Emine Ülker Tarhan: Derin ilişkiler güzelinin aklına parti içi demokrasi gelmiş

İdrak ettiğimiz Cumhur seçiminde içimizde küçük de olsa bir umut yeşermişti. Bu, Tayyip beyin siyasal sonu olmazdı elbette, ama seçilmemesi gücünü epey aşağı çekerdi. Yani hiç değilse üç ay nefes alır, yenilgi ruhundan çıkardık. O molanın değerini ancak sıkıntıyı kalpten çekenler bilir.

Çatı aday Ekmel beyin ortaya çıkışı ilk anda bir tedirginlik yarattı. Tanınmayan bir insandı çünkü. Ama doğru dürüst tanımamıza da pek fırsat vermediler. Daha ilk günden başlayarak müthiş bir propaganda başlatıldı aleyhine.

Buna açıkçası kara propaganda diyebiliriz. Yapanlar bellidir, ama alttaki motivasyon kuşkuludur. Çok geniş bir sol, ulusalcı ve kısmen sosyalist çevredir. CHP içinde de odakları belirgindir.  

Kara propaganda niyet kötülüğünden kaynaklanır. Bu niyet kötülüğü yakın zaman siyasi çıkar da olabilir, iktidarla ilişki de kokabilir. Kara propaganda abartıyı, eklemeyi, bazen düpedüz yalanı, karşı çıkanı sindirmeyi, gargaraya getirmeyi, terör estirmeyi, sindirmeyi içerir.   İnsanlar oy atmayı savunmaktan korkutulmuştur.

Yalan ve abartıları bir kenara koyalım; ne diyorlardı Ekmel bey için. Adam dindarmış, İslamcıymış, Amerikancıymış. Şimdi burada duralım. Bir kere Ekmel karşıtlığının bir önemli ayağı İslam ve Sünni korkusudur ki, akıl dışı yanları bir tarafa, Türkiye’de solu bir daha hiç iktidara getiremeyecek bir hastalıktır; bu hastalık radikal şekilde tedavi edilmedikçe bizlere politika kapalıdır.

Amerikancılığına gelince. Dürüst olun, bu memlekette neredeyse herkes Amerikancı. Herhangi bir isim verin bana, onun Amerikancılık bağını bir saatte kurayım. Türkiye siyasal hayatında, medyasında, akademisinde, bürokrasisinde vb. sivrilip de Amerikancı olmayanı nereden bulacağız? Soruyoruz insanlara, Ekmel olmayacaktı da kim olacaktı? Birçoğundan yanıt yok.

Demek ki Amerikancı okumuşlar içinden bizim Amerikancıyı seçeceğiz, daha makul Amerikancıyı seçeceğiz, çare bitti. Biri Fazıl Say dedi örneğin. Fazıl Say’ın Amerika’nın Afganistan işgalini ballandırarak, üstelik Nazım’ı da suç ortağı yaparak destekleyen yazısını gösterelim mi size! Yakında koyarız siteye.    

Değerli dostlar, Ekmeleddin beyin geçmişine kısaca göz atınca, doğrudur,  hepimiz irkildik. Belki ondan daha iyi bir çatı aday da bulunabilirdi, bunu neden  reddetmeli. Fakat burada kendi partimize lider seçmiyoruz. Bir despotu başımızdan bir süre için alacak herhangi bir alternatif seçiyoruz. Komşu bakkal da olabilirdi, yurt dışında yaşayan bir sinema oyuncusu da.

Ve Türkiye’de sol oyların sayısı bellidir. Demek ki sağ seçmenin oyunu alacak biri gerekliydi. Gerçi bizim solculardan önemli bir kısmı daha başından buna da karşıydı. O zaman niye seçime katılalım ki, onlar açısından maçın sonucu oynanmadan belliydi.

Böylelerinin seçimi boykot etmesi mantıklı mıydı peki? O da ayrı konu. Boykotu savunan grup, eğer tutarlıysa önceki seçimlere de girmeyecekti. Siyaseti AKP karşıtlığına, diktatör karşıtlığına kilitlemeyecekti, adamlarının çoğunu bu korkuyu körükleyerek kazanmayacaktı, partisini bu korku üstünden diri tutmayacaktı 13 yıldır. Bunu diyen grup ciddiye alınır bir parlamento dışı muhalefet örgütleyecekti 34 yılda.

Ve boykotçular bir öyle bir böyle konuşmayacaktı. Seçime girmeyeceksen girme, dur kenarda kendi işini yap. Madem seçim çözüm değil, ilgilenme, sandığa karşı kampanya yapma, çatı adaya laf atma, AKP’cilik yapma..

Sonuçta bir dizi pazarlık sonucu bir aday çıktı.

O bir kez çıktıktan sonra ortalama akıl düzeyinde ve ortalama insanlık kültüründe bir siyasetçi veya vatandaş için yapılacak şey neydi? Eleştirecekse eleştirmeye alçak perdeden devam etmek, hesabı seçim sonrasına ertelemek ve seçim için var gücüyle çalışmak. Tabii eğer hakikaten AKP karşıtıysa ve tabii başka hesapları yoksa.

 İşte bu aşamada Emine Ülker Tarhan gibiler etiği öylesine ayaklar altına aldılar ki buna şeytan bile isyan eder. Hem partinin ve muhalefetin aleyhine çalışacaksın, hem Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtireceksin, hem de seçim sonrasında üste çıkacaksın.  

Ne yazık ki bizim aydınlarımızın büyük çoğunluğu 3-4 yaş siyasal aklına sahiptir. Kendilerince doğru bir şey isterler, ama sadece isterler. Bir şeyi kararlılıkla istemeyi siyaset yapmak sanırlar. Üç dört yaşındaki ve de iyi eğitim görmemiş bir çocuk bir şey istese ne yapar? Zırlamaya başlar. Bizim dostlarımızın büyük çoğunluğu kararlılıkla zırladıkları zaman istediklerini ele geçireceklerini sanıyorlar. Ama gerçek hayatta ve hele siyasette yollar, emekler, çalışmalar çok farklı, zor ve çapraşıktır, bunu kavrayamazlar. İster biteviye çığlık at, istersen altına et, büyük bir emek vermedikten, halkın içinde olmadıktan, vatandaşın gönlünü çelemedikten, bunun için akılcı siyasi taktikler gütmedikten sonra hiçbir şey kazanamazsın.

O zaman Tarhan hanımefendinin özgeçmişini biraz inceleyelim, siyasi etik dışılık sadece akıl yetmezliğinden mi kaynaklı, yoksa başka şeyler de mi var, anlamaya çalışalım.

Emine Ülker Tarhan’ın kısa siyasal özgeçmişi:

Daha üniversite öncesi CHP gençlik kollarıyla tanıştı, küçük yaştan itibaren siyasal çalışmalarda pişti. Üniversite yıllarında aktif bir militandı. Gözaltılar, tutuklamalar… Üniversiteden buna rağmen birincilikle mezun oldu. Sonrasında avukatlık yılları ve kazandığı davaların parlaklığı nedeniyle kendisine hakimlik görevi verildi. Muhalif geçmişini ele veren güvenlik soruşturmaları sümen altı edildi. Hakimlik yılları da başarılı davalara imza atarak geçti ve bunun sonucunda Yargıtay’a seçildi. Bu arada siyasal çalışmaları devam ediyordu, yoksullarla iç içeydi. Yargıtay’dayken YARSAV’ın başkanlığına seçildi. Sonrasını herkes biliyor…

Özür dilerim, buraya kadarı tamamen benim uydurmam.

İnternette de bulabileceğiniz özgeçmişi ise özetle şöyle: 1963 doğumlu. 1981-1986 Ankara Hukuk Fakültesi. Sonrasında bir bölümü kamuda olmak üzere avukatlık. 1994’de hakimliğe başlama. 2001 Yargıtay üyeliğine seçilme. 2011’de istifa edip üst sıradan aday gösterilmesi ve milletvekilliği. Ertesi gün CHP grup başkanvekilliği. 2014 Cumhurbaşkanı adaylığı teşebbüsü.

Ne olmuş, Cumhurbaşkanlığı için ondan iyisini mi bulacağız diyenler, bir dakika. Doğrudur, başka birçok kişiye göre bu mevki ona daha çok yakışır. Ortak aday saptansaydı gözümü kapatıp mührü basacağımdan kuşkunuz bulunmasın. Ama durun bir dakika. Madem hukuktan başladık İblis beyin diplomasız avukatı olarak birkaç soru. Hani parti içi demokrasi çiğnenmişti ya CHP’de, hani çatı aday kimseye danışılmadan saptanmıştı ya, Tarhan’ın adaylığı da tartışılmadan böyle engellenmişti…

Sorular:

1- Emine hanım herhangi bir CHP ilçesinde herhangi bir örgütlülük ve çalışma içinde yer almış mıdır?

