Siyaset
14 Mayıs Seçiminin Değerlendirmesi
22 YILDIR AYNI İKTİDAR… Bundan sıkılmakta sonuna dek haklısınız. AMA 22 YILDIR AYNI MUHALEFET… 13 yıldır aynı CHP… Bundan sıkılmadınız mı? Bunlar son beş altı yıldır ekonomik iktidar. Bunlar 50 milyondan fazla insanın belediyelerine sahipler. Medyada, sosyal medyada, meslek örgütlerinde, sanatta, edebiyatta, kültürde bunlar iktidar… Milli değerleri, insani değerleri, sol değerleri yok etmekten başka ne yaptılar?
Şimdi de önümüze koydukları şey, emperyalizmin çok kapsamlı olarak hazırladığı Türkiye için kaos planıdır. Bize vaat ettikleri Libya, Irak, Suriye, Ukrayna demokrasisidir. BUGÜN SÖYLEMİYORUZ; YILLARDIR DİYORUZ: Gerçekten değişim istiyorsanız... Batı yalakalığından sahte mutluluk devşirmek değil, gerçekten iyi yönde değişim istiyorsanız… Ulusal ve halkçı politikalara, emekle ülke için yapılan siyasete dönmek, bu muhalefeti kökten değiştirmek, PKK işbirliğinden vazgeçmek gerek.
GENEL SEÇİMİ TABİP ODASI SEÇİMİ SANDILAR…
Enteresan bir diktatörlük altında yaşıyoruz. PKK ve FETO yandaşlarının her türlü seçimi kazanabildiği, parlamentoya girebildiği TEK ADAM DİKTA REJİMİ. Buna sebep sanırım terör yancılarında bilinç düzeyinin çok yüksek olması. Ve bu geçen günkü seçim mühendis odası, baro, tabip odası seçimi olsaydı muhalefetin işi daha kolaydı. Bu kesimler en seçkin aydınlarımızdan oluşur. Onlar sıradan vatandaş gibi düşünmezler. Örneğin PKK ile 40 yıldır kanlı bir savaş içinde bulunduğumuzu oy atarken umursamazlar. PKK taraftarlarını rahatlıkla yönetimlere seçerler. Çünkü ölen, öldüren kendileri değildir. Oğullarını askere yollamazlar, kızlarını polis yapacak halleri de yoktur. Yüksek zekalarıyla karar verirler. Üstlerine ateş edilmediği sürece terörü, katliamları dert etmezler.
Batının tam güdümünde bulunmak, Atatürk’ten nefret edenlerle ortak hareket etmek de Atatürkçülüklerine zarar veremez. Çünkü artık Atatürkçülük Sözcü okumak, Fox seyretmek demektir. Birkaç gün Sözcü okumak suretiyle ulaşılan yüksek akılla Fetöcü de, Madımakçı da, HDP’li de onlara Atatürkçü gelmeye başlar. Üç dakika Halk-Tv izlemek ya da beş dakika Cumhuriyet okumakla bile aşkın bir akla erilir.
Sıradan vatandaş ise elbette bu bilinç durumlarına ulaşamıyor. Muhalefet ortalamasından çok daha yoksul haline rağmen ülke daha kötü duruma gelmesin kaygısı güdüyor. Özgür ve keyfi oy atamıyorlar. Onlarda zeka yükselten rahat batması sendromu da yok! Vatanı çok daha fazla umursuyorlar ki, vatan denen şey bilinçli kesim için ilk gözden çıkarılacak modası geçmiş bir değerdir. Cahillerin problemidir.
Hal böyle olunca tabii genel seçimde PKK taraftarı çok okumuş kesimin şansı azalıyor. O zaman daha fazla Cumhuriyet, daha fazla Halk TV, Teletobi-1 ve daha fazla trolle dozu artırmak gerekiyor. Bu da bir kısır döngüye sebebiyet veriyor. Her şeyin ortası faydalı. İleri yüksek bilinç hali de zarar veriyor, başarısızlık getiriyor.
