Tıp Bu Değil
Salgının Psikolojisi (2)

6 Nisan Tarihli Paylaşım
Ekmeğini Fareyle Paylaşan Karga / Dayanışma ve yardım duygusu canlıların doğasında vardır, bencillik, rekabet ve şiddet gibi o da içgüdüsel. Kültür, ekonomik sistem ve irade ile insanda bunlar azalır veya artar. Şu dönem işsiz kalanları, hayatta kalmak için para kazanmak zorunda olanları unutmayın. Hepsi ev geçindirme, doyma kaygısı içinde. Tuzu kurular keselerinin ağzını azcık açmalı.
AKP'nin belediyelerin açtığı bağış ve yardım kampanyalarını engellemeye çalışması büyük ayıp. Muhalefet de liderinden tabanına iki dakika efendi olamıyor. Her şeye bir karalama, her şeyi bir küçümseme… Bu devletin göreviymiş, devlet de bu doğal görevi için bağış kampanyası açamazmış… Bizim çakma muhalefetimiz, sahte solumuz tüm dayanışma çalışmalarını kendi ideal düzenlerinin gelmesine havale eder. Büyük çoğunluğunun cepleri kendi harcamaları için bavul, yoksula yardım için akrep dolu minicik keselerdir. Hazır evde kaldınız ey merhametli yurttaşlar, zorunlu tasarruf yapıyorsunuz, kapınıza gelen emekçilerle üç kuruşun pazarlığını yapmayın, esnafa beş kuruş fazlayı çok görmeyin. Kimi biliyorsanız darda kalmış, fazladan harcamadıklarınızdan azcık da onlara verin.
Bu arada daha önceki fiziksel sağlık önerilerimize ek olarak: A vitamini mukozaları ve akciğer alveollerini korumak ve güçlendirmek için şart. Süt ürünleri, yumurta, havucu artırın… Önceki önerilerimize de tekrar bir göz atın lütfen.
Fare ile karga arasındaki efsane dostluk
5 Nisan Tarihli Paylaşım
Ortaçağda her şeyin suçlusu cadılarmış, ne zaman salgın çıksa cadı yakma ateşleri daha da yukarı yükselirmiş. Bizde de covid-19’un muhtelif baş suçluları ortaya çıktı. Kim kime diş biliyorsa salgının suçlusu ona göre o. Vallahi her türlü felaketi Allah’ın gazabına bağlayan dinci fanatiklerden çok daha fanatik bir kitlemiz oldu… Maşallah! Birilerine göre ise ilk başta imha edilmesi gerekenler Canan Karatay, Soner Yalçın gibiler. Aşıya karşılar, kelle paçacılar ya bunlar!
Yahu, aşı karşıtlığı başka bu iş bambaşka… Sanki elinizde bir aşı var da Soner Yalçın engelledi! Her grip her yıl yüzbinleri aramızdan götürür, kitle katliamı yapan gribin aşısı, iş işten geçtikten sonra gelir… Bir ilaç bir gribe, öteki ilaç yeni çıkana iyi gelmez.
Gözünü para bürümüş medya ile onun sponsoru nefesi ceset kokan modern tıbbı, “bilimsel tıp” diye milyarlara kakalamanın tam da fırsatı doğdu. Sahada canları pahasına çalışan sağlıkçılar bir yana “big pharma” bu işi ne kadar tezgahladı bilinmez ama ellerini ovuşturuyor. Soner Yalçın, olayı kötü yazılmış uçuk komplo teorilerine götürmese; Canan Karatay işi medya cinliğine bağlamasa, söylediklerinin dörtte üçü doğru. Sahte bilimsel tıp kuş konduruyor sanki. Çeşitli ülkelerdeki Covid rezaletleri daha sonra ortaya çıkacak. Ama o sıra başka krize hıyar yetiştirdiklerinden büyük çoğunluk onları yine unutacak.