2- Herhangi bir semt veya bölgede halkla doğrudan temas kurmasını gerektiren hiç değilse birkaç aylık bir çalışma yürütmüş müdür?

3- Milletvekilliğine ön seçimle, taban çalışmasıyla mı gelmiştir?

4- Yedi yıllık hakimlikle Yargıtay’a seçilmek hayli hızlı bir yükseliş sayılmaz mı? Tıpta örneğin, allame olsan 20 yıldan önce bir büyük şehirde dekan olamazsın. Bu yükselişe neden olan hangi tür parlak çalışmaları veya başarıları vardır?

5- Milletvekili olur olmaz grup başkanvekilliğine onu kim önermiştir?

6- Sonuç olarak siyasal birikimi ve deneyimi teorik ve pratik anlamda nedir ki, bugün parti liderliğine oynayabilmektedir?

7- Bu hızlı yükselişi sağlayan güçler, kişiler kimlerdir?

Bir devrimci dostla tartışıyoruz geçenlerde, o da Tarhan hayranı. Az buçuk bir şeyler yapıp büyük hayran kitlesi kazanmak da liderliğin karizmasındandır, onu da küçümsemiyorum bu arada. Yahu diye sormuştum, şöyle anti-emperyalist, böyle cumhuriyetçi, şöyle kararlı diyorsun… Gençliğinden beri devletçi birinin ona hayran olmasını anlarım da, sana ne oluyor? Senin her ay polisten düzenli sopanı yediğin on yıllarda o polislere emir veriyor, senin gibilerin davalarını karara bağlıyordu. Nasıl kararlara bağlıyordu, o da ayrı bir araştırma konusudur.

Diyeceğim şu ki, başka insanlar da vardır bu ülkenin siyasal hayatında, daha az güzeli, daha güzeli; ağzı ondan daha iyi laf yapanı, siyasetin içinde daha pişmişi, vakti gelince daha yüksek perdeden zırlayacak olanı da vardır, dayak yiyip zırlamayan da boldur, hani unvan sahipleri de az değildir, hani vizyon sahipleri de arasan bulunur,  ama kimse onlara siyasete en üstten geçiş hakkı vermez. Kimdir bu asma köprüleri kuranlar? Emine hanım anti-Amerikanmış… Öyle mi gardaş? O köprüleri kimler kuruyor, bilir misin gardaş? Şimdilik daha fazla derinleşmeyelim, kim bilir belki bundan ötesi Soner Yalçın Küçük beyin ihtisas sahasına girmektedir.     

Sonuç itibariyle umutlanmanın daha derin umutsuzluğa yol açacağı durumlarda umut pompalamak yanlıştır. Emine Ülker Tarhan aklı ve ahlakının saygınlığını koruduğu bir ülkede bu büsbütün yersizdir.

Sosyalist partilere gelince. En az yüz bin kişi üye yaparlar örgütlerine, sokağa mı çıkacaklar, grev mi yapacaklar, tüketim direnişine mi yönelecekler; ancak ondan sonra ciddiye alınırlar.

