Tıp Bu Değil
Çocuklar Aşı Olsun mu, Olmasın mı?
Bir okurumuzun e-posta ile sorduğu soruya buradan da yanıt veriyorum. Soru, resmi aşılama takviminde bulunan rutin çocuk aşılamalarının (karma, çocuk felci) yaptırılmasıyla ilgili. Çoğumuz fark etmiştir, yeni kuşak annelerimizde bir "aşıya başkaldırı" dalgası yayılıyor. Bunun kökeninde yerleşik tıp sistemi-devlet-ilaç endüstrisi üçgenine tepki, doğalcılık, dindar tevekkül gibi birçok dürtü yer alabilir.
Aşılar insan toplumunun salgın hastalıklara karşı galip gelmesini sağlayan önemli halk sağlığı stratejileri olagelmiştir. Bu nedenle klasik aşı takvimine saygıyla bakmak gerektiğini düşünüyorum. Ancak daha sonra endüstrinin pazar arayışı veya modern insanın paranoyası kokan bir aşılar enflasyonu yaşanmıştır. Bu da dikkatleri aşıların yararı kadar zararı da olabileceği gerçeğine yöneltmiştir. Aşıların korkutan potansiyel zararları daha çok akut değil kronik olanlardır. Akut zararlar hemen veya birkaç haftada görülen canlı aşılardaki virüsün hastalık yapması, aşı yerindeki iltihap gibi durumlardır ve nadir görülür. Kronik olanlar ise aşı preparatı hazırlanırken içine katılan koruyucu maddelerin veya bağışıklığı yapacak temel antijenin uzun dönemde ortaya çıkarabileceği otoimmün veya dejeneratif (bağışıklık sisteminin kişinin kendi dokularını tahrip ettiği) hastalıklardır. Bunlarla ilgili yakın zamanda bir literatür taraması yapmadım, destekleyici ve çürütücü kanıt dereceleri nelerdir bilmiyorum.
Şimdi klasik aşı programına saygı duyalım demiştim. Ama bu tarihsel bir saygı olarak mı kalmalı, yoksa bugün için de sorgusuz arkasında durmalı mıyız: Bu bir sisteme güven-güvensizlik sorunudur. Kişisel olarak karma, çocuk felci, BCG ve kızamık aşılarıyla ilgili bu işin uzman kuruluşlarının program güncellemesi yaparken ticari kaygıyla değil, halk sağlığını koruma kaygısıyla hareket ettiğine inanıyorum. Bu tür hastalıklara karşı aşı olmak (çocuğuna yaptırmak) sadece bireysel değil toplumsal bir sorumluluktur. Çünkü enfeksiyon etkeni size bulaştığında iyi beslenmiş, “tuzu kuru” bir bireyseniz hafif atlatabilirsiniz, ama vücudunuzda çoğaltıp yaydığınız etken daha az şanslı birini vurabilir.
Sonuç olarak, enfeksiyon uzmanı olmasam da, bu konudaki tartışmaya klasik aşılara şimdilik evet, diğer özel endikasyon aşılarına, özellikle her yıl tekrarı gerekiyorsa (grip aşısı gibi) en azından kendim için hayır diyorum.
İlknur Arslanoğlu
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
Afşin Korkmaz 01.03.2019
Değerli İlknur Arslanoğlu hocam, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler. Yalansavar isimli bir site bilimsel safsatalara karşı konuya hakim paylaşımlar yapıyor. Saygılarımla.... https://yalansavar.org/2019/02/28/sik-rastlanan-asi-karsiti-iddialar-2-asilarin-icerigi-ve-hazirlanma-surecleri/
Ateş Benli 09.11.2016
İlknur Hanım emek verip bilgilendirme yaptığınız için çok teşekkür ederiz. İnsan bugünlerde neye inanacağını şaşırıyor. sol.org.tr de aşı karşıtlığıyla ilgili yazı yayınlamış (nedeninin sizin yazınız olduğunu düşünüyorum). Yazınız çok değerli. Teşekkürler.
arif yavuz aksoy 02.11.2016
2-3 gündür feysbukta NEO'nun da dahil olduğu bi tartışma var. Konu tam da bu. Doğal doğum, veganlık, keten tohumu, transandantal meditasyon, yoga, reiki penceresinden bakan A+ tüketici kadınların yeni takanağı bu oldu. Aşı çocuğu otistik yapıyomuşmuş. Neremle güleceğimi şaşırdımdı. Bi tane de sipperzeka apla "dinci bi iktidarın olduğu bu ülkede bi cehapeli olarak bu aşılamaya karşıyız" mealinde bişeyler zırvalıyodu. Tartışmayı o an bıraktım. Tabancam olaydı kendi kafama sıkabilirdim. Bu ne la? Muhatap olduğumuz zeka düzeyi bu mu? a.y.a. Sayın Arslanoğlu'na müteşekkirsss ve herkesi temel halk sağlığı prensiplerine davet etsss
Akif Akalın 02.11.2016
"Özel endikasyon" olarak tanımlayıp grip aşısı ile örneklenen aşılamaların da "risk grupları" için yaşamsal olabileceğini ve bu nedenle risk grupları için "klasik" aşı kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yine veterinerler "koruyucu" bağlamda kuduz aşısı yaptırmalı. Burada kapitalizmin tuzağı "risk" tanımını "geniş" tutmak olabilir. Risk "bilimsel" olarak tanımlandığında (bunun günümüzde kolay olmadığının farkındayım) herkes güvenle aşı yaptırabilir.