Her devrin “muhalefet” adamları, sarsılmaz liberal yoldaşlık, Aydın Enginler, Raşit Tükeller… Liderliği kaptırmayanlar, peşlerinde daima aktivist çevreler…

ERGENEKON DAVASI KARARTILMASIN, DERİNLEŞTİRİLSİN!
[Sesonline] Ağustos 2008  / 300 akademisyen, hukukçu, hak ve özgürlük savunucusu, sanatçı ve medya mensupları özgür bir ülkede yaşamak isteyen herkesi Ergenekon Davası'nın takipçisi olmaya çağırdı. Aydınlar açıklamalarında; "Ergenekon İddianamesi ahtapotun kollarından birini yakalamıştır. Ancak, diğer kollara ve gövdeye ulaşmakta kendini sınırlamış kaygısı uyandırmaktadır. Bu kaygı giderilmelidir. Örneğin askeri yargı, savcılığın gönderdiği belge ve bilgileri dikkate alarak yargılama sürecini işlettiği ve gereğini yerine getirdiği takdirde, Türkiye'yi kuşatan ve giderek derinleşen karanlığın aydınlanmasında önemli bir adım daha atılmış olacaktır" denildi. Aydınlar bildirisinin tam metni şöyle:

ERGENEKON DAVASI KARARTILMASIN, DERİNLEŞTİRİLSİN!

"Yıllardır gözlerimizin önünde cereyan eden faili meçhul cinayetlerin, siyasi suikastlerin, devletin içine yuvalanmış çetelerin, halkı birbirine düşürmeyi amaçlayan hain provokasyonların, açık ya da örtülü darbelerin ülkemiz üzerine yaydığı karanlığın bir ucundan da olsa delinmesi olanağı Ergenekon davası ile Türkiye demokrasi güçlerinin önüne çıkmış bulunuyor.

Eleştirilebilecek yanlarına, eksikliklerine ve bazı tartışmalı kurgulamalarına rağmen Ergenekon İddianamesi özünde çok önemli suç iddiaları ve belgeleri içermektedir. Bu suçlar bütün derin bağlantılarıyla ortaya çıkarılabildiği takdirde, temiz toplum olma yolunda Susurluk'ta, Şemdinli'de elimizden kaçırdığımız fırsatı yakalama olanağı doğabilir. Yıllardır apaçık bildiğimiz olayların ve bu olayların ardındaki mihrakların aydınlatılarak adalet önünde hesap vermelerinden kazançlı çıkacak olan ne günün siyasi iktidarı, ne de şu veya bu siyasal çevredir. Kazanan biz yurttaşlar, demokrasimiz ve geleceğimiz olacaktır.

Ergenekon İddianamesi ahtapotun kollarından birini yakalamıştır. Ancak, diğer kollara ve gövdeye ulaşmakta kendini sınırlamış kaygısı uyandırmaktadır. Bu kaygı giderilmelidir. Örneğin askeri yargı, savcılığın gönderdiği belge ve bilgileri dikkate alarak yargılama sürecini işlettiği ve gereğini yerine getirdiği takdirde, Türkiye'yi kuşatan ve giderek derinleşen karanlığın aydınlanmasında önemli bir adım daha atılmış olacaktır. Ergenekon davasının, her türlü uzlaşmanın ötesinde toplumsal ve siyasal ufkumuzun aydınlanması davası haline gelebilmesi için siyasi irade şimdi her zamankinden daha gereklidir. Asker-sivil bütün kurum ve kuruluşlar da davanın karartılmaması ve mutlaka derinleştirilmesi için aynı kararlılığı göstermelidir.

Bu davanın hayati önemine inanan bizler, hukuki / adli sürecin kamu vicdanını her yönden rahatlatacak şekilde, yargı bağımsızlığı çerçevesinde, adil ve titiz yargılama ilkelerine sonuna kadar uyularak sürdürülmesini diliyoruz. Türkiye demokrasi güçlerinin, karşılarında bir siyasal kanadın değil devlet içine yuvalanmış çetelerin ve darbeci zihniyetin bulunduğunun bilinciyle Ergenekon davasının derinleşmesi ve öze varması için ortak mücadele vermeleri gereğine inanıyoruz. Demokratik, özgür, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına dayalı bir ülkede yaşamak isteyen tüm yurttaşları, aklının ve vicdanının sesini dinleyerek davanın takipçisi olmaya çağırıyoruz..."

İMZA KAMPANYASI GENİŞLETİLİYOR

Öte yandan ilk adımda toplanan 300 aydının imzasının toplumda büyük ilgi görmesi ve yurttaşlardan, metne imza atmak isteyenlerin talepleri dikkate alınarak "imza kampanyası"nın genişletilerek sürdürülmesine karar verildi.
Barış Girişimi sözcülerinden gazeteci, yazar Aydın Engin'in yaptığı açıklamaya göre; metne imza etmek isteyenler, ad, soyadı ve meslek bilgilerini ekleyerek … adresine gönderebilecek...

İMZACI AYDINLAR:

Abdi Özdiken (Bilişimci), Abdullah Keskin (Sinemacı), Adalet Dinamit (Yönetici), Adnan Özyalçıner (Yazar), Adnan Tonguç (Yazar), Ahmet Aykaç (Prof. Dr.), Ahmet Çakmak (Prof. Dr.), Ahmet Dindar (Avukat), Ahmet İnsel (Prof. Dr.), Ahmet İsvan, Ahmet Kardam, Ahmet Telli (Yazar), Ahmet Ümit (Yazar), Akşin Somel (Prof. Dr.), Ali Akay (Küratör), Ali Deniz Ceylan (Avukat), Ali Kerem Saysel (Akademisyen), Ali Nesin (Prof. Dr.), Ali Uçansu (Diş Hekimi), Arif Ali Cangı (Avukat), Aslı Erdoğan (Yazar), Ayda Arel (Prof. Dr.), Aydın Cıngı, Aydın Engin (Gazeteci), Ayetullah Sevgir, Ayhan Aktar (Prof. Dr.), Ayhan Bilgen (Mazlum, Der), Ayhan Çabuk (Van Baro Bşk.), Ayhan Kaya (Akademisyen), Ayhan Ongun (İSİDEF Gn. Sek.), Ayla Gürsoy (Prof. Dr.), Aylin Aslım (Müzisyen), Ayşe Berktay (Çevirmen), Ayşe Buğra (Prof. Dr.), Ayşe Erzan (Prof. Dr.), Ayşe Gül Altınay (Akademisyen), Ayşe Hür (Tarihçi, Yazar), Ayşe Kadıoğlu (Akademisyen), Ayşe Soysal (Prof. Dr.), Ayşegül Devecioğlu (Yazar), Ayşegül Kaya (Avukat), Ayşen Anadol (Çevirmen), Bahri Bayram Belen (Avukat), Barış Pirhasan (Yönetmen), Baskın Oran (Prof. Dr.), Bennu Yıldırımlar (Oyuncu), Beral Madra (Küratör), Beril Dedeoğlu (Prof. Dr.), Betül Tanbay (Prof. Dr.), Bircan Yorulmaz, Burhan Şenatalar (Prof. Dr.), Bülent Arınlı (Belgesel yönetmeni), Bülent Atamer (Kimya mühendisi), Bülent Aydın (Gazeteci), Bülent Erkmen (Tasarımcı), Büşra Ersanlı (Prof. Dr.), C. Murat Özgünay, Celal Yıldırım (Dişhekimleri Birliği Bşk), Celalettin Can (78'liler Vakfı), Cem Terzi (Prof. Dr.), Cemal Polat (Sendikacı), Cengiz Aktar (Akademisyen), Cenk Soyer (Mühendis), Cevdet Uçungan (Kars Baro Bşk.), Cuma Boynukara (Tiyatro yazarı), Cüneyt Ozansoy (Akademisyen), Çağatay Anadol (Yayıncı), Çiğdem Mater (Gazeteci), Çiğdem Yalçın Pamukçu (İHOP), Derya Sazak (Gazeteci), Dilara Kahyaoğlu (Eğitimci, sanatçı), Dilek Özcengiz (Prof.Dr.), Doğu Ergil (Prof. Dr.), Emel Ataktürk (Avukat), Emine Uşaklıgil (Yönetici), Emre