarafından ortaya atılıyor ve ardı sıra birçok yayın çıkarılıyor. Atatürk’ün ölümünden sonra konu küllenmişse de, 80’li yıllardan başlayarak yeniden çok sayıda araştırma ve kitapla karşılaşıyoruz.

Türk dilinin kaynak dil olma şansı, olasılığı nedir? Bu tür görüşler ne derece sağlam?

Sümerliler Türktür demiyorum, Sümerce de Türkçedir demiyorum. Ama Sümer uygarlığını oluşturan büyük kollardan birinin Türk olduğu ve Sümercede güçlü Türkçe izleri bulunduğunu gösteren çalışmaları ciddiye alıyorum. Ama ben Türkçenin kök dil, kök dillerden biri oluşunu daha eskilere bağlıyorum. Genetik biliminin ilerlemesiyle son 15-20 yılda oluşturulan genetik temelli göç haritaları, yeni antik yerleşkelerin bulunması, buralardaki tarihin kesine yakın zamanlamasını öğrenmemiz… İlk büyük uygarlıkların, Mezopotamya’dan önce Hazar denizi çevresinde, onun doğusu ve uzak doğusunda başladığı gerçeği... Buraların da Türk bölgeleri, en azından Türklerin yakın komşu bölgeleri olması... Kök dil konusundaki bulgularımızın tarihsel bilimsel kanıt desteklerini sunuyor. Ziraat, hayvancılık, mimari, sosyal yaşam, örgütlenme, askeri çalışmalarla ilgili pek çok eski Batılı sözcük bu yüzden Türkçe kökenli. Rastlantı sonucu değil.  

Dillerin kökeni konusundaki çalışmaların geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bunun insanlık için, dilbilim açısından veya bizim toplumumuz için faydaları neler olabilir?

Günün birinde pek çok şeyin açığa çıkacağını düşünüyorum. Ama bu çalışmalar büyük engellerle yürüyor. Biz böyle çalışmalar yaptığımızda her şeyden önce kendi okumuşumuz saldırıyor. Böyle çalışmalara “aşırı milliyetçi, hatta ırkçı” etiketi yapıştırıyorlar. Halbuki durum tam tersi. Hint-Avrupa kuramı, yapısalcı kuram, klasik batı dil bilimi ırkçı ve faşist ideolojilerden kaynaklı. O yüzden yansız bilim insanlarının Batı’da bile bu engeli aşması güç. Buna rağmen birçoğu da dilbilim dışından gelen kanıtlarla dilleri birbirinden yapay olarak ayıran ve bazı dillere, kültürlere üstünlük atfeden gerici kuramların sonu yakın görünüyor. Bu da dünya milletlerinin ortak atalı kardeşler olduğu fikrini güçlendirecektir. Bizde de bu çalışmaların giderek yaygınlaşması ve kabul görmesi “Türkün kültürü yoktur, bizden adam olmaz” fikriyatını zayıflatacaktır. Klişeleri zayıflatacak, bilimsel bakışı güçlendirecektir.  

“Batı dillerinin kökündeki güçlü Türkçe” iddianızı biraz özetleyebilir, örnekler verebilir misiniz?

Batı dilleri ile Türkçenin ortak atasını gösteren gramer benzerlikleri var. Sözcük ön-arka ekleri, yapı eklerinde çok güçlü benzerlik kanıtları var. Sözcüklere gelirsek. Çok eski temel sözcüklerde, kök sözcüklerde, bunların binlercesinde fonetik-semantik bakımından ve tarihsel olabilirlik açısından, işin temel doğası açısından büyük örtüşmeler var. Bu binlerce örnekten yer darlığı nedeniyle sadece birkaçını versem, güçlü kanıt algısı yaratmayacak, aksine konuyu hafifseyenlere, işi alaya alanlara “bu kadar mı yani, sadece bunlar mı” demek için fırsat yaratacaktır. Merak eden kitabı okur. Son olarak şunu söyleyeyim: Radloff sözlüğüne dayanan çalışma dışında başka bir çalışma daha var kitapta. 1000 en temel, en eski Türkçe sözcüğü rastgele seçtik. Bunların Sanskritçe ve İngilizce karşılıklarını eşleştirdik. Üç dil birbiriyle yüzde 10.2 den 23.1 değişen oranlarda uyumlu çıktı. Türkçe ile Sanskritçe, İngilizce ile Sanskritçe arasındakinden daha uyumlu çıktı.  


Yorumlar

Maximum : 1000 Karakter / Karakter Sayısı: 
0
Yorumlara gerçek ad ve soyadınızı yazmanız onay kolayllığı sağlar.
Mail adresinizi yazmanız keyfinize kalmıştır. Yorumlarınızın onaylanması da
editörlerin tamamen keyfine bağlıdır. Yılların deneyimi sonucu bu bizde böyle.


Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...