Şiir
Aklın Namusu
Sen de mi şairsin üfürükçü rüzgâr!
Ezbere savurduğun sözcükleri
Bir bardağa koyup afiyetle içseydin keşke
Yerçekimsiz girdiğin mescitte
İpini koparıp uçmak kolay da
Dışarıya çıkar çıkmaz daha
Kendi benliğinden geçmekse
Serden geçmen kadar zordur
Sen ey hakikat saygısından yoksun vaiz
Sana yalancı bir dilde ettiğin her dua
Kalpten çıkıp akmıyorsa dudağa
Mideye indirdiğin her ç/alıntı söz
Bir türlü içime sinmez
Çünkü kelamın içe sinmesi inkılâp iledir.
Sen ey aklın namusunu kirleten
Yarattığın ‘süper karakterleri’
Süpermarkette şok indirimli satan
Meşhur yazar bozar takımı!
Her kim hakkını vermek için yazarsa bir k/işin/in
Her cümlesiyle yeniden kurar dünyayı
Aksine, kem küm ile vesvese edip
Yalana kasten çanak tutarsa eğer
Kurduğu her cinsi sapık cümlesiyle
Kalbimizi kırıp dünyayı yıkar gider başımıza
Bizim için kim yüce gönüllü
Ve zorunluysa
Son kırıntısına dek gerçekçi
Bir dost gibi içimizden geçsin istiyoruz
Namuslu işleyen bir usun ışığıyla arif
Ya da âşıkların kalp g/özüyle zarif
Olmalı ki bütün bir cihana feyiz
Katarak ilham verebilsin bize.
Evhamı ve yeisi bırakın.
Biz gün boyu tepemizde reis falan istemiyoruz.
Yeter ki hemen yanıbaşımızda
Çekirdekten yetişen bir usta olsun.
Aklın namusu bilmekse eğer kendini
Ne işe yarar silindikten sonra kişilik
Salya sümük ağlayarak müzik yapmak
Öyleyse dili uzun
Aklı kısa cücelerin
Teveccühünden uzak durun
Onlar ki Cizvit oyunlarıyla,
Hazret pozlarıyla bize çalım atarlar
Hâkim sınıfların, tiranların ağzından
Ne kadar içi boş, sığ ve kof laf varsa
Ondan ederler ağzımıza.
Onların sadece tencereleri var
Pencereleri yok ki onların
Yüz yılın kürsüsünden okusun bize hayatı
Yıkılmış bir dünyayı inşa edip yeniden
Adeta içimizden geçenleri okusun!
C e m a l Ö z t ü r k