Gönen (Akademisyen), Enis Rıza (Belgesel yönetmeni), Enver Sezgin , Ercan Karakaş (SODEV), Erdağ Aksel (Akademisyen), Erdal Karayazgan, Erdal Yavuz (Akademisyen), Ergin Cinmen (Avukat), Ergun Gümrah (Yönetici), Erkan Şen, Erol Katırcıoğlu (Prof. Dr.), Erol Kızılelma (SODEV), Ersin Kalaycıoğlu (Prof. Dr.), Ersin Salman (İletişimci), Ertuğrul Cenk Gürcan (Akademisyen), Ertuğrul Kürkçü (Yazar), Esra Güçlüer, Esra Koç, Esra Mungan (Akademisyen), Fahri Aral (Yayıncı), Faruk Arhan (Gazeteci), Fehim Caculi (Yönetici), Feray Salman (İHOP), Ferdan Ergut (Akademisyen), Ferhat Kentel (Akademisyen), Ferhunde Özbay (Prof. Dr.), Fethiye Çetin (Avukat), Feza Kürkçüoğlu, Fikret Adaman (Prof. Dr.), Fikret Adanır (Prof. Dr.), Filiz Kardam (Akademisyen), Filiz Kutlar (Sanatçı), Fuat Keyman (Prof. Dr.), Füsun Çeliköz, Füsun Üstel (Prof. Dr.), Gencay Gürsoy (Prof. Dr.), Gonca T. Demir (Avukat), Gül Efem (Akademisyen), Gülay Günlük Şenesen (Prof. Dr.), Gülay Toksöz (Prof. Dr.), Gülen Aktaş (Prof. Dr.), Gülseren Onanç (Kagider), Günay G. Özdoğan (Prof. Dr.), Gündüz Mutluay (Yayıncı), Gürol Irzık (Prof. Dr.), Hacer Ansal (Prof. Dr.), Hakan Tahmaz, Haldun Sural (Akademisyen), Hale Bolak Boratav (Akademisyen), Halil Berktay (Prof. Dr.), Halil Ergün (Sanatçı), Haluk İnanıcı (Hukukçu), Hasan Kuruyazıcı (Mimar), Hasan Öztoprak (Yazar), Hasan Yazıcı (Prof. Dr.), Haydar Ergülen (Şair, yazar), Huri Özdoğan (Prof. Dr.), Hülya Gülbahar (Avukat), Hürriyet Karadeniz, Hüseyin Çakır, Hüseyin Öntaş (Avukat), Hüsnü Öndül (İHD Gn. Bşk), Ilgın Su, Işıl Gürsoy Uyar, Işıl Kasapoğlu (Tiyatrocu), Iştar Gözaydın (Akademisyen), İbrahim Betil, İbrahim Kaboğlu (Prof. Dr.), İhsan Çaralan (Gazeteci), İlhan Tekeli (Prof. Dr.), Jale Parla (Prof. Dr.), Jülide Kural (Oyuncu), Kadri Salaz (İşadamı), Kemal Gökhan Gürses (Karikatürist), Koray Çalışkan (Akademisyen), Koray Doğan Urbarlı, Kuvvet Lordoğlu (Prof. Dr.), Lale Mansur (Oyuncu), Lale Tayla (Gazeteci), Levent Korkut (ai Türkiye Başkanı), Leyla İpekçi (Yazar), M. Ali Özel (Siirt Baro Bşk.), M. Zait Söylemez (Muş Baro Bşk.), Macit Koper (Sanatçı), Mahir Günşıray (Sanatçı), Mahmut Güven (Mardin Baro Bşk.), Mahmut Ortakaya (Dr.), Manuel Çıtak (Fotoğraf sanatçısı), Markar Eseyan (Gazeteci), Mebuse Tekay (Avukat), Mehmet Ali Aslan (Avukat), Mehmet Altan (Prof. Dr.), Mehmet Dağ, Mehmet Demir (Gazeteci), Mehmet Görgeç (Malatya Baro Bşk.), Mehmet Güleryüz (Ressam), Mehmet Karaca, Mehmet Salmanoğlu, Melek Göregenli (Prof. Dr.), Melek Ulagay (Belgesel yönetmeni), Meral Danış Bektaş (Avukat), Meral Okay (Sanatçı), Meral Tamer (Gazeteci), Meryem Kavak (Avukat), Mesut öztürk (Van eski Belediye Bşk.), Mesut Yeğen (Akademisyen), Meşher Yürek (Bitlis Baro Bşk.), Mete Çubukçu (Gazeteci), Mete Tuncay (Prof. Dr.), Mithat Sancar (Prof. Dr.), Muharrem Erbey (İHD Diyarbakır Bşk.), Murat Aksoy (Gazeteci), Murat Belge (Prof. Dr.), Murat Çelikkan (Gazeteci), Murat Morova (Ressam), Murat Paker (Akademisyen), Murathan Mungan (Yazar), Müfit Erkarakaş (Yönetici), Müge İplikçi (Yazar), Müslüm C. Akalın (Urfa Baro Bşk.), Nabi Yağcı, Nail Satlıgan (Akademisyen), Nazan Aksoy (Prof. Dr.), Necip Korkmaz (Hakkari Baro Bşk.), Necmiye Alpay (Yazar), Nedim Hazar (Yönetmen), Nesrin Sungur (Prof. Dr.), Neşe Erdilek (Sosyolog), Nihal Saban (Prof. Dr), Nil Mutluer (Akademisyen), Nuray Uzunören (Prof. Dr.), Nurcihan Hamişoğlu (HYD), Nurdan Arca (Film yönetmeni), Nurhan Yentürk (Prof. Dr.), Nuri Ödemiş (Bilişim uzmanı), Nurşirevan Elçi (Av. Şırnak Baro Bşk.), Nüket Esen (Prof. Dr.), Nükte Devrim Bouvard (Gazeteci), Okan Akhan (Prof. Dr.), Orhan Alkaya (Şair), Osman Kavala, Osman Köker (Yazar), Oya Baydar (Yazar), Oya Köymen (Prof. Dr.), Ozan Erözden (Akademisyen), Öget Öktem Tanör (Prof. Dr.), Ömer Faruk Gergerlioğlu (MazlumDer Gn. Bşk.), Ömer Laçiner (Yazar), Ömer Madra (Açık Radyo), Ören Altmışyedioğlu (Avukat), Özlem Dalkıran (HYD), Özlem İşbilir (Editör), Pelin Batu (Sanatçı), Pınar Selek (Sosyolog), Ragıp İncesağır (Sanatçı), Raşit Tükel (Prof. Dr.) , Rauf Kösemen (Tasarımcı), Reşat Apak (Prof. Dr.), Reşit Canbeyli (Prof. Dr.), Rezzan Tuncay (Prof. Dr.), Rıdvan Akar (Gazeteci), Rojbin Tugan (Avukat), Sami Evren (KESK Gn. Bşk), Sedat Özevin (Batman Baro Bşk.), Sefa Feza Arslan (Akademisyen), Selim Badur (Prof. Dr.), Selim Mahmutoğlu, Sema Kılıçer (HYD), Semih Kaplanoğlu, Semra Somersan (Akademisyen), Sennur Sezer (Şair), Serap Aksoy (Sanatçı), Serdar M. Degirmencioglu (Akademisyen), Sermet Koç (Prof. Dr.), Serra Yılmaz (Oyuncu, çevirmen), Sezgin Tanrıkulu (Diyarbakır Baro Başkanı), Sibel Irzık (Prof. Dr.), Sinan Gökçen (Gazeteci), Sungur Savran (Yazar), Şaban Dayanan (İHD), Şahika Yüksel (Prof. Dr.), Şanar Yurdatapan (Müzisyen), Şebnem İşigüzel (Yazar), Şebnem Korur Fincancı (Prof. Dr.), Şehbal Şenyurt (Belgesel yönetmeni), Şevket Pamuk (Prof. Dr.), Şeyhmus Diken (Yazar), Tahsin Yeşildere (Prof. Dr.), Tan Oral (Karikatürist), Taner Akçam (Yazar), Tanıl Bora (Yazar), Tarhan Erdem (Yazar, araştırmacı), Tarık Ziya Ekinci (Dr.), Tatyos Bebek (Diş Hekimi), Teoman Pamukçu (Akademisyen), Timur Akçalı (Akademisyen), Timur Demir (Ağrı Baro Bşk.), Toktamış Ateş (Prof. Dr.), Tuba Çandar (Yazar), Tuğrul Eryılmaz (Gazeteci), Turgut Tarhanlı (Prof. Dr.), Tülay Ateş (Avukat), Umur Coşkun (Yönetici), Ümit Fırat (Yazar), Ümit Kardaş (Avukat), Ümit Kıvanç (Yazar), Ümit Şenesen (Prof. Dr.), Ünal Ünsal (Emekli Büyükelçi), Vasıf Kortun (Sanatçı), Vecdi Sayar (Gazeteci-Yazar), Vedat Yılmaz (Dr.), Veysel Eşsiz (Akademisyen), Viki Çiprut (Gazeteci), Yakın Ertürk (Prof. Dr.), Yalçın Ergündoğan (Gazeteci), Yaman Aksu (Yazar), Yılmaz Ensaroğlu (Mazlum Der), Yiğit Bener (Yazar), Yusuf Alataş (IHD), Yücel Sayman (Avukat), Yüksel Selek, Zafer Kıraç, Zakarya Mildanoğlu (Mimar), Zeynep Ekener (HYD), Zeynep Gambetti (Yazar).