Ölüm taciri medyanın kışkırttığı çok bir süper okumuş kesimimiz var bir de. Depresyon bağımlısı, kara enformasyon manyağı olmuşlar. Bunlara kötü haber yetiştiremiyorlar artık. Dozu gittikçe artırıyorlar… Suriye’de 35 askerimiz şehit olur… Bunlar tatmin olmaz. “155 asker ölmüş.. hayır 270 imiş.. gizliyorlar, herkesi öldürmüşler..” Deprem olur, şu kadar kaybımız var denir.. “Hayır, en az iki yüz, hayır üç yüz kişi ölmüş.. her yer perişanmış!” Salgın olur… En kötü senaryoyu kim yazıyorsa herkes orada… Mayıs sonunda 185 bin kişi ölecekmiş Türkiye’de… Hastalananların yarısı ölüyormuş… Böyle histerik bir kitleyi ortaçağda bile göremezdiniz.
Okumuşlardan oluşan bir grupta yine herkes uğursuz bilgileri beğeniyor, paylaşıyor… Bir doktor arkadaş yazmış: “Bugün pandemi polikliniği hayli sakindi.. Umarım bu iyi bir işarettir..” Bu mesaja tek tepki yok, herkes karalar bağladı! Emin olun bu ruhsal hastalık epidemisi Corona’dan daha tehlikeli…
Peki asıl gerçek nerede? Çeşitli karşıt görüşlerden akılcı ve bilimsel olanlarına bir yerinden değen bir parabolde… Onu seçebilmek ise akıl kullanmak ve emek istiyor. Seçebildikçe size aktarmaya devam ediyoruz.
1 Nisan Tarihli Paylaşım
Gripten her yıl kaç kişi ölüyor ya da “How many people die from the flu each year?” diye bir soruyla internete girin… Bakalım neler bulacaksınız? Konuyu biliyordum, ama BURADA MUHAKKAK BİR YANLIŞLIK OLMALI diye tekrar sordum. Bulduğum ilk makalelerde rakamlar şöyle: ABD’de yılda 29 bin ila 59 bin kişi gripten ölüyormuş. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre DÜNYA GENELİNDE 290 BİN İLA 650 BİN KİŞİ GRİPTEN ÖLÜYORMUŞ… Bunlar da “grip sezonu denilen 4-5 aylık dönemde ölüyormuş büyük çoğunlukla.
Peki 1. Soru: Bu 650 bin kişi gece yarıları gizlilik içinde gömülüyor ve kimsenin haber yapması, en ufak bahsetmesi engelleniyor muymuş bugüne dek?
2. Soru: Covid-19 öteki griplerden kimine göre 10 kat kimine göre 30 kat öldürücüymüş. Peki bu hesapla bu yıl sonunda Covid ABD’de en az 590 bin, dünyada ise en az 6.5 milyon insanı öldürecek mi?
Yaşayıp göreceğiz. Siz ne demek istediğimi, neyi sorduğumu anladınız mı? Ben anlamadım..
Not: Değerli arkadaşlar ve Sınıfın Sağlığı .. Bilimin başlangıcı merak ve sorudur.. Burada önce çelişki var mı diye soru soruyoruz. Tıp tarihi skandallarla doludur. Muhtemelen 5-6 ay içinde büyük bir skandalla karşılaşacağız. Ama salgını abartarak mı yoksa hafife alarak mı skandala yol açıldı, o zaman belli olacak. Bir ihtimal de skandal yaşanmayacak. Yani her şeyin ortalamada olması gereken ölçüde sağlıklı ele alındığı ortaya çıkacak. Rakamlar çok yanıltıcı. Neyi hangi sayıya göre hesapladığınıza göre oranlar çok değişiyor. Ve bilim çevreleri dahil tam güvenebileceğimiz bir odak da yok. O yüzden durumu yine zaman netleştirecek. Yalnız salgın korkusu yaratmak önlem açısından güzel de.. Bunun zararlarına pek kimse değinmiyor, moral veren ise yok gibi.. Bu da ayrı bir sağlık skandalı bana göre..
