Sözlük
Believe
Believe (İng.): inanmak, bilmek. İngilizce sözcüğün ön ekini dikkate alıp, bunu kökten çıkardığımızda benzerlik kayboluyor. Ancak giderek şunu daha net görüyoruz ki, pek çok Batı sözcüğündeki ön ekli sözcükler ön eksiz Türkçe sözcüklerle bire bir örtüşüyor. İlginç, "kural dışı", ama gerçek. Kuralların tekrar yazılması gerekiyor. Bunu da yapıyoruz. İşte Hititçe'den verdiğimiz şu örnek Batılı baskın eğilim etimologların "ön ekler" masalını çürütüyor. Bu sözlükte böyle çok örnek veriyoruz: / Mal, mala (Hitit.): to think, to suppose. Bil: to know, to suppose. "Proto-Nostratic root *bil- (~ *bel-): (vb.) *bil- 'to see, to know' " ... " Proto-Altaic *ila 'evident, visible' (...) Shira-Yughur hele 'known, evident, obvious'. Proto-Turkic *iler- 'to be dimly visible' " (Bomhard) / İler tutar yanı yok (idiom). İler: visible (probably) / 'Bel-a' (Sumer.) > bil (to know) (Kurmaev)