İSİMLER RASTGELE KALINLAŞTIRILDI

YORUMSUZ  

T. Fikri

Facebook
yorumlar ... ( 61 )
07-04-2015
07-04-2015 15:43 (1)
TDK a göre aydın: Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver, entelektüel. Etiketlemeyi çok seviyoruz da acaba bu listedeki herkes bu sıfatı hak ediyor mu? Deniz Can
07-04-2015 16:48 (2)
Deniz Can haklı. Ancak konuya bir de başka baksın. Aydın kavramı böyle, ama kağıtta durduğu gibi durmaz hiçbir şey. Bu metnin imzacılarından Raşit Tükel İstanbul Üniversitesinde bütün sol çevrelerin desteğini aldı, öğrencisinden profesörüne. Üniversite dışında en ulusalcısından en Kürt yanına kadar CHP si partileri hepsinin tam desteğini aldı. Rektörlük onun hakkı mı diye sorarsanız, tabii ki onu hakkı. Ama demek koskoca üniversitede ondan aydını yokmuş, o zaman ötekilerin halini siz düşünün. Ya. Aydın tanımı kağıttaki gibi olmuyormuş değil mi. Saygı ile.
07-04-2015 16:48 (3)
300 Spartalı'nın kemikleri sızlar :((
07-04-2015 18:10 (4)
Benim de söylediğim farklı değil bugün öğrenciler yürüyor, rektöre sahip çıkıyor, peki ya oy verenler aydın diye nitelenenler onlar neden susuyor neden oylarına sahip çıkmıyorlar. Korkunun ecele faydası yok, arada bir de olsa tekil çabaları görüyoruz, işte onlar gerçek aydın, koltuk kaygısı yaşamayanlar. Benim itirazım aydın kelimesinin altında başkan yönetici akademisyen, gazeteci yazar haricinde başka niteliklerin olmaması, Apoletlerindeki yıldızlar aydın yapmıyor insanları. Bizim öğretmen, hemşire, çiftçi ya da serbest meslek sahibi aydınımız yok mu hiç? Deniz Can
07-04-2015 21:47 (5)
Fanatik bir destekçisi olmadığım ve taşra haseti tatmin etme yükümlülüğü hissetmediğim için tartışmaya girmeyeceğim de, Raşit solcuların oyunu aldı diye üniversitede ondan aydını yokmuş yorumu yapmak nasıl bir şey? Bana göre de en iyi aday değil ama her öğretim üyesi rektörlük için yarışmalı mıdır? Bu kadar üniversite, hoca, İstanbul düşmanlığı gerçekten nasıl bu hale geldiğimize ışık tutuyor. Hani "aydını böyle olursa" diye başlayacağım da ortalık klişe içinde kalacak. Maksat ulaşamadığın bağın bağcısına tekme atmak. 1200 kişi oy vermiş, niye sokağa dökülmüyorsun, niye o, niye bu. Oldu canım, sen büyüyünce öyle yaparsın. Sen bugün YÖK için ne yaptın? Senin niye sosyalist-komünist partin yok? Kemal daha aydın diye mi? Sizin oranın rektörü, baş efendisii kim? Kaygı ile.
07-04-2015 22:50 (6)
Batıda ve doğuda, güneyde ve kuzeyde tüm laf atmaları üstüne alınan 5 numaralı abim. Konuyu nasıl kendine çektin, ordan toparladın taşraya, buradan alıp benim rektörüme getirdin? Rektörüm yok ve iyi ki sen taşralı değilsin, çık aradan. Bir soyutlama yaptım sade 1 numaralı Deniz Can'a karşı. Konu aydın kimdir tartışması değil ki zaten. Bu imzacılara aydın dememek lazım diye sorunu tam kulak kılından yakalayan bir kardeşe, ama bak bu öyle değilmiş, cümle alem onu destekliyor demek istediydim. Tabii ki ondan daha iyisi İÜ'de vardır elbet. Ama tüm solun konsensüsü o kişi kişilerde oluşmaz. Niye acaba? Ona şeyetmek istediydim. "Sol Basın" yekpare bununla çalkalanıyor, bilmem haberiniz var mı? Şöyle direniyoruz, burada böyle umut var diye, neredeyse çakma bir Gezi havası. Ona işaret etmek istediydim, konu gitti gitti nere kaydı. :((
08-04-2015 08:42 (7)
Ulan şurda bazı adsız ya da acayinp nikli yorumlara bakıyorum. Fikir benim değil ama yazı stili sanki aynı ben. Allah allah diyorum. La ben uyuryazar mıyım? Hatırlamadığım yorumlar mı yumurtluyore? İlginj. Neyse. İyi geceler con hürmetzzz
08-04-2015 08:42 (8)
Raşit'in Aydın oluşunun tescili bu bildiriye imza atmasıdır. Bizim gibiler ise hiçbir zaman böyle uyduruk bildirilere imza atmayacağımız için bu ülkede Aydın sayılmayız. aydınların en çok oyu aldığı böyle bir ülkenin üniversitelerinin bilimsellik düzeyi de Aydınlarının Aydınlığı düzeyinde oluyor. Mİ
08-04-2015 08:43 (9)
5 şeysi, çok haklısın, her öğretim üyesi değil ama bi tek sizin seçkinler yarışmalıdır, hatta onları çok uğraştırmadan o makam altın tepsi içinde sunulmalıdır (bkz. cemi demiroğlu vakası). Hadi ya, üniversite-hoca-İstanbul düşmanlığı o kadar belli oluyo mu, tüh o kadar da saklıyoduk. Bağcının ağzındaki peyniri alıcaktık ne güsel. İstanbulun kadrolarının (sizinkiler) nasıl doldurulduğunu bilmiyomuş gibi yapayım da, "solcu"culuk oyunu bozulmasın. Niğde 10 km ilerde.
08-04-2015 10:44 (10)
Bizim solcular da balık hafızalı. Kendilerine anlı şanlı devrimci komünist şudur budur sıfatını yakıştıranlar 10 yıl AKP'yi destekleyenlere önderliği teslim etmiş durumdalar. Üstelik bunun farkında bile değiller. İstanbul Üniversitesi'nde rektör direnişi haklı bir direniş. Karşı çıktığım şey sahiciliğin bu derece hiçe sayılması. Yukarıda biri demiş "Çakma Bir Gezi Direnişi" havasıyla üç yüz beş yüz kişi kendini kandırıyor, yığınla güya solcu insan onları izleyip kendini aldatıyor. Sonunda irade denen şeyin düzeyi Raşit Tükel düzeyi. Neyse o. Goygoyculuktan kimseye fayda gelmez, hep zarar geldi.