HDP’nin KÜRTLERİ TEMSİL ETMEDİĞİ BİR KEZ DAHA GÖRÜLDÜ…
Peki kim görecek? ABD-AB piyonu solcular mı? Yoksa ikinci HDP haline gelmiş CHP mi? Hepsi Batı senaryolarının hayal aleminde. Okumaları yok, rakamlarla araları hiç yok. Kendini Kürt olarak gören seçmen sayısı 13 milyon kadar. Orman yakan Yeşil Sol Parti 4.803.774 oy almış. Bunların da hepsi Kürt değil. Oran en çok yüzde 36-37’dir. Durum önceki seçimlerde de böyleydi.
PKK-HDP ile ortaklık kuran seçimi kazanamaz, ülkeyi ise hiç kazanamaz. Yüzlerce kez söyledik. Muhalefet büyük sermayeye, orta sınıflara çalışıyor. Ciddi bir halkçı politika uygulansa AKP tabanı kazanılabilir. Ama amaç zaten bu değil. Liderlerinin açık seçik amacı Türkiye’yi zayıflatmak. Bunlar çalışmadan çalanlar şebekesi. Armutu Amerika pişirsin, ağzıma düşürsün politikacıları.
En büyük Kürt düşmanı PKK’dır ve onun güdümündeki sağ ve sol partilerdir. On binlerce Kürdün kanına girmiş bir taşeron örgütle göstere göstere omuz omuza yürüyorlar. Kürtlerin haklarını, en başta yaşam haklarını, huzur haklarını savunanlara Kürt düşmanı diyorlar. PKK-HDP’nin ayrılma gibi bir amacı bile yok. Onlara verilen tek emir ülkeyi karıştırmak, Türkiye’nin sürekli kaos içinde bulunmasını sağlamak. HDP’ye oy atanların bir kısmı da dahil Kürtlerin ezici çoğunluğu bunun farkında. KÜRT KARDEŞLERİMİZİN GÖNLÜ HEP ÜLKEDEN YANA. Yeter ki aramıza politikacı, medyacı kılığında ajanlar girmesin.
CHP’den sıtkım tamamen sıyrıldı. Fakat HDP ile ortaklığı bitirsin, ilk sandıkta jest için oyum onlara. HDP PKK’dan uzaklaşamaz. Mümkün değil. Fakat daha önce birkaç kez söz verdim: PKK ile teması kessin, ilk seçimde jest için oyum onlara.
SEÇİMİN MARKSİST ve PSİKOLOJİK ÇÖZÜMLEMESİ…
Kılıçdaroğlu’nun ve solcuların yoğun oy aldığı yerler zenginlerin yaşadığı ilçeler ve lüks semtler. AKP’nin yiyiciliğinden bahsediliyor, doğrudur; fakat muhalif yiyicilik hangi parametreye bakarsanız bakın bu yiyiciliğin hayli üstünde. Ben bunlara o yüzden sözde “muhalefet” diyorum. Ülkenin kaymağını en çok yiyen kesim. Zenginler cimri ve hırslı olurlar. Yaşanan ekonomik buhranı en fazla onların hissetmesi bu yüzdendir ve bu evrensel bir sosyolojik gerçektir.
Yoksul ve açlık sınırındaki kesimlerde ise büyük çoğunluk oyunu Erdoğan’dan yana kullandı. Bunu zenginler anlayamaz. Açlık sınırında yaşayan insanların istikrara gereksinimi hayatidir, keyfi değildir. Onlar estetik zevkleri için iktidara karşı olamaz, maceralara yelken açamaz. AKP’nin ekonomi yönetimi hem politik hem de teknik anlamda kötü. Plantemi, dış ve iç sabotajları elbette unutmamak gerek, ama bu da böyle… Muhalefet ise değil ekonomi konusunda hiçbir konuda güven vermiyor. Her seçimde daha rakamları toplayamayan, giriştiği her kumpası yüzüne gözüne bulaştıran bu düşkün kadrolar kazara iktidara gelse ekonomide de büyük yıkım yaşanacağı kesindir. Besleme solcu ekonomistler bunu göremez ama, yoksul işçi derin aklıyla sezer.
