Siyaset
Sosyalist Sola Öneriler

Türkiye İşçi Köylü Partisi’nin yayın organı Kuram dergisi benden böyle bir yazı istemişti. Dergi çıkmış. Başka bazı yazarlarla birlikte, benim kısa yazım da içinde.
Sosyalist Sola Öneriler
Günümüzde sosyalist bir hareketin kanımca dört konunun üstünde çok durması ve bu konuların çözümüne kafa yorması, çözüme yaklaşması gerekir.
Birincisi, bizim kuşaklarla genç kuşaklar arasında oluşan korkunç uçurumun doldurulması. Yeni sosyalist hareketlerin kesinlikle genç kuşağa ve hatta şimdi çocuk olan kuşaklara dayanması gerek. Onlara sosyalizm nasıl anlatılır? Onlara ve yeni döneme uygun sosyalist projeler nasıl oluşturulur? Temel gerçekler değişmeden bu yeni tip projelerin bizim zamanımızdakinden hayli farklı olacağını öngörmek gerek.
İkinci konu yeni dönemlerle birlikte çok büyük ölçüde değişen sosyal sınıf orüntülerinin iyi çözümlenmesi ve buna uygun hareket edilmesi sorunudur. Muazzam artan "beyaz yakalı" oranı örneğin. Bunların bir kısmı oligarşinin içindedir, bir bölümü oligarşiye yakındır ve düzenin esas işleticisidir, bir bölümü işçi sınıfına yakındır, ama işçi sınıfından değildir. Bu sınıfın tepkileri ekonomik ve sosyal çalkantılara göre büyük değişkenlik göstermektedir. Sosyalizm ve devrim mücadelesinde üstünde durulması gereken önemli bir sınıf haline gelmiştir ve bu önem giderek artacaktır. Ayrıca tanıma tam uygun işçiler de hayli değişmiştir. Artık büyük çoğunluğu eğitimli, öğrenim görmüş (hatta bir bölümü yüksek öğrenim), bilgisayar ve interneti ustalıkla kullanan, eskiye göre çok daha az beden işi yapan bir sınıftır işçi sınıfı. Dolayısıyla ona ilişkin tüm tanımlar, eski öngörüler tekrar gözden geçirilmeli. Başta "işçi sınıfına bilinç dışardan verilir" ilkesi olmak üzere. İşçiler artık aydınlar kadar bilinçlidir. Gerçi bu bilinç çok yüzeysel ve kof bir sosyal bilinçtir ama aydınlardaki de o kadardır zaten. Keza önümüzdeki dönem robot teknolojisi yaygınlaşacak, hizmet sektöründe değil ama, üretim sektöründe işçi sayısı azalacak.. işsiz, işsizlik yardımı alanlar, emeklilerin oranı artacaktır. Değişkenlere göre bunların hepsinin sosyal tepkileri de farklı olacaktır.
Üçüncü konu ise emperyalizm sorunudur. Emperyalizm, kapitalizm, günlük yaşam ve yaşam biçimi hiç bu kadar içiçe geçmemişti. Küçük bir azınlık hala emperyalizm , kapitalizm karşıtlığından söz etse de, onlar dahil neredeyse herkes fiilde kapitalizm, emperyalizm hayranı, aşığı, dahası doğal ajanı konumundadır. Dolayısıyla emperyalizmin doğrudan katliam yaptığı yerler dışında, hatta savaş çıkardığı yerlerde bile emperyalizm karşıtlığı geliştirmek çok zordur. İdeolojik, felsefi, kültürel hegemonyayı kırmak eskisinden kat be kat zordur. Sosyalistler ya bu sorunu çözecek ya da şimdiki gibi çözüleceklerdir.
Dördüncü temel konu ve sorun da.. solu kapitalizm-sosyalizm, emek-sermaye ekseninden çıkaran, solu sol olmaktan çıkaran her türlü moda sözde sol akımın nefes aldırmaz baskıcı egemenliğinden kurtulma sorunudur. Tarifi olanaksız, kof, yüzeysel.. düzen içi bireysel özgürlükler adına sözde mücadele, etnik sözde özgürlükler için mücadele bunların en baskın olanlarıdır. Öyle ki "sol"daki büyük çoğunluk bu alanlarda desteğiniz yoksa artık sizi solcu bile kabul etmemektedir. Bu tür solculuğun katliamlara yol açan, sistemi güçlendiren bir kara delik olduğu ya anlatılacak ya da sol bitecektir. Aydınlanma, rönesans, burjuva demokratik devrimleri ve laiklik.. Bu temel değerler uğruna mücadelenin bile anti-kapitalist mücadeleyle birleştirilnediğinde çıkmaza götüreceği, insanlığı sosyal ve kültürel olarak birkaç yüzyıl öncesine götüreceği muhakkak anlatılmalıdır.