08-04-2015 10:55 (11)
Raşit Tükel'in 300 kişilik listede Gençay Gürsoy ve Şebnem Korur Fincancı ile birlikte olması hiç şaşırtıcı değil. Aynı takımın oyuncuları olduklarını sağır sultan bilir. Tükel'e destek veren sözde solculara, ulusalcılara kapak olsun. Bir söz de rektörlük seçimleri üzerine. Kuralları gayet net, açık seçik. YÖK isterse seçimde ilk 6 da yer alanlar arasında son 3 sıradaki adayları listesine koyabilir, Cumhurbaşkanı da isterse en az oy alan adayı atayabilir. Cumhurbaşkanı isterse Züğürt Ağa'daki gibi kendinden başka kimseden oy alamayan bir adayı bile atayabilir. Bugün olduğu gibi geçmişte de örneği çoktur bu türden atamaların.Bu kuralları bile bile giriyorsunuz seçime. Sonucuna katlanacaksınız. Bir de bu "post" kavgasında İstanbul Üniversitesini işgal ettirdiğiniz öğrenciler çok ağır mağduriyetler yaşayacak.Hodri meydan bu çocuklara en ufak bir zarar gelmemesi için siper edin kendinizi Tükeller ve diğerleri. Görelim bakalım mücadele gücünüzü ve azminizi. Ali Rıza Üçer
08-04-2015 11:54 (12)
11 deki yorum yapan ALİ bey, haklı. Raşit Tükel TTB takımının sadık kibar adamıdır. Birçok yerde ilgisli ilgisiz aynı takımla imza verir. Düşünülmesi gereken şey burada bu kadar büyük bir birlik nasıl sağlanmış? Kötüdür demiyorum peşinen, fakat bizde iyi baktığınız birçok eşyin altında çapanoğlu çıkar. TTB'nin özel muayenehenecilik hamlesi mi? Raşit Tükel o konuda da aktifti, çatı bu olabilir mi? Ben de birçok sol yayına giriyorum, büyük bir direniş havası gösterilmek isteniyor, insan inanmak istiyor. Öyle olmadığını biliyorum, insan kendini kandırıyor. Erkan Baş tvit atmış bu okulu işgal eden gençler umudun devam ettiğini gösteriyor falan.. Erkan kardeş bu iş kolay mı, TKP yi bıraktınız hepten liberallerin kuyruğuna takıldınız. Umutlanmıştık baştan. Raşit Tükelden farkınız kalmamış.
08-04-2015 12:57 (13)
Site yetkilisine, benim adımın bu metinde yer almasını kim sağladı bilmiyorum ancak bilgim dışında gerçekleşen bu durum karşısında adımın derhal bu listeden çıkarılmasını rica ediyorum. Konuyla ilgili fikren hiç bir şekilde aynı düşünmediğim fikirlerimi yansıtmayan böylesi bir metne imza atmam mümkün değil. Av. Gonca T.Demir
08-04-2015 13:09 (14)
Sayın Gonca Demir, şaka yapmıyorsanız eğer, bu bildiri bundan 7 (rakamla: yedi) yıl önce yayımlanmış bitmiş. Çok geç kalmışsınız. :)) Adınız listeden çıkmaz. Biz koymadık ki, biz sadece bir haberi aktarıyoruz. Birçok internet sitesinde var. Saygılar. Editör
08-04-2015 13:10 (15)
Bu haber, o zaman 17 Ağustos pek çok haber sitesi ve gazetede yer aldı. Sadece ikisi: http://t24.com.tr/haber/34ergenekon-karartilmasin34,2259 http://www.haberturk.com/gundem/haber/91132-300-aydindan-bildiri Editör
08-04-2015 13:36 (16)
Canlarım benim, iyi ki varsınız. Pederi akut böbrek şüphesiyle yatırdık. Kaldığı yerin doktoru neredeyse homeopatik dozlarda verdiğim ilaçları (tek böbrek çünkü) gazlayıp bir de ağrı kesiciyi İM yapıştırınca olan oldu muhtemelen. Bu sıkıntılı bekleme sürecinde sizinle dalaşıp teselli bulurum diye geldim ortamımıza, baktım ki tepkiler pek sönük kalmış. Oysa gece rüyama girmiştiniz. Şimdi şöyle: taşra muhabbeti sizlerden çıktı, hiç taşrayı küçümseyecen tıynette biri değilim, bazılarınızın zevkle bunu herşeye kılıf yapmasına dokandırdıydım. Ona bakarsanız bir psikiyatrist, jinekolog ya da genel cerrah olmadığımdan benim uzmanlık alanım taşranın dibidir, otuz senedir klinikçilere kendi klinik deneyimimi kabul ettirmeye çalışıyor, neredeyse 35 yıldır bir arada bulunduğum adamların "farma şunun dersini versin, bununkini vermesin" ifrazatıyla boğuşuyorum, tansiyonda uluslararası biri olmama rağmen, kardiyolog değil, nasıl hasta bakıyorlarla cebelleşiyorum.O gönderme yaptığınız grup yarın özel
08-04-2015 13:39 (17)
12 Numaralı yorumcu ağzımdan bütün sözleri kapmış. Raşit Tükel TTB'nin liberal, Kürt Hareketi sempatizanı ekibinin "kibar" adamıdır. Arkasında nasıl bir birlik oluştu? Liberaller her zaman her yerde bize karşı 5-0 önde başlarlar, herhalde ondandır. Tam Gün yasasına müthiş TTB direnişi ve muayenehanecilik meselesinin de birleştirmede rol oynadığını ben de düşünüyorum. Mal bu, malzeme bu, İnsan BU şiarı her yerde baskın. Kemalistimiz de böyle, komünistimiz de... HTKP için ise samimi olarak üzülüyorum, bir çizginin liberal olarak nitelenmesi için başka ne kanıt gerekiyor? Hepsini temin ediyor dostlar. Nereden nereye. Bunca emek. Arkanı dönüyorsun, çay içmeye çıkıyorsun, onlar da liberal :(( Kaan A.
08-04-2015 13:45 (18)
Gonca hanım bu yeni bir liste değil, adınız daha önce bu listede yok muydu, varsa daha önce bu duruma tepki göstermek için ne yaptınız, açıklarsanız sevinirim, saygıyla Deniz Can
08-04-2015 13:50 (19)
hastaneye, muayenehaneye kaçabilme rahatlığını yaşarken, ömrümü verdiğim kürsü, yetiştirdiğim insanlar, yıllardır yırtındığım araştırma merkezi ne olacak diye uykularım kaçıyor. Beyefendiyi uzaktan tanırım, sempati duyarım ama kendisi ve TTB konusundaki görüşlerim başyazarınkine şaşılacak derecede benzerdir. İlgili grubun yazışmaları bana da geliyor, bende bir heyecan uyandırmıyor ama öğrenciler konusunda onlara haksızlık ediyorsunuz, bulun olnarı da onlarla tartışın. Ben geçen dönem bazılarınca yalnızca lise ortaklığı yüzünden neredeyse yandaş ilan edilmiş biriyim ve bu dönem de işimi yapmaya çalışacağımdan muhtemelen öyle olacak. Zaten ilaç firması sözcüsü değil miydim? Taşraya dönersek; bulunduğunuz o güzel beldelere göre burada yaşamak da çalışmak da çok daha zor. Cihangir'de viski içemiyoruz, Necizade'ye de aylar önce iki kez aranızdan misafirler geldiğinde gittim. Demiroğlu zamanında çocuktum, işgal ettiğim kadro için daha iyisi varsa söyleyin. Ama burada müdavim İÜ'lü bir ben
08-04-2015 13:52 (20)
bir de AA var da o kurumlar üstü, fark etmişsinizdir. Alınmamı anlayın yani. Üç tane özlü söz var durumua uyan: "Vur abalıya", "uzaktan davulun sesi hoş gelir" ve "bekara karı boşamak kolaydır". Yok size imza.
