Şiir
Yüzyılın Bitmiyor Gaskonyalı Cyrano

Ah, Gaskonyalı
Cyrano,
bitmiyor yüzyılın.
Biz sürüler, biz reziller
gece gündüz demeden,
her şeyi tüketen
kanallar içinde
yüzdüğümüzden
bitmiyor işte yüzyılın.
Ve artık yok saydığımız imler
bir gün soluk soluğa kapımızı çalarsa,
söyle dostum:
Saf aşkın yüceliği adına
verecek bir yanıtımız
var mı?
Bütün erdemleri
ve aşkın tâcını
yüreklerdeki yerine koyan
Cyrano, onurla çektiğin kılıç
elbet bir gün gerçekliğimiz olacak.
Zaman hiçlese de her şeyi
hiç değişmedi aldanışı yüzyılların.
Bıraktığın gibi hâlâ,
sıradanlığın pırlantaları, ruhumuzun gıdası olmayı sürdürüyor.
El öptüren, susta durduran
canavarlar hiç değişmiyor, hiç ölmüyor,
iştahlarıyla bir kâbus olmayı,
kılıçlarıyla, sözcüklerin ateşiyle
kolayca yok etmeyi başarıyorlar!
Ve bâzen bakıyorlar olmayacak, ah, ellerinde
öyle bir maymuncuk ki ihanet yaftası,
açıyor kıyıcılar ağzını
konuşuyor onlar adına giyotin,
kopuyor bir bir cânım başlar!
Satın alınmak ölümsüz bir yasa sanki
yine de, en çok övgü alan özelliğimiz!
Satın almak, güçlüyüm diyenlerin
en temel güdüsü!
Ve bir eski alışkanlık sürüyor, dilerse efendi, ödüllendiriyor uşağını "liyâkat nişanıyla!"
Bıraktığın gibi hâlâ,
günahlarımız yolları bir sarmaşık gibi sarıyor,
görünmez bir istenç bizleri,
yağan karlarla yolların
arınmış olduğuna inandırıyor!
Her sabah bir dua gibi
söylerim eşsiz tiradını:
“İstemem eksik olsun!”*
Bağışlasa buyurganlar
yakutunu, elmasını dünyanın
ve sunsalar bir güneş sofrası,
onaylamam kanla beslenen
o doyumsuz canavarı
ve haykırırım bir daha:
“İstemem eksik olsun!”
Zaman hiçlese de her şeyi
hiç değişmedi aldanışı yüzyılların.
Çıkarlarımızın kör büyüsünde
her şeyimizi sattık satıyoruz.
Hey dostum hey!
Öyle miydi Cyrano'nun sözlüğünde çıkar?
Ülkesi için, dostları için
veren bir yürek olmaktı.
Gereksinimi olan herhangi biri için
gözünü budaktan sakınmamaktı.
Ağlıyor
dünya nimetleri bir avuç puştun elinde.
Ağlıyor
güzellikler barbar ruhların zindanlarında.
Ağlıyor güzellik yontucuları, kuğuların yalnızlığı,
ak köpükleri denizlerin,
ağlıyor güzelliğe büyü katan periler, güzelliği yaratan düşler, göz nûru emekler.
Aymaz bir üçkâğıtçı sürüsü gibi
kara bir sinek ordusu gibi
ve pek övülesi bir cinâyet gibi
aşksız şarabı içiyor,
kutsallığını yitirmiş ekmeği yiyoruz!
Hey Cyrano, sendin
kuşaktan kuşağa söylenecek tek şarkı.
Gelelim artık sözün derin yalanına
ve derin doğrusuna,
ince ince hepimizle dalga geçen
o eşsiz, o soylu burun,
yalnızca zarif ruhunun
ve doğanın yapabileceği
şakaların en muhteşemiydi!
Ah, Gaskonyalı Cyrano,
erdemin ve aşkın şövalyesi
yüzyılın hiç bitmeyecek.
Bir gün hep birlikte, gururun kartalı, neşenin serçesi Cyrano gibi: “İstemem eksik olsun!” deriz sefil kaderimize, düşleri bile ego kusan hayatımıza, reziller rezili dünyaya,
o zaman, o zaman işte
yeni bir yüzyıl başlayacak demektir!
Bir düş gibi yağarken kar
ağaçlar çiçeklenecek demektir!
Ve güneş her sabah,
hem doğudan, hem batıdan doğacak demektir!
METE DEMİRTÜRK
*E. Rostand
Çev. S. E. Siyavuşgil
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
mete demirtürk 20.08.2018
Dostların şakalarına, hoş sözlerine binlerce teşekkür... Sevgiyle, saygıyla...
Mehmet Eken 20.08.2018
Sevgili Demirtürk, senin bu muhteşem şiirlerine yazacağım hiçbir yorum; beni göz nuru emeğini Liyakat Nişanı ile ödüllendiren, bir şiir sömürücüsü yapmaktan öteye geçmez. İyi ki, kalemin ve gönlün buluşmuş.
Süleyman Sırrı Kazdal 20.08.2018
şiir için teşekkürler sayın demirtürk.bizum karadenizli bu durum için sanırım şöyle derdi:"ne edelum sevduğum/yoğidi ikbalumuz"
arif yavuz aksoy 19.08.2018
Sayın Demirtürk'ü özlemiştim. İyi oldu. Merci
Kaan Arslanoğlu 19.08.2018
Haçan, Konyalı yok gaskonyalı değildur, her halü hareketiyle Karadenuzludur, Lazdur daaa!