Kaan Arslanoğlu  

Facebook
yorumlar ... ( 86 )
13-08-2014
13-08-2014 13:58 (1)
CHP li değilim ama ne sempati ne antipati duyuyorum. Ama bu kadar güzel bir analiz ve taşlarını yerine oturtma uzun zamandır okumamıştım. Gerçekten hislerimize tercüman oluyorsunuz. Allah ne muradınız varsa versin. Elinize, beyninize, yüreğinize sağlık. Recai Kulaksız
13-08-2014 14:05 (2)
Kılıçdaroğlu'nun bugünkü röportajını okudum neredeyse Arslanoğlu' ile paralel sözler söylemiş, Tarhangiller hakkında. Kusura bakmasında bunları chp' ye bulaştıranda kendisi. Bir siyasi parti liderinin pişmanım demesi hatasını affettirir mi? Bu solcular hakkaten bir garip, bir zamanlar Ecevit vardı, yine böyle tarhangillerden toplardı partisine, uzun zaman geçmeden kazan kaynatırlardı. Sola özgü hastalık sanırım. R.Kulaksız
13-08-2014 15:12 (3)
oy vermediğim halde boykotçulara yönelik eleştirilerinize de hak veriyorum. sol diye ya liberalizm ya milliyetçilik sunuluyor. bir tek sünni muhafazakarlığa mesafeliler. aday seçimi yanlıştı oy alma şansı yoktu siz emine ülker tarhan gibi ulusalcıları da kemal okuyan gibi sosyalistleri de boşverin, bunları dinlediğinden boykot yapanlar yapmadı. ekmeleddin siyasi bir figür değildi baştan itibaren kaybedeceği belliydi. emine ülker tarhan da ekmeleddin ihsanoğlu'nda da liderlik vasfı bulunmuyor. liderlik vasfı olan birine karşı doğru aday değildi. Ç.Ö.
13-08-2014 15:13 (4)
nasıl bir aday olmalıydı sorusunun cevabı lider olacak iyi konuşacak karşındaki aday iyi konuşuyor. monşerle de bitirdi bence ekmeleddin ihsanoğlunu sağ seçmenin gözünde. sağ seçmen kibar insanı pek sevmez. sınıfsal olarak da solda yer alacaksın. emekçi eskiden yoksul ssklı oldğunu diyecekin. sizden biriyim solcu olacaksın burada. zaten sağcılar sol söylem sayesinde bu kadar oy alıyor. sağlık mesela eğitim mesela devlet memuruna vatandaş haklı alayışı bile oy getirdi. burada solcuyken din muhafazakarlık konusunda ise dini hassasiyetleri olacak yoksa sağ seçmenden oy alamazsın. Ç.Ö.
13-08-2014 15:13 (5)
Emine Ülker Tarhan için Kılıçdaroğlu ile aynı ağızdan konuşmak Kaan Arslanoğlu için hiç hoş bir şey değil. Yazıdaki savların da iler tutar bir mantığı yok. Emine Ülker, bulunduğu yere, CHP örgütünde çalışarak değil ama YARSAV yöneticisi olarak, hukukun en çok çiğnendiği bir zamanda yürüttüğü, herkeste heyecan uyandıran mücadelesiyle geldi. Bugün CHP'yi elegeçirenlerin hepsinden daha çok toplumsal mücadele içinde bulunmuş biridir. Hiçbir utanma duymadan, teslimiyetçiliğe karşı çıkanları CHP'ye kendinin getirdiği "hastalık" olarak niteleme cüretini bulan Kılıçdaroğlu'ndan daha çok layıktır CHP'y
13-08-2014 15:14 (6)
kaan a. kutup yildizi yon bulmamizi saglar.arazi ne kadar zor olursa olsun o bir yon gosteren isarettir.turk solu ideolojik kriz icinde bu yeni de degil.kutup yildizi yok.temel meseleleri 100 yil oncenin verileri ve anlayislari ile aliyorsunuz.kurt sorunuyla yuzlesmemede direnc gosteriyorsunuz.kurt sorunu orttadogu meseleleri uluslararasi meseleler dikkate alinmadan analizler yapiyorsunuz.siyasi zekadan bahsetmistiniz.cok degiskenli bir oyunu bir iki degiskenle aciklamaya kalkiyorsunuz.bu sadece bir c.baskanligi secimi degil,anlayin bunu.ekmelin hangi uluslararsi cizgiyi temsil ediyor. dsi
13-08-2014 15:20 (7)
özalanap gibi düşüş dönemi başlayabilir. tek adamlık durumu sağın hem avantajı hem dezavantajı başbakan olarak ikinci yıldırım akbulut yaşanırsa muhalefeti beceremeyen chp,mhp,ulusalcılar,sosyalistlere rağmen iktidarda giderler. Ç.ö.
13-08-2014 15:22 (8)
Sol mücadeleyi üst devlet bürokrasisindeki kavgaları ele alarak kavrarsak Emine Ülker geldiği yere hak ederek gelmiş. Problem burada. Aristokratlar arasındaki çıkar kavgalarını sol mücadele sanmak. Evet, bir aristokrasi için Emine Ülker hırçın ve kavgacı bir kadın, dolayısıyla kahraman. Aristokratlar da aile ilişkileri ve aristokrasi içi akrabalık ilişkileriyle yükselirler. O da normal. Her şey yerli yerinde.
13-08-2014 15:24 (9)
Siyasi akıldan bahsedenin, Ekmeleddin'i bu halkın önüne çıkarmanın hiçbir sonuç vermeyeceğini anlaması gerekirdi. K.A'nın kendi yazılarından da bu çıkar. Adam nedir, kimdir, halk tanımıyor... Liderlik vasfı yok... Hedef, söylem yok, herkese hoş görünmeye çalışan biri... Ülkenin önüne koyduğu bir şey yok... (Demirtaşçı değilim ama izlediği yoldan biraz ders almak lazım.) Siyasi akıl bakımından gerizekâlı olmayan hiç kimsenin ciddi ciddi Ekmeleddin'in kazanacağını düşündüğünü sanmıyorum.
13-08-2014 15:27 (10)
Arslanoğlu bu seçimde biraz umutlandıysa o da tutarsız demekki. Kendi teorisine ihanet etmiş. Burası bu kadar, bu ülke böyle, kanırtmaya gerek var mı.
13-08-2014 16:02 (11)
Tarhan'a yönelttiğiniz eleştiriler, parti tabanında çok çalışmadığı hariç, havada asılı kalmış hocam. Biraz önyargı kokusu hissetmiyor musunuz? CB
13-08-2014 16:02 (12)
Seçimden bir gün önce boykotun toplumsal karşılığı yok diyenler. %30 boykotu görünce suçu boykotçulara bıraktılar. Kaan Arslanoğlu Siyasi öngörünüz devrimciliğiniz nereye gitmiş sizin. Türkiye'yi sağa mahkum edenlere primverirseniz geçmişinizden utanmayacak mısınız? Emine Ülker'i bilmem ama Komünistlerin tavrı doğrudur başından beri. Seçim de cumhurbaşkanı da hükümsüzdür. Bu ülkeyi o kaba sokamazlar. Sizin gibi solcumsuların desteğine rağmen.
13-08-2014 16:09 (13)
Sayın CB, seçim öncesi kendi partisinin ve muhalefet bloğunun tersine çalışmış ve seçimde Erdoğan'ın zaferine yol açmış biri hakkında başka hangi yere basan kanıt göstereyim ki size. Peki parti içinde yükselişi veya milletvekili oluşu? Parti içi demokrasiyle mi gerçekleşmiş? Bana solcumsu diyen arkadaş, iktidar destekçileri daima sol değerleri kullanmışlardır. İktidara prim vermeyenlere sahte sol demişlerdir. Mantığınız aynı. Bu seçim özelinde Erdoğan'a destek verdiğinizi ben unutsam halk unutmayacak.
13-08-2014 16:14 (14)
Valla aynı yazıyı Kılıçdaroğlu içinde yazabilirsiniz... Vikipedia dan özgeçmişi: Lisans öğrenimini tamamladığı 1971 yılında girdiği hesap uzman yardımcılığı sınavının ardından Maliye Bakanlığı′nda göreve başladı. Daha sonra hesap uzmanı olan Kılıçdaroğlu, bir yıl Fransa′da kaldı. Hesap uzmanlığını 1983'e kadar sürdürdü ve aynı yıl Gelirler Genel Müdürlüğü'ne atandı. Burada önce daire başkanı olarak görev aldı, daha sonra aynı kurumun genel müdür yardımcılığını yaptı.[3]1991 yılında Bağ-Kur′a atandı. Burada genel müdürlük yapan Kılıçdaroğlu[1], 1992 yılında sGK ya geçti 1999 da emekli old
13-08-2014 16:21 (15)
Şimdi de Emine Hanım için yazdığınız gibi yazalım... 68 de Ankara Üniversitesindeki devrimci faaliyetleri sebebi ile okuldan uzaklaştırılıyor fakat okula dönüp okulu birincilikle bitiriyor. 80 darbesi sonrası bürokratlık yaparken bir taraftan müstear adla Bilim ve Sanat dergisine yazıyordu. 94 krizinde müsteşar yardımcısıyken ekonomik krizi bahane ederek istifa etmek istedi fakat SHP nin devlet içindeki kadrolaşması sebebi ile istifadan vazgeçirildi. Aynı emine hanımınki gibi oldu. Sanırım böyle tartışmanın bi manası yok.İdeal adayı da aramayalım ama biraz ucundan sola göz kırpsın yeter.. OK
13-08-2014 16:52 (16)
