Siyaset
Amerikan Komünist Partisi

su tozu, kurutulmuş ateş, şişirilebilen hava, ılımlı islam, amerikan komünisti
Bu haftaki kitabımız, “Birleşik Devletler Komünist Partisi Tarihi”. Yazarı, William Zebulon Foster. İnternette bulabilirsiniz, ben de oradan buldum. 600 sayfa pdf olarak yüklenmiş. Okuyan kişi kimi yerlerde satırların altını çizmiş, not almış, dijital ortamda olmasına rağmen ruh vermiş. 1952’de yayınlanan kitap, Amerika’da sosyalist-komünist hareketin tarihini, başlangıcı 1700’lerin sonundan, kitabın yayınlandığı tarihe kadar olan belirli olayları ve zaman dilimleri halinde gelişmeleri anlatıyor. Kitaba göre Marksist düşünce, Amerika’ya, Avrupa’dan özellikle de Almanya’dan gelen politik göçmenlerce getirilir. 1845’te bir grup Alman, Sosyal Reform Birliği’ni kurar. Bu hareketin başında, Marx’ın çalışma arkadaşı Hermann Kriege vardır. Göçmen Alman işçilerin içinden çıkan önemli bir devrimci isim de Wilhelm Weitling’dir. Joseph Weydemeyer ise ilk Amerikan Marksistlerinin lideri konumunda olup, Amerikan sosyalizminin öncü ismi olarak kabul edilir. Bu grubun birçok ismi, Marx ve Engels’le yoğun şekilde haberleşmektedir o yıllarda.
İlk isimleri kısaca böylece andıktan sonra, tek cümleyle özetlersek; Amerikan komünistleri ilk yıllarında etkilidirler, başkan seçimlerinde etkindirler, sayıları yüz bine ulaşır ancak sonra bölünürler, güçlerini yitirirler ve günümüzde sadece birkaç bin kişi kalırlar. Hikâye, birçok coğrafyada olduğundan farksız yani.
Neyse, “Koministler Moskova’ya” diyip devam edelim biz. Ben size başka bir şeyi, Sacco ve Vanzetti olayını aktaracağım kitaptan. Kitabın 14. Bölümü’nün başlığı “Komünistler ve Kapitalist Saldırganlık”tır. Burada 1919-1923 yılları arasında geçen olaylar anlatılır. Bölümün alt başlıklarından sonuncusu “Sınıf Savaşı Mahkûmlarını Savunma”da, anlatılan olguların biri de Sacco ve Vanzetti’dir, okuyalım;
“5 Mayıs 1920’de, zaten rezil olan Amerikan demokrasisinin birçok komplolarına, diğer bir meşhur vaka eklendi. Massachusetts’de Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti tutuklandı. İkisi de anarşistti ve Amerika dışında doğmuşlardı. Sacco ayakkabıcı, Vanzetti seyyar balık satıcısıydı. Massachusetts, South Braintree’de, düzmece bir suçla, bir muhafızın öldürüldüğü, 15.000 dolarlık maaş soygununu yapmakla suçlandılar. Çoğunlukla alaycı bir komünistlik suçlaması ve ulusal şovenizmin hâkim olduğu, abuk sabuk bir yargılama sonrası, iki zanlı suçlu bulundu ve elektrikli sandalyeye mahkûm oldular. İşçi Partisi, onları kurtarma mücadelesinin merkezi oldu.
Bu rezil komplo, tüm dünyada işçi ve liberal çevrelerde öfke uyandırdı. Takip eden yedi yılda, bu yasal linçe karşı birçok şehirde Komünistlerle birlikte yapılan gösteri, grev ve protestolar, her yerde önemli bir rol oynadı. Fakat, Sacco ve Vanzetti’nin yargılanmaları, aşikar adaletsizliğe karşın sürdürüldü ve insafsız kapitalistler yakaladıkları kurbanlarını serbest bırakmayı reddettiler. Sonunda sınıf nefretinin iki mağduru, 23 Ağustos 1927’de infaz edildiler. Birleşik Devletler’in birçok şehrinde ve ayrıca Panama, Manila, Brüksel, Havana, Mexico, Buenos Aires, Montreal, Varşova, Belgrad, Melbourne, Kahire ve Sovyetler Birliği’nde gösteriler yapıldı. İsviçre, Cenevre’de 50.000 kişi gösterici vardı. Tüm dünyada Birleşik Devletler elçilikleri, silahlı muhafızlarla korundu. İnfazdan sonra Paris’te 150.000 kişi Birleşik Devletler elçiliğine yürüdü ve barikatlarda polisle çatıştı. Boston’da sağanak yağmur altında, 250.000 kişi cenaze törenine katıldı. Sacco-Vanzetti’nin linç edilmeleri, işçilerin bir gün kesinlikle cezalandıracakları acı zorbalıklardan biridir.”
History of the Communist Party of the United States. By William Z. Foster. Copyright, 1952, by International Publishers Co., Inc. Printed in the United States of America.
http://ouleft.org/wp-content/uploads/[William_Zebulon_Foster]_History.pdf
Bu vesileyle, Nâzım Hikmet’in Sacco ve Vanzetti şiiri ile Sacco e Vanzetti (1971, İtalyan yapımı), Sacco and Vanzetti (2006, Amerikan yapımı) filmlerini de hatırlayalım ve her ikisinin de, “kutlu tinleri şad, orunları uçmağ olsun” diyelim.
Mehmet Harma
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
Mehmet Harma 11.05.2017
Değerli Mete Bey, kahvaltıya misafir ettiğiniz için ben teşekkür ederim. Naftalin'i hazırlamaya karar verdiğimizde gününü belirlememiştik amma değerli Baş Editörümüz Nihat Ateş, Salı gününü uygun görmüş, öyle devam etti. Halbuki Salı sallanır derler ama pek de bir şey olmadı :) Bir kağıt hurdacısı olarak bende bir hayli sararmış kağıt, solmuş yaprak var ve bunlardaki incelikleri paylaşmak mutlu ediyor beni. Mümkün olsa, olduğu gibi resmini çekerek yayınlayacağım bunların ancak yeniden yazmak gerekiyor metinleri. Yazımlarına hiç dokunmadan, hatıralarına saygımdan aynen geçiriyorum yazıya, hiç düzeltmeden. Kurutulmuş ateş, sönmüş hava, ıslak ateş, donmuş kor, kendi içinde bir olanaksızlığı barındırırken, "neden olmasın? her şeyin mümkün olduğu zamanlardayız" dedirtiyor aynı zamanda. Şiir derseniz eğer, orada dururum beni aşar ama haiku'ya hayır demem. Haftaya Salı, kahvaltıda simitler benden :)
Mete Demirtürk 11.05.2017
Özür dilerim. Bu tür saçmalıklarım sıklaştı. "Kurutulmuş ateş" demeliydim. Müthiş bir imge. Saygılar...
Mete Demirtürk 11.05.2017
Sayın Harma, lütfen beni bağışlayın. Kaç haftadır not düşmek istiyor, düşemiyordum. Bazen parçalanıyor insan. Bir tuhaf üşengeçliğin tezahürü diyelim. Asla naftalin içindeki gerçeklik değil günümüze aktardıklarınız. Acısı ve tatlısıyla, salı kahvaltılarımızın en anlamlı parçası. Yazdığınız harika sözcüklerin açılımını rica ediyorum. Sanki şiire hazırlık gibi. "Kurutulmuş hava. Şişirilebilen hava." Kahvaltımın balı oldular. Saygılar...