Seçim Notları

Seçim Notları

Siyaset entrika üzerine kurulunca ...

ZEHİRLİ SEÇİM ORTAMINI REDDEDİYORUZ

(1) Çirkinlik yoğunlaşıyor, akıl azalıyor

(2) Daha boğucu bir ortam oluşuyor

(3) Bu seçimin çözüm yaratma olasılığı sıfır

(4) İnsanlar yalana daha çok inanıyor

(5) Yalan haber imalatı zirve yapıyor

(6) Emirle kurdurulan geçici yapıştırma ittifaklar

(7) "Bazılarına" emir ve strateji dışarıdan geliyor

(8) Birbirinin ipliğini pazara çıkaranlar

(9) İttifakları savunanların ikiyüzlü tutumları

(10) İttifaklar hangi koşullarda "çirkin" sayılmalı

(11) Hainlerin meşrulaşması için zemin olmamalı

(12) Millet dört-beş ay zıvanasından çıkıyor

(13) Öfke ve küfür, dezenformasyona karışıyor

(14) Seçimden hayır ummanın ne gerekçesi olabilir

(15) Üfürükten anketler, şişirme beklentiler

(16) Kayıkçı kavgasının demokrasi sanılması

(17) Asal bir sayıdır.

(18) Acınacak hallere gülemiyoruz bile

(19) Bari birilerine biraz siyaset öğretse ama nafile

(20) Toplumda kutuplaşma ve nefret artıyor

(21) Tek iyi tarafı bazı pis pazarlıklar açığa çıkıyor

(22) Seçilecek olanların çoğu figüran olacak

(23) Çorbamı ver, figüranlığa razıyım diyorlar

(24) İyi mahalli aday varsa, gene de oy atılabilir

(25) Sayısız yıpranmaya rağmen iktidarın iddiası

(25) Muhalefetin tek programı iktidar olmamak

(26) AKP'yi zorlayan yağma değil, bunun azalmasıdır

(27) CHP desteği AKP'yi ne kadar rahatlatır

(28) CHP'yi muhalefet sanan safdiller

(29) Sürekli küfür muhalefeti boşaltıyor

(30) İtirazlar ve ağlama ağırlıkla ekonomi üzerinde

(31) İpotekli olmayan oyların bir kısmı satılık

(32) Demokrasi değil yalan bayramı

(33) Gerçek siyaset pazarlık gücü olanda

(34) İşbirlikçiler ve seçim

(35) Yedi, sekiz, dokuz, biz bu çamurda yokuz

(36) Seçime dış müdahale yeterince incelemiyor

(37) Talimat alan zaten inceleyecek değil ya

(38) Kimse için yolun sonu diye bir şey yok

(39) Güdümlü basın ve seçimler

(40) Tüm bu koşullarda demokrasi olmaz

(41) Kere maşallah

 

SEÇİM SONUÇLARI

Memnun olduğum hususlar:

(1) Kıyı bölgeleri ve büyük kentlerin geleneksel yapılarına dönme eğilimleri, aşırı muhafazakar politikalara teslim olmayacaklarını ifade etmeleri.

(2) AKP'nin eskisi kadar pervasız olamayacağı, daha dengeli tutuma zorlanma olanaklarının çıkması.

(3) Güneydoğu'da siyasi hayatın az da olsa farklılaşması, en başta Tunceli de Fatih Mehmet Maçoğlu'nun kazanması memnunluk vericidir.

(4) Seçim öncesindeki uygunsuz müdahalelere (örneğin Mansur Yavaş'a yapılan) rağmen, seçimlerin şaibesiz bir şekilde sonuçlanması.

.....

Memnun olmadığım hususlar:

(1) Genel siyasi yapının üç aşağı beş yukarı devam etmesi. Kıyılar, iç bölgeler ve doğu şeklindeki bölünmenin sonlanması için adımların çok yetersiz olması.

(2) CHP'nin siyasi hayatını uzatacak, dolayısıyla gerçek bir muhalefet oluşmasının önünü tıkayacak her şey. Ayrıca, CHP'nin içine var olandan da daha güçlü bir işbirlikçi eğilimin yerleşme ve diyet ödetme olasılığı.

(3) Kendi ilim Muğla'da Saatçı'nın kaybetmesi. Ama bu dert değil. Hayatım boyunca hiçbir zaman istediğim aday kazanmadı.

 

DIŞ MÜDAHALELER BİLİNMEDEN

BU SEÇİMLERİN ANALİZİ TAMAMLANAMAZ

Dışarıdan müdahale olduğu konusunda en ufak bir kuşkusu olan varsa, gidip bir deli doktoruna görünsün. Amerikan seçimlerine bile yapılmışsa, bizde önemsiz olduğunu aklının ucundan geçirene ne desek az. Bunlar tek taraflı da olmayabilir.