Bir de Mısırda mursi örneği var. Mursi 2012 seçimlerinde ilk turda ve ikinci turda %50 düzeyinde katılım ve %51 oy oranı ile seçildi. Şu an da başa gelenlerden bağımsız olarak Mursinin gönderilmesi sürecinde bu katılım oranı Mursinin meşruiyetini ciddi oranda sarsan bir göstergeydi. Seçimlere bir de bu noktadan bakamaz mıyız ?
13-08-2014 16:52 (17)
Bu seçimde gördüğüm şudur: AKP kitlesi kemik değildir sadece seçeneksizdir. Buna en çok hizmet eden de yazıda yazıldığı gibi Emine ya da boykotçular değil, aksine başta CHP ve onun sol duyarlılıklı seçmeni alıkoymasıdır. Burada da K. Arslanoğlu Ekmel'in desteklenmesi gerektiğini " Bir despotu başımızdan bir süre için alacak herhangi bir alternatif seçiyoruz." sözleriyle savunmuş. Bunun neresi devrimci bir siyasettir? Tayyip ilk turda seçilemese de ikinci turda zaten seçilmeyecek midir? %30 boykotçu kesimimn tamamının Ekmelci olduğunu nerden çıkardınız? gibi sorular geliyo aklıma.
13-08-2014 16:56 (18)
Abi, seçim hükümsüz cumrbaşkanıda hükümsüzdür diyen kim? Bana onu allah gönderdi. Burada bende aynı şeyi diyom, Cumhurbaşkanı Atatürk diyom, Erdoğan kimdir cumhurbaşkanı değildir diyom, doktorlar gülüyorlar. Gelin beni burdan çıkarın.
13-08-2014 17:14 (19)
sonunda sabetayist filan da bağladın ya. helal. yalçın küçük hastalıklarını sana devretmiş demek ki. Bugün emine olur, yarın fadime olur farketmez. yeter ki kemal kılıçdaroğlu gibi rte nin ekmeğine yağ süren sistem arsızları olmasın. az olalım, ama biz olalım. sıkıntı yok iktidar hiç gelmesin ama sevimli şeriatçılara da oy vermek zorunda bırakılmayalım. ekmeleddin dediğiniz ziyan adamın tayyipten bir farkını söyleyin bana, ya da emine hn bizimle birlikte gezide gaz yerken ekmeleddin ne yapıyormuş onu onlatın. ya da boşverin siz böyle boş konuşmaya devan edin, mutluysanız. umtabe
13-08-2014 22:43 (20)
Seçim sonuçları aksi gibi boykotçuları çok zor durumda bırakacak şekilde. Katılım %74.12. Yani boykot başarısız, meşruiyet tartışması için çok yetersiz. Öte yandan buna tatilcilerin dahil olması boykot prestijini düşürüyor. Erdoğan'ın seçilmemesi için sadece 1 milyon 450 bin oy yeterliymiş. Öteki partileri bırakın, küskün CHPlilerin oyu bile açığı kapamaya yeterli. Sonuç: başarısız boykot göz göre göre Erdoğan'ı Çankayaya taşımış. Boykotçular bu hesaplardan zor sıyrılır. Fark açık olsa veya katılım yüzde 60'larda kalsa kurtarırlardı. Şanssızlık ülke ve onlar için :(
13-08-2014 17:19 (21)
bu umtabe Soner Yalçın ve Yalçın Küçük'ün seçimde koyu Anti Ekmelci olduğunu bilmiyor galiba. Yazıdaki gönderme ona. Herkesi araştırıyorsunuz, kendi cephenizi de araştırın bari demek. Ama umtabe gönderme kelimesinin anlamını biliyor mu acaba. Bugüne dek diktatör diktatör dediklerini muhalefetin adayıyla karşılaştırıyor. Aynı şey diyor. Yahu bu ülkede kaç diktatör var, bunların hesabına göre binden fazla olmalı. Yazık bunlar da boykot falan yapıyorlar işte. Belki ne yaptıklarınıda bilmiyorlardır. Asım.
13-08-2014 17:52 (22)
Kılıçtaroğlu yanlış bir aday seçmeseydi bu seçim kaybedilmezdi.CHP MHP ayrı aday bile gösterse RTE seçilemezdi. Kimse seçmene 'ben senin beğenmeyeceğin birini aday gösterdim ama tıpış tıpış gelip oy vereceksin' deme lüksüne sahip değil.Bu yaptığı her yönden büyük hatadır. Muhalefet RTE 'a cumhurbaşkanlığını hediye etmiştir. Hala utanmadan koltuklarında oturmaktadırlar. CHP yöneticileri aklını başına toplamazsa bir daha oy beklemesin. Tıpış tıpış oy veren öfkeli seçmen. RL
13-08-2014 18:33 (23)
Şimdikiler parti disiplini lafının anlamını bilmiyorlar. 65 yaşımdayım, CHP'de çok çalıştım. Önseçim yoksa adaylar konurdu önümüze. Bazen sevdiğimiz aday çıkar, o zaman iyi kimi de nefretlik biri gelir. Aday kötü diye çalışmaktan kaçmazdık, hıncımızı seçim sonrasına, oda olmadı kongreye saklardık. Bizim ilçede ilçe yönetimden iki kişinin karşı partiye çalıştığını öğrendik. Yakaladık adamları yermişin yemezmisin. Kusura bakmada başka partiye çalışacaksan istifa et çalış, rozet yakanda kimi kandırıyorsun. Şimdi durumlar çok tuhaf.Kim kimdir hangi adam necidir tanımıyoruz bile. Giren çıkan belli
13-08-2014 19:02 (24)
Derin ilişkiler güzeli.. bu başlık şık olmamış.size yakıştıramadım.FUAT
13-08-2014 22:07 (25)
65 yaşındasınız CHP için niye hayatınız boyunca çalıştığınızı ne gibi politik katkılarınız olduğunu türkiyeyi geçtim mahallenizdeki değişime katkılarınızı, siyasal düşüncenizi açıklar mısınız? kaan arslanoğlunun siyasal geçimişini sorgulamasını zevkle okudum. eleştirilebilir ama bu sorgulama insanın hayatı boyunca yapması gerekli bir şeydir. ç.ö.
14-08-2014 08:49 (26)
Kaan Arslanoğlu bu yazısında chp'nin kokuşmuşluğunun öyle emine ülker tarhan ile filan giderilecek boyuttu olmadığını, çıkışın haklı fakat bu kokuşmuşluğun emine ülker tarhan'ı da alaşağı edeceğini, seçimi boykot etme duruşunun kaçınılmazlığını ve tutarlılığını anlatıyor. Genel tutarsızlıkları netleştirip kafamızdakilere ışık tutuyor. Uzun zamandır böyle mükemmel tutarsız bir yazı okumamıştım. - İmza: 40 yaşında peygamber olacak şahıs (yeni peygamber)
14-08-2014 08:51 (27)
Sn. KA, yazınızda kullandığınız başlıktan, o garip çirkinleştirilmiş bulanık fotoğraf seçiminize kadar EÜT'ye karşı nasıl bir itibar infazı yapmaya çalıştığınız açıkça anlaşılıyor. Site sizin, paşa gönlünüz ne isterse onu yazarsınız. Ancak ben, okuyucuda oluşturmaya çalıştığınız kafa karışıklığına karşı söz söyleyebileceğim bir noktadan itiraz edeceğim. Şöyle ki; EÜT'nin yedi yılda normal hakimlik'ten Yargıtay hakimliği'ne yükselmesini şüpheyle karşılamamızı istemişsiniz. Çünkü tıpta 20 yıldan önce büyük bir şehirde dekan olunamazmış (ne demekse?). Mehmet Harma
14-08-2014 08:51 (28)
Bu tam bir elma-armut karşılaştırması olmuş. Çünkü normal hakimlik'ten Yargıtay hakimliği'ne yükseliş bir mesleki yükselme iken, bir öğretim üyesinin dekan olması, mesleki bir yükselme değil idari bir görevlendirmedir ve dediğinizin aksine bunun allame olup olmamakla zerre ilgisi yoktur. Akademik çalışma ile dekan olunmaz, adamı dekan yaparlar ve bu işlem dün olduğu gibi bu gün de ziyadesiyle konjonktürel olup, yine dediğinizin aksine yaştan, yıllardan, coğrafi koşullardan bağımsızdır. Dolayısıyla idari değil ama akademik bilimsel hiyerarşide dekanın yeri yoktur. Mehmet Harma
14-08-2014 08:52 (29)
Ayrıca hiçbir akademisyenin bilimsel kariyerinde dekan olmak yer almaz, hele "büyük şehirde dekan olmak" gibi bir retorik akademik camiada yoktur ama bu tanım bir film için olmasa da, belki bir anı kitabı için amerikan ağzı fena bir başlık olmayabilir. Öte yandan siz herhangi bir kişinin, bir saat içinde Amerikancılık bağını kurabileceğinizi söylüyorsunuz ancak unutmayın bu niyet okuyucu yöntemi tarih boyunca aleviler, masonlar, yahudiler, yurtseverler, sosyalist/komünistler vs. için kullanan çok oldu, McCarthy'yi tam burada anımsatmak uygun olur. Mehmet Harma
14-08-2014 08:53 (30)
Velhasıl, özgeçmiş dedektifliği yaparak, büyük bir iştahla bize EÜT'nin nasıl da gizli kapaklı işleri olduğunu göstermeye çalışırken, haliyle ortaya birşey çıkmıyor. EÜT'nin birçoğumuz gibi -ben öyleyim sizi bilemem- sıradan, hiçbir seçkincilik iddiası olmayan, şehirli, eğitimli bir orta sınıf bireyi olduğunu bilmekteyiz. "Camdan evde oturan başkasına taş atmamalı" denir. Bu bağlamda başkalarının "bir şeycilik" bağlarını bir saatte buluruz derken, kendimizin ait olduğu elitist oligarşiye dair bağların ortaya çıkması belki on dakikayı bile bulmaz. Saygıyla. Mehmet Harma
