Siyaset
Bu, umarım son siyasi yazım olur!

Bundan sonra yazacaksam da, daha derin veya daha hafif yazılar yazmak niyetindeyim. Bir de konunun psikolojisine dair yazılar.
Günlük politika insanın aklını alıyor!
Bu iş tam boş iş!
Siyasi insan giderek daha da zihni felç olan insandır!
Siyaset üstüne ne yazdıysak, en yakınlarımız dahil çoğu kişi tam tersini anlıyor!
Neyi tehlike olarak işaret etmişsek, hangi konuda uyarmışsak, o şey daha da katlanarak başımıza geliyor.
Dört koldan iktidar için, AKP için çalışan muhalefetin dizginlenemediği koşullarda, muhalefet etmek de iktidara yarıyor.
Muhalefet etmeyin artık!
Lütfen muhalefet etmeyin…
En son CHP İstanbul İl Kongresi tüm söylediklerimizi bir kez daha tasdikledi, mührü bastı..
Siyaset yapmayın… Yapacaksanız “küçük siyaset” yapın.
Ve bunun için depresyona hiç girmeyin!
İŞTE ÇÖZÜM ÖNERİM BUDUR
DEPRESYON SALGINI ve BAZI ÖNERİLER
Pek çok kişi ciddi düzeyde ruhsal depresyon içinde. Yaşamaktan bezdim diyenler bile var. Korku, endişe, ülkeden kaçış isteği… Birçoğunun nedeni ülkenin durumu. Siyasi.
Muhalif kesimde depresyon yaygınken, iktidarı destekleyen kesimin huzur içinde olduğunu sanmayın. Yakın düzeyde endişe onlarda da var.
Şimdi bu depresyona iyi gelir diye bir şeyler söyleyeceğim. Yaklaşımım tamamen sosyal psikiyatriktir.
Bir kere, insanlıktan beklentileriniz çok yüksekse, depresyona girmek kaçınılmaz. İnsanın gerçek durumunu kavramaya çalışmalısınız. İnsan, evrimsel düzeyinden ötürü sosyal zekası son derece düşük, olumlu karakter özellikleri hayli zayıf bir türdür. Sorunları 200 bin yıllıktır. Ondan ne kadar fazla şey beklerseniz, o derece hayal kırıklığı yaşarsınız.
Ancak olumlu yanları da var insanlığın. Bu olumlu yanlarına odaklanırsanız, iyiliklerini, gelişmiş taraflarını da görürsünüz. İnsanlığın iyilik tarafını -fazla bel bağlamadan- yaşamaya, geliştirmeye, kendinizi zorlamadan çalışın. Bunu yapamıyorsanız, hiç değilse iyilik yanının kadrini bilip, keyfini çıkarmaya bakın.
İnsanların büyük sorunlarının ve büyük acılarının kaynağı, tercih ettiği iktidarlar ve sosyal sistemlerdir. Son 300 yıldır kapitalizmdir. O yüzden bu ana sorunun ayrıntıları olan güncel siyasi meselelere, parti kavgalarına kafayı fazla takmanız anlamsızdır, sadece sizi depresyona götürecektir.
Ortaçağ karanlığını günümüze taşımaya çalışan bir iktidar bulunmaktadır ülkemizde. Bunu, amacından tamamen saptırılmış bir dinsel anlayışla, onu da istismar ederek yürütmektedir. Bu iktidar, aynı zamanda kapitalizmin ve emperyalist sisteme bağlılığın en vahşi uygulayıcılarından biridir. Fakat sadece buna kafayı takarsanız, depresyondan kurtulamazsınız.