Öncelikle, HDP'nin dışarıdan yönlendirildiği açıkça görülüyor. Tabii, diğer partilere de müdahale yapılmamış olduğu düşünülemez ama bunların nasıl yapıldığı, ne ölçüde etkili olduğunu bilmiyoruz. Bu konular zamanla ortaya çıkacaktır ama ne kadar erken, o kadar iyi.

Ayrıca,

Bu konu üzerinde çok az duruluyor olması da sizce ilginç değil mi?

ÇİRKİN ÇİFTE STANDARTLAR İYİMSERLİĞİ ÇÜRÜTÜYOR

(1) AKP'yi İstanbul yarattı, bundan sonra da İstanbul yıkabilir. Üç büyük kenti yitiren (şayet sonuç değişmezse tabii, ama değişirse de meşruiyet sorunu büyür) ülkeyi eskisi gibi kolay yönetemez. Tabii, bu kazananların tutumuna bağlı olacak. Kazananların pazarlık yapmayacağına kim garanti verebilir. Daha önce tüm partiler şu veya bu zamanda AKP ile belli anlaşmalara girdiler. Şimdi daha mı farklı olacaklar? Niçin? Bunun için bir neden var mı? Kimse hemen havalara girmesin.

(2) TC vatandaşları için olaysız seçim haram. Beş gün geçtikten sonra kimse değişen veya değişmeyen sonuçlara inanmaz. Şayet değişebiliyorsa, her halükarda düzgün seçim yanılgısı yaşandı demektir. Oy saymayı niçin beceremediniz? Var mı öyle şey? İşte demokrasi kültürü ve hukuk anlayışı olmayınca iş buraya varıyor.

Tam bu kez düzgün seçim oldu diyorduk, seçimler dünyada iyi bir izlenim de yarattı, ama hemen akabinde itiraz, oy sayma, mazbata vermeme, sıkıntılar bastı. İstanbul'un parası ve arpalıkları ve usulsüzlükleri o kadar büyük ki, AKPliler uzun vadede kendilerine ve ülkeye çok şey kaybettireceğini bile bile bu işi çıkmaza sürükledi. Kim kazanırsa kazansın, meşruiyeti genel kabul görmeyecek.

(3) Bir kez daha ispatlandı ki, kamu kaynaklarının yağması ve rant Türkiye'de tüm sorunların önünde yer almaya devam ediyor. Hukuksuzluğumuz buna göre teşekkül ediyor. Bu tarihi mirastan kurtulamıyoruz.

(4) Dış müdahalenin iyisi kötüsü olmaz. Kimileri "bari bu seçimde bunu açmayın" diyor. Böyle bir şey olabilir mi? Dış müdahalelerin hepsi kötüdür. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, sahte davalar, barış süreci, 15 Temmuz. Bunların hepsi ülkemizin aleyhine oldu. Batı yönlendirmesiyle on binlerce terör olayı, 100.000 siyasi ölüm, işkenceler şu bu.

Şimdi hepsini bir kalemde silip, "yaa, 31 Mart seçimlerinin sonucu iyi oldu, batılılar müdahale ettiyse de ses etmeyelim, gölge düşmesin" deniliyor. Bu nasıl bir ahlaktır. Herhangi bir parti lehine veya aleyhine müdahale kabul edilebilir mi? Üstelik ne olduğu bile tam belli değil, resmi tamamlamaya çalışıyoruz. Ülkemizde cirit atan binlerce ajan, yönlendirilen gazeteciler, kukla politikacılar var. Bunun iyisi kötüsü mü olur. Ayıptır. Ayıptan da ötedir. Yabancıdan hayırlı-hayırsız bir yardım bekleyenler, ya da görmezden gelmeye razı olanlar gafilliğin en koyusu içinde. Kendi sorununu çözemeyene dışarıdan sadece bela gelir. Yetmedi mi?

(5) Bu durumda, sonuç ne olursa olsun, beklediğimiz istikrar kurulamaz ve siyaset sahnesi giderek sertleşir. Bundan ülkemiz ve herkes zarar görür. Tarih boyunca, istikrarsızlıktan iyi bir şey çıkacağına inanan herkes hüsrana uğramış, durum daha kötüye gitmiştir. İyimserliğin azalması dış müdahaleye yeni kapılar açar, sanki yeterince yokmuş gibi.