14-08-2014 08:54 (31)
Bu site kurulduğunda siyasetle değil, sanatla, tıpla ilgilenilecek denmişti yanılmıyorsam. CHP gençlik kolları lokali gibi olduk gördüğüm. T.F. serisiyle başlananan bir reyting atağıdır belki de, okuyucu güncel siyaset geyiğii seviyor, bilemem. SOL'u beğenmedik, impact'leri az diye (beyaz türklerin gittiği iyi okulda okuduk ya ingilizce konuşuyorum, gerçi benim okul almancaydı), buranın siyasi etkisi nedir? Tuttuk Ekmel'e verdik, babam, Kaan, diğer ciddiye aldığım insanlar öyle dedi. Ötekiler 57 alacağına 51 aldılar, belki de başarıdır bu. Gerisi; boykot, tatilciler, şu bu, oynanan atın iyi+
14-08-2014 08:54 (32)
hazırlanmadığını, sürecin kötü yönetildiğini gösterir. Emine de Ekmel de bir bana. Bana mı sordular? Her zaman olduğu gibi onlardan iyi performans gösterdik. Hep diyorum; eylem iyi yaptığımız şeyi, temiz vicdanımızla ve ısrarla yapmaktır, küçük burjuvayım ya. Helsinki bildirgesi, hekim doğru bildiği, vicdanen uygun bulduğu tedaviyi yapmakta özgür olmalıdır der. Adam CHP örgütünden, ona da ayar veriyorsunuz. Hayır CHP'nin sahibi biz miyiz? Üstünde oturdukları kaynaklar olarak belki. Son aylarda CHP'de mi çalıştınız Kaan bey? Bundan sonra böyle bir planınız mı var? Peki yorum yapanların?
14-08-2014 08:55 (33)
Nerede kaldı işçi sınıfının demir iradesi. sınıfsal kin, etnik hassasiyet? Bir oy verdiniiz diye size mi geçti Tarhan'ın, Kılıçdar'ın hisseleri? Ben böyle hissetmiyorum, DP sonrası TİP, TSİP'li bir ailedenim.Bir kere DSP ile piyango tutturmuşluğumuz var. İyi kötü metro ve marmaray'ın karşısında kara trene binmek komik, hele dekovil'den son anda inip trenin arkasına takılmak daha da komik. Hani soruyorsunuz ya, ne zaman sokağa döküleceksiniz? Ben de soruyorum var mı basın karteliniz, PR'cınız, kamuoyu analistiniz? SOL iyi kötü hükumet aleyhtarı haber buluşturuyor, Cumhuriyet festivale adam
14-08-2014 08:55 (34)
gönderiyor. Bizimkisi varsa yoksa tıp bu değil, o bu değil. Ben klinik araştırma yapar, tansiyon hastası bakarım, hem televizyona çıkıp rüyamda gördüklerimi gizlenen gerçek diye anlatmadan, üniversitenizi ayakta tutmaya çalışırım, siz kemerburgazda işletme okusun isterken çocuklarınız, bunu yaparım, az müzik çalar, anlaşılmaz yazılar yazar, batılılarla eşitlik mücadelesi veririm, çünkü aslında siyahımdır ve gurur duyarım. Yine derim ki; işimizi yapalım. Gezi-mezi olursa yine gideriz, hoş ayrıcalıklarımız için, yoksa direniş oırada olmayan işçi sınıfına aittir kuşkusuz. Yağız Üresin
14-08-2014 09:02 (35)
Kaan Hocam, boykotu savunanlar getirmişler başımıza diktatörü telaş ve suçluluk duygusu içinde balık gibi çarpıp çarpıp duruyorlar oltana. Orada yedi tane demir gibi leblebi, zoka diyeyim ben duruyor, bir tanesi cevap vermiyor. Sen boşuna yorulma bundan sonra izniniz varsa yorumlara sizin yerinize cevap vereyim. Sedat H.
14-08-2014 09:10 (36)
Tamam Sedat, vekaletimi şimdilik sana veriyorum. Önce Yağız'dan başla :)) Yorumlara cevaba ondan başla diyorum. Yağız boykotçu değil. Ha bir de, mail vetelefonla görüş bildiren başkaları da var. Bazıları isim vermek istemiyor mesela, yorum yazmaktan bile çekiniyor. Bizim abartımız değil, boykotçular öyle böyle değil, kara propagandayla çok terörize etmişler milleti Milleti dediğim chp'liler. Sedat hocam burdan gir :)Kaan Arslanoğlu
14-08-2014 09:29 (37)
Yok haksızlık etmeyin, bir sayın yorumcu hiç değilse bir soruya cevap vermiş. 7 yılda Yargıtay'a yükselmek normal, bunda anormallik yok demiş. Cevapsa cevap. Yiyin oturun. Bu arada Emine hanımın eşi de Yargıtay üyesi. O da normaldir bunda anormal şey yok. Biri siyasette vitrine çıkarılacaksa her türlü güzel fotosunu sergiler, en parlak yanları öne çıkarılır, yıllarca bunu izlersiniz, altını biraz inceleyim dediğiniz de yok efendim geçmiş araştırıcısı, hafiyeliğe soyunmuş, şık olmamış vb. hoşlanmazlar anlayacağınız. İsimsiz (Ben Sedat değilim.)
14-08-2014 10:05 (38)
Yağız Hocama cevap: Yazılarınızı cidden beğenerek okurum, trick bir tarzınız var, başına eksanı da eklediğiniz oluyor. Üstelik kendi sitenize ve öteki yazılara b. atıcılığınız da güldürüyor. Burası CHP gençlik kollarına döndü demişsiniz de koskoca bir Cumhur seçimi ve diktatör şöyle diktatör böyle diye bu güne dek kafamızın edilmişliği varken birkaç yazıya girmeleri de mi suç. CHP'nin öne çıkması bu ağlamda. Bi de klişe laf: Siz buraya taşraya gelseniz ne yazardınız acep. Burada 173 solcuyuz, çoğumuz CHP'lidir, gelin siz yer değiştirin K. hocamla, müzük falan yazabiliyor musunuz. Sedat H.
14-08-2014 10:10 (39)
Sunni ve islam korkusu solun bir daha iktidara gelemecek olması... peki bu korkuyu kim yarattı. Herhalde sağ partiler yaratmadı. Muhalefet hic bir sekilde kendini elestirmiyor ve gelistirmiyor. Hep sucu baskalarında arıyor. Iktidar ustunden siyaset yapıyor ve hic bir stratejisi yok... baska catı aday gösterin demisler. Abdüllatif sener olabilirdi mesela... hem iktidar partisinin zayıf yönlerini cok iyi biliyor hem Türkiye de siyasi kariyeri var mesela ve daha bir cok kisi cikarilabilir... bence chp nin y chp olmasi icin icindeki Dinazorlardan kurtulması gerek....
14-08-2014 10:10 (40)
Ha bi de Yağız hocam, Fener'i sevmediğinizi biliyorum. Ama bu manada sizi ilgilendirmeyen bir Fenerli oyuncunun maçı sattığı alenen ortaya çıksa, üstelik bu futbolcu televizyonlara çıkıp maçı sattım belki ama, bunun suçlusu yanlış oyuncu tercihi yapan teknik direktördür, teknik direktör istifa diye suratsızlansa ne yapardınız? Fener mener beni ilgilendirmez demezdiniz, girerdiniz hemen topa. Değil mi hocam. Yine işte o ağlamda. Saygılar. Sedat H.
14-08-2014 13:33 (41)
Kaan'ın yazısında katıldığım ve katılmadığım hususlar var. 1- Asla bir boykot kampanyası olmadı, sandığa gitmeyeceğim diyenler adeta hain ilan edildi. Sözcü, Cumhuriyet, Yurt hatta Aydınlık gazetelerinde seçime hararetli katılım çağrıları yapıldı, Halk TV'de seçime katılmayacaklara hakaretler yağdırıldı. 2- El Ezher ve Exeter'li İhsanoğlu 2007 seçimlerinde AKP'nin Cumhurbaşkanı adayları arasındaydı. K.K. İhsanoğlu'nu AKP aday yapsaydı biz desteklerdik dedi. ABD destekli Ekmeleddin'i oraya seçtirenler de Tayyip Erdoğan-Gül ve diğer AKP yöneticileriydi.Ali Rıza Üçer
14-08-2014 14:17 (42)
Sevgili Kaan, eline yüreğine fikrine sağlık. Bu tür analiz ve sentezler yapamayan çevremizden umutsuzluğa düşmüşken ilaç gibi geldi. Teşekkür ederiz. Ayşen ve Ali Rıza ÖĞÜT
14-08-2014 14:17 (43)
Ekmeleddin İhsanoğlu İKT ve İİKÖ yöneticisiyken ABD/AB/NATO çıkarları için uydu İslam ülkeleriyle uyumlu bir rol üstlendi. Ekmeleddin İhsanoğlu'nu Cumhuriyet değerlerine sadık yurttaşlar içine sindiremedi. Bu kadar baskıya rağmen bir bölümü vicdanının sesini dinleyerek oy vermedi ya da geçersiz oy verdi. Bu insanlara neredeyse hain damgası yapıştırarak hakaret edilmesi doğru değil. Çatı aday CHP ve MHPnin toplam oyundan az oy aldı CHP seçmeninin bir bölümü sandığa küstü, AKP seçmeninden hiçbir destek alamadığı gibi MHP seçmeninin bir bölümü de Tayyip Erdoğan'a kaydı. Sonuç TAM BİR FİYASKO OLDU
14-08-2014 14:17 (44)
