Mavi Örgü Kazak

Mavi Örgü Kazak

Rüzgâr, iğde kokularıyla geldi sevgilimin yanına

alnında çiçeklenen serin bir yalaz bıraktı kakülüne

onca zahmete rağmen girmedi kadraja

hasretle demlenen canları bıraktı kendi haline...

 

Papatyayı kavrayan zarif elleri nasıl da küçük

sanki beş parmaklı oyuncak bir pulluk!

Papatya

sevgi diye bağırırken

alçak bir merak uğruna beyaz damarlarını koparıp onu çırılçıplak bırakmak

beşeriyetin süregelen ayıbı.

Sevgilim

okulun ilk gününde

önlüğün göğüs cebine mendil koyan özenli anneler gibi

onun beyaz tüylerini güzelce tarar.

Sayesinde o,

artık  güneş halesinin ak gökle çevrelenmiş onulan yansımasıdır.

Papatya annesiyle gurur duyar,

ben sevgilimle.

 

Tül perde kadar ince, ipeksi yanakları

göğüslerini aşındıran çentik bir vadi gerdanı

bir kere demiş bulundu Ârif şair:

“Nelere baskın gelmez ki seni düşünmenin tadı?”

Can dayanmaz gözyaşının revan olduğu halleri,

gözyaşı denen o çiy taneleri

bir yay çizerek yanaklarına konuşlanmaya utanır!

Dalımın özünden uzanan sarsak bir gölge

sicim gibi akan o sevda mırıltısını yapraklarıyla okşar,

gülcemâli artık akasya bahçesidir gülümser!

Güldüğünde

güzelliğinden yayılan göçebe parıltı

kıyılarına bahar gelmiş mucizevî yanağında

aysız gecelerin ayazından

kıpkırmızı tomurcuklanır...

Sevdiğinde

burulmuş yazgılarıyla

mavi örgü kazağından

keşiş gibi saklanan turaçlar

göz alabildiğine kanatlanır...

 

Saçlarında dağ rüzgârı,

yürek çarpıntısı gibi sergüzeşt, ezgin dizleri

dizleri,

lordlar kamarası kodamanları tarafından,

sınırları cetvelle pay edilmiş afrika ülkesi değil,

çocukluktan itibaren ayak direyen,

Mustafa Kemal Türkiye’si.

Kan, kabuk, cansiperane gayretten oluşan

insanlık yarasının ince sızısını hep duyumsayacak olan,

riyâsız birer kudret heykeli...

 

Topuklarının toprağı çapaladığı her yer güneş,

siluetini göremeyen deniz kıyılarının şakakları boz bulanık,

şimdi tarif etsene insan ruhundaki iptidai ateş,

resmini yapabilir misin diye sorsana Mavi Gözlü Dev,

nasıl şeydi aşk

neydi mutluluk?

 

Kerem Han


Yorumlar

Maximum : 1000 Karakter / Karakter Sayısı: 
0
Yorumlara gerçek ad ve soyadınızı yazmanız onay kolayllığı sağlar.
Mail adresinizi yazmanız keyfinize kalmıştır. Yorumlarınızın onaylanması da
editörlerin tamamen keyfine bağlıdır. Yılların deneyimi sonucu bu bizde böyle.
  • Fahri kumbul

    Fahri kumbul 13.02.2020

    “Göğüslerini aşındıran çentik bir vadi gerdanı” dizesi çarptı beni. Şiirler pek yorumlanmıyor. Ben bir delilik yapayım: Ritim, duygu yoğunluğu, imgelem, etkileme özellikleri güzel; akış yer yer iyi; ancak dil yaşlı. Oysa Şair bana yaşlı izlenimi vermedi.

  • Deniz Karslı

    Deniz Karslı 13.02.2020

    özellikle "okulun ilk gününde önlüğün göğüs cebine mendil koyan özenli anneler gibi" benzetmesini beğendim ,özgün bir şiir...Başarılar...

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.