08-04-2015 13:54 (21)
Amacım konuyu dağıtmak değildi paylaşımcımız kusura bakmasın. Sayın 6 numara bu insanlara aydın dememek lazım gibi bir yargıda bulunmadım, acaba dedim sadece. Listeyi yapana göre o fikri destekleyenler aydın desteklemeyenler karanlık, bu kelimeyi daha az kullanalım gerçekten hak edenler için diyorum, saygıyla. Deniz Can
08-04-2015 17:09 (22)
TTB içindeki hareketin yapısı ve niteliği konusunda paylaşılan görüşlere katılmakla birliklte İÜ'de başlayan hareketliliğin, özellikle bu dönemde, önemli olduğunu düşünüyorum. Üniversiteler ile ilgili düzenlemeler yeni değil, ancak bir kıpırdanma olanağı varken bu süreci desteklemek gerektiği kanısındayım doğrusu. DEÜ'de öğretim üyeleri araştırma görevlilerini (ekonomizm odaklı bir eylemlilik olduğu halde) desteklemeyi ve yalnız bırakmamayı başardı. İÜ'de öğrenciler için benzer bir şeyi yapmak elbette oradaki öğretim üyelerine düşüyor. Yine de süreç "öz solcular" odaklı diye desteklememek bana doğru gelmiyor. Üniversitenin silkinmesi gerekiyor (belki de tümüyle yıkılıp yeniden yapılanması daha doğru), rektörlük süreçleri bu hareketliliği ortaya çıkaran dönemler. İÜ ortada hiç bir kıpırdanma yokken bir dinamik yarattı. Belki bu eylemlilik bir tartışma zemini oluşmasına katkı sağlar. Not: Elbtte akademia'nın içinde olmak aydın olmak anlamına gelmiyor. Alp Ergör
08-04-2015 18:05 (23)
Konu: Engerikon davasına destek :)) İLE BAŞLAYAN YORUM KİŞİSEL OLMUŞ VE AŞAĞILAMA İÇERİYOR. ANCAK YORUMCUNUN KENDİ KİMLİĞİNİ BELİRTEREK TEKRAR GÖNDERMESİ HALİNDE YAYIMLANIR. KİŞİSELLEŞTİRMEKTEN VE AŞAĞILAMAKTAN KAÇINALIM LÜTFEN. Editör
10-04-2015 17:58 (24)
:)))))))))))) Burada bin vuruşluk gülücük vardı, fakat bazı browserlarda sayfa düzenini bozduğundan kalanını kaldırmak zorunda kaldık. Kusura bakmayın sayın yorumcu hya. Saygılar. Biraz daha gülücük koyup kapatalım: :)))) )))) ))))))
08-04-2015 18:47 (25)
oh insanbu sitesi sayesinde net olaraktan tam tamına 1000 (bin) vuruşluk gülmece güldürmece paylaşımı yapabildim aptalın ahlaksızın önde gideni @jack! :D şaka bi yana ben gonca hanımla devrimci kimliği ve meslektaş da olmamız itibariyle aşağı yukarı o dönemlerde tanışmıştık nazımda. kendisi o zamanki tkpnin bu davalara bakış açısındaki doğruluk payından ötürü de dışardan partiye destek vermekteydi. şahsen şahsiyetine de kefilimdir az çok tanırım. üşenmeyip tek tek bakmasam (hatta bi daha bakıcam o 300 (şimdiden -1) spartalı tayfaya belki bi iki duyduğumuz ettiğimiz de vardır diye ama tanış olduğum sanırım yoktu atlamadıysam gonca arkadaş dışında.) ben de hiç bilemeyecektim. ama tabi söz hakkı asıl onundur. ben kendisinin o dönemlerde böyle bi şeye imza atmamış olacağını düşündüğümden de hemen haber vermek istedim savunmasını almak için :P dediği doğrudur yani. şaka yapmıyodur harbiden. destek verilir verilmez az verilir uz verilir o ayrı tabi ama ben de onun ismini ŞEREFSİZCE oraya (3)
08-04-2015 18:47 (26)
yazan veya yazdıran ASIL FAİLİN BULUNMASINI VE SAVUNMASI ALINDIKTAN SONRA SIKI Bİ SOPADAN GEÇİRİLMESİNİ talep ediyorum sayın hakim.. bu destek kampanyasını genel olarak gündem ve detaylarıyla çok ilişkili bi insan olmadığımdan ben de açıkçası ilk kez bu sitede duydum veya gördüysem de pek dikkat etmemişim ya da unutmuşum. benim ayıbım SORRY. sevgiyle kalın ey 300-1=299 spartalı.. AMİN (4) (hya)
08-04-2015 18:58 (27)
şimdi bu yazışmalarımızı gönderme zarureti hissettim şahsen çünkü hukukta klasik bi tabir vardır: HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA UYGUNLUK diye. hakim tarafların taleplerini, savunmalarını, iddialarını vb dinledikten sonra eldeki tüm kanıtlarla birlikte bu ilkeyi de göz önünde tutmak zorundadır. ben de imzacı olmayan imzacı arkadaştan habersiz kendisinin avukatlığına soyunmuş gibi oldum kusuruma bakmasın ama müvekkilimin bu mevzudan haberinin olmadığı beyanını destekler yöndedir bence bu yazışmalarımız. yoksa maillerimde işi geyiğe de vurdum görüldüğü üzere. diğer tanımadığım hemen hemen tüm imzacılarla şahsi bi sorunum yoktur. ancak zamanında bu davaya destek verdilerse -ki sanırım epey bi kısmı şu anda SIKI MUHALİF gözüküyo özellikle KALINCA rastgelenler.herkes hata yapabilir tabi ama kendilerinin de böylesi önemli bi hususta yıllar sonra azıcık da olsa hesap vermek gibi AHLAKİ bir yükümlülükleri bulunuyo bence. pek tabi ki her zamanki gibi (!) SUSMA HAKLARI SAKLIDIR sayın yargıç!..(5) Av.HYA
08-04-2015 18:59 (28)
Teşekkürler hya :)) Eğer Gonca hanım bu listeye nasıl dahil edildiği konusunda tahminlerini ve veya yeni edindiği bilgileri de aktarırsa onları da yayımlarız, tabii ki memnun oluruz. Bu işlerde zaman aşımı olmaz, siz daha iyi bilirsiniz :)) Sevgiler, saygılar. Kaan A.
08-04-2015 19:04 (29)
ve bence madem bu 300 spartalı imzacı mevzusuna şaibe bulaştı kalan 299 imzacıya da mümkünse tek tek ulaşarak "hatırladığınız kadarıyla böyle bir metne o vakitler imza attınız mı atmadınız mı?" diye sormak gerek. çünkü işte ne bileyim bizim camiadandır veya yakın bi tanıdığımdır onun da adını yazalım liste tamamlansın portföyümüz sağlamlaşsın diye adı yazılanlar olabilir. bundan müvekkilim gibi ilginç bir şekilde bugüne kadar hiç haberi olmayanlar olabilir. tabi eğer isterlerse beyanlarının alınabilmesi için hepsinin davaya dahil edilmesi gerekmektedir kanımca. (dahili-davalı) naçizane önerimdir değerli insanbu editörleri.. ortada başka bi yanlış varsa düzeltilmiş olur hem tüm KANITLARLA birlikte. tabi metni kamuoyuna yayan asıl sorumlu kişilerin de "hayır bu kişi veya kişilerin imzaları veya o yönde beyanları vardır." doğrultusunda karşı kanıt sunma hakları bulunmaktadır. maksat bi yanlışlık, yanlış anlama varsa düzeltilsin. malum konjonktür de değişti bu davalar başka başka oldu. (6)
08-04-2015 19:15 (30)
Yok bize imza, sizi burda pek yalnız gören de yok; gün oluyor aya, afif, yavuz dizdar ile birlikte "Bilgi emsal tali üniversite tıp fakültesi kuruyor", gün oluyor "Kaancım sana bir şey demiyorum ki", şimdi de AA'lı savunma. Kavganın yeri rektörlüğün kapısı olacaktı, bura diil. ayvaz kasap hepsi bir hesap
08-04-2015 19:21 (31)
Değerli Alp Ergör, Üniversitede kıpırdanmaya, muhalefete, hatta liberal muhalefete bir şey demiyorum. Bence de. Desteklemek gerek. Fakat bu işlerin daima liberal planlarla yürütülmesine veya başlayan kitle hareketlerinin sekmez şekilde liberal kontrol altına girmesine dikkat çekiyorum, naçizane. Bunlar rastlantı değil, belli bir yüksek örgütlenmenin, plan ve programın sonucu. Bir şeylerin peşinde koşan aktivistlerinse emin olun kendilerinden bile haberi yok. Budur derdimiz. Adı konulsun, liberal muhalefete de razıyız. Saygılar, sevgiler. Kaan A.
08-04-2015 20:27 (32)
Bir yerlerde bu bildirinin ıslak imzalı aslı olmalıdır. Durum onu inceleyince açıklığa kavuşur illa ki. mh
09-04-2015 07:56 (33)
Sayın Arslanoğlu, doğru söze ne denir? Teşekkürler. Alp Ergör
09-04-2015 10:38 (34)
Dostlar, çok komik, çok tuhaf şeyler oluyor :))))) Adı lazım değil, eski bir mülkiyeliler birliği başkanı (dikkatinizi çekerim, siyaset uygulayıcı ve bilimcisi) bu metni yeni zannederek, Aydın Engin'e gönderdiği maille imza kampanyasına katılmış. TARİH: 8 Nisan 2015. Yalnız metinde AKP iktidarına karşı bir cümlenin yer almamasını eksiklik olarak görmüş :))) Yanlışın hangi tarafından tutabiliriz, lütfen bir fikir verin. Ne diyebiliriz bu ortamda :))) K.A.