RAHAT BATMASI SENDROMU…
Zengin muhaliflerimizde müşahede edilen bu hastalık en çok “Türkiye’de demokrasi yok!.... Dikta rejiminde yaşıyoruuuuz!....” çığlıklarıyla kendini belli eder. Fakat bu aynı kesimler 22 yıldır apartman, oda, sendika, hela seçimleri dahil ülkede hiçbir seçimi kaçırmazlar. Dikta yönetimi altında bütün odaları, belediyeleri ele geçirir, meclise yandaş tarikatçıları, fetöcüleri bile rahatça sokarlar. PKK’lıların bu ağır faşizm altında meclise doluşması ise olağan durumdur.
Kanımca ülkede DEMOKRASİ AZLIĞI DEĞİL, CIVIK BİR DEMOKRASİ İSHALİ VARDIR. Herkes devletin en başındaki dahil herkese sövebiliyor, isteyen yarım aklıyla her türlü yalanı yayabiliyor. Birilerine alenen kumpas kurmak alkışlarla karşılanıyor. Muhalefet faşist bir medya, sosyal medya ağı kurmuş, her gün bin yalan uyduruyor, önüne çıkanı linç ediyor, işine gelmeyeni yok ediyor. Devlet HDP’ye ve muhaliflere değişik kanallardan korkunç para aktarıyor… Bir tek gösteri yürüyüşlerinde sıkıntı var ki, o da muhalefetin her eyleme PKK’lıları sokması yüzündendir.
Yalnız şu var ki: emekli komutanlara karşı hukuki olduğu ileri sürülen cezaları aşırı ve haksız buluyorum. Hatta Osman Kavala ve Gezi sanıklarına karşı tutumu da abartılı ve kindar buluyorum. Yineliyorum: Bazı rahatsız edici ayrıntılar dışında ülkenin sorunu demokrasi azlığı değil, demokrasi fazlalığıdır.
Kaan Arslanoğlu
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
Cengiz Gürler 29.05.2023
Sağolun Kaan Bey. (Arkadaşım). Önceki yorumumda sevgilerimle Kaan Bey yazacaktım. Yazmamışım. Dediklerinizi çok iyi anlıyorum. Hatta yaşıyorum. Duygularınızı hissediyorum. Somut örnekler verilebilir ancak ne gerek var. Yorulduk. Su aksın yolunu bulsun. Sevgiyle kalın Kaan Bey.
kaan arslanoğlu 29.05.2023
Teşekkürler Cengiz Gürler arkadaşım. Dediğiniz doğru. Gerçi yapayalnız değilim ama öyle sayılır. Bir zamanlar insanbu görüşlerinin mücadelesini veren 100'den fazla arkadaştık. Şimdi birkaç kişi kaldık. Gerçi bundan memnunum desem yalan söylemiş olmam. Kafam rahat, vaktimi daha üretken geçiriyorum. Yıllar yıllar boyu sözde benimle aynı şeyleri düşünen arkadaşları yeniden ve yeniden ikna etmeye çalışmaktan bıktım usandım. İnsanları üç gün önce benimle birlikte hararetle savundukları görüşlere tekrar ve tekrar kazanmaya çalışmak son derece tatsız ve yorucu bir şey. Her şeyde bir hayır vardır, su akar yolunu bulur. Benden de sevgiler saygılar.
Cengiz Gürler 28.05.2023
Yıllar önce devamlı alışveriş yaptığım yerdeki çalışan, bizi de sevdiğinden haddinide aşarak neden çocuğunuz yok demişti. 2 saat detaya girmektense, doktor siz çoçuk yapmayın hem sende hem eşinde albino aslan hastalığı var ve bu genetik olduğu için çocuğunuz da kesin albino olur dedi o yüzden yapmıyoruz dedim... sorduğuna da üzüldü. Neyse yaklaşık 1 yıl sonra eşimi hamileliği farkededilince çok sevinmişti. Albino aslan hastalığını ben uydurdum. Albino aslan bulunduğu gruptan dışlanır. Çünkü beyaz olduğu için avlanırken parlar ve av kaçar aslan topluluğu onu dışlar. Bu dışlanmalar onu biler kendi başına değişik ve sıradışı yöntemler geliştirir...(albino ceylanda durum böyle değildir av olduğu için daha çabuk avlanır.) Belki haftalarca aç kalır ancak ölmez. Kendi başına dimdik ayakta kalır. İnsanbu yu ilk kurulduğundan beri okurum. Yapayalnız kaldınız. Aşağıdaki yorumları okuyunca özellikle aydın değilim diyince bu anımı anlatmak istedim. Memlekette aydın bolluğu var! Sevgilerimle Kaan
kaan arslanoğlu 25.05.2023
Selam değerli Fahri bey, ben her zaman her şeye karşıyım, gerçek muhalifim. Çarşıyım, her şeye karşıyım... :) Aydınlıkta da bir iddiam kalmadı, aydından bol bir şey yok... O aydınların topu iktidardaki muhalefetten yana, başka deyişle topu iktidarda... Benden de saygılar.
