Sosyalist Kürtlerin Türkiye sosyalist solunun ana akımlarından koparak Kürt Solu adı verilen ayrı örgütlenmelere yönelmelerinin tarihi 70’li yıllara dek geri gider. Bu kopuşun nedenleri ve devrimci mücadeleye etkileri sol saflarda çok tartışılmıştır. Ancak, ayrılıktan esas olarak Türkiye solunun
Yaygın söyleme göre öyle…
Hatta, Atatürk’ün bu konudaki sözleri de referans alınıyor, bu düşünceyi desteklemek için. Yıllar önce, Ankara’daki Büyük Doğumevi (Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı E.A. Hastanesi)’nin girişinde koca harflerle yazılı idi - ifade tam olarak hatırımda
Sağolsun Koltukname taifesi, 2013’te olduğu gibi 2014’te de geçer akçe kılınan dehşet verici bir oligarşinin istatistiğini hesaplamış ve sayı saymayı (en azından parmak hesabı yapmayı) bilen ya da bildiğini varsaydığımız edebiyat ortamının ortak aklına (vicdanına) sunmuş…
2014 boyunca, 25
Gerçekten kanıtımız yok mu? Veya kanıt göstermeyi önemsemiyor muyuz? Bilimsel yaklaşımda kanıt elbette çok önemlidir, ama bilimsel yaklaşım kanıttan ibaret değildir, kanıt olsa olsa bilimselliğin beş altı temel ve ötekilerden kopmaz bileşeninden biridir.
Bilimsel yaklaşım
Ege Üniversitesi'nde karşıt görüşlü öğrencilerin çatışması üstüne soL Portal'ın haberi:
Ege Üniversitesi'nde faşist saldırı
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesine yaklaşık 200 kişilik ülkücü grup, solcu ve Kürt öğrencilere ellerinde satır ve baltalarla saldırdı. Ülkücü gruptan bir kişi öldü.
Evrensel'in haberine göre Ege
Halk TV’de 8 Nisan’da saat 16’da yayınlanan programın youtube bağlantısı… Birinci ve ikinci bölümler:
Evrimci Açıdan Din Psikoloji Siyaset
Sağ, insan doğasını soldan daha mı iyi kavrıyor?
Aydınlanmadan bahsedenler gerçekten aydınlanmacı mı?
Atatürk’ün din konusundaki tutumu doğru muydu?
Ve
Açıklama: “Ölüm yazısı”na hiç niyetim yoktu. Ama baktım, birçok kesimden, ona karşı olması gereken kesimlerden de(!) sadece övgü yükseliyor, (neredeyse bir tek nesnel çözümlemeye rastlamadım), buna karşı sosyal medyada bazı kesimler herhangi bir çözümlemeye gitmeden ona doğrudan küfrediyor…
Doğada memeli canlılar doğduktan sonra bir süre anne sütü ile beslenirler. Bu dönem sonrası hayatlarından süt çıkar. Bu kuralın insanlar için de geçerli olması gerekirken; insanlar çok faydalı diye, ineğin kendi yavrusu için ürettiği sütün peşine
1. Bilimsel arka plan:
Şimdi gelelim işin bilimsel arka planına, yani bir civcivi 40-45 günde nasıl 2.2-2.5 kg canlı ağırlığa getirebildiklerine, bunu neye binaen yaptıklarına... Aslında bu süreci bir kitap bölümü olarak anlattım, okuma lütfünü gösterenler için
Bu yazıda Dr. İlknur Arslanoğlu, Dr. Yavuz Dizdar ve bir İnsan BU editörünün görüşlerini aktarıyoruz:
Gebelere şeker yüklenmesin!
Canan Karatay'ın gebelere glukoz yükleme testi yapılmasını sakıncalı bulduğunu TV ekranlarından söylemeye başlamasıyla bir yandan
D vitamini kullanmanın gerekçesi nedir ?
D vitamini, alternatif tıbba veya marjinal itirazcı doktorlara göre değil, klasik tıp kitaplarına göre, en temel etkisi rahitis ve osteomalasiden korumak, son on yılda öne çıkan bulgulara göre daha da
Ben Hrant Dink ile hiç karşılaşmadım. Mezarına bile gitmeyi başaramadım. Ben hiç “Hrant’ın arkadaşı” olmadım. Onun “vefasız” bir yakın akrabasıyım. Onu canlıyken “platonik” sevdim, öldüğünde mezarına ise en fazla yattığı mezarlığın duvarı kadar yaklaşabildim.
