Aşk
konuştuğumuzda ne konuşuruz? (Raymond Carver)
“Yaşamın acı yüzüyle bu kadar erken tanışmasaydı, kuşkusuz yine yazar olurdu ama hiçbir zaman okurları tarafından böyle sahiplenilmezdi Raymond Carver. Gençlerin haytalık yapıp havai aşklar kovaladığı yaşlarda o evli ve iki çocuk babasıydı. Hayatı öğrenmenin yolu, bulduğu her işte çalışmaktı. Benzincide çalıştı, hademelik, garsonluk yaptı. Yaşananlar, kâğıda döküldüğünde bazen Çehov tadındaydı, bazen Kafka… İnsanların yaşamlarında barınan, gizlenen öyküleri, yalın, gerçekçi, acıtan şiirsel bir dille yansıttı. Yenilenler içkiye sığınırken, kısa öykü türünü yeniden var eden Carver, her başarısında içti, çok içti, ölümüne içti…” Tanıtım Yazısı’ndan
160 s. Çeviri : Ayça Sabuncuoğlu
Neden Dans Etmiyorsunuz
Sanki, ağızda çiğnedikçe büyüyüp şişen, kabaran bir sakız(ımsı) gibi hayat… Anlattıkça, dikkat çektikçe ne çok şey barındırdığı anlaşılıyor… Ya da sıkıştırılmış-vakumlu yastıklar/yorganlar gibi sanki… Böylesi yazmak…
Peki ya duygu nerede??? düşünce, erek???
Çardak
Güzel, düşündürücü…
Sonuç???
Evlilik, uzun ilişki monotonluğu, hayatın monotonluğu hakkında düşündürücü…
Küçük olaylar ve nesneler büyüteçle anlatılırken büyük olay
ve duygular uzaktan hissettirilip geçiştiriliyor… Yazara alkolün yaptırdığı şey mi
bu, yoksa?
En Küçük Şeyleri Bile Görebiliyordum
Ne gereksiz ayrıntılar var…
Evlilik ile, ilişki ile ciddi problemleri olan biri mi acaba?
Kesekağıtları
Üzücü, etkileyici…
Bıçakla kesilmiş gibi… İlişki de öykü de…
Banyo
Bunca ayrıntıya ne gerek var???
Tuhaf!!!
Büyütülmüş anlar… Yine… Ne veriyor, ne hissettiriyor??? Okuyucu için? Yazar için?
Film izler gibi… Ama… Sonra???
Kot Pantolondan Sonra
Teferruat, teferruat, teferruat…
Hem sıkıcı hem ilginç :)))) Teferruat ayrıca sıkıyor…
Ciddi Bir Konuşma
Aslında bu da ne kadar bildik bir işleyiş ve patolojik olan normal dediğimiz hayatın ne kadar da içinde… Ve bu patolojik görünen şey çıkarılırsa hayattan, ilişkiden ne kalacak elimizde… Aşk, beraberlik bir yanılsama mı? Tutku hep yanlışlara mı itmek zorunda insanı? normal ve iyi ve güzel ve olgun ve tatmin edicilik bir arada olamaz mı, bu yavanlık demek mi illaki???
Bildik İşleyiş
Sıkıcı ve bildik gerçekten… Hem olayın kendisi hem de bana
gereksiz gelen ayrıntılar sıkıcı…
Aşk Konuştuğumuzda Ne Konuşuruz
- İçki
- Sevgi/bağlanma biçimi/aşk konusunda kafa yorma
- Yaşlı adamınki tarzda bir aşka özeniş?
- Yüz göz olma
ÖZETLE, GENEL OLARAK:
- Çiftler ve ilişkiler odaklı ÖYKÜLER
- Geçinme problemli insanlar
- Genellikle fazla eğitimli olmayan tipler
- Dürtüsel davranan tipler de bulunabiliyor
- Ortamlarda dağınıklık
- Kişilerde şikayet, ihmal, alkol dikkat çekici
ve TEFERRUAT, TEFERRUAT, TEFERRUAT…
Carver, Kirli Gerçekçilik yazarı olarak biliniyor ve öykülerinde, günlük yaşamı, olayları olduğu gibi ve sade biçimde aktarmasının önemli özelliği olduğu vurgulanıyor….
Diğer bir kitabını daha, en azından Katedral’i de, okumadan keskin bir şey söylemek istemesem de genel olarak çok bana uymadı diyebilirim tarzı, şimdilik, yani okuyucu olarak…
Ben yazsaydım nasıl aktarırdım? Kişisel olarak ayrıntıcı/dikkatli biri olarak her şeyi olduğu gibi aktarma ya da doğalmış havası vermek istemek başka, okurken bunlara maruz kalmak başka tabii… Daha doğrusu, duygu ve düşünce odaklı bir aktarımda, nesnelerin ve mekanların, alakasız biçimde ve teferruatlı tasviri, en azından bu kitaptaki bazı öykülerde daha fazlaca dikkatimi çektiği şekilde, hoşuma gitmediği gibi, dikkat dağıtıcı ve hatta sıkıcı… Yazarın niye böyle yaptığını anlamaya uğraşmak da cabası… Ha elbet, yazarın kişiliği, bilgisi, ilgisi vb hakkında ek bilgiler verebiliyor ya da önyargılar oluşturabiliyor tabii…
Bu arada dikkat çekici olan, alkol-içki ile alakalı bir söz, eylem veya durumun geçmediği, ancak bir kaç öykü var; çoğunluk, bir öyküde 12-15 defa içki, kadeh vb sözcük geçiyor, üstelik bir çoğunda gereksiz ve teferruatlı biçimde…
Kirlilik, bir bakış açısı veya yorum biçimi belki; ancak, gerçekliğin ya da gerçekçiliğin de bunlardan ibaret olduğunu düşünmüyorum, doğrusu…
Mine Miskioğlu