5-Recm cezasını savunan Ekmeleddin'i Cumhuriyetçi seçmene kabul ettirmek çok zordur. Menderes'in mezarı başında ağlayarak diktötörlüğü yıkmıştır (!) demesi, Turgut Özal'ı T.C'nin en sevilen Cumhurbaşkanı ilan etmesi büyük talihsizlik olmuştur. Ekmeleddin ABD hamiliğinde El Kaide-Nusra-IŞİD gibi eli kanlı terör örgütlerine dini-dar haramilere karşı vatan savunması yapan Esad Yönetimini köşeye sıkıştırmak için 2012 Cidde İİT toplansısında Abdullah Gül, Suud ve Katar gibi ortaçağ kalıntısı diğer rejim temsilcileriyle Suriye'nin üyeliğini askıya aldırmıştır. Ali Rıza Üçer
14-08-2014 14:34 (45)
Sayın Ali Rıza Üçer, Bazı CHP milletvekillerinin karşı aday çıkarma teşebbüsü ve sizinki gibi görüşleri seçim döneminde sürekli yayması BOYKOT KAMPANYASI değil mi, peki siz bir ad verin buna öğrenelim. Arslanoğlu'nun dediği gibi siyasi salak olabilirimde o kadar değil Ali Rıza bey, o kadarda aptal değiliz. Biraz vicdan, biraz sağduyu lütfen. asım.
14-08-2014 14:34 (46)
Ali Rıza bey,boykot kampanyası yok diyorsunuz hem de asla yokmuş:)) Benim mailime 200e yakın boykot maili geldi,yarısından çoğu Aydınlık kaynaklı.İP çok yoğun karalama yaptı Ekmel'e karşı,son 10 gün bunun vebalinin bunun ayıbının büyük olacağını fark ettiler. Siz bize değil onlara sorun niye Şeriatçıyı desteklediler.Bir de boykot yüzde 30 oldu diye (o da yalan) şişinen bazı çevrelere sorun. Yukarda da yorum yazmışlar. Merdan Yanardağ Yurttaki yazısıyla boykot seçeneğini ilk gündeme getirenlerdendir. Ondan sonra okumadım. Çevremdeki insanlar Ekmel demeye korkutuldu. Neden bahsediyorsunuzSedat H
14-08-2014 14:43 (47)
Sevgili Ayşen, Ali Rıza Öğüt, sizlerin Muharrem'in.. ve başkaları da var.. , böyle yorumları, mailleri.. bir kabusta yaşamadığımızı, insanda gerçek bir şeylerin de bulunduğunu bana hatırlatıyor, güç veriyor. Çevremdeki sizler gibi ateşlerde sınanmış hiç kimse boykot yapmadı biliyor musunuz? Bilmediğim olabilir, yapmışsa yıkılsın, lanet demiyorum. Ama bu özelde hakikate ihanet ettiler. Yalanı, yalan dünyayı kutsadılar.. Derin sevgi ve dostlukla. Kaan Arslanoğlu
14-08-2014 22:47 (48)
Kaan'a göre 3-4 yaşındaki siyasal akla sahip aydın kategorisindeyiz. Yine de EÜT'ın öz geçmişinde yaptığı hatayı düzelteyim. EÜT 2001 yılında daha 7 yıllık hakimken yargıtay üyeliğine seçilmiyor, Yargıtay 4. Ceza Dairesinde tetkik hakimi oluyor. İkisi arasındaki fark bir büyük şehirde dekan olmakla öğretim görevlisi olmak arasındaki fark gibidir. EÜT'nı buradan değil de AKP hükümeti ile yüksek yargı çatışmasında geri adımın atıldığı,YARSAV seçimlerinde Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun tasfiyesindeki rolünün ardından da YCHP'ye paraşütle indirilmesinden dolayı eleştirirım, küçük aklımla Ali Rıza Üçer
14-08-2014 22:48 (49)
Asım Bey, bazı CHP milletvekilleri karşı aday çıkarma teşebbüsünde bulundu diye ve çalışmadı diye Tayyip Erdoğan seçim kazanmış olamaz. CHP yönetimi ve tüm örgütlerinin (MHP'nin de) seçim sürecindeki zayıf performansı ayan beyan ortada. Şimdi faturayı Merdan Yanardağ'a Nihat Genç'e falan çıkararak rahatlarız ama gerçekle ilgisi olmaz. Fethullah Gülen Pensilvanya'dan adayımız Ekmelleddin diye fetva verirken, Cemaat medyasında tam boy Ekmeleddin desteklenirken Aydın Doğanlar, Taha Akyollar Ekmelledin'i parlatırken sandığa gidecek Cumhuriyetçi seçmenin açmazı ortada değil mi? Ali Rıza Üçer
14-08-2014 22:49 (50)
sağ sol seçmenin hayalini çankaya belediyesi gerçekleştiriyor. geçen sene yapılan kaldırım yenileniyormuş yeni yapılan türkiyede ilk renkli kaldırımmış, 20 yıl dayanacakmış. daha ne istiyorsunuz seçimi kesin kazanacağı %50den fazla aldığı ilçede chp liberal sağ başkanla tüm kesimleri kapsamaya çalışıyorlar. bu sene ne bir etkinlik ne bir çalışma yok. sonra yerel seçimlerde akpnin oyunu niye artıyor diye sormasınlar. ç.ö.
14-08-2014 23:16 (51)
Fener-mener derken Süleyman Seba'ya da bir rahmet okuyalım. Yahu Kaan, bu sefer asistana bağladın, bir dahakine maynaneye çağırırsın korkarım, ahı, ahı! Şaka bir yana, ülen arkadaşlar, yine Robin Willams gibilerle empati kurmak üzere kimyasal deneyler yaparken sabahın üçünde yazdığım, sonra akşama kadar bakamadığım yorumuma hüsn-ü kabul göstermiş, delegasyon-melegasyon cevap yazmışsınız; aşk olsun diyorum. Trik-eksan nedir uyanamadım ya, şu “beni güldüren erkeklerden hoşlanırım” sakaletine de girmese güzel bir kardeşimiz bu Sedat H. Kuşkusuz Fenerli futbolcunun şikesini bilmek, topa da girmek
14-08-2014 23:17 (52)
isterim, daha ötesi arsız Melo karşısında Bellözoğlu’nu tutacak kadar ileri gitmişliğim de vardır.Ama yine de şikecinin yanında şikeye mahal veren yönetimin ve takımı ateşleyemeyen teknik direktörün de kusuru vardır. Sonra, farz-ı muhal bir Suudi takımı (Yunan takımı olsa garanti veremem) karşısında Fener’i tuttuktan sonra zabbohlara kadar Fener’in takım düzenini, yönetim stratejilerini, hisse senetlerini konuşmam. Fener’in kupa başarısı o sene bizim de durumumuzu etkileyecekse yalnızca o maç etrafında konuya eğilmem, daha önceki ve sonraki maçları da düşünür, o tek maça asılmadılar diye
14-08-2014 23:17 (53)
diye Çarşı taraftarıyla polemiğe girmem, velev ki başka kuyruk acım olmasın. Tek spor da futbol değil, seçim günü kadın voleybol takımımızı izlediniz mi? 2 numara ne biçim oynuyor! Bizde taşra işlerine cerrah abim bakar, benim branşım taşra. Her durumda çalarım; bas olmaz saz, flüt olmaz ney olur. Yağız Üresin
14-08-2014 23:38 (54)
Aaa, gençlik faşizmi! Ali Cengiz
14-08-2014 23:39 (55)
Yağız Hocam, yine teferruatlı konuşmuşsun ki, çöz çözebilirsen.Birkaç ima yakaladım, hiçbirini bir yere bağlayamadım, biz taşralıyız. Çarşıydı, kadın voleybolcuydu, Suudi takımıydı, beni güldüren erkeklerdi, kuyruk ve acısıydı, bi şey çıkaramadım. Anlamak istediğim şey bir arkadaşı kavgaya girdiğinde bu şahıs (yani siz) arkadaşının yanında mı yer alır, bir prensibi var mıdır, prensibi ile arkadaşı arasında bir paralellik kurma derdi bulunur mu, yoksa espri bombardımanı içinde arkadaşına da bir iki laf sokuşturup kenardan seyreder mi? Bunun ciddi bir kavga olduğunun farkında mı? Sedat H.
14-08-2014 23:57 (56)
Ali Cengiz'in yorumu başka yorumlar arasında kalmış, kimi ve neyi kast ettiği de güme gitmiş. Bu arada terzi söküğünü dikemez diyerek terzilere terziliği yasaklayan değerli M.V'nin üstün mantığını kutlamak gerek. Bu tip gözü kara kuşağımızın yıl sonuna kalmadan devrim yapacağına kaniyim. Devrim yapamasalar bile birçok meslek grubunu kaldıracaklardır ki şöyle dümdüz bir hayatımız olsun.
15-08-2014 00:34 (57)
Ali Rıza'nın uyarısı yönünde 4. maddeye açıklık getireyim.Yargıtay üyeliği demedim, Yargıtay'a seçilmek dedim.Yine de verdiğim örnekle bir karışıklık olmuş,orayı zayıf görmüşler ki bir tek o örnekten yükleniyorlar.Örnek yanlış, kabul edeyim, 7 yıllık hakimlikle Ankara'ya ve Yargıtay tetkik hakimliği gibi kilit bir noktaya gelmek yine hızlı yükseliştir. Eşinin de Yargıtay üyesi olması muhtemeldir ki bunu kolaylaştırmıştır. Ali Rıza'nın verdiği öteki bilgi de keza Emine hanımın yaşam yolunun sürekli asfalt döşeli olduğunu gösteriyor. Bunları niye gündeme getirdiğimse öteki sorularla belli. K.A.
15-08-2014 07:51 (58)