Halkı, sıradan insanı ikna etmek, örgütlemek çok zor. Nice yiğitler bu işe ömür verdi, baş verdi, yapamadı. Bu yolda çok da hatalar yapıldı, ama hiç yanlış yapılmasa da bu iş zor. Olağanüstü yetkinlik ve çaba gerektiren bir şey.
CHP ve MHP liderleri tarafından “Çatı Adayı” ilan edilen Ekmeleddin İhsanoğlu’na kuşkusuz ve elbette kefil olamam, olmam. Adam 70 yaşında. İddiaya göre babası Cumhuriyet düşmanı Şeyhülislam Mustafa Sabri’nin arkadaşıymış. Mustafa Sabri gerçekten de cumhuriyet düşmanı olduğu kesin. Yaptığı
İnsan soyu her nedense kalıtım ve evrim hakkındaki bilgilere büyük direnç gösteriyor. Sanırım muhteşem varlığının büyüsü bozulsun istemiyor. Rahip Gregor Mendel birçok kişinin ilgi duyduğu, üstünde çalıştığı, ama düzeneğini bir türlü ortaya koyamadığı kalıtım kurallarını ilk
Ben de aptalım, sanırım sosyal yönden embesilin de altındayım, galiba sosyal idioyum. Tek farkım bazı kişilik özelliklerim ve genel zekamın birkaç noktadaki işlekliği nedeniyle bunun farkında bulunmam. Benim gibi birçok ayrıksı birey
Bu yazı bize gelince editörler olarak bir hayli tartıştık. Fakat bunu itirazlarımıza rağmen yayımlayalım dedik. Belki güzel bir tartışma çıkar. 12 Mart darbesinin Erim hükümetinin ilk bakanlarından. Balyoz harekatı yürürken bakandı. 12 Eylül darbesinde de yurt
Freud'un bilinç-bilinçaltı fantezisi (toparlama)/
Herhangi bir anda kenara çekilin, sakin bir yere oturun ve bilincinizi boşaltmayı, hiçbir şey düşünmemeyi deneyin. Başaramadığınızı göreceksiniz. Meditasyonda çok ileri düzeye yükselenler bile bunu uzun süre başaramaz, onun yerine imgelemi tek bir noktaya odaklamaya
Günlük soL Gazetesi kitap ekinde “Tıp Bu Değil”le ilgili bir eleştiri yazısı yayımlandı Koray Yalçın arkadaşımızın imzasıyla 13 Mart’ta. Bu anlamlı 1 Mayıs’ta konuya oradan girelim.
Önce teşekkür edelim,
insanbu sitesinin değerli baş editörü Taylan Kara’ya mektubumdur.
Her ne kadar değerli bir editörünüzle 600 ve zamlısıyla 750 karakter içinde tartışıp dursak da, “yazıların altında 750’lik yazmaya devam et, kendin yazı yazma” diyen olmadı. Ben de genişleyen
Uzun süredir görevde olan Tabip Odası ve TTB Yönetim anlayışı doğru ve etkin bir duruş sergileyememiş, aksine dayatılan ayrıştırma politikalarının tarafı görüntüsü verilmiş, çoğu kez mesleki dayanışma ve mücadeleyi yükseltmek yerine kimlik siyaseti yapan yapılanmaların bir
Sıradan bir okurun, Devir romanı için gözlem ve saptamaları. Ben herhangi bir okurum. Hiçbir iddiam olmadan, Ece Temelkuran’ın Devir adlı romanıyla ilgili görüş ve eleştirilerimi yazdım. Olağanüstü yazınsal anlatı, yetkin bir estetik beğeni, çok katmanlı okuma, iç ayrımlaştırma
Sinir dokusu, vücudumuzda bulunan diğer dokulardan farklı olarak kendini yenileyemez veya tamir edemez. Bu nedenle gerek beyin, gerekse de omurilikte değişik nedenlerle oluşan hasarlar geri dönüşümsüz olarak kalıcı bulgular oluşturacaktır. Böylece, hasar yapan nedene, hasarın genişliğine bağlı olarak
Antibiyotik direnci iklim değişimi, mültecilik, yoksulluk gibi “insanlığın” karşı karşıya olduğu en önemli güncel sorunlardan biridir. Sorun çok boyutludur ve Sınıfın Sağlığı okurları daha önce antibiyotik direncinin farklı boyutlarına dikkat çeken makalelerimizi anımsayacaklardır.