fahri kumbul 25.05.2023
Hele bir değişim olsun; umarım ve dilerim olur. Yeni iktidarı da eleştiririz ve eleştireceğiz elbette. Beğenmesek de eksiklerini ve yanlışlarının farkındaysak da güncel olarak muhalefetten yanayız ve artı aydına muhaliflik yakışır:) Saygılar Kaan bey...
Neo Paladyum 23.05.2023
bir de.. bizim saftrik demokratlarda ..naylondan dantellerde, şöyle bir seçim efsanesi dolaşır yıllar boyunca ! oyları çaldılar, bu yüzden kaybettik ! ( : -() 20 yaşından beridir bu işlerin içindeyim. 2 partide + Oy ve Ötesi sivil toplum kuruluşunda sandık kurulu görevi eğitimi aldım, en zor dönemlerde, en egzantrik bölgelerde görev yaptım. örgütlü, aklı başında kadroları olan bi partinin seçimde oy çaldırmasına imkân yok. seçmen listesi + sayım anı takibi ve sonrasında ıslak imzalı tutanağa erişip, sahiplenen bi partinin (ittifakın).. teknik olarak oylarını çaldırma diye bi durumu olmaaazz ! bırakın bu işleri, beceriksizliklerinizi, yetersizlik ..acizliklerinizi aynı hikayelerle örtbas etmeye çalışıp kendinizi kandırmayın. üfürükten trişkadan yeteneksiz kifayetsiz karaktersiz yöneticilerinizin ..yenilgilerini örtbas ederek yine partiye çökmek için savurdukları üfürüklere kanmayın.
kaan arslanoğlu 20.05.2023
Sevgili Mehmet Kaçar arkadaşım, gerçekten Türkiye'de bir değişim istiyorsanız yıllardır söylediğimiz gibi önce bu muhalefeti yıkmak gerek. CHP'yi tümden değiştirmek ya da un ufak etmek gerek. ABD piyonlarına, PKK ortaklarına, Kılıçdar'a, Cananlara paye verirseniz bu kısır döngü sürer. 22 yıldır kimse ders almadı, alacak gibi de görünmüyor. Değişim için önce bu pespaye muhalefet değişmeli. Tavrınızı bir kez daha gözden geçirmenizi, ülkeyi düzeltmeyi değil, kaosa sürüklemeyi hedefleyenlere destek olmamanızı dilerim. Bunların sadece son bir ayda kullandığı yöntemler sizi hiç irkiltmiyor mu? Sevgiler, saygılar, selamlar.
mehmet kaçar 19.05.2023
Kaan Abi, Yazın her zaman olduğu gibi sarsıcı, senin özgün kişiliğini yansıtıyor. Ben VP yönetiminde olduğum halde bu seçimde partimin duruşundan ayrılıp KK oy verdim. 2. tur da muhtemel öyle olacak. Sebebine gelince 21 yıldır aynı Adam ve partiyle yönetilmek, haklarını vereyim, her dönem ülke nabzını muhalefetten iyi tutarak yaptığı hamlelerle seçimleri almasını becerdiler. Muhtemel yine öyle olacak. Ama bu durum bu meclis tablosu ile yurdum insanına ek fayda getirmeyecek. DEĞİŞİM şu an mucize gibi dursada gençler için UMUT, yaşlılarımızın büyük bir kısmı içinde şifa olacak diye değerlendirmem. Umarım bir gün Daha geniş konuşma fırsatımız olur, bazı şeyleri daha detaylı konuşma anlama fırsatım olur, Saygı ve selamlarımla