Şiir
Josef Kılçıksız'dan iki şiir
Dön artıK
pas demiri anımsamak istiyor
madenin yalnız saatinde...
limanlar
yükleri hüzün şiirleri gemilerini…
mermi tenle konuşmak istiyor
kurşunun en ağır diliyle…
denizine nice yakın bir ırmak geçiyor içimden
trenler geçiyor
raylarına nice ırak...
bütün mahiyetlerinden habersiz
duruyor kelimeler
sözün bittiği yerde…
asfalt şarkılar çalıyor
gecenin orkestrası
zira bir adam
alçılı yüreğini gezdiriyor gecenin ortasında...
boşluk sarhoş olup sızıyor
yüreğine yankının…
benimse yangınlarım var ve sessizce
bir kül çılgınlığına yürüyor rüzgar...
tenin yenine silinmiş gözyaşlarını sakla
bir tek ben bilirim onların tuzlu tadını...
sadece bir mevsim aralığı kadar tut ellerimi
soluğun
üşüyen ellerime üflesin
ılık büyüsünü sevdanın...
yokluğun
bir martı ölüsü
yüreğimin ıssız kıyısında...
bir gülücüğüne vesile varlığım
dön artık…
Gecenin ağzı tütün kokuyor ve
uyutmayan bir dalga sesi var kulağımda,
nehir beni çağırıyor
gitmeliyim…
Bir şeyler sormak ister gibi,
Fırat bakıyor yüzüme,
sonsuza giden bir dil kullanıyor
anlamadığım…
Yorgun yüzümü alıyor suları…
Uyuyan sular,
uyanıkken olduğu kadar
titretiyor
ürkek gölgelerini ruhumun…
Uyuyan devin korkutan sessizliği işte
bilirsin…
Susturmamaya çalışır gibi
çelik halkalarla bağlıyorum yüreğime
bir çalıkuşunun nabzını;
ama nafile,
bin yıl sonra
bir kuş ölüsüyle eve dönüyorum,
bak,
ömrümün yağmalanmış akşamlarını getirdim sana…
Lotus zehrinin kana yayıldığı çağdan beri,
nehrin hafızasında ölü bir sedef gibi
inci uykusundaydım,
önce kükürt çiğnedi atlarım,
kısrak kişnemeleri ve çığlıkların ardından alevler sardı etrafımı,
üzerime yıkıldı kalaslar ve duvarlar,
sonrası karanlık ve sessizlik…
Ben Samsatlı Zozimos ustanın,
atölyesinde önce tuale sonra mozaiğe resmettiği
çingene kızı Menad…
Duydum ki önce fıstık ağaçları sonra
tüm umutlarım,
Fırat kadar derin bir yemine yatırılmış…
Meğerse
suyun fıtratına dair
ince bir aldanışmış
tüm yaşadıklarım…
Josef Kılçıksız
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
Nihat Ateş 06.05.2016
Josef'in şiirlerinin gücü bu: Kendine ortak etmek. Daha ne olsun:) Sevgili Hocam Çobandede'nin şiirini ise bu biçemde okumak biraz zor olsa da şiirin; Zil, Şal ve Gül'den, Carmen'e oradan flamenko, gitar, raksla harelenerek oluşturulmuş bir verili, pop-kültür Çingene idealini tekrarlamaktan öteye gidemediğini söylemek olanaklı. Saygılar
ADAMIN BİRİ 05.05.2016
kılçıksız şiirler. bol kederli , kasvetli , ama su gibi akıp giden içine alan duygusuna ortak eden şiirler. beğendim ve zevk aldım . abimize selam.
Kaan Arslanoğlu 05.05.2016
Ahmet Cemal Hocam, şiirini yorum içinde gönderirsen, aha da böyle bir biçemde olur :) Yine de güzel gibime geldi. Bizim şiir editörü Nihat kardeşimiz bakalım ne der?