555K: Öncesi ve sonrası

555K: Öncesi ve sonrası

(27 Mayıs’a Bir de Böyle Bak)

Tarihte iz bırakmış, dönüm noktası olmuş çok olay ve kişi var. Kimileri zamanın eleğinden geçip unutulurken kimileri de gündemde… İşte 555K, bunlardan biri. Cemal Süreya’nın hakkında şiir yazdığı 555K ne? O gün ne olmuştu? Ahmet Yıldız (fikirturu.com için) yazdı.

5 Mayıs 1960 gününün yağmuru yeni dinmiş serin bir Ankara akşamında, kentin en kalabalık nüfusu memurlar daha dağılmadan önce, bir genç tedirgin adımlarla Ziya Gökalp Caddesi’nin sağ tarafından Atatürk Bulvarı’yla kesişen köşeye geldi. Yanından geçen iki polis kocaman dalyanlarının nal takırtılarıyla geçerken genci süzdüler, ama bir şeyden şüphelenmediler.

Tandoğan tarafından gelen otobüsler yıldırım hızıyla Kolej tarafında hınçla kayboluyor, Ulus’tan gelen otobüsler Çankaya tarafına doğru Kızılay’da hiçbir durağa uğramadan uçarcasına kara dumanlar savurarak gazlıyorlardı.

Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdikten hemen sonra askerliğini de Ankara’da yapmakta olan sivil giyimli yedek subay genç, Ziya Gökalp ile bulvar kaldırımlarının birleştiği noktadaki buluşma noktasına, saat 5’e yedi sekiz dakika kala gelmişti.

Önceki akşam Mülkiyeliler Birliği’nin Adakale Sokak’taki salaş binasında bazı sınıf arkadaşlarıyla boş bir yönetim odasına girip yarın söyleyecekleri Plevne Marşı’na uydurulmuş, “Olur mu böyle olur mu / Kardeş kardeşi vurur mu” sözlerini tekrarladılar.

Birkaç gündür kulaktan kulağa dolaşan, nereden çıktığı, kimin yaydığı bilinmeyen fısıltı 555K (5’inci ayın 5’inde saat 5’te Kızılay’da) hayata geçirilecekti.

Tahkikat Encümeni’ne yeni yetkiler verilmesiyle 28 Nisan’da İstanbul Üniversitesi merkez binasında olaylar daha da kızışmış, orman fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz polis kurşunuyla ölmüş, 30 Nisan’da bu kez Nedim Özpolat adlı lise öğrencisi öldürülmüştü. Peşinden İstanbul ve Ankara’da sıkıyönetim ilan edilmişti.

Ankara’da Ulus Meydanı ve Kızılay’da içi polis dolu araçlar, atlı polisler dolaşıyordu. Encümen’in ilk yasağı, meydanların kaldırımlarında dört beş kişinin bir arada yürümesi veya durması yasağıydı. Bu yasağın otobüs bekleme bahanesiyle delinmemesi için de önlem alınmıştı: Kızılay civarındaki belirli otobüs durakları fiilen kaldırılmıştı! Belediye otobüslerinin kara dumanlar savurarak durmadan geçmelerinin nedeni buydu.

Genç etrafına baktı, pek kimse görünmüyordu, ama diğer günlerden daha kalabalıktı. Yine de kararlaştırılmış toplantıyı akla getirecek bir yoğunluk yoktu. Meydana gelmiş olan veya oradan geçmekte olan insanlar dağınıktı. Yer yer gruplaşmalar da vardı. Ama grupların içinde olanlar da birbiriyle ilgisiz gibiydiler.

Ama tam 5’te arkadaşları geldi. 5:30’a kadar ne yapacaklarını bilmeden çeneleri kenetli beklediler. Kimsede de bir hareket yoktu. Sonra birden kol kola girip Zafer Meydanı’na doğru dudaklarında Plevne Marşı’yla yürümeye başladılar.

Zafer Meydanı’na geldiklerinde amaçlarına ulaştıklarına karar vererek geri dönmek için durdular. Bir İstiklal Marşı okudular. Geri döndüklerinde uçsuz bucaksız bir kalabalığın önündeyken şimdi en sonunda olduklarını anladılar. Yürüyüş Kızılay’a yöneldi.

Sonradan ünlenecek genç, gazeteci ve politikacı Altan Öymen’di. Bu anları dakika dakika anılarında yazdı.

O sırada kimsenin beklemediği bir gelişme oldu...

 

Yazının devamını fikirturu.com dan okuyabilirsiniz... İlginç ve önemli bir yazı...

https://fikirturu.com/toplum/555k-oncesi-ve-sonrasi/

 

Ahmet Yıldız'ın Özel Hatırlatması: 1937 Anayasası'nda 2. Madde'de yapılan değişiklikle, 6 ilke Anayasa metnine girdi: Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve İnkılapçıdır. Resmi Dili Türkçedir. Makam Ankara şehridir.

Başka deyişle CHP'nin 6 OK'u anayasaya kaydedilmişti.

1961 Anayasası'nda bu madde değiştirildi... Ne mi oldu 2. Madde: Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.

"Başlangıçta belirtilen temel ilkeler" denen şeyde de dişe dokunur bir şey yok.

Başka deyişle devrimci bir maddeyi liberal bir maddeye çevirerek adına "devrim" demek. Cumhuriyet'in "60 Devrimi" adı altında "renkli" dönüşümü...




Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...