Sedat beyin notu birşeyler söyleme ihtiyacı hissetirdi. Bu sitede ciddi bir siyasi ahlak kavgası veriliyor. Edebiyat ahlakı tıp vb. yaşam ahlakı. Bunu yapanlar anladığım kadarıyla dört beş kişi. Ne çok küfür ve aşağılamaya maruz kaldıklarını tahmin ediyorum. Bizlerse yazının terminal noktasında duruyor hı güzel olmuş hayır şurası olmamış diyoruz.Üç kişi daha okusun çabası? Hayır. Biz son noktayız en büyük değerlendiriciyiz. Burada birçok sol partinin yapmadığı iş yapılıyor. Buradakilerin dehasından değil belki, partilerin kalibresizliğinden. Bi de böyle görmeli. asistan hekim
15-08-2014 08:22 (59)
Bak genç bünye; kavgaya genelde arkadaşım davranmadan girerim, ortaya çıkam zoppadan arkadaşım da nasibini aldığından pek hoş karşılanmaz bu.Şu taşralıyız ağzından hemen çıkmanı tavsiye ederim, güldürmüyor. İşte bu da yazıları beni güldürüyor değerlendirmesinin sakilliği. Çarşı, diğer solcuları remz ediyor. Kadın voleybolcular, o gün gerçekten Almanları yenen voleybolcular. Seçim yerine maçı seyrettik teyzeoğluyla. Ama istersen başka kulvarlara da ağırlık vermek gerektiği, orada dikkat çekici şeyler olduğu ve o sıradaki mücadelende takıldığın yerlere çare de olabileceği olarak alabilirsin.
15-08-2014 08:33 (60)
Genelde çok yerine oturmayan ama olsa da olmasa da hesabı ıslıklara geçen futbol benzetmene uymaya çalıştım, benimki de pek bir şeye benzemedi. Ama son yorumcunun özetlediği çabaya ben de elimden geldiğince katkı vermeye çalışıyorum.Kavganın ciddiliğinin farkında olup olmadığım biraz haddini aşıp Ali Cengiz'in vurguladığı,Kaan'ı patates ekmeye davet etden gençtürksellinin gençlik faşizmine girmiş. Yalnız adamlar haklı Kaan, sana ilk bu konuya girelim diye yazdığımdan bu yana ergenler adam oldu.... Herkese sevgi&saygı YÜ.
15-08-2014 08:34 (61)
Yağız Hocam, az önce Kaan hocamla konuştum ve istifamı verdim bu işten. Sizlerle, değerli hocalarımla laf atıştırmak çapımı aşıyormuş. Gençlerle dalaşmaksa hepten katil eder adamı, iyisi mi ikileyeyim. Fakat Yağız hocam, af edersiniz ama sizde karşısındakinin halinden anlama göremedim. Taşraya takmışsınız ama o bir sembol. Taşra olur, fenerli olur, o bu olur, sizin dışınızdaki birileri bir şeylerifarklı görür. Burada seçim, CHP, partiler, aralarındaki kavgalar her şey farklı. Onu demek istemiştim. Hoşçakalın. Sürç olmuşsa affola. Sedat H.
15-08-2014 10:01 (62)
Bu Kaan da klasik oturum başkanı ha! Ne zaman birine kanım ısınsa böyle oluyor. Ben seninle atışmaktan memnundum. Bu sırada "siz giderken biz geliyorduk" kompleksimizi de masaya koyma şansı bulabilirdik hem. Bak ne diycem: Bütün provokasyonlarıma rağmen O.G.'in biraz tek yönlü olmakla birlikte güzelim yazısı gümbürtüye gitti.Kendisi de oralı olmuyor bir otör asaletiyle. Seninle orada devam edilm. Zira IŞİD vahşetiyle sınırlı olmayarak bu erkekilik zavallılığı hepimiz için büyük problem. Taşra, anadolu insanı, doğu gerçeği, işçi sınıfı,hocalık, gençlik, kart horozluk, saz, ney, bütün bu erkek
15-08-2014 10:14 (63)
tabuları deşelim. A.A.'nın da güzel bir yazısı olacaktı. Şu Emine Tarhan'dan ne erkek-kadın konumu malzemesi çıkar, dadından yinmez. Elbet benim dışımda birileri olguları farklı görür, ben bile aynı paragrafta farklı görüyorum, düşünüşüm astiğmat biraz. Her neyse, geveze yorumlarıma ayırdığınız vakite, özenip de ettiğiniz telefona sağlık.Seni benim yüzümden asistan hekim sayan arkadaşımızın yazdığı boşuna değil. Bazan havanda su dövsek de, havan, suyun sıcaklığı, dövüşteki hassasiyet de önemli. Yağız Ü.
16-08-2014 09:15 (64)
Bir arkadaş bugün şöyle bir görüş belirtti: Ulusalcılar Erdoğan'ın 1. turda seçilmesini özellikle istediler. Çünkü 2. turda seçilse Kürtlere daha fazla taviz verecekti. Bana mantıksız görünmedi bu görüş ve eğer doğruysa bu plan akıllıca görnüyor kendi açılarından. Fakat o doğrultuda seçim öncesi ve sonrası pek işaret aldığımı, görüş duyduğumu söyleyemem. Görüşü veya bilgisi olan lütfen belirtsin. Saygılar. Kaan Arslanoğlu
16-08-2014 09:16 (65)
Bu yazıda temel sorun "başlığa" uygun kanıtların sunulmamış olmasıdır. Sezgisel olarak kuşku uyandırıcı bir "yükseliş" saptanmış olsa da, bir önyargı ile kanıtlanamayan suçlama en başında "yöntemsel" bir kusurdur. Bu "mantık" ile çok kimse suçlanabilir.Son dönemlerin moda ithamını anımsayalım!Bu suçlama Stalinist bir suçlamadır ve 24 saat içinde enseye bir kurşun ile biter. Yargılama, savunma, karar, onay ve infaz! 24 saat! K.A haklı olabilir ama kanıtı yoktur! Kanıtları Soner Y. bulacaktır!Ülkemizde Toplumsal sahici muhalefeti henüz hiç bir parti kucaklayacak çapta değil.
16-08-2014 09:17 (66)
İktidar istemeyen,salt muhalif,her iktidarın önünde durmak zorunda kalacağı birey-insan,dinsel,inançsal,siyasal,cinsel özgürlükleri savunan ortak bir duruş sergilemeye hazır 5 milyon insan! Kendini tutuklatmaya hazır 1 milyon insan! Çok şey yapabilir değil mi?
16-08-2014 09:18 (67)
İktidar hevesi içine çürümüş partiler.Parti içi iktidar hesapları içinde samimiyetini kaybetmiş partililer.Güç kazanma adına en baştaki hümanizmasını yitirmiş ideolojiler.Amaç-araç bütünlüğünü gündelik hesaplarda harcamış örgütler.Bu siyasal gösteride muhalif pozisyonunu,retoriğini statüko içinde onlarca yıldır sıkılmadan yineleyenler. Her şey ortada... Bunlardan ümit yok! Son 15 yıl yalnızca bir patinaj! Var olan muhalefet örgütlülük ve DİLLERİ ile buraya geldik....... YA BASTA! YETER ARTIK! OG
16-08-2014 09:27 (68)
Bu yazıda temel sorun başlığa uygun kanıtların sunulmamış olmasıdır. Doğru. Burası Türkiye. Birileri hırsızlık üstünde suç üstü yakalandığında bile yakalayanları suçlayıp hani kanıtın diyor, o yakalayanları içeri attırıyor, birtakım solcular da oh iyi oldu diyor. Parti içi demokrasi yok diye partisini satıp iktidara çalışan hanımefendinin o mevkiye önşeçimsiz, taban çalışmasız, halkla temassız bir günde, birkaç kişinin iradesiyle getirildiğini söylüyorsunuz, bu açık, hani kanıt diye soruyor bizim solcu. Bizim solcu pişkinlikte sağı sollamış.
16-08-2014 09:31 (69)
Bu memlekette neredeyse herkes derin, gizli kapaklı, sahteci, çıkarcı, hesapçı ilişki içindedir Kaan bey. Sağcı solcu fark etmiyor. O yüzden derin ilişki dediğinizde farklı şeyler anlayacaklardır, kabul etmeyeceklerdir. Kanıt bulsanız bile görmeyeceklerdir.
16-08-2014 10:46 (70)
Seçimde kayıp/yas süreci yaşayan dostlarımı anlıyorum. Reddiye, öfke ve pazarlık aşamalarını yaşıyorlar. "Hii, olamaz, RTE seçilemez, o kadar da iyi adayımız vardı. Hep bu boykotçular yüzünden. Şöyle olsaydı da böyle olsaydı bu olmazdı!" Bunlar olağan süreçler. Sonra depresyon aşamasını yaşayacaklar ve daha sonra normalleşecekler. 20 Eylül gibi daha verimli tartışabiliriz. Ama yas yaşamayanlara küçük hatırlatma. CHP seçmeninin seçime gitmeyen kısmı bir milyonu bulmaz. diğer sol ile taş çatlasın 1 milyon. Hani o 1450000 oy daha olsa sözü gerçekçi değil. Dediğim gibi bir ay sonra konuşalım TY
16-08-2014 10:58 (71)
Terapistin TY gibi alaycısı hiç çekilmez. Depresyona girip doktora gitsem, karşıma böyle biri çıksa ilk onu döverim. Kadınsa eğer dövmem tabi ki de. Bu doktor hem dalgacı hem de sağır. Burada anladığım kadarıyla kimse adayımız şöyle iyiydi falan dememiş. TY ilk cümleden fiyasko. Buradaki yazılarla insanlar ciddi ve tutarlı olmaya çağrılmış. Ty dalagaya devam ediyor. Ben böyle biriyle değil bir ay 100 yıl sonrada tartışmam.
17-08-2014 08:05 (72)
