İlişki ve Sevmek Üzerine Düşünüyorum…
Herkesin bizden biraz uzak olduğunu düşünüyorum, mesela… Geçmişten bugüne, her şeyini bildiğiniz kaç kişi oldu hayatınızda? Peki, sizinkini bilen? Anlatmayı aslında çok istediğiniz ama cesaret edemediğiniz neleriniz var? Ya anlatmayı hiç istemediğiniz, sizinle mezara girmesini istediğiniz? Sizi başkalarına yaklaşmaktan sakındıran ya da uzak tutan neler? Uzak durmanın kendisi, yakın olmayı bilmemekten mi, korkmaktan mı, yaklaşınca büyüyen kaybetme korkusundan mı, zarar görme endişesinden mi?
Arkadaşlıkları(mızı) düşünüyorum mesela… en sağlam gibi görünenlerin bile, aslında ne kadar pamuk ipliği ile bağlı olduğunu, bazen kısa bir aramama sürecinin ardından bile bitmeye yazgılanabileceğini, mesela… ufak bir yanlış anlama, çabasızlık ya da önemsenmeme algısı ile; mesela…
Ufak bir hırgür ile çocuklarımızın bizden, bizim onlardan uzaklaşabileceğimizi, mesela…
Bunlar olmasın diye tavizler verirken ya da verirsek, aslında korktuğumuz şeyin, yani uzaklaşmanın ya da yabancılaşmanın daha da hızlı biçimde üstümüze geleceğini, mesela…
Mesela, en büyük aşkların bile, ister hastalık-ölüm ister yabancılaşma ister başkasına yönelme ile kaybedilesiliğin kıyısında oturduğunu… ve kaybedilesiliğin bize hınzırca göz kırptığını…
Tüm bunların insana hissettireceği karamsar duygulara rağmen ve hatta onlarla birlikte, yine güneşin müthiş renklerle doğup müthiş renklerle batacağını, çiçeklerin açacağını, insan ve hayvanın en masum, bebek halleriyle doğmaya -ama ne yazık ki ölmeye ve öldürmeye de- devam edeceklerini; yine hem üşüyüp hem terleyeceğimizi, acıkıp susayıp kana kana içip hazlar alarak yiyebileceğimizi bilmek… fiziksel ve duygusal doruklardan uçurumlara inip çöllerden vahalara geçebileceğimizi bilmek…
Her şeye rağmen sevmekten -tüm ayrılık olasılıklarına karşın ve hatta bunların tümüyle birlikte sevmekten- vazgeçmemek; üstelik, bitenlerin, yerine değil yanına yeni sevgiler koymak; bıkmadan, usanmadan…
Sevmek… insanın kötü olduğunu belleten, kötülük eden bir canlı olduğunu gösteren pek çok bilgi ve görüntüye rağmen… çokça insanı sevilmeye değer bulmamana yol açacak karşılaşmalarına… kimseye fiziksel ve duygusal olarak ihtiyacın olmadığını kendine ve başkalarına kanıtlamış olmanın gururunu göğsün kabararak taşımana rağmen… sevmenin hiç ama hiç şart olmadığını, hatta çok zaman acılar hissettirdiğini bizzat tecrübe etmiş olsan bile…
Karşıdaki bir insanı, tüm bunların ötesinde sevilesi bulmak, sevmeye yazmak, yazarak sevmek, sevmeyi yazmak, severek yazmak, yazmayı sevmek*…
* Bütün yollar yazmayı sevmeye mi çıkıyor ne? J
Mine Miskioğlu