Call

Call

Call (İng.): seslenmek, çağırmak. Bir anlamı da uğrama, kısa ziyaret, gelmek. Eski Türkçe "käl": gel, gelmek (Yazıtlar). Çağırmak: gel, "käl"; küle: yüksek ses vermek, çığırmak, çağırmak; "kola" ses vermek, çağırmak (Radloff, 2-585) / Türkçe "kulak" sözcüğü de zaten "ku-uk" (aykırma-akuru-akis) ses kökünden çıkıyor (Atatürk) / Qol, qool, liqero (İbrani.): voice, sound, call, kelam / Galeo > call > gel... Gallilerin, Keltlerin adının "çağırmak'tan, 'call'dan geldiği bazı yerlerde geçer. Bundan bahsedenlerden biri de Kisamov. / Kalis, klis, kalleş, halzai (Hitit.): to call, küle, kola, gel (Altaic): loud voice, call / Call > gel (come) (Kisamov) / Akkadian 'sasu': seslen, call / SAA, XOOX (Kızılderili): call; TZİE, TSATSİ (Kızılderili): call. GUK (Kızılderili): ear, kulak




Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...