Sosyalist bir hareket gelişecekse, başarı elde edecekse, ister kriz dönemlerini beklesin, ister ara dönemlerde güçlensin, bence ancak bu dört konuda bir varlık gösterebiliyorsa, kendini gösterebiliyorsa gelişebilir, başarılı olabilir. Başka türlü başarılı oluyorsa zaten adı sol veya sosyalizme uygun bir ad bile olsa o hareket sol veya sosyalist bir hareket değil demektir.
Kaan Arslanoğlu
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
sedef pehlivanoğlu 18.09.2019
Zihin açıcı bu kısa ama yoğun yazınız için teşekkür etmek istedim. Bazen kafamızda dolaşan çözümsüz gibi görünen düşünceleri basit sörulara dönüştüren yazılar iyi geliyor. Ye
Fahri Kumbul 07.08.2019
Siyasal kuram ve öğretiler de dinler gibi. Kitaplarda iyi, en azından fena değil; uygulamada berbatlar! İnsanlık, ille de bir toplumsal düzen içinde yaşamak zorunda olduğuna göre; kendimize en yakın bulduğumuz düzeni savunmak gerek. Tutarlı bir biçimde, iyi niyetle, mümkün olduğunca, başarılabildiğince… Hiçbir kuram, dört dörtlük, tanımını oluşturan en ince ayrıntısına kadar uygulanamaz olsa da kuramın tümünden vazgeçmemek gerek. Çünkü, karşıtlarının eksikleri, kusurları var. Benimseyenleri ve savunanları güçlü oldukları için yaşıyorlar, daha uzun ömürlüler. Ama şimdilik böyle, koşullar değişebilir.
Neo Pala 07.08.2019
bence durum ; 'çok daha VAHİM !' .. yazarlarımız, yorumcularımız sitedeki insan yapısını bildikleri için, bu elim ve vahim durumu; yavaş ve alıştırarak anlatmaya çalışıyor. 20. y.y. başlarında paramparça olan atom, elektron, quark, mezon, data, dalga, görecelik.. falan derken, madde - metaryel bitti ! diyalektik materyalizm meftâ oldu. altyapılar, üstyapılar, hayaller, fânteziler göçtü. herşeyi resetleyerek, işe yaramayan, bugünü ve yarınları tanımlayıp çözümleye_meyen izleri silerek, 'dün dünde kaldı cancağazım' deyip ! yep yeni şeyler düşünüp üretmeli ! günümüz bilim ve teknolojik gelişmelerinin de apaçık ispatladığı 'kardeşim fikirdir tek varlığın - gerisi et kemiktir.. bir yığın' gerçeğiyle .. artık tanımlamakta çok zorluk çektiğimiz ürün, yazılım, bilgi, data, lisans, artı değer, üretim aracı, hizmet, emek .. gibi kavramlara çok fazla da şaapmayarak ! coğrafya ve altyapı geçmişi olarak bir adım önde olduğumuz 'bu yeni dünyanın' gelecek maçlarına hazırlanmalıyız. (diye nacizane düşünüyorum)
Ahmet cemal çobandede 07.08.2019
Ne rusya ne küba insanlara mutluluk getirmemiştir/akif akalın bey çok güzel bir tespitle son boktayı koymuş:hayatı insanların mutluluğu için örgütlemeli Benim öngörüm şöyle 2020-2080-soft dini akımlar 2080-2120- orta sol akımlar 2120 ve ötesi ateizm hüküm sürecek Bakalım dediklerim tutacak mı
Sülbiye Yıldırım 06.08.2019
Sayın Arslanoğlu, yazılarınızı okumak zenginleştiriyor, sağolun. "konu yeni dönemlerle birlikte çok büyük ölçüde değişen sosyal sınıf orüntülerinin iyi çözümlenmesi ve buna uygun hareket edilmesi sorunudur." cümleniz, bence konunun kalbini oluşturmaktadır. Çağı okumanın yanında toplumu tanımak çok önemli. Bizim toplumumuz çok bilinmeyenli bir denklem çözmek büyük efor gerektiriyor. Rıfat Ilgaz'ın" Körüz Biz"şiirinde imgelerle yaptığı şairce analizini anlayabilecek gücü olanlara ihtiyacımız var.