Çünkü muhalefet de iktidar kadar kötücüldür. Bazı noktalarda iktidara göre artıları, bazı noktalarda eksileri bulunmaktadır. Ortalama aynı toplama gelmektedir kötücüllük puanları. Muhalefet sadece bu yapısıyla mevcut iktidarı güçlendirmekle kalmıyor. Kendisi iktidara gelse çok benzeri bir karanlık tablo vaat ederek depresyonu güçlendiriyor. Bu korkunç vaatler, etnik milliyetçiliğin daha kanlı bir iç savaşa doğru iyice yükselmesi, katliamcılarla kalıcı ortaklık, emperyalizme daha çok kölelik ve kapitalizm vahşetinin artmasıdır.
Dolayısıyla, aman bu iktidar defolamadı, muhalefet iktidara gelemedi… yönündeki hayıflanmalar mantıklı değildir. Moralleri daha da bozmaktadır.
Bu düzenin, bu iktidarın ve bu muhalefetin de kuşkusuz pek çok olumlu tarafları vardır. İktidar her istediğini hayata geçiremiyor, çünkü kapitalizme çok bağlı, paraya çok bağlı, çünkü bazı noktalarda muhalefetin direnciyle karşılaşıyor, çünkü kendi içinden de dirençle karşılaşıyor. O veya bu nedenle, karamsar muhalif bireylerin sandığı kadar kötücül değildir. Muhalefet de tüm bu eleştirilere karşın birçok noktada olumluluk üretir. Aslında kapitalizmin bile pek çok hoş tarafı vardır.
Sorunun özü şudur: Sistemi birlikte örmekte, iktidarı destekleyenler ile muhalefettekiler tam bir iş birliği halindedir. Parayı paylaşmakta, tüketmekte ve ne kadar haksız da olsa sistemin keyfini birlikte yaşamakta ortaktırlar. İktidarı destekleyenlerin endişeleri bir yana, muhalefettekilerin endişesi henüz isyan aşamasında değildir. Sistemden alınan keyif, halen isyan ve acı duygularının çok üstündedir.
O halde daha fazla duyarlı olanlar veya daha karamsarlar… Sizlere sesleniyorum. Büyük çoğunluğun keyfi yerinde, işleri tıkırında, yiyor, içiyor, bir şekilde cinselliğini yaşıyor, çocuk yapıyor, çocuklarının aşığı oluyor, mesajlaşıyor, sohbet ediyor, TV seyrediyor.. vs. Ya da her ne yaşıyorsa, keyfinin, huzurunun yerinde olduğunu sanıyor… O halde siz neden kendinizi bu denli yıpratıyorsunuz? Sistemle nasıl mücadele edilmesi gerektiği son derece açık ve nettir. Ama neredeyse yüzde 99.90’ın böyle bir derdi yoktur. Siz niye kendinizi harap ediyorsunuz?
İktidardan en çok yakınanların yaşamlarına bakınız. Ne demek istediğimi kendiniz görürsünüz. Depresyonu, bilincinizi kullanarak hafifletebilirsiniz.
Bir de şu yazımıza bakmanızı öneririm (CHP Düşmanı Büyük Şebekenin Başında Kılıçdaroğlu Var):
Kaan Arslanoğlu
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
abdulhakim ak 24.01.2018
Evet sayın yazarın fikirlerine aynen katılıyorum. Tebrikler. ispat mı istiyorsunuz ? meclis lokantasına gidin bakın derim . Lakin sayın yazara da şunu belirtmek isterim ki tek kanatlı kuş uçmaz. Tek gıda ile beslenen insanlar sizce ne kadar sağlıklı ?
Ç. 15.01.2018
(Bkz:
) https://odatv.com/zeynep-altiok-akatli-ataturk-fotografi-ile-ilgili-iddialara-ne-yanit-verdi-3101161200.html http://hayred.net/kaftancioglu-sagcilari-nasil-delirtti/ https://twitter.com/ccanannnn verdiğim linkler "büyük siyaset"ten neden uzak durulması gerektiğini açıklıyordur. Twitter'ına bakınca nasıl bir siyasi çizgide olduğu anlaşılıyor.