Siyaset
Taksim Mitingi’nin Kazananı Türkiye’dir.
CHP, Taksim’de son mitingini 3 Haziran 1977’de yapmıştı.
Ecevit için mitingde suikast yapılacağı ihbarı vardı ama Ecevit yılmamıştı; ‘’tek başıma da olsam mitinge gideceğim’’ demiş ve yüzbinlerin katılımıyla Taksim mitingi gerçekleşmişti.
Sol dalganın yükseldiği Karaoğlan rüzgârının esti bir dönemdi. Sonrası malum, ABD’nin‘’bizim çocuklar’’ dediği Evren ve arkadaşları eliyle 12 Eylül darbesi geldi ve önce solu biçti.
Bu gün hala o darbenin acılarını çekiyor sonuçlarını yaşıyoruz. Eğer darbeciler başarılı olsalardı hiç kuşkusuz yine en ağır bedeli sol ödeyecekti.
**********************
CHP 39 yıl sonra Cumhuriyet Ve Demokrasi Mitingi için Pazar günü yine Taksim’deydi ve bir milyonu aşkın insan toplanmış demokrasiye, cumhuriyete, iç barışa sahip çıkıyordu.
Alanda bir bayrak denizi dalgalanıyor ve ‘’Darbelere Hayır’’ seslenişi semaya yükseliyor, şehitler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulduktan sonra İstiklal Marşımız hep bir ağızdan okunuyordu.
Cumhuriyeti özgürlükçü bir demokrasiyle taçlandırmak
Pazar gününün bir başka anlamı daha vardı: Lozan Anlaşmasının kabul edildiği gündü.
Emperyalizme karşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen Ulusal Kurtuluş Savaşının ( ki o savaş daha sonra mazlum milletlere örnek olmuştur) taçlandığı gündü.
Kılıçdaroğlu’nun Lozan vurgusu yerindeydi:
‘’Lozan'ı hayata geçiren bütün dostlara, M. Kemal ve arkadaşlarına şükranlarımızı sunuyor ve onları saygıyla anıyoruz. Cumhuriyeti emekle kurduk, alın teriyle, gözyaşıyla kurduk, binlerce şehidimizin kanı var. Bizim ayakkabımız yoktu, çarıklarımızı giydik. Yiyeceğimiz yoktu, kara ekmeği bölüştük. Ama bir şey vardı, birlik ve beraberlik vardı. İnşallah yine birlik ve beraberlik içinde Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştıracağız. Babalarımız ve dedelerimiz bize cumhuriyeti kurdular ama o cumhuriyeti özgürlükçü bir demokrasiyle taçlandırmak bizim görevimizdir.’’
Maalesef demokrasi tarihimiz darbelerin de tarihi.
*********************
CHP mitinginin olduğu gün aynı zamanda Basın Bayramı idi.
Yaşananların kanıtladığı bir gerçek var: Basın özgür olmazsa bu en çok darbecilere yarar.
Mesleğin yük akı gazeteciler yıllarca cesurca davranıp, bilgiye belgeye dayalı köşe yazıları yazdılar, kitaplar çıkardılar, konuşmalar yaptılar ve yaklaşan tehlikeyi, cemaat örgütlenmesinin devletteki boyutunu, dış bağlantılarını ısrarla vurguladılar.
Sanıyorum atlatılan büyük tehlike basınının özgürlüğünün iktidarıyla muhalefetiyle tüm siyasal aktörlerin ve halkımızın özgürlüğü olduğu gerçeğini kavratmıştır.
Kılıçdaroğlu’nun önerisi yaşama geçmelidir: ’’Çağdaş demokrasilerde 4. güç medyadır. Açık çağrı yapıyorum, gelin 4. güç olarak medyayı anayasamıza yazalım.’’‘’Darbelerde en ağır bedeli ödeyen CHP’’
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından bir önemli bölüm:
‘’ Türkiye Cumhuriyeti'nin darbeler tarihine baktığınızda, en ağır bedeli ödeyen CHP'dir. Her darbeden sonra genel başkanlarımız hapse atıldı, biz kanla dişle tırnakla kazandığımız demokrasinin kıymetini de, darbecilerin ne mal olduğunu da en iyi bilen partiyiz. Biz bize emanet edilen cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak için gerekirse canımızı, malımızı ortaya koyduk. (…)TBMM'ye o bombalar yağarken parlamentoda görev yapan tüm milletvekili arkadaşlarım direnmiş ve dik durmuştur. Milletvekilleri dik durdu ve bu meydanda olan yüz binler dik durdu ve demokrasi kazandı.’’
