Medya

Sevgili İnsan BU okur ve yazarları. Sitede yeniden yeni bir döneme girdik. “Yavaş Düzgündür, Düzgünse Hızlı” sloganımızı “Çok Yavaş Düzgündür, Düzgünse Çok Hızlı” düzeyine yükselteceğiz. Sitenin baş editörlüğünü, bu çamur işi üstlenecek insan bulamadık. Ben de kendi akıl ve beden sağlığım daha fazla bozulmasın diye site işleriyle artık haftada bir gün ilgileneceğim.

Dolayısıyla gelen e-postalara, gönderi, mesajlara öyle eskisi gibi dakikasında, saatinde, en geç gününde yanıt verme dönemi artık maalesef bitti. Ayrıca yeni yazı, şiir, haber, öykü yayımlama sıklığımız da çok seyrelecek, belki haftada bire inecek. Sıra ve beklemeler tatsız boyuta kadar artacak.

Çünkü arkadaşlar, gelen yazıları, eserleri değerlendirmek, gönderenlerle iletişime girmek, onları düzenleyip yayına hazırlamak değil mesele. Asıl yıpratıcı olan yayımlanmış başlıkların beş altı ayrı koldan, sürekli ve zamana dağılmış meşgul edici biçimde duyurulmaya çalışılması. Bazı arkadaşlarımız yeni başlıklarımızı çevresine duyurmada zaman zaman bize büyük destek sağladılarsa da, duyuru için hayal ettiğimiz katılım canlılığının hiçbir zaman çeyreğine ulaşamadık. Bu iş bezdirici bir iş, çünkü talep çok az, çünkü çelme çok, dostlarımız da haliyle yoruluyorlar, pek azı istikrarlı biçimde sürdürebiliyor. Ayrıca başka yayınların pek karşılaşmadığı, bildiğimiz bilmediğimiz pek çok engelle de karşılaşıyoruz duyuru sürecinde. Ve bu bir paranoya değil. Bir ek daha: En önemli sorunumuz duyuramama sorunu hiç değil. 200 binden fazla insan bir şekilde gelmiş, buradaki birkaç yazıyı okumuş… Duymama ve de gerçeklerden hoşlanmama sorununa çare yok asıl.

Ondan da geçtik… Düşmanımız çok… Salak, terbiyesiz ve sapık mebzul miktarda… Onlarla sosyal medyada veya yorumlarda uğraşmak sağlam sinir istiyor ve herkesin kaldırabileceği şey değil. O da belki sorun değil… 6 yıldır bir şekilde hatalı hatasız dayandık…

Daha da kötüsü ve en ciddisi… Sosyal medyanın, sürekli bilgisayar başında olmayı ya da telefonunuza her dakika bakmanızı gerektiren bir esir alıcılığı var. Zaman, enerji uçuruyor; ruhunuzu yavaş yavaş karanlığa emiyor. Sağlam sinirlilerin bile bir çok bakımdan sinirini bozuyor, dengeliyi dengesiz yapıyor, bağımlı yapıyor, zekiyi aptallaştırıyor. Buna herkesin tümden reddetmeden bir set çekmesi gerek…

Şimdi bizim yavaşlamamıza pek çok düşman sevinecek, ama onlar sevinmesin diye kendimi üzemem. Zaten o kadar bollar ki, tek tek hiçbirinin değeri bulunmuyor. Sağcı - solcu zombi sürüsünün içinde düşünmeye ve düşündüklerimizi anlatmaya çalışıyoruz. Isırılıp virüs kapmayalım yeter. Bir insanın en önemli varlıklarından biri sağlığı, bir yazarın en büyük varlığı aklıdır. Akıl sıradanlaşınca daha etkin yazar olmuşsun neye yarar.

Ama madem bu kadar gerçekçi ve açık sözlüyüz, şunu belirtmek lazım: Umulmayacak kadar etkiliyiz, sesimiz hiç beklenmeyecek köşelerden bile yansıyor. Olumlu geri dönüşler hiç de azımsanmayacak oranda. Sadece değiştiriciliğimiz yok denecek kadar az.  Madem o kadar etkiliyiz, fikirlerimiz madem geleceğe de yansıyacak, belli kişilere madem umut veriyoruz… Birçok insan “bugünün belli figürleri burada gösterilen ölçeklere, belgelere göre değerlendirilecek gelecekte” diyor hani… Bu nedenlerle bir şekilde ağır aksak sürdüreceğiz işi.

Herkese sevgiler, saygılar yolluyor ve bugüne kadarki destek ve katkılarınız için gönülden teşekkür ediyorum.  

Kaan Arslanoğlu

Not: Konuyla yakından ilgili 3 ay önceki duyurumuz:

http://www.insanbu.com/Medya-Haberleri/677-yeniden-yayina-baslarken-biz-sizlerden-degiliz

Bu da tanıtım videomuz:

http://www.insanbu.com/Medya-Haberleri/695-insan-bu-tanitim-filmi-yayimlandi