Kemal Kemalizmi reddetti, Karl da Marksizmi... Sayfa: 59

1. Melek: Evet Fikri bey. Toplumsal çözüm yolları konusundaki görüşünüzü çok kısaca bağlayınız.

T. Fikri: Üç yol var demiştim, üç çözüm. Ama bunu insanların büyük çoğunluğu için aşırı netleştirme gerekli diye böyle demiştim. Yoksa elbette o konu sürekli araştırılıp tartışılmalı.

Fakat böyle şeylerin bilinip, tartışılması dolaylı bir yarar sağlayacaktır. Bir lider çıkmasını kolaylaştırmak ve çıkacak liderin işini kolaylaştırmak bakımından. Yoksa büyük problemleri öyle ya da böyle büyük liderler çözebilir ancak.

Şu anda bir lidersizlik sıkıntımız var. Türkiye aydınının bilinci bugünkü siyasi ve kuramsal liderlerin sonu gelmez keyfi zikzaklarıyla felce uğratıldı, duyarsızlaştırıldı. Gerçek lider, liderler çıktığında tüm bu sorunları bir şekilde çözecektir, o da kendi "çülük"ünü, kendi "izm"ini kuracaktır.

Lider gereksinimimiz asla küçümsenmesin. Aslında lider kavramını küçümseyenler de liderdirler veya liderin peşinden giderler. Lider ihtiyacı bizim en az 200 bin yıllık biyo-sosyal karakterimizle doğrudan ilişkilidir.

1. Melek: Pekala bu oturumu kapatıyorum şimdilik. (2. Meleğe döner) Tabii eğer sizce de uygunsa aziz Melek.

2. Melek: Uygundur. Peki ara kararınız nedir Kemal bey hakkında.

1. Melek: Sizin kararınız nedir?

2. Melek: Şu andaki vahim gelişmelerden şimdilik sorumlu tutulamayacağını düşünüyorum.

1. Melek: Bence de öyledir, ara sıra anlaşabiliyoruz demek ki muhterem Melek. Bu durumda sizleri göndermeden son sözlerinizi alalım. Buyurun Kemal bey.

Kemal: Bu topraklarda sizin gibi insanlar çıkmışsa yine çıkıyordur, çıkacaktır Türkan Saylan hocam, umudu tüketmek olmaz.

2. Melek: Hani kimliklerimizi ifşa etmeyecektiniz!

Kemal: Evet, ben de kuralı bozdum, bozmamalıydım. Ama sizin gibi bin kişi olsaydı bu ülkede, laf değil, iş yapan, halimiz bambaşka olurdu, son söz olarak bunu söyleyeceğim.

Ha bir de şu: Atatürkçülük, Kemalizm.. şu bu. Bunlar görüşleri, duruşları cesede çevirir. "İzm" lere kapılmayın, "çülük" peşinde koşmayın, ben hiç koşmadım. Gerçek devrimciler fiilde de fikirde de kendi yollarını kendi çizenlerdir, bizim gibilerden, görüşlerinden sadece ders çıkarırlar, bizim "izm"lerimizi saygınlıkları nedeniyle belki kullanırlar, ama onları poster yapmazlar.

Benim konuşmalarımı okuyun ama, ne yaptığıma, nasıl ve ne kadar yaptığıma daha çok bakın. Orada uydurmayın, benim adıma kurallar koymayın. Neyse o. Mesela, kapitalizme karşıymışım. Bir iki laf ettim, sakıncalarına karşı önlem almaya çalıştım, ama kapitalizmi ben kurdum bu ülkede. Yabancı sermaye de getirttim, dış kredi de aldım. Niye, nasıl yapmışım bazı şeyleri. Onlara bakarak niyetimi ve metodumu anlayabilirsiniz.

Karl: Alın benden de o kadar. Beni kusursuz aziz haline getirmeyin. Beni "izm" yapmayın, başınıza dolanırım. Araştırmayı, çözümlemeyi, düşünmeyi öğrenin, en önemlisi akılla harekete geçmeyi belleyin.