Akif Akalın 06.08.2019
Belki de en başından başlamak gerek. Birileri Thomas More gibi "yeniden" ütopyalar kurmalı. Çünkü bence sosyalistlerin asıl sorunu ütopyalarını yitirmiş olmaları. Sosyalistler "nasıl bir sosyalizm" sorusunu yanıtlamadan emekçilerin ilgisini asla çekemeyecekler. Gerçekten kuracağımız sosyalizm nasıl bir sosyalizm olacak? Ben kendi alanımdan konuşayım: eğer insanlar bugünkü gibi hasta olduğunda doktora gidecek ve doktor da şikayetiniz nedir diye soracaksa, ben öyle bir sosyalizm istemiyorum. Haddimi aşarak başka alanlara gireyim: eğer yine 2+1, 3+1 evlerde oturacaksak, kravatlı - üniformalı dolaşılacaksa, bulaşığı yine "doğal" olarak kadın yıkayacaksa, hayat 8 (veya 5) saat mesai - üç öğün yemek, senelik izin gibi örgütlenecekse... ben öyle bir sosyalizm istemiyorum. Bunların bir kısmı Küba'da da var ve ben Küba'daki gibi bir sosyalizm de istemiyorum. Sosyalizm "hayatı" farklı yaşatmalı insanlara. Hayatı insanların gereksinimlerine göre, mutluluğu için örgütlenmeli.
06.08.2019
Öncelikle emeğine sağlık. İlgili konulardaki görüşler 1. Bilgisayar oyunları ve programları geliştirmeyi tartışmalıyız. 2. Arasınıf kavramını tartışmalıyız. Kişi hem ücretli çalışan hem şirket adına imza yetkisi var ve işveren temsilcisi. Beyaz yakalılar arasında çok var. Ya da küçük hisse senedi sahipleri. Ayrıca hizmet sektörü artıdeğer üreticisi midir yoksa artıdeğerden pay talep eden mi? 3. Bence siyaseten kırmızı çizginin geçtiği yer. antiemperyalizmin belirleyicileri ve antiemperyalizmin belirleyiciliği! 4. Tabii ki ana referansın ne olduğunun belirlenmesi her şeyi belirleyecektir. Emek mi sermaye mi? Bunların dışındaki herhangi bir şeyi ana referans yapmak sermaye düzenini ve sermayeyi sorgulamamaktır ki bunun anlamı"bu düzen sürsün"dür. Ben şu an yaşadığımız dönemde tüm kavramların kirletildiğini düşünüyorum. Artık nasıl Lenin "Sosyal Demokrat" yerine "Komünist" kelimesini tercih etti. Bu gün bu kavram meselesini de tartışmalıyız. Benim kavramım "radikal cumhuriyet"
Cemal Öztürk 06.08.2019
Marksın sosyalizm ekolünün bütün dünyada ve özellikle Sovyetlerde çökmesi paradigmanın nerede yanılsamalar içinde olduğunu yeniden ciddi biçimde sorgulamamız gerektiği aşikar. Marksın das capitali elbette ciddi bir eserdir. Ama yetmiyor tek başına. Tüm burjuva iktisatçıların da kapitalizmi ıslah etmek için çaba harcadıklarını biliyoruz. Demek ki Marks da insancıl yönden paradigmayı aşamadı. Oysaki onun hedef aldığı ütopik sosyalistlerden hala öğrenebileceğimiz çok şey var. Bir Adam Smith' in bile Ahlaki Duygular Kuramı Türkçeye çevrilmesi iki yıl önceye kadar gidiyor. Liberalizmin de çöküşe geçtiği bir gerçektir. Sosyalizm insan içindir. İnsanlar sosyalizm için sarf malzemesi olarak kullanılamaz artık.
yusuf bodur 06.08.2019
Sosyalist önderliğin bugün yoğunlaşması gereken konuları çok rafine bir şekilde tesbit etmişsiniz..Bu konuların uluslararası sosyalist hareketlerin kollektif bir çalışması ürünü olarak olarak aydınlanacağına inanıyorum.. Düzenin en çirkin hali ile: Sömürü de , katliam da çevre ve yaşamın en temel kaynaklarına hoyratça saldırdığı dönemde sosyalist hareketin bu kadar cılız olması anlaşılır gibi değil.. Çirkinlik hiç bu kadar çırıl çıplak ve kibirli olmamıştı.. Bizlerdeki samimiyet dahil, çok tutarlı bir çalişma içine girme zamanı.. Çevre, kitlesel iletişim yol ve yöntemleri konuları sıraladığınız başlıklara ilave edilebilinilir diye düşünüyorum.. Saygılar.. Hürmetler..