Ecevit 12 Eylül sonrasında yargılanırken yalnız bırakılmıştı.
Bu kez öyle olmadı; halk demokrasiye sahip çıktı ve siyasetçilerini iktidarıyla muhalefetiyle yalnız bırakmadı. Halkın sergilediği cesaret, fedakârlık hayati değerdedir.
Bu süreçte bağımsızlığın, antiemperyalist olmanın vazgeçilmezliği kavranmışsa ülkemizin huzuru adına büyük kazanç elde edilir.
***********************
Kılıçdaroğlu’nun şu isteği umarım karşılık bulur:
‘’Darbe sonrasında emre uyan er ve erbaşların linç edilmesini asla ve asla kabul etmiyoruz, linç edenlerin yargılanmasını istiyoruz. Askerlik yapan herkes çok iyi bilir ki, komutanın verdiği emre bütün erler uyar. Emre uydu diye askeri linç ederseniz, peygamber ocağına ihanet etmiş olursunuz.’’
Evet ordumuz bizimdir. Mehmetçiği yıpratamayız. Sapla samanı karıştırmamak gerekir. Suçlular cezasını bulmalı ama ordumuzun itibarını korumalıyız.
AKP’nin tutumu yerindedir
Mitinge AKP’nin katılımı tarihi bir karardır. Demokrasi ortak paydasında buluşmak ve önce vatan diyebilmek gerekir. AKP şu açıklamayı yapıyordu miting öncesinde:
"Meselenin 'memleket meselesi' olduğunu bilen AK Parti kadroları, CHP’nin Taksim Meydanı’nda darbeye karşı düzenlediği Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’ne katılım sağlayacak. Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Müezzinoğlu, TBMM Başkanvekilimiz Ayşe Nur Bahçekapılı, TBMM Grup Başkanvekilimiz Mehmet Muş, İl Başkanımız Dr. Selim Temurci, İstanbul Milletvekilimiz Mihrimah Belma Satır, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş ve il yöneticilerimiz, CHP’li vatandaşlarımızın darbeye karşı yükselecek seslerine ortak olacak.."
Demokrasi uzlaşı kültürüdür. Ortak davalar oluşturabilme ve etrafında kenetlenebilme kültürüdür.
İktidarın ve muhalefetin şu tarihi süreçte sergileyeceği dayanışma Türkiye’nin önünü açar.
******************
Alandaki yüzbinler Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı Taksim Bildirgesi’ni onaylarken Türkiye’nin darbeler dönemini aştığını cumhuriyete ve demokratik, laik, sosyal, hukuk devletine sahip çıkıldığını gösteriyorlardı.
Mitingin CHP açısından önemli olduğu açıktı ama miting daha çok Türkiye açısından önemliydi. Türkiye adına, halkımız için düzenlenen bir mitingdi. Nitekim, miting alanı göstermiştir ki mitingin kazananı CHP değil Türkiye olmuştur; şu günler oy kazanma değil Türkiye’yi kazanma günleridir.
**********************
Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı Taksim Bildirgesine ve konuşmasında Fethullah Gülen’e değinmeme yanlışına ilişkin görüşlerimi yarınki yazımda yazacağım.
Can Ertan
Bu yazı, Bursa Yeni Marmara Gazetesi http://www.yenimarmaragazetesi.com/ dan alınmıştır.
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
Ilgaz Alarcın 28.07.2016
3 Şimdi Kılıçdaroğlu birlik beraberlik vurgusu yapsın. Bunun anlamı yok, içi boş. ''Meselenin 'memleket meselesi' olduğunu bilen AK Parti kadroları '' cümlesi kadar boş. Akp’nin rengi bellidir kimse onu bize başka türlü sunamaz, sunmaya çalışırsa zaten onun da rengi belli olur. 'İktidarın ve muhalefetin şu tarihi süreçte sergileyeceği dayanışma Türkiye’nin önünü açar.' a ise yorum yapamıyorum. Bu nasıl analizdir, cümlenin neresinden baksan saçmalıktan öteye gitmez. Ek olarak iktidarın ve muhalefetin hangi durumlarda kol kola olduğu ve bundan halkın neler kazanıp neler kaybettiğini şu 14 yıllık süreçte bolca gördük. Akp'ye karşı mücadale artık Akp ile mücadale olacaksa bu Türkiye'nin önü nasıl açılacak merak ediyorum. Ç. tavsiyen için teşekkürler, seçenek kelimesinin eş anlamlısı a ile başlayan kelimeyi kabul etmiyormuş.