Siz şeyhim, sizlerin binlercesinin çıktığı dünyadan umut kesilmez. Ama bilimi rehber alarak. Ama fanatiklik yapmadan. Sağcılık, solculuk... bunlar geçersiz kavramlar... Sadece sağcılığa karşıysak, solcular içindeki derin sağcılığı ne yapacağız? Sosyalizmden yana olmak vardır, kapitalizme karşı durmak vardır.. Emek ve emeğin ahlakı vardır.. Kendi işinizi yapın. Her duruma bir laf yetiştirmekten bıkmadınız mı? Belli bir güce erişmeden büyük politika yapmaya kalkarsanız bugünkü sosyalistler gibi güçlülerin piyonları kalırsınız. Doğru karar da verseniz yanlış olur, yanlış karar verseniz yine yanlış olur. Son sözlerimdir şimdilik.

1. Melek:  Celalettin hazretleri? Aa, ayrılmış.. tabii sıkıldı adam. Evet, bu sorgu oturumunu ister inancınıza göre dinsel manada kavrayın, ister gerçekte şimdi olduğu gibi maddesel-ruhsal anlamda... Bu bir hakikat mahkemesidir, insanlık kültürü sorgusudur. Buradaki en önemli erdem, erdemler erdemi, gerçeğe sadakat, çıkarsız nesnellik ve katıksız dürüstlüktür. Gerçek karmaşıktır, çoğu yerde örtülüdür, ama sorgucu ve dürüst beyinler onu muhakkak açığa çıkaracaktır. Hakikatten kaçış yoktur. Başkalarının doğrularını çürüten bilgiler sergilenecek, ama sizin doğrularınızı kuşkuya düşüren bilgiler gizlenecek! Yok öyle şey! Birisi dürüstlük ve iyi niyetle kendi inançlarını sorguladığı zaman şişinmeyeceksiniz, bundan faydalanmayacaksınız, siz de aynı adalet duygusuyla kendi görüşlerinizi zayıflatan bilgileri araştıracaksınız. Hakikate yaklaşma ahlakında yeterli düzeye gelene dek. Gerçeği her ne sebepten olursa olsun gizleyenlere lanet! Ve zaten bütün ölümlüler bir gün gerçek karşısında eğilecektir.  

Kapatıyorum. Sizce de uygun mudur?

2. Melek: Uygundur... Gerçek en fazla nerededir? Kişilerin yaptıklarındadır. Bunu böyle değerlendirmelisiniz. Kapatıyorum...

1. KİTAP SONU

T. Fikri

 

Facebook
yorumlar ... ( 6 )
24-06-2014
25-06-2014 16:36 (1)
Şunu söylebilirim ki, yukarıdaki karakterler ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Kanımca karakterler yaşamış olsaydı, böyle konuşurlardı diyesim geldi hiç abartısız. Gerçeğin ta kendisi olmuş. Sayın Fikri' yi kutlamak lazım. Bu resimli romandaki belirli parafların, tekrar tekrar okunması gerektiğini düşünüyorum. Başka bir yorum kısmında resimli romanda, kafama takılan ve önemsediğim kısımları tartışmak dileğiyle. R.Kulaksız
25-06-2014 17:46 (2)
Emeğinize sağlık farklı ve güzel bir çalışma oldu. Ç.DERDİYOK
25-06-2014 22:28 (3)
reenkarnasyon kulübü 2
25-06-2014 22:54 (4)
2.kitabı bekliyoruz T.Fikri bey.. teşekkürler emeğinize
29-06-2014 14:47 (5)
Her gün her sayfayı heyecanla bekledim ve okudum. Kendine özgü farklı etkileyici, zihin açıcı bir çalışma, güncel bir sanat eseri olmuş. Sizin de amaçladığınız gibi her yerde ve zamanda okumak ve ulaşmak mümkündü. Bir yazarın eserlerini heyecanla beklemek ve daha çok yazsa diye özlemek her zaman mümkün olmuyor. Teşekkürler. Umarım bir gün eserleriniz sinema filmi de olur.
21-01-2016 15:48 (6)
Bu sabah resimli romanın birinci sayfasından başladım ve tamamını okuyuncaya kadar ara vermedim. Nasıl heyecanlandığımı kelimelerle anlatamam. T.Fikri her kimsen harikasın. Keşke resimli roman devam etse. Saygılarımla... Fatih Torun
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211213
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.