09-04-2015 11:39 (35)
Eğitim düzeyi arttıkça insanların düşünce ve eylemlerini daha çok "aklın" yönlendirmesi beklenir. Bu beklenti boşa çıkınca genellikle "eğitimi" sorgulamak yerine sorunu başka yerlerde arıyoruz. Burada da aslında kendi yalanımıza kendimiz inanıyoruz. Eğitimin başarısının TEK ölçütü "davranış değişimidir". Eğer verdiğiniz eğitim, eğitim alanların EZİCİ çoğunluğunda hiçbir davranış değişimi sağlamıyorsa, verdiğinizin gerçekten "eğitim" olup olmadığına bakmalısınız. Hülasa, bu eğitim içinde "profesör olmak" bile eğitim aldığınız anlamına gelmez. Kuşkusuz bu sistem içinden az sayıda da olsa (yüzbinde 1?) aldığı eğitimi davranışına yansıtabilenler çıkıyor, fakat bunlara bakarak aldanmamak gerektiğini düşünüyorum. Daha önce de yazmıştım, bildiğim kadarıyla eğitim düzeyi ile sağlık davranışı arasında "beklenen" ilişkiyi bulamadığımız tek ülke yine canım memleketimizdir. AA.
09-04-2015 15:07 (36)
Eğer imza şeklimi, tarzımı birazcık daha düzeltebilirsem yani portföy listesinin de birikimi ve ağırlığına yakışır daha güzel bi imza "ayarlayabilirsem" kendime çok daha estetik bi sonuç alır almaz aydın beye filan ben de göndereyim istiyorum. Malum sonra bi de "gardaş tamam senin de toplumsal konumun fena değil ama senin imzan hiç güzel gözükmüyo, destek kampanyamızın fiyakasını bozabilir" diye geri çevirmesin valla çok kırılırım! :P He bi de misal bağ bahçe işleriyle uğraşan bi çiftçi olarak imza kabul edilmiyo mu bi de onu sormak isterdim. Tam bunları yazarken tesadüfen arkadan çalan fon şarkımdı da göndereyim istedim SAHTE yorumlarımı ben de.. Haluk Levent can dostummuş adı. ben de ilk kez duydum.. https://www.youtube.com/watch?v=dJPTQCjBtzo (2) (hya)
09-04-2015 15:08 (37)
Yedi sene sonra "İmzam haberim olmadan konulmuş, çekin onu" feveranı bana rahmetli Öztürk Serengil'in 12 Eylül sonrası imza attığı (sanırım ilk) Aydınlar Dilekçesi'ne "Ben onu konut yardımı dilekçesi sandıydım" mealindeki itirazını hatırlattı. (Öztürk Serengil'den bir şey bekleyen de yoktu bu arada.) Selahattin Özpalabıyıklar
09-04-2015 18:10 (38)
Kaan Arslanoğlu liberal olan başkan zannederim. Sosyalistler ulusalcılara karşı liberal "solcuları" getirmişti. Sonra mülikyeliler birliğini lokalini liberal anlayışa gre yönetince yine ulusalcı "solcu" başkan seçtiler. Sosyalistlerin tavrı kimin kazanacağını belirliyor. Ama kendi adayımızı çıkarırız durumu yok siyasetteki duruma çok benziyor. HTKP'nin siyasi tavrı HTKP-KP ilişkisinin sorunu olmasından kaynaklanıyor KP'yi değil de CHP-HDP'yi desteklemeleri. Sol Portal da öDP'nin seçim açıklamasını yer verirken HTKP'ye sansür uyguluyorlar. Birbirlerine karşılıklı sansür uyguluyorlar. Birbirlerine olan nefreti hiç sağlıklı görmüyorum. ç.
09-04-2015 22:24 (39)
Sayın ç, o bahsettiğiniz g.a mı? K.A.
10-04-2015 08:44 (40)
ismi aklıma gelmiyor olabilir de. yanlış bilgilendirme olmasın size. o dönem bu listede imzacılardan Baskın Oran ve o dönem "sol" liberallere mülkiyeliler birliği salonlarını tahsis ediyordu. ESP,SDP'nin bu bildiriye benzer açıklamaları ve silivri'de protesto eylemleri olmuştu. sdp'nin bir bildirisini internetten şimdi araştırınca buldum. https://grev.wordpress.com/2008/06/07/sdp-darbecilere-karsi-halkin-eylemli-gucu/ ç.
10-04-2015 20:27 (41)
Bu ülkenin Derin Devleti çok suç işledi. Korkunç işler yaptı. Bu bildiride yazılanların çoğu doğrudur. Ama imzalamazdım; zamanlama ve koşullara bakıldığında AKP faşizminin değirmenine su taşıyacak bir işlev görürdü ve görmüştür. "Kullanışlı aptallar" haline düşmektir. Şunu da eklemeli; karmaşık gerçeklikler dünyasında "düşünce altyapısı ve karakteri" sağlam olmayan çok insan, bu "aptallığa" kapılabilir; eğer çıkarı için Faşistik bir sürece yardım ve yataklık yapmışsa-imzalamışsa o zaten aptal değil, aşağılık birisidir! ogürsel
30-05-2015 09:09 (42)
sn. o gürsel, bu ülkenin derin devleti çok kötü işler yaptı; tamam doğru da; o davalarda bu ülkenin derin devleti (gladyosu, süper natosu) işlediği suçlardan, faili meçhullerden dolayı mı yargılanıyordu da; 'bildiride yazılanların çoğu doğrudur' diyorsunuz... bildirinin asıl işlevi belli: gladyo'ya, 'yeni türkiye'nin önünü açacak mıntıka temizliği için cesaret vermek... zaten davaları açan, gizli tanıkları organize eden, sahte delilleri üreten, abd destekli akp ve cemaat kadrosu değil mi... teorik olarak, egemenden başka kim yargılayabilir...???... egemen kim...??? liberalizmle zehirlenmemiş, yahut tımarhaneden kaçmamış bir insan, zaten gladyo düzeninde, gladyo'nun yargılanabileceğine inanabilir mi...??? sahtekarlığın, kumpasın, bu kadar açık biçimde ortaya çıktığı bu saatten sonra, 'bu bildiride yazılanların çoğu doğrudur' demek; aslında 'ben de bir liboyum; ama bunlar kadar yüzsüz değilim, biraz utanıyorum' filan demektir. n. ılıcak yahut n. alçı bile, bu saatte bunu yazamaz.(bddm)
30-05-2015 13:36 (43)
42'ye... Okuduğunuzu anlıyor musunuz? "Ama imzalamazdım; zamanlama ve koşullara bakıldığında AKP faşizminin değirmenine su taşıyacak bir işlev görürdü ve görmüştür. "Kullanışlı aptallar" haline düşmektir." Önyargı ile beni aşağılama arzunuzu tatmin için diğer yorumlara bakmalısınız; bu uygun değil; "uysa da uymasa da" olmuş! 1970-80-90'lı yılların faşist katillerini arkalayanların bana söyleyeceği her şey kabulüm! AKP de "madalyonun diğer yüzü"; bunlar aynı adamlar; sanırım siz de! ogürsel
30-05-2015 13:36 (44)
.../bu davalarda yargılananlar, kimlerdir.. ordunun, gerek ırak işgali sürecinde, gerekse kürt sorunu bağlamında ve çuval olayı gibi sorunlarda, abd'nin ve nato'nun şirazesinden çıkması gerektiği yönünde sinyaller veren, bağımsızlıkçı, yurtsever subayları mı...? yoksa faili meçhulların sorumluları; 80-93 arasında emniyetin üst katlarından kendilerini atarak'intihar' eden solcu gençlerin katilleri mi...? tasfiyelerle, önü açılan kim...? belli ki, üniversite okumuşsunuz; sizce yargılanan rektörler, kontr-gerillacı, gladyocu, darbeci, teröristler miydi...? türkan saylan, darbeci, faşist cuntacı mıydı...? abd taşeronu islamo-faşizmin, türkiye'yi 'derin devletten' bu davalarla temizleyerek, 'demokrasi' getireceğine' inanmak, yalnızca ideolojik-politik körlük değil; ama aynı zamanda dünyanın en acayip 'tuhaflığıdır', kardeşim... elin libo takımı, eski solculuğunun kredibilitesiyle bu tuhaflığı pazarlıyor, savunuyor ama, çatır çatır parasını alıyor, küpünü dolduruyor, güzel kardeşim. (bddm)
30-05-2015 23:21 (45)
Kuşkusuz o katillerin çuvalina doldurulmuş çok sayıda masum ve yurtsever subay vardı. Ergenekon ve Balyoz alçakça bir komploydu. TSK'nın ABD planlarına, Irak müdahalesine karşı çıkan erdemli insanlar orada cezalandırıldı. Ama şu gerçek değişmez; bu ordu 12 eylül 80 de yaptıklarının öz eleştirisini vermemiştir. 90'larda yaptıklarını da. Tuncer Kılıç bir toplantıda açıkça Şanghay grubuna katılmaktan söz etmişti. Bu mu bağımsızlıkçılık? Generallerin o cafcaflı, bol yıldızlı şapkaları altındaki beyinlerinin o şapka kadar "pırıltılı" olduğunu sanmayın;bu ülkeyi RTE'ye onlar teslim etmiştir. TSK'nın egemen sınıf tahakkümüne ait konumunu görmezden gelmek;12 Eylül işkence ve cinayetlerini kolayca unutmak kimlere kolay gelir? Çok subay doğrudan masum ama dolaylı olarak sorumludur! Alçakça ve çok suçsuz insana eziyet edilmiş olsa da sonuçta TSK'nın siyasi hayattan çekilmesi iyidir!Böyle olmasaydı. Doğrudur; böyle olmasaydı daha iyi olurdu.Ama oldu; yeniden "dirilmelerini" ister miydiniz?ogürsel
31-05-2015 17:20 (46)
asıl siz, okuduğunuzu anlıyor musunuz...? eleştirim, sizin şu saptamanıza yöneliktir: ''Bu bildiride yazılanların çoğu doğrudur'' işte bu saptama sizindir ve eleştirdiğim şey de, budur... değerlendirmenizin geri kalanını, zaten eleştirmiyorum... en iyisi siz devam dedin, kumpasın, iftiranın derinleştirilmesini isteyen bildirinin çoğunu haklı bulmaya; ben de, bildirinin kupasçıları cesaretlendirmeye çalışmaktan başka bir anlamını göremediğim için, (elbette sizi ayrı tutarak) bu sahtekarlığa çıkar için alet olan, libo takımını eleştirmeye devam edeyim... (bddm)...