Kurtlar Vadisi senaristleri çatlayacak yakında, adamları işsiz bırakacaksınız yapmayın.
17-08-2014 09:37 (73)
Bir soru üzerine: Fazıl Say'a karşıt duygum yoktur. Kendisini az çok severim. Onu örnek vermem de tamamen başka bir tartışma üstüne gelişti. Söz konusu yazıyı da koyarız, ama acelesi yok. Kurtlar vadisinden bahseden arkadaşa: Kurtlar vadisine fitim ben. Burası çakallar vadisine döndü. Derken onları da tenzih ederim, çakalları da severim. Partisini satıp sonra başkanın istifasını isteyenler başka bir insan türü. Kaan Arslanoğlu
17-08-2014 14:36 (74)
Arslanoğlu İnsanBu sitesine yeni editör getirirken bize sordu mu? Önseçimsiz editör olmaz.
18-08-2014 20:17 (75)
emine ülkeri eleştirdiniz muharrem ince aday oldu. aslında tam sağdan oy alacak aday. popülist konuşanları sağ kesim seviyor. bir de sünni sol ayrımcılık nitelendirse de sağğcı kesim sünni olmayana oy vermiyor. bir de kız kardeşi baş örtülü bu da iyi. chp seçmeninden içiyor diye sol kesimden emekçi söylemiyle ulusalcı kesimden de milliyetçi söylemle oy alır. bir tek kürtlerden oy alamaz. chp sol görünüp sağcılaşır. bir de bu durum alkışlanır. ç.ö.
18-08-2014 20:41 (76)
İşimiz CHP'ye başkan seçmek değil, geniş bir kesimce onaylanan çok olumsuz bir tavrı mahkum etmek. M.İ hem daha akıllı, hem ilkeli davrandı. Adayı beğenmediği halde karşı imza toplamaya kalkmadı, üstelik seçim için çalıştı. Kendisinde söylediğiniz özellikler var. Başkan seçilirse Kılıçdaroğlu'ndan iyi mi olur bilmem, ama Tarhan'dan iyidir. CHP sol görünüp sağcılaşır dediğiniz gibi belki. Ama sorun en solda görünen partilerin de görülmemiş ölçüde sağcılaşmasıdır. Sağ sol jargonuyla konuşursak. Marksist jargonla ise bu kemikleşmiş burjuva yapıdan kaynaklanıyor. Acı ama temel gerçek.
19-08-2014 10:28 (77)
sağcılaştığı için ulusalcılık liberalizm tartışması sol tartışması sol tartışma gibi sunuluyor. bir bölüm liberal dğer bölüm ulusalcı. sosyalist olan iki tarafa uzak siyaset yapacağım demesi sözde kalıyor,bir o taarafa bir bu tarafa savruluyor. kürt harektine de kürt ulusalcılığı diyebiliriz. ama o hareket milliyetçilikten daha çok liberalizm belirleyici unsur. ç.ö.
20-08-2014 22:38 (78)
Icisleyisleri bakimindan Türkiye'deki TÜM siyasal partiler ve örgütler anti demokrat, hatta fasisttirler. Kimse hic bir yere hakederek ve birikimiyle, emegiyle gelmiyor. Tümüyle partiici dalaverelerin sonucunda bir yerlere geliniyor. Kongreler ve nadiren yapilan partiici secimler ise tam bir kara mizah gösterisidir. Bu taslasmis yapinin ürettigi bu tür "parlak" insanlar, kendileri gibi "yeni" birileri cikana kadar varliklarini sürdürüyor, sonra yerini baskalarina birakiyor ve bu fasit daire böylece sürüp gidiyor. Dogan Demir
21-09-2014 09:46 (79)
Bu yazı çok üzülerek soyluyorum büyük oranda yanlışlarla dolu..Her meseleyi zeka ile ilişkilendirmek k.a nın hastalığı olmuş ama buraya takılmıyor usulünce tartışıldığının farkındayım, gücenmiyoruz. Hemenitiraz noktalarıma geçeyim. Yüz yıllık bir cumhuriyet birikimine sahip bir toplumun önüne hiç bilinmeyen, buralarda hiç yaşamamış birini aday olarak sürebilmek neresinden bakılırsa bakılsın o topluma hakarettir. Bilhassa son yıllarda liberal yazarların filan Amerika'nın iç politikaya, seçimlere vesaireye o kadar da etkisi olmadığı yönündeki kampanyası buralarda da yankı bulmuş..-1-.. ...S.B
21-09-2014 09:46 (80)
Yukarıdaki mesaja devam ediyorum...Ekmeleddin Bey'in aday oluş sürecini hatırladığımızda şüphe duymamamız imkansız. Yükselen halk hareketini filanda hesaba kattığımızda yolsuzluk ve cinayetlerle köşeye sıkışan kötü şöhret sahibi bir adayın karşısına bu aday mı çıkar.. Halk hareketini bastırmanın vücut bulmuş haliydi Ekmeleddin Bey ve o oldu zaten.. Kaanın Bir ikinci iddiası da bu islamcılardan oy alma gerekliliği... Hangi islamcılar diye sormak gerekir ve ilave olarakta akp seçmeninden oy almayı düşünmek esas hayalperestlik değil midir ......2..... S.B
21-09-2014 09:47 (81)
............ Bu saikler ışığında mızıkçılık yapıp boykot tercihinde bulunanlar bence en doğru işi yapmışlardır. Hem kötü şöhretle hemde toplumun yarısının oy kullanmaya gitmediği bir seçimle o koltukta rahat edebilme ihtimali şu ankinden zayıftır ve bu toplumun mücadele gucunude zinde tutardı...S.B
21-09-2014 17:51 (82)
Sayın SB, üzülmeden söylüyorum, tek cümleniz doğru değil. O yüzden aynı uzunlukta cevap vermeyeceğim. Birkaç şey: Temmuz 2013'den beri ne halk hareketi var da Ekmel durdurmuş? Siz de bu ülkede değilsiniz herhalde. Bu ülkedeki en has Amerikancılar seçimi boykot ettiren emekli Amerikancılardır, birçoğunun kirli ilişkileri malumumuzdur, burada bu kadar yazabiliyoruz. Akp seçmenini kazanmaya çalışmamak demek işçileri kazanmaktan vazgeçmek demektir. Bundan vazgeçenler ya dışarda yaşayanlar, ya zengin muhitlerde yaşayanlardır, onları da biliyoruz. Saygıyla efendim. Kaan A.
21-09-2014 17:47 (83)
Bu S.B ben değilim... Kendisiyle aynı fikirde de değilim. -SB
09-12-2014 09:36 (84)
Türkiye'de siyasetin bir çıkmazı da yaratılan siyasi liderlerdir. Bu liderler daha çok süper kahramanları andırır. Bir anda ortaya çıkarlar. Geçmişleri, icraatları bilinmez. Karizmatik duruşları ve gaza getirici bir kaç demeçleri ile birileri tarafından kurtarıcı olarak sunulurlar önümüze. Eğer bu kurtarıcı kimliğini sorgularsanız siz kötü adam olursunuz. Muhalif kesimlerden istenen sorgulamadan "koyun" gibi önünüze sunulan kahramanın peşinden gitmeleridir. Bu yazınız Enine Ülker gerçeğini çok güzel özetliyor.Umarız yanılıyoruzdur ve Emine Hanım'ın imajı ötesindeki ülkeye katacakları vardır. HAZAR ARISOY
09-12-2014 11:13 (85)
Kaan bey, yazıyı beğendim..Fakat biraz önyargılı buldum... Örneğin Tarhan hakkında bilgileri wikipedia'dan almışsınız, bu alanda sizin "uydurduğunuzu" belittiğiniz kısım var olsa da yer almaz ki zaten..Kaldı ki bu bilgileri de önyargınızın verdiği motivasyon ile olsa gerek yanlış görüp yanlış sonuçlar da çıkarmışsınız... Yine bir örnek vermek gerekirse; wikipedia'da Yargıtay tetkik hakimi seçildiği yazıyorken siz bunu Yargıtay üyeliğine seçildi diye okuyup bu hatalı okumadan da bambaşka sonuçlar çıkartabiliyorsunuz.. Oysa Yargıtay tetkik hakimliği o sistemin işçiliğidir, ezilenidir...herhangi bir kayrılmaya da gerek yoktur bu işçilik için...Yargıtay üyeliğiyle tam anlamıyla zıttır yani sistem eleştirisi bakımından...selamlar...
09-12-2014 11:19 (86)
Sayın 85, dikkat ederseniz bu sizin yaptığınız uyarıyı yukardaki yorumculardan biri yapmış, bunun hata olduğunu kabul etmiştim, fakat yazıyı değiştirmedim, çünkü yazılarımız alttaki yorum ve tartışmalarla bir bütün. Evet, buradaki tek yanlış Yargıtay tetkik hakimliğini, Yargıtay üyeliği ile karıştırmam. Ama bu temel savı değiştirecek bir şey değil. (Zaten eşi Yargıtay üyesi, bağlantıyı oradan da kurabilirsiniz) Benim uydurmam olan bölümün ise sadece benim uydurmam olduğunu da biliyorum, aslında birçok insan hakkında yazdıklarımızdan daha fazla şeyler biliyoruz, pek azını yazıyoruz. Bu Emine hanım için değil, genel olarak konuşuyorum. Sonra bildiklerimiz teker teker herkesçe bilinmeye başlıyor, ama o zamana dek iş işten geçmiş oluyor. Saygılar. Kaan A.
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210740
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.