Kapitalizm, emperyalizm, sınıf ve Ebola? başlıklı
Özellikle Gezi'den beri, öfkesi ve saldırganlığı katlanarak artıyor. Soma'da yaşananların, görüntülü ve sesli çekimlerin açıkça gösterdiği gibi, işi bizzat vatandaşa kalabalık önünde tokat atmaya kadar vardırmış durumda.
İşte buradan yola çıkarak birçok siyasi veya yazar-gazeteci, Erdoğan'ın akli-ruhi
Eski bir Romatoid Artrit(RA) hastası olarak; şu hangimiz daha bilimsel tartışmasına balıklama dalma ihtiyacı hissettim. Nereden çıktın sen diyenler de olabilir, piyangodan vurduğumu varsayın. Mini hayat hikâyemi anlatmadan önce şöyle hekimlik sıfatımı çıkarıp kenara koyayım. Yazının
Tenkit kitabında yazanları hazmetmek kolay değildir. İçindekilerin bir kısmı belli olgulara dayanırken bir kısmı ise adeta kitabın cüretini canlı tutmak için konmuş birer “okur silkeleyici” iddialardır.
Y. Küçük’ün tarih üzerine yazdıkları tarih kitabına benzemez, edebiyat üzerine yazdıkları da
Bir edebiyat eserini “güzel”, “kötü” ve benzeri maymuncuk sözcüklerle tanımlamak, o eser hakkında hiçbir şey söylememektir. Gazetelerin kitap eklerinde “edebiyat eleştirisi” adı altında çıkan birçok yazı, sözünü ettiği kitap hakkında
Kitabın tümü, özellikle 25 yıla Kuşbakışı bölümü son 25 yılın önemli kültürel tartışmalarını özetliyor, ülkenin yakın tarih düşünce dünyasına ışık tutuyor. Atlanmaması gereken önemli bir başvuru kitabı. Ucu ben, biz dahil herkese dokunsa da edebiyatta gerçek (veya sert)
Ulusal Kanal’da yazar B. Sadık Albayrak’ın hazırlayıp sunduğu Edebiyat Cephesi programının, 27 Haziran 2015 Cumartesi günü saat 15.00’de yayımlanacak bölümünde “SİSTEM EDEBİYATININ OTOPSİSİ” yapılacak. Yazar Taylan Kara’nın katılacağı programda, egemen edebiyatın nitelikleri, okur üzerindeki tahakkümü ve yaygınlaşma mekanizmaları
Dün telefonla görüşmüştük. Sözleştiğimiz yerde buluştuk. Her zamanki gittiğimiz kahvehaneye doğru yürüdük. Güneşli bir gün olduğundan, dışarıya oturduk. Kahveci boş bardakları toplamaya çıktığında, iki çay söyledi Salih. Kahvenin karşısında, minibüs yazıhanesi vardı. İlçeye gidip
Yok edilmesi “o kadar da önemli olmayan” insanların toplu ölümleri hep bir tam sayıya yakınsar. Auschwitz, tam sayılara yakınsayarak ölmektir. İnsan türü, kendine bir tür “tür ahlakı” kurabileceği birçok tuğlayı Auschwitz duygusu’ndan edinebilir.
"Genele uygulanabilecek tek bir fikir belirdi kafamda. Bir vaka olarak kendime baktığımda da anneme aşık olduğumu ve babamı kıskandığımı fark ettim, şimdi bunun çocuklukta rastlanan evrensel bir olay olduğunu düşünüyorum" Freud (Wilhelm Fliess'e mektubundan)
Bu dizinin yazarını tanımasanız
İnsanın, sanatsal nitelik taşısın taşımasın, üretisi/yaratısı, her şeyden önce kendine hizmet eder; yanı sıra, halihazırda yakın ve uzağındaki insanlar için de yararı olabilir… Hele ki, tüm insanlığa ve tüm zamanlara hitap edecek bir olanak söz konusu olmuşsa, işte
Yazılama Yayınevi tarafından yayınlanan “Kızıl Tıp: Sovyet Rusya’da Toplumsallaştırılmış Sağlık” başlıklı kitabın Türkçe baskısına önsöz olarak kaleme alınmıştır.
Ekim Devrimi’ni izleyen yıllarda Rusya emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarında gerçekleştirilen olağanüstü iyileştirmeler, bu ülkenin “Batı” tarafından izole edilmesiyle dünya emekçilerinden