NOT 2 (Başka bir yoruma cevap) : Komplo teorisi değil benim sorduğum. Soru sormak ne zaman komploculuk oldu. Haaa... işin kuramına gelirsek.. Ben komplodan çok daha fazla başka bir yönetici gücü öne sürüyorum on yıllardır: İnsanlığın ileri derecede aptallığı teorisi.. Çalışmalarınızda başarılar.. Herkesin kalbi sizlerle..
NOT 3 : Alınan toplumsal kararlara saygılıyım ve olabildiğince uyarım. Kimseyi riske atmamak için. Ama her şeyi sorgularım. Tartışmadan ve kesin kanıt görmeden hiçbirşeye tam doğru demem. Çünkü ben bir koyun değilim. Ne yazık ki en çok koyun "bilimsel" denen çevrelerden çıkıyor.. önlemlere uy.. ama soru sormayı bırakma.. soru sormayı (büyük çoğunluğun yaptığı gibi hiçbir şey bilmeden dedikodu yapmayı değil) bıraktığın an kafana taktıkları at gözlüğünü her gün daha da daraltırlar... O krizden bu krize durmadan panik atak yaşarız..
27 Mart Tarihli Paylaşım
MİLLET CAN DERDİNDE CHP İSE HDP YALAKALIĞI PEŞİNDE
AKP iktidarı gelmiş geçmiş en doğa düşmanı, ağaçtan en nefret eden iktidar… Corona günlerinde bile yol yapımı bahanesiyle daha bugün yüzlerce ağacın kesildiğine şahit olduk. Millet can derdindeyken bile iktidarın kanal rantı aşkı sönmüyor. Vatan, sahibi belirsiz beton yığınlarına dönüşecekse, milliliğin, yerliliğin, “tek bayrağın” ne önemi kalacak?
Peki bu büyük haksızlığa onca tepki neden yaptırıma dönüşemiyor? Çünkü CHP ele geçirilmiştir. CHP’nin başarıyla yaptığı tek şey HDP-PKK ile işbirliği ve onu meşrulaştırma çabasıdır. Ne yazık ki başarıyorlar! Ve iyi ki böyle bir ihanet yuvasının iktidara gelmesine bu millet, bu halk izin vermiyor!
CHP’nin hain yöneticileri, bilumum akil adamları, yazarları, bu gerçeğin farkında. AKP’nin kendilerine verdikleri yağlı kemiklerle zaten iktidarda gibiler. Şeklen de iktidar olmaları ülkedeki büyük yıkımlarla mümkündür. Onlar bu yıkımı bekler, bir yandan da danışıklı dövüşü sürdürür durumdadır. Sizlere onlarca alandan yüzlerce kanıtını sunduk bugüne dek.
İşte en son örneği: HDP’li ve CHP’li milletvekilleri bir araya gelmiş “Kanala Değil, Sağlığa Bütçe” diye klip çekmişler… Bunun anlamı açık: KANALI YAPIN DİYORLAR! Çünkü HDP-PKK ile birlikte yapılan muhalefetin başarısız olacağı kesindir. CHP YÖNETİMİ HALKIN HAKLI TALEPLERİNİ KİRLİ BEYİNLERİYLE MUNDAR ETMEKTEDİR…
Son bir not: “Sağlığa yetersiz bütçe” iddiası bunu söyleyenlerin 40 yıl önceki söylemi yinelemekle kakavanlığını değil, samimiyetsizliğini göstermektedir. Çünkü onların derdi asla halkın, ülkenin yararı değildir. Onların derdi yıkıcılıktır. Türkiye’de sağlığa yetersiz bütçe değil, sağlığa aşırı bütçe ayırılmaktadır. Sağlık bütçesinin yetersizliği değil, azgın bir kapitalist anlayışla yanlış kullanımı söz konusudur.
