Siyaset
FETÖ/ABD Darbesine Karşı Bağımsızlık ve Cumhuriyet
FETÖ/ABD Darbesine Karşı Bağımsızlık ve Cumhuriyet vurgusu neden yapılmıyor? Fethullah Gülen'in CIA tarafından kurulmuş dernek yöneticiliği yaptığı FETÖ iddianamesinde yer alırken, ABD'nin darbeye dahli her yerde konuşulurken bunları konuşanların dahi ABD üsleri derhal kapatılsın ve NATO'dan çıkılsın taleplerini dile getirmemeleri ilginç. Toplumun buna hazır olup olmadığını mı tartışacağız. Bundan daha uygun zaman mı olur? Toplumun gözündeki en önemli kurumlar bu darbe tarafından hedef alınmadı mı? İnsanlar, darbeciler tarafından katledilmedi mi? FETÖ'ye karşı bu öfkenin NATO ve ABD ilişkilerine karşı hale gelmemesi için neredeyse herkes dikkatli olmaya çalışıyor. Sermaye partilerinin hepsi için durum anlaşılır. AKP, CHP, MHP, HDP, hiçbiri ABD ile köprüleri atmak anlamına gelecek bir söylemde bulunamazlar. Bakmayın AKP'nin esip gürlemesine bunu sadece ABD ile olan ilişkilerde koz olarak kullanmak derdinde. Ancak şu an toplumun bilincinde sıçrama yaratmanın mümkün olduğu bir süreç yaşıyoruz ve solun bir haftadır bu eksende bir çıkış yapmaması düşündürücü.
Evet, Pazar akşam CHP'nin Taksim mitingi var ama iki sıkıntısı var mitingin. Birincisi CHP'nin internetten sitesinden yayınlanan basın açıklamasına göre, 78 milyonun davetli olduğu, CHP'nin öne çıkartılmadığı, özgürlükçü demokrasinin kalıcı kılınması kardeşlik ruhunu tesis etme odaklı bir miting olacak. Burada darbenin gerçek sorumluları ve hedefine ilişkin hiç bir önerme yok. İkincisi, ilkinin yarattığı boşlukla da bağlantılı olarak, siyasal söylemleri ve yakın hedefleri birbiriyle uyuşmayan herkes orada olacağını söylüyor ve bu tam da gerçekte nelerin olup bittiğinin görülmesine engel oluşturuyor.
Ne yapacağız? Hepimiz kardeşiz diyerek meydanda buluşacağız. Sonra hangi yöne birlikte yürüyeceğiz? Tek bir somut ortak siyasi hedef var mı? Demokrasi mi? OHAL kalksın mı diyeceğiz? Bu mu sorun gerçekten şimdi? Türkiye Cumhuriyeti yıkılırken apolitik gösteriler mi yapacağız. Her yıkılış sürecinde birileri bir kurucu söylemle yola çıkar. Kendimizi kurucu özne olarak görmüyor muyuz yoksa? Ya da her şey yolunda gibi mi algılıyoruz? AKP nasılsa kuruyor bizim gücümüz yetmiyor bu yüzden AKP'nin kuracağı şeyin daha düzgün olması için muhalefet görevimizi mi yerine getiriyoruz?
Kuruculuk aynı zamanda bir bayrak yarışıdır. TC kurulurken Osmanlı üzerinden kendini tanımladı. Bugün de TC üzerinden tanımlanması kaçınılmazdır. Kurucu iddianın bayrak yarışı oluşu bir metafor değil. Haziran isyanında Türk bayrağı isyanın sembolü oldu. Bugün AKP darbeye karşı bayrağa sahip çıkıyor. Meşruiyetini bayraktan alıyor. Sol ise bir dönem ele geçirdiği bayrağı kaybetmiş durumda ve sahip çıkamıyor. Oysa bayrak aynı zamanda bağımsız bir devlet olarak varlığın da simgesi. Sol bugün bağımsızlığa da sahip çıkamıyor.
Bağımsızlık ve cumhuriyet söylemi her sorunu çözmüyor ama her sorunun çözümüne giden yol bağımsızlık ve cumhuriyet söylemi olmadan kurulamıyor.