Ilgaz Alarcın 28.07.2016
2 Neden insanlara Chp'yi iyi bir seçenek olarak sunar? Ayrıca ülke'nin hali bu durumdayken darbe girişimi sonrası herkes ‘pembe gözlük ‘ takmış durumda. Kişisinden beklenmeyen analizler gelmeye başladı.Bu durum gerçekten garip.Darbe girişimi sonrası nasıl Erdoğan birilerine sevimli gelmeye, halk arasında bilinçli yaratılan uçlaşma bertaraf edilmeye, Akp-Chp-Mhp-XXP ne varsa bir biri ile dost arkadaşmış havası yaratıp bu ülke normalleştirilmeye çalışılıyorsa da buna balıklama atlayacak değiliz. Çünkü normal ve sağlıklı olan bu değil.+++++
Ilgaz Alarcın 28.07.2016
1 Chp ve Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar takındığı tutumlar, yaptığı yanlış tercihler ve AKP karşısında konumlandığı noktadan sonra hala 'iyi' Chp ve 'tatlı' Kılıçdaroğlu denebilmesini anlayamıyorum. Ben bir sosyalist olarak zaten Chp'den bir beklenti içerisinde değildim. Fakat kendini solcu olarak adlandıran bu insanlar neden inatla eninde sonunda, Chp yeni bir şey ortaya koymamış olduğu halde Chp'ye döner. +++++++
Ç. 28.07.2016
Müdüriyet yorumlarımda Mehmet Harma'nın size sataşmaması için elimden geleni yapacağım. Ilgaz Alarcın ben de gönderdiğim dünkü yorumda aynı sıkıntıyı yaşamıştım. Sıkıntı yaşanmayan kısmı bölerek gönderdim. Göndermekte sıkıntı yaşanan cümleyi de çıkarıp farklı bir şekilde yazarak gönderince sistem kabul etti. Siz de öyle yapın. Bir kelime gönderilmesine engel oluyor hangi kelimenin engellediğini bulamadım.
editör 28.07.2016
Bazen bizde de oluyor. Sanırım IP nin bir şeyine takıyor web sistemi. Bilgisayar ve modemi kapatıp açın, çoğu kez işe yarıyor. Link vermek istiyorsanız link de problem çıkarıyor olabilir. Saygılar.
Ilgaz Alarcın 28.07.2016
Ayrıca nedense yorumun ilk bölümünü atamıyorum. Yanlış site veya bilgi gönderdiniz uyarısı alıyorum sevgili insanbu editörleri
Ilgaz Alarcın 28.07.2016
(Devamı) Şimdi Kılıçdaroğlu birlik beraberlik vurgusu yapsın. Bunun anlamı yok, içi boş. ''Meselenin 'memleket meselesi' olduğunu bilen AK Parti kadroları '' cümlesi kadar boş. Akp’nin rengi bellidir kimse onu bize başka türlü sunamaz, sunmaya çalışırsa zaten onun da rengi belli olur. 'İktidarın ve muhalefetin şu tarihi süreçte sergileyeceği dayanışma Türkiye’nin önünü açar.' a ise yorum yapamıyorum. Bu nasıl analizdir, cümlenin neresinden baksan saçmalıktan öteye gitmez. Ek olarak iktidarın ve muhalefetin hangi durumlarda kol kola olduğu ve bundan halkın neler kazanıp neler kaybettiğini şu 14 yıllık süreçte bolca gördük. Akp'ye karşı mücadale artık Akp ile mücadale olacaksa bu Türkiye'nin önü nasıl açılacak merak ediyorum.
Davut RESNELİ 27.07.2016
Can bey size allah yardım etsin
Kaan Arslanoğlu 27.07.2016
Darbe Girişimi ve hemen sonrasında yaşanan büyük değişimle ilgili çok karamsar görüşlerin yanı sıra hayli iyimser fikirler de duyuyoruz. Bugün yazarımız, dostumuz Can Ertan'ın iyimser bir yazısını yayımlıyoruz. Can Türkiye'nin durumuyla ilgili hayli karamsar şeyler düşünüyordu bugüne dek ve CHP'yi benden çok daha fazla eleştiriyordu. İyimser olmak iyidir. Gün birlik günüdür, o da doğru. Umarım iyimserler haklı çıkar. Ben ortalama görüşten, tüm görüşlerin ortalamasından yanayım. Umarım haksız çıkarım buna rağmen. Genel ilkelerde kendime göre hep doğru durduğumdan kuşkum yok, ama kıvrak siyasetten çok anlamadığım ortada. Neler bu kadar çok değişti, tam kavrayamıyorum.