Mehmet Tanju Akad


  • Gün Irmak

    Gün Irmak 18.04.2019

    “Dışarıdan müdahale olduğu konusunda en ufak bir kuşkusu olan varsa, gidip bir deli doktoruna görünsün. Amerikan seçimlerine bile yapılmışsa, bizde önemsiz olduğunu aklının ucundan geçirene ne desek az.” Bu iki cümledeki mantık hataları saymakla bitmez ama deneyelim. “Amerikan seçimlerinde dışarıdan müdahale varsa bizde de yapılmıştır” mantığının yanlış olduğu en kolay görüleni. Amerikan seçimlerinde dışarıdan müdahale olup olmadığı kesin mi, oldu diyelim bu dünyanın her yerinde seçimlere müdahale edildiğinin kanıtı olarak yeterli midir? Kanıtsız, mesnetsiz ortaya atılan her iddia sizin söylediklerinize gölge düşürüyor. İkinci olarak, sürekli bir müdahale varsa seçim diye bir şeyin hiç olmadığını söylemiş oluyorsunuz ki yazı içinde söylediklerinizle çelişiyor. Bu kadar çelişki mantığı ortadan kaldırır. Başkalarını anlamamakla suçlayarak çelişkilerinizi mazur gösteremezsiniz. Aklının ucundan bazı şeyleri geçirmeyi kendinize ve başkalarına yasaklamışsınız. Size gerçeği kanıtlamak zor.

  • Kaan Arslanoğlu

    Kaan Arslanoğlu 15.04.2019

    Serhat kardeşim.. el insaf ve pes doğrusu.. futbolun fanatik taraftarı bile yeri geldiğinde kendi takımının şike yaptığını kabul eder.. sizlerde o da yok. İktidar ve muhafet tabanı tıpatıp aynı. Kendini kandıra kandıra yaşıyor. Pkk artık abd yapımı ağır silahlara, tanklara, füzelere sahip. Kandil 1991 den bu yana abd korumasında. Chp içinde en yetkili yerlerde artık hdp-pkk bağlantılı şahıslar var. Bazı chp üst yöneticilerinin abd cia bağlantılarını burada defalarca yazdık, başka birçok yerde yazıldı bunlar. TR705 kod numarasına bir bakın mesela internette. Chp üst yönetimine paraşütle inen başka isimler. Ad ad yazdık. İnsan görmeyince görmüyor. Ama biz de o kadar saf değiliz. İşimiz bu. İnsan sarraflığı. Herkesten kendi tavrınızı beklemeyin ama. Bunlar 30 yıldır sağ emperyalist ajanlığını solculuk diye yutturmaya çalışanlar. Daha düne kadar akp'yi destekleyen yetmez ama evet tayfası amerikancıları. Cnn ciler fox cular vb.. Yok öyle yağma. Herkesin kim olduğunu anlatmaya devam ederiz.

  • Serhat Cansız

    Serhat Cansız 15.04.2019

    Kaan hocam, ABD de AKP de YPG’ye/PKK’ya zaman zaman karşılar, zaman zaman da değiller, çünkü bir taraftan da gerekince kullanıyorlar. Şu anda ihtiyaçları kalmadı. Yarın yine kullanabilirler. Savaş karışıklığında hammadde, petrol, silah ticareti var. Gemiciklerle ne taşıyorlar akdenizde, kimler cebini dolduruyor. Posta filan yok hocam. Vatansever de yok. Olay ticaret. Suriye halkını evinden yurdundan edip kanları üzerinden, savaş ortamının denetimsiz ticaretinden para kazan bir grup çete var. Ne yazık ki bu çetenin bir ayağı da iktidarda. Kimsenin posta koyduğu yok. Tümü size, bize, milletimize, halkımıza posta koyuyor. Yeni bir iktidar gelse bu ağı parçalayabilir mi, düşük ihtimal ama yine de ihtimal. Şu anda ağı örenler iktidarda.

  • Kaan Arslanoğlu

    Kaan Arslanoğlu 15.04.2019

    Değerli Serhat Cansız, akp'yi anti-abd diye pazarlayanlar var, doğru. Ama bu yazının neresinde var akp anti-abd dir diyen bir yer. Ben mi göremiyorum. Fakat şu var: akp şu an abd sistemini yürütmekle beraber, arada çelişkiler de barizdir. Ve akp ama içi dolu ama boş abd'ye posta atabiliyor.. bazı projeleri engelleyebiliyor. Chdp'de ise böyle bir posta atma olmadığı gibi bir fısıltılı itiraz bile yok. Çünkü zaten aşikar ki abd desteği tam arkalarında. O yüzden enerjiyi boşa harcatmayın lütfen. Abd ilişkisinin pek araştırılacak yanı yok. Her şey açık cereyan etmekte.. :)