Bu yüzden alanlara ABD'ye NATO'ya AB'ye karşı bağımsızlık ve cumhuriyet söylemi ile çıkılmalı.
Cumhuriyetin antiemperyalizm, aydınlanma ve kamuculuk olmadan kurulamayacağını da unutmamalı.
Darbenin Sosyal Psikolojisi ve Toplumsal Travma
Bir taraf için durum çok netti. Kahramanları tehdit altındaydı ve kahramanın işaretiyle savunmaya geçtiler. Kahramanlarının ölümünden çok korkmaktadırlar. Çünkü kahramanın savaştığı ejderha, yani kendi gölgeleri çok güçlüdür. Sokağa döken motivasyon, kahramanın yanında olma, kahramanla özdeşleşme çerçevesindedir. Bu tarafın merkezi dışında kalanlar için toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi ayakları altındaki zeminin kaybı korkusu ihmal edilmemelidir.
Öbür taraf için durum çok anlaşılmazdı. Her bir öbek, kendi rakibine, belki de nefret objesi haline gelmiş birine karşı eylem yapıldığını biliyor ama bir biçimde içgüdüsel olarak bu eylemi yapanların yanında yer almıyordu. PKK/HDP, CHP, MHP bunu bir fırsat olarak değerlendiremiyorlardı. Üstelik PKK/HDP, AKP/RTE ile savaşmak gerektiğini ve özellikle RTE'nin iktidardan uzaklaştırılmasın en önemli mesele olduğunu söylemesine rağmen bu süreçte hükümet karşıtı pozisyon alamamış ve darbenin karşısında olduğunu söylemiştir. FG kalemşörlerinin seçimlerde HDP'ye desteği bile HDP'nin FG yanında yer almasına yetmemiştir. Bu hiç bir şekilde demokratik yollardan yana olmayla açıklanamaz. Çünkü son bir yıllık süreçte bu yapının hangi kanlı sürecin parçası olduğu çok iyi biliniyor. FG ile ilişkisi çok konuşulan kimi CHP'liler ve MHP'liler de darbe girişiminin yanında duramamıştır. Bu durum, bu çevrelerin başarısızlığı görmeleri ile ilişkisi olsa bile kollektif bilinçdışının etkisini ihmal etmemek gerekir. Toplumsal tabanları ayakları altındaki yapı yıkıldığında kendilerini hiç de iyi bir gelecek beklemediğini hissetmişlerdir. Bugün toplumsal bilinçdışı, yapının yıkılmasına karşı yapının korunması yönünde refleksler doğurmaktadır.
En "darbeci" olarak varsayılan çevreler ise bunun kendi darbeleri olmadığını anlamışlar ya da sezmişlerdir. Nereden mi? Mesela darbe metni "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları" diye seslenirken aslında geleneksel "Aziz Türk Milleti" söyleminin dışında olduğu bilinç düzeyinde farkına varmasalar da sezilmiştir.
Bunun dışında kalan cumhuriyetçi çevrelerde ise -istisnalar dışında- korku ve kaygı egemen olmuştur. Cumhuriyetin tüm kurumları darmadağın olurken sokakları yine bu değerlerin çok uzağındaki kalabalıklar egemenlikleri altına almışlardır. Böylesi bir ortamda kendilerine yer olmadığı hissine kapılmış, umutsuzluk ve çaresizlik ile kaçma eğilimine girmişlerdir.