Şöyle ki: Türkiye sağlık tesisleri üçüncü basamak sağlık hizmetinde Avrupa ortalamasının üstündedir, sağlık turisti çekmektedir. İkinci basamak sağlık hizmetleri vasat durumdadır. Birinci basamak sağlık hizmetleri vasat altı durumdadır. (Buralardaki doktorların kalitesini değil, halk sağlığı açısından hizmet kalitesini kast ediyorum, bu konulara hiç kafa yormamış büyük çoğunluk bundan bir şey anlamaz, ama kısaca böyle özetlemek durumundayım.)
Asıl en büyük yatırımın yapılması gereken koruyucu sağlık hizmetleri ise rezalet durumdadır. CHP’li yöneticiler elbette böyle bir anlayışta değildir, bu gerçeği de görmeleri mümkün değildir. Onlar ikinci ve üçüncü basamaktaki pastanın rantını yemede orta kesim tabanlarıyla birlikte hırs içindedir. “Sağlığa daha fazla bütçe” derken asıl kast ettikleri de budur.
AKP’den kurtuluş için önce can dostları HDP ile birlikte CHP dümdüz edilmelidir. Halk ya bunu yapar, ya kaderine razı olur.
26 Mart Tarihli Paylaşım
Bilimden söz ediyorsunuz değil mi! Ne de hassassınız nesnellikte! Stalin, o ateizmin babası, Hitlerin yanına koyduğunuz diktatör, Nazi saldırısı karşısında bütün kiliseleri tekrar açtırdı, radyodan papazlara vaaz verdirmeye başladı. Siz bu millete şu hüzünlü günlerde iki Allah lafını, kapalı camilerden dua yayınlamayı çok görüyorsunuz. Sizin biliminiz ne ki, elli kere “bilimsel olarak” uyardık, bugünlerde moral bozmayın. Bağışıklık sistemini en başta çökerten bu kara haber akışıdır, diye. Yatın kalkın Corona deyin, ortalığı velveleye verin.
Sizin biliminiz ne, en aşağılık dedikoduları, ona buna küfrü, hakareti yaymak için cep telefonu icat etmek. Yılda bir milyon üç yüz bin kişiyi öldüren süper hızlı arabalar üretmek. Göklere çıkardığınız Einstein neydi, atom bombası mucidi, kitle katliamcısı. 600 yıllık burjuva medeniyetiniz daha düzgün bir virüs aşısı üretemedi, ilacını da bulamadı. Bizi beş bin yıllık karantina hapsine mecbur bıraktı aç gözlülüğünüz!
Radikal İslama, siyasal dinciliğe karşıyız, laiklikten yanayız; softalığa sizden fazla direniyoruz; tamam da… Aynı softalığın cilalanmış yüzüsünüz. Sıradan insanın inancıyla alay eder, kendiniz kapitalizm dininden başka din tanımazsınız. Batılı size "guide" verecek, yani güdecek de, o güdüyle bilimsellik taslayacaksınız…
Not: Karantina… Epidemi.. birçok tıp teriminin Türkçe köklü olduğunu yazdık.. en azından iddia ettik.. Bilimsel bir toplum buna merak, heyecan ya da karşı duruyorsa öfke ile tepki verir, değil mi? Yok… Biri, evrenin sırrını bulup, koysa, şu nefretlik dedikodu, karalamalardan başını kaldırıp bakmaz bizim okumuşlarımız… Herkes kendine bir grup seçer, herkes başka bir şarlatanın peşinden gider…
Kaan Arslanoğlu
28 Mart tarihli paylaşım:
SALGINA KARŞI FİZİKSEL ÖNLEMLER / Çocukluğundan bu yana gripten çok çekmiş tecrübeli bir hasta ve bu konuları hayli okumuş bir doktor olarak bazı acil önerilerimi iletiyorum: Bu virüsten ne kadar önlem alsak kaçış yok. Önlemler salgının sürecini geciktirmek için. Birçoğumuz belki şimdiden enfekte. Virüs alınınca illa hasta edecek diye bir şey yok.. Pek çok insan belirtisiz olarak süreci atlatacak. Birçoğumuzda hafif belirtiler çıkacak. Bazılarımız yataklık olacak. Bazılarımız daha ileri yardımlara ihtiyaç duyacak..