  • Serhat Cansız

    Serhat Cansız 15.04.2019

    Şimdi AKP’nin amerikayla arasının bozuk mu nereden biliyoruz. S-400 savunma sistemini henüz almış değil Türkiye. Alacağını da sanmıyorum. Bu dönemde ortaya sürülmesi de AKP’yle güçlü devlet yanılsamasını sürdürme politikasının ürünü. Her dönem AKP’yi destekleyen ABD, şu anda desteklemiyor mu? Yeni politikanın kurallarında dünya kamuoyuna gösterilenle gerçekler çok farklı, o nedenle bir nato ülkesi olan Türkiye’de iktidarın İsrail’le de onun aracılığıyla ABD’yle de yediği içtiği ayrı gitmemektedir. ABD’nin dış politikada yeni yolu ve tarzı kamuoyunda batı karşıtlığının yaygın olduğu ülkelerde batı karşıtı görüntülü sahtekarları iktidarda tutmaktır. Kendisi de Thyssen Knupp yolsuzluğundan sabıkalı Netanyahu’nun seçim öncesinde “diktatör” diyerek Erdoğan’a verdiği desteği unutmayalım. İsrail’le ticaretin ne durumda olduğunu zaten bilen biliyor. AKP’yi anti-amerikan diye pazarlayanların ABD ile ilişkileri araştırılmalıdır. Şehir hastanelerinde hiç gerek yokken GE’ye yatırıma bakın.

  • 15.04.2019

    (Süreği) Ayrıca 27 Mayıs 1960 müdahalesine hâlâ halk düşmanı darbe diye bakanları anlamak olanaksız. Halk düşmanı darbe dünyanın en özgürlükçü anayasalarından birini yazacak! Kuşkusuz buna gereksinim bırakılmasa, olgun siyasal yaşam oluşturulsa da asker yönetimi almasa. 1957 seçimlerindeki Türkiye'yi, özellikle Gaziantep'i bir düşününüz. Demokrat Parti'nin gitmemek üzere geldiğini söylemek yanlış olmaz.

  • Günay Güner

    Günay Güner 15.04.2019

    Sayın Akad, 1-31 Mart 2019 yerel seçimlerinin en önemli ve yasadışı yanı olan sonucu tanımama zorbalığını çok alt sıralarda bir yerde ele almışsınız. 2- Dış güçler denince kimi adlar belleğime gelip takılıyor: Morton Abramowitz, Graham Fuller, Paul Henze... AB ile ABD düne kadar Erdoğan'ı ve AKP'yi demokrasi kahramanı sayıp selamlıyorlardı. 3- Valisi, kaymakamı, muhtarı, emniyet müdürü, rektörü... AKP'ye çalışacak, dış güçler CHP'nin kazanmasına çalışacak! Ulusun haklı ve bilinçli tepkisi, istenci yok mu? Gezi Direnişine de böyle bakanlar var... Ben Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu seçimden başlayarak 2002 ve izleyen dönemlerdeki seçimlerin yeniden "sayılmasını" öneriyorum! Madem ki saymaya başladık, dış güç falan da diyoruz. İnceleyelim bakalım.

  • Bahadır Özdemir

    Bahadır Özdemir 15.04.2019

    Yazarın dış müdahalelerden bahsederken kullandığı üslup, bende kendisinin sağlam bir yandaş medya takipçisi olduğu izlenimini uyandırdı. Hatta dış müdahaleleri sayarken içine 28 Şubatı eklememiş olması da bu yöndeki kanaatimi azaltmadı, tam tersine pekiştirdi. E ne diyelim. A Haber izleyenlerin mutlu oldukları ya da en azından fazla acı hissetmedikleri söyleniyor. Kendisine de mutluluklar diliyorum. Ama şunu belirteyim. Payitaht dizisinin zat-ı şahaneleri Sultan Abdülhamit Han zamanında 1.5 milyon kilometrekare toprak kaybedildi. Yani düşmanı içeride arama zihniyeti, sandık sandık jurnaller, bir sürü adamın içeri tıkılması, ya da sürgün edilmesi gibi şeyler ne yazık ki beklenen sonu yavaşlatmadı ya da engellemedi, tam tersine hızlandırdı. Çünkü memleket hep borç içindeydi ve borçlar ödenemiyordu. Yani zamanımızda da aynı şekilde musluğu açıp, kapama gibi basit bir seçenek varken; adam neden ve niye seçim gibi karmaşık şeylere müdahale etsin ki? (B.Ö.)

  • fahri kumbul

    fahri kumbul 14.04.2019

    Yazıyı tam anlamış değilim. Düzeyimle ilgili olabilir. “İstikrar” sözcüğünü eskiden beri duyarız. Nedenini bilmiyorum, “İstikrar” sözcüğü bana hep yaşlılığı çağrıştırmıştır. İlelebet tek başına iktidarda kalmak isteyen siyasiler ve iş adamları dernekleri sözcülerinden çok duyarız. Yazarın kastı mutlaka başkadır. Mümkünde başka bir yazıda sırf istikrarı işlese...

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.