Bu çevreler darbenin en fazla travmatize ettiği çevrelerdir. Darbe bu yönüyle de başarılı sayılabilir. Ulus-devleti ortadan kaldırma hedefli bir darbe bu ulus-devleti ayakta tutabilecek tek söylem olan cumhuriyeti savunabilecek çevreleri ruhsal açıdan ezmiştir.Şimdi ruhu ezilmiş bu çevrelerin ruhu yeni bir kalıba dökülmek istenmektedir. Bir taraftan bakıldığında son derece iyi gibi görülebilir. Bugün yapılacak CHP mitinginden söz ediyorum, Demokrasi ve Cumhuriyet mitinginden. Cumhuriyet kelimesi yemdir. Yutturulmak istenen demokrasi kavramı ile birlikte cumhuriyeti ayakta tutabilecek antiemperyalist, aydınlanmacı, kamucu ve yurttaşlık aidiyeti( mezhepsel, etnik, cinsel vb. kimlik aidiyetlerini değil) söylemin boğulmasıdır. Bu söylenenler, bir mitinge katıldı diye insanların hemen bir kalıba dökülüvereceklerini iddia etmek anlamına gelmiyor. Ancak böylesi anlarda girilen yolların hemen farkedilmeyebileceğine ve zaman kaybına yol açabileceğine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Travmaya uğramış kesim her türlü batıl inanca, travmasını unutturacak her türlü hayale açık hale gelir. Buna erken müdahale etmenin önemine dikkat çekilmeye çalışılıyor. Keşke, daha ilk günden birileri bu süreçte hareketlenen kimi insanların da karşı çıkamayacağı bir biçimde madem ABD ve FG patentli bir darbe girişimi o halde ABD üsleri kapatılsın, tüm askeri anlaşmalar feshedilsin, NATO'dan çıkılsın diyerek Bağımsızlık ve Cumhuriyet mitingi düzenleseydi. O zaman travmatize kesimler, sığınma ihtiyacını giderecek bir alan olarak bu mitingi görmezlerdi.
Tüm kalıba dökme niyetlerine karşın, düzenleyicilerin iradesinden bağımsız olarak bu mitingin travmayla başa çıkma konusunda bir etkisinin olma ihtimali de değerlendirilmeden geçilmemeli.
Turabi Yerli
http://yenikulvar.blogspot.com.tr/?view=sidebar dan alındı.
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
Deniz Can 30.07.2016
Amerika bu darbenin arkasındaysa eğer başarılı olmasını istemedi diye düşünmemiz gerekmez mi. Sonuç, güçlü ama kötü olan şimdi çok güçlü oldu, istenen bu olsa gerek. FG yi bize doğrudan ya da dolaylı teslim ettiklerinde ne olacak, daha önce gördüğümüz filmi yeniden mi izleyeceğiz.
Kaan Arslanoğlu 28.07.2016
Devam.. Şimdi Turabi dahil, birçok cumhuriyetçide, ulusalcıların çoğunda CHP'yi de FETÖ'cülükle ilişkilendirme eğilimi güçlendi. Öteden beri söylerim, Türkiye'de öne çıkmış siyasetçi, gazeteci ve yazarlardan ABD'ci olmayan, bir şekilde yakın ilişkiye girmeyen kim var? Buna en sol da dahil. Keza FETO ile bir şekilde bağlantılı olmayan da çok çok azdır bu kesimlerde. En keskin anti_FETOcular bile ve son birkaç yılda bile AKP destekçiliği yapmakla dolaylı olarak FETO'ya katkıda bulundular. YANİ TENCERE DİBİN KARA diyorum. Bu konuda fazla fırsatçı davranmamak lazım diyorum.
Kaan Arslanoğlu 28.07.2016
Turabi'nin çoğuna büyük çoğunluğuna katıldığım görüşlerine bir-iki ek yapayım kendimce. Turabi Darbe sonrası silkiniş lazım, cumhuriyetin kurucu değerlerine dönmek lazım diyor. Bence de doğru. Fakat bunu yapacak kitle-kadro-liderlik yok. Sol muhalefet Batı'dan ve batılı yaşamdan kopmaz, eski değerlere kolay kolay dönmez. O zaman ne yapacağız? Yine de söylemek lazım ama bunun üstüne siyasi taktik pek akıllıca gelmiyor. Aaaah, ah! Bu konuda çok şeyler söyledim, yine söylerim, ama bıktım. Darbeye karşı ilk tepki ve sokağa çıkmaya gelince. Sol-Cumhuriyetçi muhalefet önce ne olduğunu anlamadı ki sokağa çıksın. İlk saatlerde bunun AKP'nin kendi kendine yaptığı bir provokasyon olduğu fikri çok yaygındı. Ben o görüşte değildim ama tanıdığım kişilerin çoğu öyle düşünüyordu. CHP'nin tavrı, milletvekillerinin mecliste direnmeye başlaması fikirleri değiştirmeye başladı. Ama sokağa çıkmak için yine yeterli motivasyon sağlanamadı. Bunda sokaktaki aşırı dinci hava ve Erdoğancılık da rol oynadı.