31-05-2015 18:55 (47)
Bu ülke solcusu çok yalnızdır! Bir çıtırtı duysa "bir yoldaş mı geldi" der. Heyecanla fırlar. Çok kimsesiz bırakılmıştır. Hayalleri artmıştır. Kendi gücü olmadı hiç; "sosyalist" sandığı ülkelere, TSK'ya sığındı. "Modernite" çağına girmiş bir halkı da olmadı hiç! Bu eziklik, çaresizlik, kimsesizlik içinde, Makyavel bir politikacının dönemsel politikasına inanarak naif, balıklama dadı! (Hataları da budur!) Aralarında iktidardan "yağlı kemik" bekleyenler var.. ama bedel ödemiş, idealist insanlar da! Bakın siz de nasıl bu insanları aynı torbaya koyuvermişsiniz. Herkes "torbacı", herkes toptancı; aynı acımasızlık herkeste! Aynı işi İktidar da yaptı; gerçek katillerin arasına bir sürü masum, ilgisiz, dürüst, yurtsever subayı da aynı torbaya koydu; ve gerçek katillerin, sorumluların gizlenmesini sağladı. Bu sizin de hoşunuza gitmiş olmalı!+++
31-05-2015 18:55 (48)
70'lerden başlayarak sistematik cinayet işleyen bir derin devlet var mı bu ülkede? Var! Adını da siz koyun! 80 öncesi cinayetler. A.İpekçi, Ü. Doğanay, TİP'li gençlerin boğazlanması..C.O.Tütengil... Kahvehane taramaları. K.Maraş, Çorum katliamları. Sanırım Sivas katliamı da. Sonra Kürt İsyanı ile ilişkili yargısız infazlar. Hacı Ö.Sabancı suikastı. Uğur Mumcu. Kim yaptı, kim tezgahladı bunları? Çetenin adını da siz koyun! Sorun belli; imzacıların Makyavel'den bu beklentileri çok naifçe! Ve bugün artık bunu biliyoruz. O imzacıların çoğunun suçu budur. İyi de siz, bu çetenin ve cinayet şirketinin ortaya çıkarılmasını istemez miydiniz? Sanırım sizin için de onlar "vatan için kurşun atanlardı!" O zaman bana yönelik eleştirilerinizde haklısınız! Ve sanırım ben yanlış siteye girmişim! Pardon! ogürsel
31-05-2015 20:31 (49)
V.Küçük sanırım dışarıda; ne dersiniz; ekibi topluyor mudur? og
01-06-2015 14:22 (50)
sn. o.gürsel, türk gladyosunun gerek 12 eylül faşist darbesinin koşullarını hazırlayabilmek için, gerekse daha sonraki dönemde,gözaltında cezaevlerinde yaptığı işkenceleri, işlediği/işlettiği yüzlerce cinayeti, tertiplediği katliamları, binlerce yurtsever, sol, sosyalist insanın hayatını karartmasını, görmezden gelen, 'bu suçlar açığa çıkarılmasın, hesabı sorulmasın' diyen, VAR MI...? ama çoğuna hak verdiğiniz bildirinin yöneldiği bu davalarda, bu suçlar mı yargılanıyordu...? iddianamede hangi faili meçhulle ilgili, tek bir satır vardı.?; hangi gladyo tetikçisinin (örn. yeşil gibi) adı geçiyordu..? yukarıda sayıp döktüğünüz cinayetlerden hangisi, iddianamede yer alıyordu...? diyarbakır, mamak, maltepe cezaevlerinin işkencecileri mi, yoksa örn. c.o.tütengil'in katilleri mi söz konusu ediliyordu...? hiçbiri... çünkü, ortada (libo takımının da alet olduğu) büyük bir sahtekarlık vardı... nasıl, kenan evren'i yargılıyormuş gibi yaptılarsa; benzer şekilde gladyoyu yargılıyormuş gibi yaparak/
01-06-2015 14:22 (51)
.../ bugün bütün açıklığıyla ortaya çıktığı gibi, gerçekte çok başka bir şey yapıyorlardı... bildiriye imza atanlar, türkiye'nin yakın tarihini, iktidarın asıl karakterini ve bu davaların aslında neyi hedeflediğini bilemeyecek kadar, genç ve deneyimsiz insanlar değil... bana göre, bile isteye türkiyenin islamo-faşist dönüşüm sürecinde, toplumun direnme refleksini kıracak biçimde ideolojik-politik rol aldılar; bunun karşılığında da (çoğu) bir şekilde payına düşen parayı da aldı... imzacı takım (yahut onları doğru bulanlar), yalnız veli küçük değil, m. ağar'ından yeşil'ine kadar... işledikleri gerçek suçlardan ötürü, adam gibi yargılanmalarını isteyen bir bildiri yayınladılar da, ben katılmadım mı...? kendi payıma ben de, solcular da, 'aptal yerine konmaktan' hoşlanmayız... veli küçük'müş... iddianamede veli küçük'e yöneltilen soruları ve adamın savunmasını okudunuz mu...? veli küçük'ü gerçek suçlarından, adam gibi yargılama iradesi gösterdiler de, ellerini tutan mı oldu... ??? (bddm)
01-06-2015 14:22 (52)
ogürsel, buradaki imzacılardan allah aşkına dürüst olunuz kaç tanesi ne bedel ödemiş. Yüzde kaçı? Bunlar kaymak tabakadır, zavallı, iyi niyetli, herkese yalnızlık duygusuyla yaklaşan değildirler. Bunların çoğu iktidar yalakasıdır. Bedel ödemek ne sonra? Fahişe bir sözcük oldu bu bedel. Bedelini öde her şeye hak kazan. Kimin için bedel ödemişler? Ne ödemişler? İktidar yalakalarını da göya anarşist tabiatınızla bedelli asker yaptınız ya! Bu nasıl Türkiye anarşistleri yahu, Halik Berktayla, Ufuk Uras ile aynı bildiriye imzadan utanmıyorlar. Yahu şuraya bir şey yazarken biraz sorumluluk duyun. Biraz ACABA diyin. Söylüyorum, ama acaba mahcup olur muyum deyin. Şu isimlere, geçmişlerine, ilk AKP dönemine lütfen bir daha bakın. Sonra niyetleri nedir, siz de anlarsınız zannımca. Üfürükçü düşmanı.