YATAKLIK HASTA OLMAMAK İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER: Üşümeyin. Üşüyorsanız hemen bu sürece son verin. Epeyce bir süre üşümüşseniz vücudunuzu en az üşüdüğünüz süre kadar ısıtın. Sıcak uygulayarak ve veya sıkı giyinerek. Soğuk hem mukozalarda konjesyon yaparak hem de vücut direncini düşürerek enfeksiyon başlatabilir. Ortamda veya bedende virüs varsa tabii.
YORULMAYIN.. Kısa süreli yorulmuşsanız sorun olmayabilir.. vücudunuzun uzun süren yorgunlukla "bitkin düşmesine" izin vermeyin. "Egzersiz yapın" deyip duruyorlar.. Doğru, fakat egzersize alışık olanlar bile şu dönem ağır egzersiz yapmamalı. Alışık değilseniz egzersiz hafif veya en çok orta şiddette ve uzatmadan olmalı. Terliyken soğuğa, rüzgara maruz kalmamalısınız. Egzersiz orta ve uzun vadede bağışıklık sistemini güçlendirir. Yorucu egzersiz ise bağışıklık sistemini geçici olarak zayıflatır.
TAKVİYELER: Tıp camiası çoğunluk olarak karşı çıksa da yoğun C vitamini, D vitamini (kan düzeyi düşük olanlarda özellikle), çinko takviyesi... Keza renkli bitkiler ve özleri, şalgam suyu, acılılar ve kimi baharatlar bağışıklık sistemini güçlendirirler.. Bu konuda bazı bilimsel yayınlar da mevcut. Hatta örneğin C vitaminin tedavide de kullanıldığına dair..
SON OLARAK... Covid belirtileri gösteren milyonlarca insan ortaya çıkmaya başladı. Bunların büyük bölümü psikolojik olabilir. Psikolojik olmayanların bir bölümü başka enfeksiyonlara bağlı olabilir. O bakımdan hastaneye gitme kararını kolay vermeyin. Covid değilseniz bile covidli olabilirsiniz...
Not: Umarım öteki grip salgınları gibi Kuzey yarıkürede Nisan sonlarına doğru belirgin düşüşe geçer.. Genel kural işler.. Bir de akşam uyku problemi çekenlere bir öneri: Akşam yemeğinde bolca çiğ sarımsak yeme. Yoğurtla veya salatada.. hayli etkili.. gribe de yarar..
SALGININ PSİKOLOJİSİ BİRİNCİ BÖLÜMÜ OKUMAK İÇİN: http://www.insanbu.com/Tip-Bu-Degil-Haberleri/825-salginin-psikolojisi
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan www.insanbu.com sorumlu tutulamaz.
Ahmet Atakan 07.04.2020
Ahmet Atakan adını kullanarak yorum yazan coronadan daha beter trollük sorunundan muzdarip, pek çok trol gibi kendini akıllı sanan ancak zeka ve karakteri yerlerde sürünen.. kim olduğu belli.. ama aynı sapkınlıkta ısrar eden, şahsın yorumu bir silimlik kadar. Bunların kötü ruhları sürekli habisliğe çalışır, olumlu bir değer üretemez, olumlu değerleri kullanarak pislik yapmaya çalışırlar. Onu da yapamazlar, ama kirletirler.. Editör
05.04.2020
Teşekkürler Kaan bey, verdiğiniz bilgiler çok yararlı oldu. Sizlere de sağlıklı, güzel günler diliyorum.