01-06-2015 15:13 (53)
Uzatmaya gerek yok; bu adamlar İktidarın değirmenine bilerek ya da bilmeyerek su taşımışlardır. "Kullanışlı aptallar" olduklarını yazmıştım. Sizinle aramızda derin bir görüş farklılığı olduğunu düşünmüyorum. AKP'ye karşı "tiksintimin" de sizden çok daha fazla olduğunu sanıyorum. Yine de bu insanlara sizin kadar "toptan" kızmıyorum. (Bildiğim kadarıyla Ufuk Uras, B. Oran, T. Akçam, H. Ergün.. ve bazıları hariç! Bu gibileri kendilerinden utanmalılar!) Duygularımızda da o kadar da farklılık olsun! (belki bu anlamda Liboş olabilirim!) Sanırım orada da aldatılmış çok insan var. RTE çok insanı aldattı.Bir kısmı çıkarı için yaptı, ama sanırım çoğu değil. saygılarımla. ogürsel
01-06-2015 16:47 (54)
islamo-faşizmin, kendi düzenini yerleştirebilmek için yürüttüğü mıntıka temizliğinde, bir enstrüman olarak kullanılmaya 'bile bile' razı olan bu zavallı takım, 17-18 yaşlarında gençlerimiz değil; yıllarca kanal kanal dolaşıp kafamızı ütüleyen 50-60 yaşlarında ve neredeyse herbiri birer 'allame-i cihan' olma iddiasındaki, 'aydınlarımız'dır... çocukluk, çağında güzeldir... hayatlarının sonbaharına girmiş bu 'çocuklara', zerrece saygı duymuyorum; gözümde böcek kadar değerleri yok... hayat bir ilke meselesidir ve fahişelik, tek bir yanlış öpücükle başlar; ama bunların hayatı, zaten 'yanlış sevişmeler' üzerine kuruludur... amacım polemik değil, tek bir cümlenizi eleştirmekti... saygıyla, dostça ve içtenlikle... (sn. o. gürsel için...) ... (bddm)...
01-06-2015 18:36 (55)
Bu sitede Can Dündar sıkça aşağılanmıştır. Şu TIR fotoğrafı ile ilgili mevzuyu biliyorsunuz... CB'nın şahsen tehdit ettiğini... Sanırım bu suç onu uluslararası mahkemeye de götürebileceği için panik haldeler.. İmdi.. bu adam sizce nasıl bir adamdır? ogürsel
01-06-2015 22:46 (56)
sn. o.gürsel, eğer bana hitap ediyorsanız, sitede yeniyim ve can dündar hakkındaki değerlendirmelerini bilmiyorum... ama can dündar'ın bu bildiride imzası yok; söz konusu davalar hakkında bu imzacılardan daha soğukkanlı, daha nesnel bir tavır içinde olduğu için, özellikle imzalamadığını düşünüyorum... bildiriyi imzalamayan kimi gerçek liberaller gibi; liberal eğilimleri olmakla birlikte, can dündar'ın bu listedekilerin çoğundan daha tutarlı ve düzgün bir duruşu olduğunu düşünüyorum... tırlarla ilgili haberinden ve dik duruşundan dolayı kendisini kutlarım... zaten bu listede de isimlerini görmekten üzüntü duyduğum bazıları da var... ama bu kadar çok ve tanınmış ismin böylesine büyük bir yanlışta buluşabilmelerine de (liberalizmle zehirlendiklerini bildiğim halde), şaşırmıyor değilim... galiba anomik ve kaotik bir süreçten geçiyoruz... saygılar.. (bddm)
01-06-2015 23:30 (57)
bddm'ye .. Hayır, size değil; ortaya söylenmiş bir sözdü bu. " İnsanlardan elbette vazgeçilebilir. Ama bunu çok kolay yapmamalıyız" anlamındaki düşüncemi destekleyecek bir olgu olarak anımsatmak içindi. Ve bir insana ciddi bir haksızlık etmek, edeni de yaralamalı! Gerçekten yaralanmalı, haksızlığı eden; uykusu bile kaçmalı. Böyle olmuyorsa o "düşmanına" benzemiştir! Kişisel çıkar gözetmeyen düşünce farklılıklarını aşağılamamalıyız düşüncesine destek olarak yazmak istedim Sizinle ve tartışmamızla hiç ilgisi yoktu. ogürsel
02-06-2015 08:13 (58)
Can Dündar tır haberine ilşkin güzel bir yazı http://ilerihaber.org/yazarlar/deniz-hakan/yeni-paradigmaya-yeni-gazete-ve-haziran-sicagi/1250/ ç.
02-06-2015 10:01 (59)
(58) sayın ç. İçinde doğru tahlilleri, tarihsel bilgileri de olan ama son tahlilde vardığı sonuç anlamında klasik sol vasat, yanlış, berbat bir yazı! Ve liberal htkp'nin sitesinin liberal sol bir yazarından gene ve gene LİBERAL haziranı göklere çıkarma hastalığından muzdarip patalojik bir bakış açısıyla sonlanmış içler acısı bir yazı. Artık bu arkadaşlar yokluktan olsa gerek ülke biraz ayağa kalktı sonra mal bulmuş mağribi gibi hep haziran hep haziran. Güya liberalizme, amerikancılığa karşı ama savunduklarıyla tam bir liberal amerikancı batağa saplanmış yazar arkadaşımız ve işin kötüsü bunun farkında değil ve bunu da bir komünist siteden haykırmış :)) Ki hani hükümet gitse yerine kim neyi koyacak -KESİN çok daha kötü olurdu durum bence şu anda- belli değil. Hz. Ali'nin çarpıcı sözüyle "Evet doğru bir söz ama bu sözle batıl murad edilmiş." Yazık! Bi faydaları varsa en az iki üç zararları olan bu tarz arkadaşlarımızın en kısa sürede siyaset alanından uzaklaştırılması dileğiyle... (hya)
02-06-2015 17:06 (60)
Vardığı sonuçlara bende katılmıyorum. Dün Radikal,Taraf ne görevi üstlendiyse bugün de Cumhuriyet aynı görevi üstleniyor. Liberal solun toplumsal tabanı yok ama medyadaki kültür sanattaki gücü çok. Haziran direnişi liberal yanlarının yanında seküler ağırlığı olan bir direnişti. Haziran'ı küçümsemenin doğru olmadığını düşünmüyorum. Sosyalistler,liberal "sol" ve ulusal "sol"un bir arada desteği olunca böyle bir güç ortaya çıktı. Bu hareketler bir daha bir araya gelir mi koşullar zorlarsa gelir yoksa böylesi bir aradalıktan söz edemeyiz. Haziran buydu. HTKP'ye gelirsek toplumsallaşamamanın verdiği sıkıntılardan ortaya çıktı. Eleştirilerinin bir çoğuna katılıyordum. Ama sonuç o kadar iç açıcı değil. Sol portalın etkisizliğini eleştirip ilerihaber gibi solcular dışında takipçisi olmayan haber portalı ortaya çıktı. İçerik olarak da sorunlu. Bugün HTKP KP'den daha etkisiz bir özne haline geldi. TKP'nin bölünmesi toplumsallaşmayı değil güçsüzleşmeyi ortaya çıkardı. ç.
02-06-2015 20:23 (61)
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10152981580113253&set=a.10150167399713253.302142.680473252&type=1&theater Ortalık kızışıyor... Türkiye için yeni bir Sisi aranıyor. Osman Çutsay mı ne yazmış sanırım bi ara bu mevzuyu da. Ülkeyi dakkasında satabilecek o kokuşmuş, rahatsız edici ve çok sinir bozucu HER TÜRDEN liberal taifeden zaten hiç umudum yok da bakalım o çok keskin komünistlerimiz ne tavır alacak bu çekişmede? (gerçi onlar da dediğiniz gibi liberal rüzgara kaptırmışlar kendilerini gidiyolar. Nerde hareket orada bereket kafasını aşamadılar sanırım hala) Onlardan da pek umudum yok ya neyse... Şu anda gözüken işin acı veya tatlı gerçeği bize en çok saygısı olan ve şu anda bunların hepsinden daha namusl u, dirayetli ve disiplinli ve akıllı olan AKP kadroları umut vadediyo :)) that's the fuc.ing truth! (hya)
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210875
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.